Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

HALİL SOYUER KİMDİR?

(4 Ocak 1921, Havran / Balıkesir – 17 Ocak 2004, Ankara)


     Emine Hanım ile Abdurrahman Soyuer’in oğlu. Halil Soyuer’in amcası Aşık Süleyman isimli Bayburtlu bir halk ozanıdır. Geçmişi Bayburt’a dayanmaktadır. Havran 8 Eylül İlk Okulu’nu bitirdi. 1933 yılında Edremit Orta Okuluna başladı. 1934 yılında Balıkesir de açılan imtihanı kazanarak Balıkesir Lisesine kaydoldu. Balıkesir Lisesi Orta Bölümü ve Balıkesir Lisesi 1939 mezunu.
       1939-1941 yılları arasında serbest ticaret ile uğraştı. 1941-1944 yılları arasında askerliğini yaptı. 1945 yılında Erkek Teknik Öğretim Müdürlüğü’nde memurluk hayatı başladı. 1954 yılı sonun kadar çeşitli birimlerde çalıştı.
       1950 yılında Dr. Kemal Bekta’nın sahibi olduğu “Her şey Memleket İçin Gazetesi”nde Yazı İşleri Müdürü olarak basın hayatı başladı. 1965 yılında “İktisadi İnkılap Gazetesi”nde Muhabir olarak işe başladı. 1967 yılında ilk Basın Kartını Çaba Mecmuası Sahibi olarak aldı. 1967 yılından itibaren “Medeniyet”, “Yeni Halkçı”, “Adalet”, “Ankara İktisat”, “Yeni Ulus” ve “Savaş” gazetelerinde muhabir; “Devrim” gazetesine sekreter; “Adalet” gazetesinde İstihbarat Şefi olarak çalıştı. 1984 yılında emekli oldu.
       Ankara’da “Çaba” (1966 Kasım 1. sayı - 1969 Eylül 35. sayı) adını taşıyan bir sanat ve kültür dergisini çıkardı. MESAM ve İLESAM asil üyesi. Şiirleri İngilizce, Farsça ve Fransızca ya çevrildi. 2001 yılına kadar 71 Bestekar tarafından 226 şiiri bestelendi. Havran da bir caddeye ismi verildi. Dünya Şairler Kongresi’nde Türkiye’yi temsil etti. Evli; üç çocuk babası.
       Küçük yaşlardan beri şiire ilgi duymaya başladı. 1936 yılında şiir yazmaya yöneldi. Edebiyat öğretmeni şair Cezmi Tahir Berk’in dikkatini çekti ve ilk şiirlerini Balıkesir Lisesi’nin yayınladığı “Alkım” isimli dergide yayınladı (1937).  Daha sonra Çınar Altı (Haftalık, Orhan Seyfi Orhun), 7 Gün (Haftalık, Sedat SİMAVİ) dergilerinde şiirlerini yayınladı. 7 Gün dergisinde çalışan İbrahim Alaaddin Gövsa tarafından destek gördü. Lise yıllarında Edremit Kaymakamı olan Ömer Bedrettin Uşaklı ve Edremit de kırtasiye dükkanı çalıştıran Mustafa Seyit Sütüven’den etkilendi. 1945 yılında Ankara da Behçet Kemal Çağlar ile tanıştı. 1947 yılından kapatılana kadar Ankara Halk Evleri Dil ve Edebiyat Şubesi Başkanlığı’nı yaptı.  Özellikle o dönemde yaygınlaşan Şiir Günlerinin yaratıcı ve sunucusu oldu.
       T.R.T. Genel Müdürlüğü’nce “Yörelerimiz, Türkülerimiz” programı içersinde çekim yapılarak iki ayrı programla hayatı tanıtıldı. Türk Ünlüleri Yazarlar Kongresinde ülkemizi temsil etti. Erzurum Atatürk, Elazığ, Malatya İnönü, Afyon Kocatepe, İzmir 9 Eylül Üniversitelerinin Fen ve Edebiyat Fakültelerince şiirleri Lisans ve Doktora tezi olarak ele alındı.
       Şiirleri ve yazıları 7 Gün,  Ağaç, Bayrak, Büyükdoğu, Çığır, Çınaraltı, Doğu, Dünya, Filiz, Halkın Sesi, Herhafta, İleriyurt, İnanç, Kaynak (Ankara), Kaynak (Balıkesir), Kızıl Elma, Kocatepe, Köy Postası, Şadırvan,  Türkedoğru, Ülkü, Ürün, Yeşilada, Yücel vb. gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı.
      Ankara'da öldü ve Havran'da toprağa verildi.
      Ödülleri: 1966 yılında Bursa Kültür Vakfınca Türk şiirine ve sanat müziğine katkılarından dolayı Altın Plaket ile ödüllendirildi. Balıkesir Şehir Meclisince Fahri Hemşerilik ünvanı layık görüldü. Şair ve Bestekarlar Derneği tarafından 1999 yılında “Yılın Şair Babası” seçildi. T.C. Vakıflar Bankası’nın 40. kuruluş yılı dolayısıyla düzenlenen ülke genelindeki sanatçılar arasında Altın Ödül’e hak kazanan 20 sanatçıdan birisidir.

BAZI ESERLERİ:

Şiir:
Liman (1950)
Akşamüstü (1975)
Sevgi Çiçekleri (1996)
Sevgi Bende Hiç İzine Çıkmadı (1999)
Sevgi Seli (2000)
Bakış Mektubu (2002)

Anı:
Zaman Akıp Gidiyor (1994, anı-şiir )
Anılarla Şairler Albümü (1995)
Şair Dostlarım (2004)

Araştırma:
Ankara Kabadayıları (1995)

Hakkında:
Halil Soyuer, Hayatı ve Şiirleri (Ayhan İnal, 1981)
Halil Soyuer, Hayatı-Sanat-Şiirleri (Mustafa Ceylan, 2000)

 



 
Ölümünün 11. yılında Şair Halil Soyuer'i anmak


Şair ve gazeteci Halil Soyuer ( 04 Ocak 1921 - 17 Ocak 2004 )
HİÇ

Hançeri aşkınla ey yâr, sinem üzre vurma hiç?
Öyle bir derde giriftarım ki, halim, sorma hiç.
Ağladıkça gözlerimden kan gelir yaş yerine,
Öyle bir derde giriftarım ki, halim sorma hiç.( 1 )

Bu ölümsüz dizelerin sahibi Balıkesir / Havranlı şair Halil Soyuer’e aittir. Bu dört dizelik şiir başta Avni ANIL, Yıldırım GÜRSES, Prof. Dr. Selahattin İÇLİ, Erol SAYAN, Çinuçen TANRIKORUR ve Ziya TAŞKENT olmak üzere birçok sanatçılar tarafından Türkiye Radyo ve Televizyonlarda sık sık dinlediğimiz bir şarkının sözleridir. Halil Soyuer deneyimli bir gazeteci, Karacaoğlan diye anılan dört dörtlük bir şair ve onurlu bir yazardı. Vefatının 11.Yılında biraz olsun anmak istedim. Çünkü ben şiir zevkimi diye bilirim ki Halil Soyuer’den aldığımı itiraf etmek isterim. 1970’lerde Güneydoğu’da bir öğretmen olarak çalışıyordum. Mesleğimin yanı sıra sanat ve kültürümüzle de yakından izliyordu. O yıllarda Sevgili Halil Soyuer Ankara’da Rüzgârlı Sokak Ankara’nın tanımış gazetelerinden Ulus’ta yazılarını yazarken birde ÇABA Aylık sanat ve kültür Dergisini çıkarıyordu. Kendi kıt imkânlarıyla bu dergiyi ancak üç yıl ( 1966-69 - 36 sayı ) yaşatabildi. O yıllarda ben de birkaç sanat ve kütür kütür dergilerinin yanında bir de ÇABA dergisini okuyor ve izliyordum. Hatta Çaba’da birkaç şiirim de yayımlandı. İşte o günden bu yana ta vefatına kadar şair Halil Soyuer’le dostluğumuz devam etti.

İlk çıkan şiir kitabını bana göndermeği ihmal etmiyordu, hemen hemen kitapların çoğu evimin kitaplığında yer almışlardır. 1970 yılında kendisine birkaç şiirimi gönderdim sağ olsunlar ilgilendiler ve iki bir adet şiir kitabım “DİCLE KÖPRÜSÜ (şiirler) 1970 yılında günışığına çıktı. Bu kitabımın ÖNSÖZ’ünü de şair Halil Soyuer tarafından yazıldı. Kitabım kısa bir zamanda eş, dost ve sanatçılar tarafından alınıp tükendi ve hakkında birçok olumlu eleştiriler yazıldı: İşte bu isimlerden birkaçı: Halil Soyuer, Abdullah Satoğlu, Ünal Şöhret Dirlik, Enver Tunçalp, Ali Çapan, Oğuz Kazım Atok, İlkan San, İsa Kayacan, O. Hasan Bıldırki, Şahinkaya Dil, H. Fehmi Gözler, Osman Selim Kocahanoğlu, Şevket Bulut, İbrahim Minnetoğlu, Hüseyin Çiftçi, Vedat Güler, Abdülkadir Sezgin, Hasan Kaya Manioğlu, Ahmet Aydın Karasüleymanoğlu gibi değerli yazar ve eleştirmeler bu kitabım hakkında olumlu eleştirilerini yazdılar. Bir kez daha teşekkürlerimi sunuyor, bugün aramızda olmayanları da saygıyla ve rahmetle anıyorum. Vefa diye bir şey vardır, sırası geldikçe anmakta yarar vardır. Burada bir başarı varsa üstadım Halil Soyuer’indir diye bilirim.. Ben bunları Halil Soyuer’in bana olan sıcak ilgi ve yardımlarından dolayı yazıyorum.

Şair Halil Soyuer Türk edebiyatı coğrafyasında çağımızın Karacaoğlan’ı diye anılıyordu. Genel de şiirlerini hece ölçüsü, zengin ve cinaslı uyaklarla ( kafiyelere ) bağlı kalarak sade, akıcı, yalın bir Türkçeyle halk şiiri geleneğine uygun olarak yazıyordu. 200 ‘ze yakın şiirleri bestelenen ünlü bir şairimizdir. Şiirlerini besteleyenlerin bazsı bestekarların adını vermekte yarar görüyorum: Halil AKSOY, Avni ANIL, Mehmet ARIBOĞA, Osmanr BABUŞÇU, Erdinç ÇELİKKOL. İsmail DEMİRKIRAN, Coşkun ERDEM, Metin EVERES, Yıldırım GÜRSES, Ekrem GÜYER, Prof. Dr. Selahattin İÇLİ, Güngör ÖNDER, Erol SAYAN, Ferit SIDAL, Ali ŞENOZAN, Çinuçen TANRIKORUR, Ziya TAŞKENT ve Dursun YAĞLI gibi SOYUER’İN şiirlerini besteleyenlerden bazılarıdır. Bunlardan bazıları bugün yok aramızda onları da saygıyla ve rahmetle anmak isterim. Türk edebiyatında Halil SOYUER’İN ayrı bir yeri vardır. Bir şiirinde şöyle vurguluydu:

O güzel gözlerin buğulandıkça,
Bir duman konuşur bakışlarında.
Üst üste yığılan körpe arzular,
Ne yaman konuşur bakışlarında.

***

Her sabah yeniden bir derse başla,
Aşkın konusunda, biraz yavaşla.
Gözlerine dolan üç damla yaşla,
Bir umman konuşur bakışlarında. ( 2 )

1979 yazında şair Halil Soyuer eşiyle birlikte Söke / Davutlar’a gelmişlerdi. Bir yazlık evde kalıyorlardı. Telefonla haberleştik ve yanına gittim. Biraz hoşbeşten sonra kendiyle sanat, edebiyat kültür ve şiirimiz bağlamında bir söyleşi yaptım. Bu SOYUER’LE yaptığımız söyleşimiz bu gün hâlâ yayımına devam eden ( Beşparmak, yıl 26, sayı:185), Beşparmak Dergisinin ( Ekim 1979, 2. sayısında yer aldı. Yazımızın başlığı şöyle idi: Davutlar'da Şair Halil Soyuer ile Konuştuk. Yaptığımız söyleşinden o geçmiş günlerin asına 26 yıl sonra buraya almak istiyorum:

Yaptığımız bir söyleşide sorduğum sorular arasında şöyle bir sorumuz vardı:

A.GÜLER: Zaman zaman şiir ve toplum hakkında çeşitli tartışmalar ve konuşmalar yapılmaktadır. Şiir ve toplum ilişkisi konusunda görüşleriniz nelerdir?

H.SOYUER: Şiiri toplumdan toplumu şiirden ayırmak mümkün değildir. Her ikisi, birer varlık olarak daima iç içe ve kol kola olmalıdır. Şiirsiz toplum meyvesiz ağacı andırır. Toplumsuz şiiri de aynı terazinin kefesine koymak yerinde olur. Toplum dinleyici olduğu sürece şiir hep sesini duyurucu olacaktır. Şiirin sesinin yükselmesi ve geniş dinleyici( buna okuyucu da diyebiliriz ) kitleleri tarafından özenle izlenmesi ne ulvi bir oluştur. Şiir çoğu kez toplumu yönlendirir. Toplum ise günün her saatinde şiirle meşgul olmalıdır. Şiir yönlendirici ve dinlendiricidir. Şiirin topluma, toplumunda şiire en muhtaç olduğu günlerin içinden geçiyorum şu anda.( Beşparmak Dergisi yıl 1, Ekim 1989,S:2 - Söke )- ( 3 )

Şair ve gazeteci Halil Soyuer kimdir?

Bana 18.3.1991 yılında Ankara’da imzalı olarak gönderdiği “GÖNÜL DAĞLARI “kitabının ilk sayfalarında: “ Değerli Şair, Eğitimci ve yazar Abdülkadir Güler kardeşime gözlerinden öperek. “ armağan ettiği bu kitabından özetle rahmetli Ferit Rağıp Tuncor şunları yazıyor: Halil Soyuer. Cumhuriyet nesli( kuşağı) içinde, esprili ve olgun şiirleriyle tanınmış bir şairimizdir. H.SOYUER, Balıkesir’in Havran ilçesinde 1337( 1921 yılında dünyaya gelmiştir. Doğduğu yıllarda Havran, Yunan işgali günlerinde annesinin ellinden zorla alınmak istenmiştir. Fakat annesinin sert karşı gelmesi üzerine kucağındaki çocuğun üzerine kapanıp bağırması üzerine askerler tarafından alınmamıştır. Halil Soyuer’in dede sülalesi İVRİNDİ’lidir. Dedesinin adı da Osman’dır. Ailesi birinci Cihan Savaşı sırasında Havran’a gelmişlerdir. Halil Soyuer, İlkokulu Çetinkaya İlkokulunda, başladı. 1933 yılında Edremit Orta Okulu’ndan mezun oldu. O yıllarda Edremit Orta Okulu müdürü Mahir İz idi. Mahir İz İstiklal Marşı Şairimizin de çok yakın bir arkadaşı idi. Halil Soyuer daha sonra Balikesir’ de yatılı olarak sınavları kazandıktan sonra Balıkesir Lisesinin Orta kısmına devam etmiş 1939-1940 yılında Balıkesir Lisesinde de mezun olmuştur.

Halil Soyuer ailevi durumu müsait olmadığı için dolayı yüksek öğrenimine devam edememiştir. Askerliliğini Yedek Subay olarak Denizli’de yaparken kendisi gibi şair olan Halim Yağcıoğlu ile de tanışma fırsatını bulmuştur. 1944 yılında askerlik dönüşü tekrar Havrana gelmiştir. Bir süre Havran da kaldıktan sonra Ankara’ya gelmiş ve Milli Eğitim Balkanlığı bünyesinde memur olarak göreve başlamıştır. Halil Soyuer Zamanın Milli Eğitim Bakanı ve aynı zamanda şair olan Hasan Ali Yücel ile birlikte görev yapmıştır. Bu yıllarda Orhan Veli Kanık, Melih Cevrdet Anday, Cahit Sıtkı Tarancı, Necati Cumalı, Hikayeci Şahap Sıtkı İlter, Çevirmen Oğuz Petek, Kemalettin Kami Kamu, Osman Attila, Cemal Yeşil, Yahya Kemal, Hamit Macit Selekler, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon, Feyzi Halıcı, Rıza Polat Akkoyunlu, ve Ahmet Muhip Dranas gibi ünlü şairle tanışma ve görüşme fırsatını bulmuştur.

Halil Soyuer 17 Şubat 1946 Ankara’da Münever Şener adındaki bir aile kızı ile evlenmiş ve ölümüne kadar bir yastıkta beraberliği devam etmiştir. Halil Soyuer’in Nursel, Birsel ve Emrah adında iki kız ve bir oğlu olmuştur. Halk ozanlarımızdan Âşık Emrah’ı çok sevdiği için oğlunun adını Emrah vermeyi tercih etmiştir. Halil Soyuer 1944 yılında devlet memurluğuna başlamış ve 1956 yılında memurluk görevinden ayrılmış ve Ankara’da gazetecilik yaşamına başlamıştır. Şairimizin 200 yakın şiirleri memleketimizin tanınmış şairleri tarafından bestelenmiş ve TRT programına alınmıştır. ( 4 )

ESERLERİ:

Şiirleri Yedigün (1940), Çınaraltı, Defne, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yayınlandı. Şiirleri İngilizce, Fransızca ve Farsçaya çevrildi. 218 şiiri Türk sanat müziği formunda bestelenmiştir. İlk şiirlerinde halk şiiri geleneğine bağlı idi. Sonra aruz ölçüsü ve rubaî şeklinden faydalandı. Şiirleri: Liman (1950), Kin (1952), Aylak İnsanlar Kenti (1965), Kör Kuyu (1970), Akşamüstü (1975), Gönül Dağları (1990), Sonbahar Çiçekleri (1992), Sorma Hiç (1993), Zaman Akıp Gidiyor (Hatıraları, şiirleri, 1994), Sevgi Çiçekleri (1996), Sevgi Burcu (1997), Kader Faslı (1997), Yürektir Sevginin Vatanı (1998), Sevgi Bende Hiç İzine Çıkmadı (1999), Sevgi Seli (2000), Sevgi Bağları (2001), Bakış Mektubu (2002). Hatıraları: Anılarla Şairler Albümü (1995), Şair Dostlarım (2004). Araştırması: Ankara Kabadayıları (1995).

Hakkında kitaplar: Ayhan İnal, Halil Soyuer, Hayatı ve Şiirleri (1981), Mustafa Ceylan, Halil Soyuer, Hayatı-Sanat-Şiirleri (2000). Kazdağı Eteklerinden Ankara Doruklanına- Hazırlayan: Nursel Soyuer Gündüz,( Anı - Biyografi ),Ankara 2007, Ankara’dan Bir Halil Soyuer Geçti, Servet Canbaz, Halil Soyuer'in vasiyeti gereği mezar taşına kendisinin yazdığı şiir konuldu. Çağımızın Karacaoğlan’ı diye anılan şair ve gazeteci Halil Soyuer 16. Ocak 2004 yılında Ankara’da vefa etti ve 17 Ocak 2004 yılında memleketi Havran’da toprağa verildi. Vefatının 11. Yılında sevgili üstadımız şair Halil Soyuer’i saygıyla ve rahmetle anıyor. Mekânı cennet olsun diyorum. Sözümü “ Halil’lerden Bir Eksilir” Şiiriyle bağlamak istiyorum.

Adı geçen şiirinin iki kıt’ası vasiyeti üzerine mezar taşı da yazılmıştır.

Yokta noksan aranılmaz
Yasa budur var eksilir
Ne tükenir sırda insan
Ne insanda sır eksilir

***

Hayat denen şu varlıkta
Söz yücenin pazarlıkta
Ölürsek bir mezarlıkta
Üç metrelik yer eksilir

***

Elden ele renkten renge
Ölüm seldir can bir yorga
Gidersek bozulmaz denge
Halil’lerden bir eksilir.

Halil SOYUER

 

1- Akşam Üstü ( şiirler ) Halil Soyuer, OngunKardeşler Matbaası- Ankara1975
2-a. g. e.
3- Beşparmak Dergisi, Sayı: 2, Ekim 1989- Söke
4- Ferit RağıpTuncor,Defne Dergisi , Sayı: 75, Haziran 1988- İstanbul.

------------------------------------------------

Abdülkadir GÜLER
14. 01.2015- SÖKE

http://blog.milliyet.com.tr