Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

CELAL SAHİR EROZON-3

 

Bu akşam göklerin kandilsiz Allâhım; 

Nasıl bulsun seni karanlıkta ahım?..

Celâl Sahir Erozan

HAYATI: 1883’de İstanbul’da doğdu. Yemen vali ve kumandanlarından İsmail Hakkı Paşa’nın oğludur. Vefa İdadisi’nde bir süre okuduktan sonra Fransız Lisesi’ni bitirdi. İki yıl kadar Hukuk’a devam ettiyse de burasını tamamlamadan hayata atıldı. Çok genç yaşlarındayken ve bu topluluğun son döneminde, Servetifünun’cular arasına katıldı. Bu sırada Hariciye Nezaretinde memurdu. Servetifünun topluluğu dağıldıktan sonra, orada tanıştığı Hüseyin Cahit’in yardımı ile Mercan İdadisi’nde edebiyat öğretmenliği yapmaya başladı. 1908’e kadar İstanbul ve Kabataş Liselerinde de öğretmen olarak görev verdi.

İkinci Meşrutiyet’in ilânından bir yıl sonra, önce Selanik’teki Genç Kalemler topluluğuna katıldı. Bundan kısa bir zaman sonra İstanbul’da kurulan Fecriâti Edebiyatı topluluğunun başına geçti. Yeniliği seven ve kendisini her fırsatta yenilemesini bilen bir karektere sahipti.

Birinci Dünya Savaşı’nda bir yandan ticaretle uğraşırken, bir yandan da Hecenin Beş Şairi diye anılan gençlere yardım etti. Aruzu bırakıp onlar gibi hece denemelerine girişti. Cumhuriyet’in ilk yıllarında serbest nazımda da şiir denemeleri yaptı.

1927’de Atatürk’le tanışıp onun sevgisini kazanınca şiiri ikinci plana alarak kendisini dil ve bilim çalışmalarına verdi. 1928’deki Harf Devrimi’n-de belirgin hizmetleri görüldü. Bu sırada Zonguldak milletvekilliğine seçilmişti. Türk Dil Kurumu’nun ilk kurucularından biri oldu; kısa bir süre bu kurumun başkanlığına da getirildi.

Kendisini tam yetiştirdiği, ülkeye gerçekten faydalı olduğu bir çağda, 1935’te, İstanbul’da öldü. Bakırköy’deki küçük mezarlıkta yatmaktadır.

EDEBÎ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ: Servetifünun’un en son ve en genç şairlerinden biri olan Celâl Sahir, bu dergide ve bundan sonraki belirli bir dönem şiirlerinde «aşk ve kadın şairi» olarak ün kazanmıştı. Bunu kendisi de benimsemiş olmalı ki bir şiirinde: «Hayatımı kadınlar verir ve ben onların verdiği bu hayatla yaşarım, kadınlar olmasaydı bütün şiirlerim öksüz kalırdı.» anlamında bir beyit bile vücuda getirmişti. Ondaki aşka yönelik bu ruh, aynı zamanda kendisini hayata ve her yeniliğe dönük bir ruh olarak beslemiştir.

Celâl Sahir’in şiirlerinde konu, kavram, anlam bakımlarından belirli bir yenilik ve özellik bulunduğu söylenemez; onun şiirlerinin en belirgin özelliği, canlı, hareketli, aşk ve yaşam duygusuyla dolu olması, evrimleşmeye ve yeniliğe yönelik bulunuşudur. Bu şiirlerin dilinde ise Servetifünun’un en koyu ve külfetli sözlüğünden, dil devriminin —kendi zamanındaki— en duru ve arı havasına doğru gittikçe berraklaşan bir akış göze çarpmaktadır. Celal Sahir, edebiyatımızda daima öncü olmak istemesine rağmen hiçbir zaman gerçek öncü olamamış, buna karşılık Türk dilinin arılanmasında ilk verimli adımları atanlardan biri olarak ulusuna ve ulusal kültürüne hatırı sayılır hizmetlerde bulunmuştur.

Türk tiyatrosunun gelişmesi için de çaba gösteren, zaman zaman çeşitli dergi ve gazetelerde sohbetler ve makaleler de yazan Celâl Sahir Erozan’ın yayınlanmış kitapları şunlardır:

Şiir kitapları: Beyaz Gölgeler; Buhran; Siyah Kitap. Numaralı Kitaplar: (kendisinin ve çağdaşlarının şiirlerini içine alan ve her sayısı birbirini izleyen sayı numaraları ile anılan aylık dergi).

ŞEMSEDDİN KUTLU

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

CELAL SAHİR EROZAN ŞİİRLERİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi