Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

4. ÜNİTE - İFADENİN KUVVETLENDİRİLMESİ

VURGU VE TONLAMA

Notlar:

1.    Düz, yükselen, alçalan, yükselip alçalarak dalgalanan, alçalıp yükselerek dalgalanan ses ve konuşma biçimlerine uygun yerlerde kullanılması önemlidir.

 

2.    Bir şiir, bir yazı bir söz ne denli duygulu ve dokunaklı olursa olsun okuyan kişi sesine o duyguyu, o coşkuyu katamıyorsa kendisi de dinleyenler de tat almaz. Sese sevinç, beğeni, sevgi gibi duygular katılmasıyla okuma ve konuşmalara canlılık kazandırılabilir. Bu canlılığı vurgu ve tonlama sağlar. 

 

3.    Konuşurken yapılacak yanlış vurgu ve tonlama anlam karışıklığına yol açar., konulmadan beklenilen sonuca ulaşılamaz, yanlış anlamaları ancak doğru bir tonlama önler.

 

4.    Eş sesli sözcüklerin anlamı vurguyla belirginleşir. (Denizli’nin denizli bir şehir olmadığını biliyor musunuz?)

 

5.    Doğru tonlamayı yapabilmek için hakim olan duyguyu bilmek şarttır. (Artık sus!-Emir; Artık sus!-Yalvarma)

6.    Sözcüklerdeki bazı hecelerin diğerlerine göre daha baskılı ve şiddetli söylenmesine vurgu denir. Türkçede vurgu genellikle son hecededir.  Vurgu; Söze duygu ve ahenk katmakla konuşmayı tekdüzelikten kurtarır, söze doğru değeri kazandırır, anlatılanın kavranmasını kolaylaştırır. Sesi söyleyişi canlandırır.

 

VURGU VE ÇEŞİTLERİ

 

A. Sözcük Vurgusu:

1.    Tek heceli sözcükler vurgusuzdur (“ En, pek, çok” gibi zarflar hariç).

 

2.    Çok heceli sözcüklerde vurgu genellikle son hecededir. Yer adlarında durum değişebilir.

a. İki heceli yer adlarında vurgu baştadır (İzmir, Konya, Samsun …)

b. Çok heceli yer adlarında başa doğru sürülür; güçlü hecede yerleşir (Ardahan, Çankırı, Tunceli…).

c. Birinci hece bir iki sesli; İkinci hece üç-dört sesli ise ikinci hece vurguyu üzerine çeker (Antalya, Denizli…).

3.    Birkaç zarf, bağlaç ve ünlemde vurgu baştadır (Şimdi, haydi, ancak…)

Not: Cin adları özel yer adları olarak kullanılınca vurgu başa doğru kayar.

   “Kartal büyük bir kuştur. Kartal’dan gelen tren.”

4.    ekler genel olarak sözcük sonundaki vurguyu üzerlerine çeker (Çiçek, çiçekler, çiçeklerimiz, çiçekli.)

5.    Yalnız şular vurguyu üzerine çekmez. Vurgu kendinden önceki hecede kalır.

   a. Olumsuzluk eki: -me, -ma (Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.)

   b. Soru eki: mi (Geldin mi?)

   c. –ce eki küçültme anlamında vurguyu üzerine çeker. (bolca, güzelce…) küçültmeden başka anlam ifade eden –ce eki vurguyu üzerine çekmez (kardeşçe, bence…)

ç. “ile, ise, idi, imiş, iken” sözcükleri ek haline gelince vurguyu üzerine çekmez. Tebeşirle, kardeşiyle, çalışknadı.

d. Ek-fiilin geniş zaman tipinin –im, -sin, -iz, -siniz, -dir ekleri vurguyu üzerine çekmez. (Çocuksun, kardeşiz…)

Not: Ek-fiil olmayan –im vurguyu üzerine çeker. [(Ben) öğretmenim, (benim) öğretmenim]

e. ki ve de bağlacı vurguyu üzerine çekmez. Ayşe de geldi. Bilirsiniz ki…

 

B. Cümle Vurgusu:

Cümlede en anlamlı sözcük vurgu ile belirlenir. Bazı sözcüklerin söyleyiş ve cümledeki görevi bakımından baskılı söylenmesine cümle vurgusu denir.

1.    Sonda bulunmayan yüklemler özel olarak vurgulanır.

 

2.    Cümlede yükleme yakın olan sözcükler daha vurgulu söylenir. Bu nedenle cümlede vurgulanmak istenen öğe yükleme yaklaştırılır. Sözcüklerin sırlarını değiştirmeden de belirtme vurgusu ile cümleye farkı bir anlam kazandırılır.

 

3.    Cümle başında virgülle ayrılan özneler de vurguyu kendi üzerine çeker.

 

 

C. Şiddet (Berkitme) Vurgusu:

1.    Söze daha çok kuvvet vermek, dikkati canlandırmak için kimi sözcüklerin şiddetli söylenmesidir. (İnsafsız benden beş kuruşu esirgedi.).

2.    Şiddet vurgusunun en belirgin olduğu yerler beğenme, gücenme, kızma gibi yerlerdir. Şiddet vurgusu hitaplarda görülebilir. Pekiştirme sıfatları, niteleme sıfatları, asıl sayılar bu vurguya elverişlidir.

D. Dize Vurgusu: Şiirlerde, dizelerde görülen sözcük vurgusuna “dize vurgusu” denir. Dize vurgusuyla şiirdeki anlam belirginleşiri söyleyiş güzelliği ve inceliği artar.

 

TONLAMA

   Tonlama ses titreşimlerinin yükselip alçalmasıdır. Konuşmaya hâkim olan ana nokta, çeşitli ses değişiklikleridir. Heyecan, korku, telaş, öfke gibi durumlarda konuşma hızı artar; sevgi, üzüntü, saygı gibi durumlarda hız azalır. Konuşma anındaki hız; duygulara, kişiliğe, yere ve dinleyicinin niteliğine göre değişimler gösterir. Seslerin çeşitliliği, perdelenmedeki farklılıklar konuşmada ezgiyi sağlayan ve besleyen kaynaktır. Yanlış tonlama, yanlış vurgulamaya dayanır. Her ikisi birden cümlenin doğal ezgisini bozar. Anlam aktarımını engeller, anlatım inceliklerinin ve etkileme gücünü düşürür. Konuşmadan beklenilen sonuç elde edilemez.

 

DURAKLAMA VE ULAMA

Bilgi Notu:

1.    Bir cümle –hele uzunsa- baştan sona ayrı tonda, aynı ritimde okunamaz. Ayrıca sözcükleri okurken onlara canlılık kazandırmak, renk vermek de noktalamaya dikkat etmekle sağlanır. Soluk alma yerleri, duraklar, vurgular ve noktalama işaretleri cümlede bir çeşit bağlantı araçlarıdır. Onlarsız doğru ve iyi bir anlatım düşünülemez.

 

2.    Konuşmayı bozan ve çirkinleştiren sebeplerden biri cümlelerin akıcı olmayışıdır. Türkçenin konuşma dilindeki önemli kurallarından biri olan ulamayı bilmemek konuşmayı, okumayı olumsuz etkiler.

 

3.    Ulama bir sözcüğün sonundaki ünsüz harfin bir sonraki sözcüğün başında bulunan ünlü harfe bağlanıp birlikte söylenmesidir. Ulama söz akışına pürüzsüzlük ve tatlılık verir. Uygun ulama ile yapılan konuşmalar ve seslendirmelerde ses bir nehrin akışı gibi sakin ve düzenlidir.

Ulamanın Yapıldığı Yerler:

1.    Sessiz harfle biten bir sözcüğün son harfi, sesli harfle başlayan yanındaki sözcüğün ilk harfiyle birleşir. 

   Kitap (Kitap aldı.)      Kita baldı.

2.    asıllarında sonu “b, c, d, g” ile biten sözcükler eksiz kullandıklarında “p, ç, t, k” ile söylenir. Yazı dilinde sonlarına ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında yumuşak konumlarına döner. Yazı dilinde sert olan harf ulamayla yumuşar.

   Yemekhane-yemekane   Erik hoşafı-erikoşafı

3.    Türkçede sözcük sonundaki “k” ünsüzü, “h” ünsüzü ile başlayan bir sözcük ile yan yana geldiğinde “h” ünsüzü düşer, iki sözcük birbirine bağlanır. 

   Koşuştururken okulu unuttu (Konuşma ve yazı dilinde aynıdır.)

4.    Eğer sözcükler arasında durak olursa kurala uygun olsa da ulama yapılmaz. Ne için-niçin; Ne asıl-nasıl

5.    Bazı durumlarda iki ayrı sözcüğün tek heceli olan ilk sözcüğünde bulunan ünlü düşer ve iki sözcük birleşir.

Bir konuşmanın sıkıcı ve anlaşılmaz olmaktan kurtulması için söz söylemenin doğallığı içerisinde bazı yerlerde nefes alınır. Buna duraklama denir. Özellikle konuşmanın ana fikirleri üzerinde duraklama yapılmalı, bir konuşmanın başarılı olabilmesi için nerelerde, ne kadar duraklama yapılması gerektiği bilinmelidir.

Bir konuşmacının duraklama yapacağı yerler şunlardır:

1.    Konuşmaya noktalama işaretleri getirebilmek için: Noktalama işaretleri bulunmayan bir yazı okuyucuyu şaşırtır, sinirlendirir, sıkıntıya düşürür, duraklamasız bir konuşma da aynı tepkiyi doğurur.

 

2.    Nefes alıp verişleri kontrol etmek için: Konuşmacı ve dinleyiciyi rahatlatır.

 

3.    Dinleyicilerin sessizliğini sağlamak için: Konuşmaya başlamadan önce dinleyicinin ilgisini çekmek için çalışılır.

4.    Ana noktaları vurgulamak için: Konuşmanın belirli bölümlerinde yapılan duraklama dinleyicinin özellikle anlaması gereken noktaları ifade eder.

5.    Konuşmanın sona erdirildiğini hissettirmek için: Konuşmanın sonuna gelmeden önce bir adım öne, kürsü arkasında ise kürsü önüne geçmek dinleyicinin dikkatini konuşmacı üzerine çekecek bitiş cümlelerinin belirli yerlerinde duraklama konuşmanın daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.  Duraklamalar düşünce ve duyguları en derin anlamlarıyla anlatmaya yarar. Bunun için büyük hatipler konuşmalarına güç katmak için duraklamaya özen gösterir.

Doğru Duraklama İçin Öneriler 

Yavaş yavaş okuyun. Okumak için epeyce zaman ayırınız. Noktalamaların işaret ettikleri yerlerde duraklayın, her virgüle dikkat ediniz. Büyük harfle başlayan her yerde duraklayın. Okuduklarınızı iyi anlayamadığınız zaman da duraklayınız.

SON EKLENENLER

Üye Girişi