Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SERVET-İ FÜNÛN ROMANI VE HİKÂYESİ

Türk romanı Avrupai ilk örneklerini esasen 1870’den sonra ortaya koymaya başlamıştır.

Fransız edebiyatı ile temasa geçmiş olan genç Türk romancıları, zamanlarının büyük şöhreti N. Kemal’in tesiri ile romanda daha çok romantizmi takip ettiler. Romantizmin daha önce tanınmış ve sevilmiş cazibesi, Türk romanının romantizmin tesirinden kurtulamamasına sebep olmuştur. Servet-i Fünun romanı da tam anlamıyla kendisini bu tesirden kurtarabilmiş değildir. Çünkü yetişme çağlarında Türk romancılarının realizm ile ortaya oluşturduğu örnek çok azdı. (Sergüzeşt:1888, Zehra:1896,Araba Sevdası:1898)

Servet-i Fünûncuların ilk üstatları N. Kemal ve Ahmed Mithat’tır. 1890 yılından sonra realizmin meşhurları ile tanışma fırsatı bulurlar. Kısaca Servet-i Fünûncuların romantizmin tesirinden birdenbire kurtulmalarına imkân yoktu. Ancak, kendilerini tamamıyla romantizme kaptırmadıkları ve zamanla realizme yönelerek içinde yaşadıkları çevrenin hayatını vermeye başlamışlardır.

Türkiye’nin o devirdeki sosyal ve kültürel en kalın çizgisi şüphesiz Batı medeniyetinin şartlarına uymak için gösterdiği çabadır. Bu çaba yukarıdan aşağıya, aydından halka doğru gerçekleşmiştir. Servet-i Fünûncular da Batı medeniyetine kayıtsız şartsız bağlanmış oldukları için batılı hayatın örneklerini çizmeye çalışmışlardır. Servet-i Fünûn romancıları, batılılaşma hareketine de katkıda bulunmaya, bir türlü yol göstericilik de yapmaya çalışmışlardır.

Bu vazifeyi yerine getirdiği için Türk cemiyetinin değişik çevrelerdeki insanların hayatlarını vermek bakımından dikkati çeker. Romanlardaki karakterler tamamen yerlidir.

Ancak Servet-i Fünun romanında sosyal davalar hiç yoktur. Servet-i Fünûn romancıları, tahlili yalnız kahramanların iç hayatlarına yönelterek, sosyal hayatı sadece tasvir etmekle yetindiler. Bu davranış realizme de uygundu.

Servet-i Fünûn romancıları, teknik bakımdan, Tanzimat romanının hatalarından tamamıyla kurtulmuşlar ve modern bir tekniğe sahip olabilmişlerdir. Vakaların kuruluşu, geliştirilmesi ve konuşmalar çok normaldir.

Vakaların hepsi İstanbul’da geçmektedir. Çünkü yazarların neredeyse tamamı İstanbul dışına hiç çıkmamıştır. Ama sadece yüksek zümrenin hayatını konu edindiği iddiası yersizdir.

Servet-i Fünun romancıları ve hikâyecileri, eserlerinde gözleme yer vermekle, muhayyilenin tesirini oldukça azaltabilmişlerdir.

Servet-i Fünûn romanının ve hikâyesinin en kusurlu yönü, hiç şüphesiz, şiirde olduğu gibi, dili ve üslubudur. Kendileri de bu durumu zamanla pek garip bulmuş olmalılar ki eserlerinin 1920’den sonraki baskılarında dil üslup bakımından değişiklikler yapmaya başlamışlardır.

Servet-i Fünun romancıları ve hikâyecileri:

  • Halit Ziya UŞAKLIGİL
  • Mehmed Rauf
  • Hüseyin Cahit YALÇIN
  • Ahmed Hikmet MÜFTÜOĞLU
  • Safveti Ziya

Kenan AKYÜZ, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri'nden kısaltılarak alıntı yapılmıştır.

SON EKLENENLER

Üye Girişi