Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL

1907’de İstanbul’da doğan sanatçı, İstanbul Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) Hukuk Fakültesi’nde başladığı eğitimini Fransa’da Dijon ve Lyon üniversitelerinde felsefe bölümünde tamamlamıştır. Türkiye’ye döndükten sonra yaptığı çalışmalarla profesörlüğe kadar yükselmiştir. Fransızca ve İngilizce bilen sanatçı Türk Psikoloji Cemiyeti başkanlığını yapmıştır. İlk şiirleri 1927’de “Güneş” ve “Hayat” dergilerinde yayınlayan sanatçı, 1968’de İstanbul’da yaşamını yitirmiştir.

Edebi Kişiliği:

  • Yedi Meşalecilerin önde gelen sanatçılarından olan Sabri Esat, şiirleriyle sanat yaşamına başlamış ancak yazarlığının şairliğinin önüne geçtiğini düşünerek şiir yazmayı bırakmıştır.
  • Canlılık, yenilik ilkelerini benimseyen Siyavuşgil, inceleme çalışmaları ve Fransız edebiyatından yaptığı çevirilerle ün kazanmıştır. Psikoloji, eğitim, folklor ve edebiyatla ilgili birçok yazısı yayımlanan Sabri Esat’ın yaptığı çevirilerin en çok ses getireni Cyrano de Bergerac’ın çevirisidir.
  • Hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde günlük yaşamdaki her şeyi dışavurumcu bir kimlikle ve yer yer alaycı bir üslupla anlatan sanatçı, empresyonist ve ekspresyonist özellikler gösteren şiirlerinde fotoğraf gözlemciliği ile etrafındaki olayları şiire yansıtmaya gayret göstermiştir.

Kısaca özetleyecek olursak;

  • Sanat hayatına şiirler yazarak başladı.
  • Empresyonist bir ressam tutumuyla eşya ve görünüm tasvirlerinde canlı şiirler yazmıştır.
  • Bir süre çeşitli gazetelerde fıkra yazarlığı, tiyatro eleştirmenliği yapmıştır.
  • Psikoloji, eğitim ve folklor alanında çalışmaları vardır. Psikoloji profesörüdür.
  • Önemli çeviriler de yapmıştır.

Eserleri:

• Şiir: Odalar ve Sofalar

• İnceleme: İstanbul’da Karagöz ve Karagözde İstanbul, Psikoloji ve Terbiye Bahisleri, Karagöz, Folklor ve Milli Hayat, Roman ve Okuyucu

 


SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL-2
(1907-1968)
Sabri Esat Siyavuşgil, İstanbul'da doğdu (1907). Ortaöğrenimini İstanbul Erkek Öğretmen Okulu ile İstiklâl Lisesi'nde yaptı. Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisiyken Fransa'ya gönderildi. Felsefe öğrenimi yaptıktan sonra (1933) İstanbul Edebiyat Fakültesi'ne "Genel Psikoloji Doçenti oldu. 1942 yılında profesörlüğe yükseldi ve de bu görevi sürdürdü
İstanbul'da öldü (6 Ekim 1968).

İlk şiirleri Güneş, Hayat gibi dergilerde çıkan (1927) Sabri Esat Siyavuşgil, etkinliğini Yedi Meşaleci'ler arasında ve topluluğun dağılmasından sonra, birkaç yıl sürdürdü.1 5 Temmuz 1933'te ilk sayısı çıkan Varlık dergisinin sahibi idi. (Yaşar Nabi, derginin yönetimini üstlenmişti). Üniversite öğretim üyeliğiyle birlikte uzun süre gazetelerde (Tan, Ulus, Yeni Sabah) fıkra yazarlığı, tiyatro eleştirmenliği yaptı (1936-1964).
Etkinlikleri arasında çevirilerinden ve bilimsel çalışmalarından da söz edilebilir, Siyavuşgil'in.
Şiirlerinde yaratmaya çalıştığı söyleyiş ve biçim özgünlüğünden çok, Fransız edebiyatından yaptığı çevirilerdeki, özellikle E.Rostand'ın Cyrono de Berjerac çevirisindeki başarıyla ün kazandı:


"O grubun en özgün şairidir; ayrıca o günkü şiirin bugün de ayakta duran tek Üyesidir. Sanırım, ileride bazı inceliklerinin farkına varanlar çoğalacak, hiç değilse Şimdikine göre çok daha önemsenecektir.”(Cemal Süreya)


Başlıca yapıtları: Odalar ve Sofalar (1933) şiir kitabıdır. İstanbul'da Karagöz De Karagöz'de İstanbul (1938), Tanzimat'ın Fransız Efkâr-ı Umumiyesi'nde Uyandırdığı Yankılar (1940), Psikoloji ve Terbiye Bahisleri (1940), Folklor ve Milli Hayat (1943), Roman ve Okuyucu (1944)... inceleme ve araştırma kitaplar…

20.YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI, 1900-1940, MAHİR ÜNLÜ, ÖMER ÖZCAN


ODALAR VE SOFALAR

Evler, bir nara benzer,

Nar tanesi, sofalar,

Akşam, yol gibi gezer;

Sükûn, su gibi odalar.

 

Odada bir pancurun

Sofadadır güneşi;

Camlarda yanan korun

Düşer içime eşi.

 

Odada yığın yığın

Gölgenin salkımları;

Sofada yalnızlığın

Duyulur adımları.

 

Oda, içinden duyar

Oluktan düşenleri;

Sofa, geceyi oyar,

Dinler merdivenleri.

 

Toplar odam kuş gibi

Sofamın lâflarını.

Birer bibloymuş gibi

Süsler boş raflarını.

 

Beni duvar boyunca

Bir kum gibi ufalar

Odam uyku dolunca

Uyumayan sofalar.

Sabri Esat SİYAVUŞGİL


 

ÂŞIKLARIN ÖLÜMÜ

Yatağımız olacak, hafif kokuyla dolu,

Divanımız olacak, bir mezar gibi derin;

Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin

O garip çiçekleri süsliyecek konsolu.

 

Son sıcaklıklarını sarfedecek hovarda,

Birer ulu meşale olacak kalblerimiz;

Çifte ışıklarından gidip gelecek bir iz

İkimizin ruhunda, o ikiz aynalarda.

 

Pembe, lâhuti* mavi bir akşam saatinde,

Veda'la dolu, uzun bir hıçkırık halinde

Yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri;

 

Nihayet kapıları biraz aralıyarak,

Sadık ve şen bir melek gelip uyandıracak

Buğulu aynaları ve ölmüş alevleri.

 

*Lâhuti: İlahi, Tanrı alemine ait, Rabbani.

 

Charles  BAUDELAIRE

Çeviri : Sabri Esat SİYAVUŞGİL

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi