Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SUUT KEMAL YETKİN

(1903-1980)

Sanat ve edebiyata dair çalışmalarıyla tanınan Türk bilim adamı.

Urfa’da doğdu. Babası Şeyh Saffet Yetkin’dir. Ailesi İstanbul’a gelip yerleşince ilk öğrenimini İstanbul Numûne-i Tatbîkat Mektebi’nde, orta öğrenimini Mekteb-i Sultânî’de tamamladı. Lise yıllarında “Suud Saffet” adıyla yayımladığı şiirleriyle edebiyat dünyasına girdi; edebiyatla ilişkisini eleştiri ve denemeleriyle sürdürdü. 1925’te Fransa’ya giderek Sorbonne ve Rennes üniversitelerinde felsefe, estetik ve sanat tarihi eğitimi aldı. 1929’da Paris Ecole Normale Supérieure’de pedagoji seminerlerine katıldı. 1930’da yurda döndükten sonra Konya, Edirne ve Ankara’daki liselerde, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nde felsefe ve pedagoji öğretmenliği yaptı. 1933 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde estetik ve sanat tarihi doçentliğine tayin edildi. 1937’de İstanbul’dan ayrılıp Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde Fransızca öğretmenliği, 1938-1941 yıllarında Maarif Vekâleti Güzel Sanatlar umum müdürlüğü görevlerinde bulundu. Bu görevi sırasında I. Devlet Resim ve Heykel Sergisi açılmış, geleneksel ve çağdaş Türk sanatını tanıtmakta öncülük eden Güzel Sanatlar Dergisi yayım hayatına girmiştir.

 

1941’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde estetik ve sanat tarihi profesörlüğüne getirilen Suut Kemal, 1943-1950 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yedi ve sekizinci dönem Urfa milletvekili olarak görev yaptı. 1950’de yeniden akademik hayata dönerek Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde Türk ve İslâm Sanatları Kürsüsü’n-de çalışmaya başladı. Bir yıl sonra, uzun yıllar müdürlüğünü yapacağı Türk ve İslâm Sanatları Tarihi Enstitüsü’nü kurdu ve bu alanda çalışan bilim adamlarını bir araya topladı. Komitesinde yer aldığı Milletlerarası Türk Sanatları Kongresi’ni oluşturma çabaları içine girdi ve dört yılda bir düzenlenen, Türk sanatının dünyaya tanıtılmasında büyük önem taşıyan, günümüzde de sürdürülen kongrelerin ilkini 19 Ekim 1959’da Ankara’da gerçekleştirdi. 1951-1953 yıllarında İlâhiyat Fakültesi’n-de dekanlık ve 1959-1963 arasında Ankara Üniversitesi’nde iki dönem rektörlük görevinde bulundu. Bu sırada önemli yayınların basılmasını sağlayan Ankara Üniversitesi Basımevi’ni açtı. 1958’de ordinaryüs profesörlüğe yükseltildi. 1963-1964 ders yılında Columbia ve Paris Sorbonne üniversitelerinde de Türk sanatı üzerine dersler verdi. Yurda döndüğünde İlâhiyat Fakültesi’nden ayrıldı; Ankara Üniversitesi’nde yeni kurulan Eğitim Fakültesi’ne geçerek Güzel Sanatlar Eğitimi Kürsüsü’nü oluşturdu. Aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi’nde sanat tarihi derslerine başladı, 1968’de burada da Sanat Tarihi Bölümü’nü kurdu; 1973 yılında emekliliğe ayrılıncaya kadar her iki üniversitedeki görevlerine devam etti. 1949-1966 yıllarında Türk Dil Kurumu üyeliği yaptı; 1947-1950 yılları arasında Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda görev aldı. Türkiye’deki Sanat Eleştirmenleri Derneği’ni kurdu. 18 Nisan 1980’de Ankara’da öldü. Ars Orientalis ve Studia Islamica gibi yabancı bilimsel dergilerde yazıları yayımlanan ilk Türk sanat tarihçisidir. Ayrıca Cumhuriyet Türkiyesi’nde güzel sanatlar konusundaki ilk yayın olan Ar dergisinin yönetmenliğini yapmıştır. Sanat tarihçisi, yazar, çevirmen, eleştirmen, yönetici, eğitimci, denemeci ve düşünür olarak birçok niteliği bünyesinde barındıran Suut Kemal Yetkin yurt içinde ve yurt dışında faaliyetlerini başarıyla sürdürebilmiş aydınlardan biridir. Gelecek kuşaklara Türk İslâm sanatı, Batı uygarlığı, çağdaş sanat, felsefe ve edebiyat alanlarında Türkçe ve yabancı dilde kırkı aşkın kitap, seksenden fazla makale ve deneme yazısı, yirmiye yakın çeviri kitap bırakmıştır.

 ESERLERİ:

1923’te henüz yirmi yaşında iken Şi’r-i Leyâl adlı bir şiir kitabı yayımlanan Yetkin’in diğer belli başlı eserleri şunlardır:

Estetik (İstanbul 1931),

Sanat Felsefesi (İstanbul 1934),

Filozofi ve Sanat (İstanbul 1935),

Sanat Meseleleri (İstanbul 1945),

Leonardo da Vinci’nin Sanatı (İstanbul 1945),

İslâm Mimarisi (Ankara 1954),

İslâm Sanatı Tarihi (Ankara 1954),

Büyük Ressamlar (İstanbul 1955),

Günlerin Götürdüğü: Edebiyat Üzerine Düşünceler (İstanbul 1958),

L’architecture turque en Turquie (Paris 1962),

Edebiyatta Akımlar (İstanbul 1967),

Şiir Üzerine Düşünceler (İstanbul 1969),

Türk Mimarisi (Ankara 1970),

L’ancienne peinture turque (Paris 1970),

Estetik Doktrinler (Ankara 1972),

İslâm Ülkelerinde Sanat (İstanbul 1974),

Büyük Tedirginler (Ankara 1976),

Barok Sanat (İstanbul 1977),

Edebiyat Üzerine Denemeler (Ankara 1978),

Estetik ve Ana Sorunları (İstanbul 1979).

Çevirilerinden şu eserler zikredilebilir: Lessing’den Laocoon (1935), Hegel’den Estetik (1936, özet tercüme), Sauvaget’den İslâm Dünyası: Kısa Kronoloji (Ankara, ts., Faik Reşit Unat ile birlikte), Ernst Kühnel’den Doğu İslâm Memleketlerinde Minyatür (Ankara 1952, Melahat Özgü ile birlikte) (eser ve makalelerinin bir listesi için bk. Suut Kemal Yetkin’e Armağan, s. XI-XVII).

 

BİBLİYOGRAFYA:

 

Günsel Renda, “Suut Kemal Yetkin’in Bilimsel Kişiliği”, Suut Kemal Yetkin’e Armağan, Ankara 1984, s. XI-XVII, 1-4; Adnan Turani, “Suut Kemal Yetkin ve Plastik Sanatlar”, a.e., s. 11-15; Hikmet Dizdaroğlu, “Denemeci Suut Kemal Yetkin”, a.e., s. 5-10; a.mlf., “Suut Kemal Yetkin’in Ardından”, AÜ İlâhiyat Fakültesi Yıllık Araştırmalar Dergisi, III, Ankara 1981, s. 13-16; Bedreddin Cömert, “Suut Kemal Yetkin”, Milliyet Sanat Dergisi, sy. 4, İstanbul 1980, s. 22-23; Şinasi Özdenoğlu, “Bir Hümanisti Anarken: Suut Kemal Yetkin”, a.e., sy. 23 (1981), s. 27-28; Neşet Çağatay, “Ord. Prof. Suut Kemal Yetkin (1903-1980)”, AÜ İlâhiyat Fakültesi Yıllık Araştırmalar Dergisi, III (1981), s. 5-7; Sabahattin Teoman, “Büyük Tedirgin; Suut Kemal Yetkin İçin”, a.e., s. 9-12; İbrahim Agâh Çubukçu, “Ord. Prof. Suut Kemal Yetkin’le Bir Söyleşi”, a.e., s. 17-19; Nurcan Yazıcı, “Türkiye’de Sanat Tarihinde İlkler/Öncüler”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, VII/14, İstanbul 2009, s. 571-607.

 

Ebru Karakaya   cilt: 43; sayfa: 508


 

SUUT KEMAL HAYATI ve ESERLERİ-2

Suut Kemal Yetkin kimdir? Hayatı ve eserleri: Urfa’da doğdu (1903). Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamla­dıktan sonra Fransa’ya gitti. Paris’te felsefe öğrenimi gördü (1923-30). Öğ­retmenlik, öğretim üyeliği yaptı. Urfa’dan milletvekili seçilerek parlamen­toya girdi (1943). Tekrar üniversiteye dönünce İlahiyat Fakültesi İslam Sa­natları profesörlüğü, Ankara Üniversitesi rektörlüğü görevlerinde bulundu. Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Güzel Sanatlar Eğitimi, Hacette­pe Üniversitesi Fen ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi kürsülerinde ders verdi. 1 Nisan 1980’de öldü.

Edebiyat dünyasına Yarın ve Servet-i Fünun dergilerinde çıkan şiirlerle girmiş, sonra bu şiirlerden oluşan Şi’r-i Leyal (1923) adlı küçük kitabı ya­yımlamıştı. Ağaç (1936), Kültür Haftası (1936), insan (1938) yeni edebiyat hareketinin geliştiği yıllarda en fazla yazdığı dergiler arasındadır.

Suut Kemal’in Ağaç ve Kültür Haftası’nda çıkan yazılarıyla eleştirmen ya da deneme yazarı kimliği kazandığını söylemek güçtür. O da, bu dergi­lerin düşün yapısını belirleyen Ord. Prof. Mustafa Şekip Tunç, Abdülhak Şinasi Hisar, Peyami Safa, Necip Fazıl gibi sanat sorunlarına da idealist fel­sefeye bağlı görüşlerle yaklaşırken ruh, edebiyat, fanilik, mucize, eşya, göl­ge, mistik, bedii zevk, haz gibi sözcükleri kullanmayı sever. Tadını çıkar­maya çalışır gibidir bu sözcüklerin. “Mev’ut Ebediyet” [Ağaç, 11 Nisan 1936) adlı yazısında “Eğer mutlak ve ebedî bir varlığa inanırsak her şey kurtulmuş demektir. O zaman fâni hayatımız ve eserimiz bir mana alacak, şüphenin yükü altında bükülen belimiz doğrulacaktır” diyerek “zamandan ve mekândan uzak bir ebediyet” isteğini doğru bulurken, idealist Fransız düşünürlerinin yankısıymış izlenimini bırakır.

“Kendine Yeten Sanat” (Ağaç, 4 Nisan 1936) yazısında genel sanat ku­ramlarına ilişkin görüşlerini belirtirken mutlakçı değildir.

Comte, Proudhon, Taine, Guyeau, Tolstoi gibi mütefekkirler sana­tı müstakil tanımazlar. Bunlara göre din, millet, aile, iş gibi (anesthé- tique), lâbedii fonksiyonlar tamamıyle içtimaidir. İçtimai olmayan yalnız bedii fonksiyondur. O da diğer fonksiyonların ifadesi olduğu, di­ğerlerinin tekâmülünü takip ettiği nisbette içtimaidir. Bu (socio-esthéti­que) telakkinin en canlı şeklini bugün tarihi maddecilikte görmekteyiz.

Sanat için sanat nazariyesi hakkında (Téophile Gautier)den beri çok şey söylendi. Söylenenleri tekrarlayacak değilim. Burada yalnız sanat şekillerinin, üslupların, ekollerin spesifik bir tekâmüle tabi ol­duklarını kısaca hatırlatmak isterim. Sanat; siyasî, dinî, İktisadî vaka­lara bağlı olmakla beraber onların tekâmülünden müstakil olarak kendine mahsus bir tekâmül takip eder. Bu karşılıklı tekâmülün saf­haları yekdiğeriyle karışmaz.

(Kendine Yeten Sanat)

Daha sonra sanatın bağımsız ve varlığı yalnızca kendi yasalarıyla belir­lenen bir gerçek olduğunu savunur Yetkin. Özellikle Ulus, Sanat ve Edebi­yat gazetesinde yazdığı 40’h yıllarda bu görüş çizgisinde derinleşmeye çalı­şır. ilk kitabı Edebiyat Konuşmalarındaysa (1944), on, on beş yılın yazı bi­rikiminden sadece on birine yer vermiştir. Deneme özellikleri ağır basan bu yazılarda da, klasik ve çağdaş sanatçıların kimi yapıtlarına yaklaşmaya ça­lışarak kendi görüşlerini ifade eder. Onları bir çeşit güven aracı olarak kul­lanmak istiyor gibidir. Yetkin’e göre edebiyatı, konuya indirgemek isteyen­ler vardır. Bunlar sanatın kendi gerçeğinden uzaktırlar. Oysa sanat kendi gerçeği, kendi yasaları, kendi “ritimleri” olan bir olgudur. Sanat, “bir im­kânlar dünyasının türlü tesirler altında uyanması, tutuşması ve mucizeli bir surette gerçekleşmesidir” (sf. 40); Sanat yapıtlarının nesnel olarak yargılan­ması da yanlış yargılara yol açar. “Sanat eserini ancak Sanat görüşüyle” de­ğerlendirmek gerekir. Çünkü elde hem nesnel bir ölçüt yoktur, hem de sa­nat yapıtlarının “türlü unsurların nasıl esrarlı bir terkibinden vücuda geldi­ği bugüne kadar bulunmamıştır; bulunacağa da benzemiyor”dur (sf. 49).

Yetkin’in 1950’den sonra yayımladığı kitaplarda da ilk yapıtında ileri sürdüğü görüşleri zenginleştirerek amacına yöneldiğini söyleyebiliriz. Ede­biyat Konuşmaları’nda kendini ortaya koymak isteyen bir yazar vardı. Bu kitaplarda görüşlerinin yaygınlık kazandığını sanan bir sanat adamının kendine inanmışlığı su yüzüne çıkar. Mallarmé’dan, Valêry’den, André Gi- dé’den, Yahya Kemal’den söz eder, onların sanat görüşlerini mutlak sayar­ken genelde özgürlüğü, özelde kendi özgürlüğünü kutsal saymıştır. Ama ta­bana yakın kesimdeki insanların duyarlıklarından kaynaklanan yeni şiir hareketi karşısında eleştirel tavrım gizlemez. Yeni edebiyat hareketiyle or­taya çıkan değerlerin şiir ve öykülerindeki içerik değişiminden rahatsız ol-

duğu için yapısal değişmelerin yarattığı güzelliklerin de tadına varamadığını kanıtlayan yazılar yazar.

DENEME KİTAPLARI

Edebiyat Konuşmaları (1944),
Edebiyat Üze­rine (1952),
Günlerin Götürdüğü (1955),
Düşün Payı (1960),
Yokuşa Doğ­ru (1963),
Şiir Üzerine Düşünceler (1969),
Denemeler (1972).
KAYNAKLAR: Hüseyin Cöntürk-Asım Bezirci, Günlerin Götürdüğü, Getirdiği (1962); Asım Bezirci, Bilimden Yana (1962); Mehmet Şeyda, Ede­biyat Dostları (1970); Adnan Binyazar, Varlık (Mart 1972), Türk Dili (1 Ma­yıs 1972), Prof. Suut Kemal Yetkın’e Armağan (1984).

Kaynak: Çağdaş Türk Edebiyatı 4, Cumhuriyet Dönemi 2, Şükran KURDAKUL, 1994, Evrensel Basım Yayın.