Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

ACILAR DÖNEMİ - ABDÜLKADİR BULUT

"Daha güzel günler görebilirsin çocuğum” dizesiyle geleceğin daha aydınlık ve daha acısız olduğunu ya da olacağını vurgulayan Şükran Kurdakul'un, Acılar Dönemi'nde aynı olgu şu dizelerle gerçeklik kazanır.

"Balıkesir toprağında bir akşam / Aylardan nisan güzeli / Suları gördüm, yenilendi umudum”

Kuşkusuz her ozanın gelecek için, bir başka söyleyişle yarın için, karamsarlık önermesi aydınlığı hiçlemesi, hem insan doğasına ters, hem de, toplumcu gerçekçi bir ozana terstir. Çünkü ozanlar gelecek için uzatırlar şiirlerinin algaçlarını. Yarınlara dönüktür onların kurguları, düşleri..

Paul Eluard'ın ilginç bir sözü vardır ozanlık üstüne: "Ozan esinlenenden çok, esin leyen kişidir” der. Söz irdelendiğinde, yoklandığında bir gerçeği iyice ortaya çıkarır, o da, etkenlik. Ama bu durum orantılı bir etkenliktir. Öte yandan ozanlar aslında ve temelde esinlenen ve sonra esinleyen kişilerdir. Bu gelişim süreci doğrultusunda bakmak gerekli ozanlara, onların ürünlerine..

Şükran Kurdakul'un Acılar Dönemi adlı yapıtındaki şiirleri, bundan önceki şiirlerinden ayrı olarak, hep esinleyen bir konum alıyorlar. Bu durum onun, Acılar Dönemi'nden çok esinleyen dönemi oluyor. Her ne kadar, anılarını kaynak seçmişse de şiirlerine, kaynağı ne olursa olsun, şiirlerindeki işlev genel anlamda bu görüşümüzü doğruluyor.

"Biz ki acılar döneminden / Ellerimizi kirletmeden geçtik / Direncim senin olsun / Sevgim senin olsun” ("Armağan” s. 8.)

Şükran Kurdakul'un şiirlerinin bir başka özelliği de, içinde yaşadığı toplumun en ince ayrıntılarına kadar inerek, elde ettiği gereçle "acı” temasına çağdaş bir yorum katmasıdır. Öteden beri acı hep bir ağıt öğesi olmuştur bizde. Oysaki, Kurdakul'un şiirlerinde acı, çağdaş bir ürperti ve çağdaş bir yorum olarak çıkar karşımıza. Böyle oluşunun nedeni de ozanın, dünyaya bakış açısında yatan dirilikten ileri gelir. Yaşamı tüm karmaşıklıklarıyla ya kalamasını, yorumlamasını ve onları şiirsel bir çatıyla çatmasını ustaca bilen ozan Kurda kul, Acılar Dönemi'ndeki şiirlerinde zorlamasız bir dil işçiliğini de kullanıyor.

Şiirde dil işçiliği, bir bakıma ve öteki yazın kollarına göre daha bir özen isteyen bir uğraştır. Burada şu durumu belirtmekte yarar görüyorum; bir kez dil ve sözcük ayrımına iyi bakılmalı. Dili yalnız sözcüklerden oluşan bir bilim dall diye düşünmek, dili ana kurallarından soyutlamak, kulağa hoş gelen, gelebilecek olan sözcükler den şiir kurulur diye bir yargıya varmak çok yanlıştır. Özellikle genç ozan arkadaşların düş tükleri bu yanlışlar, yukarıda vurguladığım dil ve sözcük ayrımını tam kavrayamamaktan ö türü ortaya çıkan bir olgudur.

Şiirde dil işçiliğinin önemi, dil ve sözcük öğelerinin, şiirin örgensel bütünü içinde yerleştirilmiş biçimde yatar. Ozan Şükran Kurdakul, sözcükleri yerine oturturken Türk dilinin olanaklarını zorlayarak hem Türk dilinin gelişimine katkıda bulunuyor, hem de, kendi şiirinin ufuklarını genişletiyor. Bu biraz da, ozanın şiiri yakalayış yönteminin sağlamlığından ileri geliyor.

1940 toplumcu kuşağının, ozanı ve öykücüsü olan Şükran Kurdakul, Acılar Dönemi'nde topladığı şiirleriyle, bu kuşağın toplumcu geleneğini tam bir duyarlıkla —kuşkusuz toplumcu bir duyarlıkla— ve yılmadan sürdürmektedir. Şiirlerindeki derin içerik ve bildiriler benim bu savımın somut kanıtları sayılır. "Yürürken” şiirinin son kesimi, yukarıda vurguladığım ya da savladığım görüşün bir belgesidir.

"Uzaktayım, içimdeki o yaşamdan / Yürüyorum o yaşama gözlerimle / Eski bir karanlığın arkasında ağrıyan / Bir cigaraya hasret karakol geceleri / Kafamda çatlayan bir damar gibi / Durup durup yeniden kanasa bile” (S. 25)

Toparlarsak, Acılar Dönemi, kitabın arka yüzünde de belirtildiği gibi, 1970—1976 toplumsal olaylarının toplumcu bir duyarlıkla şiirleştirilmesidir.

ABDÜLKADİR BULUT
Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi
Temmuz 1978, C: XXXVIII, S: 322, S. 247-248

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

ŞÜKRAN KURDAKUL ŞİİRLERİ

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi