KARAGÖZ OYUNU’NUN BÖLÜMLERİ
Karagöz oyunu dört ana bölümden oluşur.
A. Mukaddime (Başlangıç)
B. Muhavere (Söyleşme)
C. Fasıl
D. Bitiş
A. MUKADDİME: Oyun başlamadan perde ortasına göstermelik denen figürler (limon ağacı, çiçek saksısı, gemi, çeşme, hamam vb.) yerleştirilir. Göstermelik, hangi oyunun oynanacağına dair bir ipucu olabildiği gibi oyundan tamamen bağımsız da olabilir. Göstermelik, “Hayali” ya da “Yardak”ın çaldığı, kamıştan yapılmış “nareke” ismi verilen düdüğün çıkardığı zırıltılı ses ve def velvelesi eşliğinde perdeden yavaş yavaş kaldırılır. Bu, oyunun başladığına işarettir. Daha sonra seyirciye göre sol taraftan Hacivat, semai formunda bir şarkı söyleyerek gelir, şarkısını bitirdikten sonra perde gazelini okur.
Perde Gazeli: Perdeden göstermelik nareke vızıltısı ve def velvelesi eşliğinde kaldırıldıktan sonra Hacivat tarafından söylenen uyaklı manzum şiirlerdir. Hayali, perde gazeline başlamadan “Oof Hay Hak!” diye yaratana seslenir. Oyunların tasavvufî yönlerinin ağırlıklı olarak vurgulandığı perde gazellerinde, yaratanın varlığı ve birliği övülürken insanın aciz bir kul olduğunun altı çizilir. Karagöz’ün ibret perdesi olduğu ve gösterinin bir ders niteliğinde olduğu belirtilir. En bilinen perde gazeli şöyledir:
Nakş-ı sun ’un remz ider hüsnünde rüyet perdesi
Hace-i hükmü ezeldendir hakikat perdesi
Sîreti surette mümkündür temaşa eylemek
Hâil olmaz ayn-ı irfana basiret perdesi
Her neye im ’an ile baksan olur iş âşikâr
Kılmış istilâ cihanı hab-ı gaflet perdesi
Bu hayâl-i âlemi gözden geçirmektir hüner
Nice Karagözleri mahvetti bu suret perdesi
Şem-i aşkın yandırıp tasviri cismindir geçen
Ademi amed şüt etmekte azimet perdesi
Hangi zılla iltica etsen fena bulmaz acep
Oynatan üstadı gör kurmuş muhabbet perdesi
Dergâh-ı Al-i Abâ ’da müstakim ol Kemterî
Gösterir vahdet elin kalktıkça kesret perdesi.
Bu gazel 1312 (Hicri) senesinde Üsküdar’da ölen Kemteri mahlasını alan Raşit Ali Efendi’nindir. Karagöze izafe edilen ve Bursa’da Çekirge yolundaki mezar taşma 1310 (Hicri) yılında yazılmıştır. Bunun gibi değişik perde gazellerinin okunmasıyla oyun açılmış olur. Perde gazeli bitimiyle Hacivat seyirciyi selamlar ve Karagöz’ü çağırmak için teganniye başlar. Karagöz bağırmamasını söylese de Hacivat bağırmaya devam eder. Bunun üzerine Karagöz aşağıya atlayıp, Hacivat’la alt alta, üst üste kavga ederler. Hacivat kaçar, Karagöz sırt üstü yerde yatarken anlamsız sözlerden oluşan tekerlemesini söyler.
Karagöz Hacivat’a kızıp söylenirken, “Bir daha gel bak ben sana neler yaparım” der. Hacivat tekrar perdeye gelir ve Mukaddime biter, Muhavere (söyleşi - atışma) başlar.
B. MUHAVERE: Kelime anlamı karşılıklı konuşma olan muhavere, Karagöz ve Hacivat’ın tüm özelliklerini bünyesinde barındıran bir bölümdür. Yanlış anlamalara dayalı, kelimelerin ses oyunlarıyla farklı anlamlarda kullanılmaları, ikilinin eğitim öğretim durumları ve kişilik özellikleri bu bölümde iyice belirginleşir. Eski oyunlardan günümüze ulaşan muhavereler asıl oyunun konusuyla ilgili değildir. Yeni yazılan muhavareler ise oyunla ilgili olabiliyor. Bu bölüm Karagöz’ün yabancı sözcükler kullanarak konuşan Hacivat’ı yanlış anlaması ya da yanlış anlar görünmesi üzerine kuruludur. Böylece muhavere, ortaya türlü cinaslar ve nükteler çıkmasıyla sürer gider. Muhavereler her konuya açıktır, önceden bilinen bir muhaverenin içine günlük olaylar sokulabileceği gibi, günlük olayları şakacı bir dille eleştiren doğaçlama muhaverelerde olabilir. Bu Karagöz oynatan ustanın maharetine ve kültürüne bağlıdır. Evliya Çelebi’nin çok övdüğü Hayâlı Kör Hasanzade Mehmet Çelebi’nin akşamdan sabaha dek değişik taklitler yapıp herkesi hayretler içinde bıraktığı, 18. yüzyıl sonlarında yetişen Kasımpaşalı Hafızın da gece sabaha kadar sadece Hacivat ile Karagöz’ü oynatıp konuşturduğu, dinleyenlerin çatlamak derecesine geldiği ve vaktin nasıl geçtiğini fark etmedikleri biliniyor. 18. yüzyıl sonlarında yetişen hayal küpü Emin Ağa’nın bir söylediği muhavereyi bir daha söylemez diye şöhreti vardır. Muhavere bölümü Hacivat’ın Karagöz’den dayak yiyip kaçması, yalnız kalan Karagöz’ün “Sen gidersin de ben durur muyum? Ben de giderim evime bakalım ayine-i devran ne suretler gösterir.” diyerek çıkması ile sona erer.
C. FASIL: Oyunlara ad olan bölümdür. Karagöz oyunları isimlerini burada geçen olay örgüsünden alırlar. Karagöz ve Hacivat dışındaki diğer tipler ağırlıklı olarak bu bölümde perdeye gelir, kendilerini gösterirler. Basit entrikalarla oluşan düğüm yine bu bölümde çözüme kavuşturulur. Hacivat’ın Karagöz’e iş bulması, Karagöz’ün kendisini zor durumda bırakacak işler yapması en çok kullanılan temalardır. Akışa göre kendi kılık ve şiveleri ile çeşitli tipler perdeye gelip giderler. Gelen her tip kendi müziği eşliğinde şarkısını söyler.
D. BİTİŞ: Karagöz oyununun en kısa bölümü bitiştir. Fasıl bölümü sona erdikten sonra Karagöz ile Hacivat perdeye gelirler. Burada kıssadan hisse söylenir. Gelecek oyunun adı, yeri ve zamanı konuşma arasında ilan edilir. Karagöz Hacivat’ı tekrar döver, bunun üzerine Hacivat, klasik sözü, “Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman!” diyerek perdeden ayrılır. Oyunu kapatan Karagöz’dür. “Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola! Bak yarın akşam ben sana neler ederim neler! ” diyerek perdeden çekilir. Hayal perdesinde ışığın kararmasıyla oyun sona erer.
İLGİLİ İÇERİK
KARAGÖZ OYUNUNDA PERDE GAZELİ TAHLİLİ (AÇIKLAMASI)
EVLİYA ÇELEBİ-KARAGÖZ VE HACIVAT METİN İNCELEMESİ
KARAGÖZDEKİ TİPLERİN ÖZELLİKLERİ
KARAGÖZ İLE HACIVAT METİN ÖRNEKLERİ