Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

Eski Yunan dilinde söz kavramını karşılamak için mythos, epos ve logos kelimeleri kullanılmıştır. Fakat bunların anlamlarında farklılıklar vardır. Mythos, söylenen veya du­yulan sözdür; masal, efsane, hikâye anlamına gelir, insanlar duyduklarını, gördüklerini yalanlarla süsledikleri için mythos'a güvenilmez. Tarihçi Herodot, mythos'a tarih değeri olmayan güvenilmez söz der; filozof Platon ise mythos'a gerçeklerle ilişkisiz, uydurma, boş ve gülünç bir masal anlamı verir. Epos, belli bir düzen ve ölçüye göre söylenen, oku­nan sözdür. Şâirin sözünü belirten epos, şiiri, destan, ezgi anlamında kullanılmış ve Batı dillerine epik ve epope şeklinde geçmiştir. Mythos söylenen sözün, anlatının mahiyeti, epos ise onun aldığı ölçülü, süslü düzendir. Başta Herakleitos olmak üzere Ionya düşü­nürlerine göre logos, gerçeğin insan sözüyle dile getirilmesidir. Logos, insanda düşünce, tabiatta kanundur; her şeyde bulunur, ortaklaşadır, ilahîdir. Logos' un sırlarını insan sö­züyle açıklamak ise düşünürün görevidir. Logos kavramıyla açılan bu yolda bilimsel bil­ginin temelleri oluşturulmuştur. Logos, logia, bugün bile bir bilim ve araştırma dalını be­lirtmek için kullanılan bir ek olmuştur. Mythos ve epos arasında karşıtlık meydana gel­miştir. Yunan düşünürlerini, mythos'un uydurduğu, epos'un dile getirdiği tanrı masalla-arını hor görür, evreni ve insanı anlatmakta bunların yalana ve zararlı yollara saptığını ileri sürerler. Mythologia kelimesinde bu iki zıt anlamlı kavram birleşir, böylelikle mitle­ri, efsaneleri inceleyen bilim adamı kazanır. Erken ilkçağda kullanılan mythologein diye bir fiil vardır; mitlerin dilden dile aktarılmasını da ifade eder. Mythologia kavramı hem mit, masal ve efsanelerin toplandığı kitap hem de ilkçağın sonlarında mythographos (mythos yazarı) denilen derleyicilerin yaptığı iş için kullanılır.

(Türk Romanında Destan Etkisi, Muharrem KAYA, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. Ankara 2004)

1. Çin Mitolojisi:

Çin mitolojisine göre başlangıçta evren bir yumurtanın içindeydi. Evrende ilkin son­suz ve sessiz bir hiçlik varmış. Her yer karanlıklar içindeyken ilk olarak Pengu (Pan Ku) oluştu. Pengu yumurtanın kabuğunu kırarak dünyayı on sekiz bin yılda düzene soktu. Yu­murtanın üst kısmı yükselip gökyüzünü Yang'ı meydana getirdi. Alt kısmı ise çökerek yeri Yin'i oluşturdu. Yin dişi, Yang ise erkekti. Birbirlerini tamamladılar. Bu iki gücün birleşi­mi dev bir yaratıcılık etkisi doğurmuş ve sonuçta dünyanın ve varlıkların temelini oluş­turmuştur. Bu ikiliğin her parçası birbirine geçmekte, birbirini koşullandırmakta, ayrı olamamakta, böylece karşıtlar arasındaki birlik ve savaş oluşmaktadır. Yin ve Yang enerjileri sürekli birlikte dans ederler. Ve böylece kozmik dengenin uyumunu yaratırlar. Yin, soğuk, karanlık ve atıldır. Yang, sıcak, aydınlık ve hayat doludur. Bu ikili sonradan Feng shui'yu, hayat enerjisinin akışını anlatan yaşama sanatını ortaya çıkarmıştır.

Çin geleneklerine ve inanışlarına göre yaşamın sürmesini sağlayan; "Yin - Yang" ola­rak adlandırılan iki evrensel güç ve bu iki gücün etkileşiminin dengede tutulabilmesi prensibidir. Evrendeki bu iki karşıt gücün varlığı, varoluşun ayrılmaz iki kutbudur ve bu iki kutup sayesinde "Denge" sağlanabilmektedir, insanların vücudunda da bulunan bu iki karşıt gücün dengesi bozulduğu zaman, hastalıklar oluşmaktadır. Çin simgeleri arasında başı çeken Yin-Yang'da ortada beyaz ve siyah daireler bulunur. İç içe olmaları bu ikili­ğin, düalitenin doğada olduğuna işaret eder ki aynı zamanda eril olanın dişili, dişil ola­nın erili içinde barındırdığına da dikkatimizi çeker.

Pengu Yin ve Yangı oluşturduktan sonra ölür. Öldükten sonra sol gözünden güneş, sağ gözünden ay, kanından denizler, saçlarından ormanlar, gövdesinden yeryüzü, son solu­ğundan da rüzgârlar meydana gelmiş. Daha sonra çürüyen bedeninde kaynaşan böcek­lerden de insanlar oluşur.

Zamanla gökyüzünün bir bölümü denizlere düşerek insanlığı yok etti. Bunun üzerine Tanrıça Nü-kua, yengeç elleriyle gökyüzünü yukarıya kaldırdı, denizleri yeniden sınırla­rına itti ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı.

Yapısal birlik, evrensel cevher Çi aracıyla gerçekleşmektedir. Çi, bir enerji, "yaşam enerjisi" olarak izah edilebilir. Ve Çi'yi tek bir tanımla anlatmak mümkün değildir. Çin Tıp anlayışına göre, tüm evrene yayılmış Çi adlı bir enerji denizinin içinde yaşıyoruz. Çi, tüm canlılığın ölçüsü. Bir insanın Çi enerjisi üç yoldan sağlanıyor; doğum sırasında, so­luduğumuz hava ile yediğimiz ve içtiğimiz besinlerle.

Çin mitolojisinde Ejderlere büyük önem ve yer verilmiştir. Mitolojiye göre Long adı verilen ejderlerin beş türü mevcuttu: Tanrıların evlerini koruyan kutsal ejderhalar; rüzgâr ve yağmuru yöneten, aynı zamanda su baskınlarına neden olan ejder ruhlar; deniz­lerin ve okyanusların derinliklerini temizleyen doğa ejderleri; defineleri koruyan ejderler ve beş pençeli imparator ejderhalar. Taoizmde ejderler yang ilkeleri taşırlar ve sık sık su ya da bulutlarla çevrilmiş olarak resmedilirler. Çin mitolojisinde Long-wang'lar, yani Ejderha Krallar, Taoizmde mistik yaratıklar olarak yerlerini almışlar. Yuan-shi tian-zong tarafından yönetilirler ve yılda bir kere ona raporlarını sunarlar. Cenaze törenleri ve yağmurlar üzerinde yargılama yetkisine sahiptirler. Eğer soylarından gelenlerin cena­ze törenlerinde talihsizliklerine neden olacak kadar hata yapılırsa, Ejder Krallar dua et­meye başlarlar. Aynı zamanda kuraklık ve kıtlık devrinde onlar yağmur yağdırırlar.

2.       Yunan Mitolojisi:

Yunan mitolojisi, Yunan tanrıları, tanrıçaları ve kahramanları hakkındaki hikâyelerden oluşan sözlü edebiyatla yaratılmış ve yaygınlaşmış bir mitolojidir. Günümüzde bu mi­toloji hakkındaki bilgilerimizi bu sözlü edebiyatın yazılı hallerinden alıyoruz. Tarihçiler, mitoloji hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için de bazen zamanın sanatındaki ipuçları­nı bile toplar.

Genel olarak Yunan mitolojisi Yakın Doğu'daki diğer uygarlıkların mitolojilerinden fazlasıyla etkilenmiştir. Kendisi de daha sonraki Roma mitolojisini fazlasıyla etkilemiştir. Yunan mitolojisindeki efsanelerde çoğu eski Yunan tanrıları insan şeklindedir. Sfenks gi­bi bazı istisnalar da zaten Yakın Doğu ya da Anadolu kaynaklı karakterlerdir. Yunan tan­rılarının yaratılış hikâyeleri olabilir ama onlar yaşlanmazlar. Tanrılar nerdeyse tüm hastalıklara dirençlidir. Ayrıca görünmez olabilir, uzak zamanları çok kısa zamanda seya­hat edebilir, haberleri olup olmadan insanlarla konuşabilirler. Her tanrının ayrı bir gö­rünüşü, ilgi alanı, kişiliği ve uzmanlık alanı vardır. Bu özellikler yöresel olarak da değiş­mektedir.

 

3.       İran Mitolojisi:

Pers mitolojisi, Iran platosu ve onun sınır bölgeleri ile Karadeniz'den Hot en’e kadar uzanan Orta Asya bölgelerinde yaşamış ve birbirleriyle kültürel ve dilsel olarak ilişkili olan eski halkların inanç ve ibadet uygulamalarının bütününe verilen isimdir.

Yaklaşık bin yıl önce Firdevsçi tarafından kaleme alınmış Şehname Pers mitolojisinin merkezi toplamı, derlemesi konumundadır. Firdevs’inin çalışması, atıflarıyla birlikte, Mazdaizm ve Zerdüştlük'teki karakter ve hikâyelerden temel almıştır. Ayrıca kullanılan materyalin sadece Avesta’dan değil daha sonra ortaya çıkmış Bundahişn ve Denkard gi­bi metinlerden de olduğu bilinmektedir.

 

Dini Arka Plan

Pers mitolojisindeki karakterler güçlü bir biçimde ikiye ayrılmıştır: iyi olanlar ve kö­tü olanlar. Bu ikici iyi-kötü anlayışı Pers mitolojisindeki hikâye, figür ve çeşitli motiflere de yansır. Bu anlayışın kökeni Zerdüştlük'teki Ahura Mazda'nın (Avestaca, daha sonrala­rı Farsçada Hürmüz) iki emanasyonu anlayışı üzerine kurulmuştur. Spenta Mainyu yapı­cı enerjinin kaynağı, Angra Mainyu ise karanlık, yıkım ve ölümün kaynağıdır.

Pers mitolojisinde büyük sayılarda bulunan daeva (Avestaca, Farsça: div) yani 'ilahi' veya 'parlak' isminde varlıklar da bulunmaktadır. Bunlara Zerdüşt Mazdaizmi'nden önce­ki zamanlarda tapılmaktaydı ve Vedik dinlerdeki gibi bu Zerdüşt öncesi Mazdaizm biçimi­nin bağlıları daeva"nın kutsal varlıklar olduğuna inanmaktaydı. Fakat Zerdüşt'ün dini re­formlarından sonra terim cinlerle özdeşleştirilmiştir. Yine de Hazar Denizi'nin güneyinde yaşayan İranlılar daeva tapımını sürdürdüler ve Zerdüştlüğü kabul etmemekte direndiler ve böylece de daeva"yı içinde barındıran bazı efsaneler bugüne kadar ulaşabilmiştir. Ör­nek olarak Mazandaran'ın Div-e Sepid yani "beyaz daeva" isimli efsanesi verilebilir.

Ayrıca, Zerdüşt şeytan epitomisi, Angra Mainyu veya Farsça Ehrimen, daha sonraki dönemlerde Iran edebiyatında Zerdüştçü/Mazdaist kimliğini kaybederek bir div olarak tasvir edilmiştir, İslam’ın bölgeyi fethinden sonraki dönemlerde Ehrimen noktalı vücuda ve iki boynuza sahip bir adam olarak tasvir edilmiştir. Zaman zaman İslam'daki şeytan kavramı ile de bütünleşmiştir.

İyi ve Kötü

Pers mitoloji ve destanlarındaki en ünlü karakter Rüstem'dir. Bir başka ünlü figür de despotizmin sembolü olan Zahhak'tır. Zahhak sonunda Demirci Kaveh tarafından yenil­giye uğratılır. Zahhak ile ilgili ilginç ve bilgi verici bir nokta da Zahhak'ın omuzlarından çıkan ve onu koruyan iki engerek yılanıdır. Zira yılan çoğu Doğu mitolojisi gibi Pers mi­tolojisinde de kötülüğün sembolüdür. Pers mitolojisinde birçok farklı hayvan bulunur, bir kısmı iyiliği bir kısmı ise kötülüğü sembolize eder. İyiliği sembolize eden ve hiç kuşkusuz Pers mitoloji ve destanlarında büyük önem atfedilen hayvan kuştur. Bu kuşların en ünlü­leri, büyük, bilge ve güzel olan Simurg ve kraliyet kuşu olan Huma'dır.

 

Bir Simurg betimlemesi

Pari (Avestaca: Pairika) veya Türkçede kullanılan şekliyle peri erken dönem Pers mi­tolojisinde güzel fakat kötü (şeytani) bir kadın olarak tanımlanırdı, İslam’ın gelişinden sonra niyet ve doğasına dair bu görüş değişime uğramış, zamanla kötülüğünü yitirmiş fa­kat güzelliği artmıştır ve sonunda çok güzel, kesinlikle kötü olmayan bir kadın olarak tas­vir edilmiştir ve güzelliğin sembolü haline gelmiştir ki bu anlamda İslam'daki cennet inancında var olan huri kavramıyla ilişkilendirilmiş olduğu söylenebilir. Fakat yine de köken olarak pariye bağlanabilecek bir kötü (şeytani) kadın tiplemesi, Patiareh, hâlâ var­lığını sürdürmektedir ve fahişeleri sembolize etmektedir

SON EKLENENLER

Üye Girişi