Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

ALİ EMÎRÎ EFENDİ HAYATI ve ESERLERİ
(1857-1924)
Daha çok topladığı kitaplarla meşhur olan son devir kitap meraklılarından, Millet Kütüphanesi'nin kurucusu.

Diyarbakır'da doğdu. Şair Sâim Seyyid Mehmed Emîrî Çelebi'nin torunla­rından Seyyid Mehmed Şerif Efendi'nin oğludur. İlk tahsilini Diyarbakır'da Sülûkiyye Medresesi'nde yaptı. Amcası Fethullah Feyzi Efendi'den de Farsça ders­leri aldı. Daha sonra, dayılarının Mardin sancağı tahrirat ve rüsumat müdürü bu­lundukları sırada oraya giderek başta Ahmed Hilmi Efendi olmak üzere bazı müderrislerden üç yıl kadar çeşitli dersler aidi; kısa zamanda Arapça ve Farsçasını ilerletti. Bu arada eski tarzda şi­irler yazmaya başladı. 1875'te telgrafçı­lık kurslarına katılarak telgrafçı oldu. 1876'da V. Murad'ın cülusu üzerine bir cülûsiyye kaleme aldı. 1878'de Hey'et-i Islâhiyye ile Diyarbakır'a gelen Âbidin Paşa'nın yanına müsevvid olarak gir­di; onunla birlikte Harput, Sivas ve Selânik'e gitti. Daha sonra Sis (Kozan) san­cağı âşâr müdürlüğü ile Adana Âşâr Ne­zâreti başkâtipliği yaptı. Sırasıyla Leskovik, Kırşehir ve Trablusşam sancağı mu­hasebeciliklerinde, Ma'mûretülazîz (Ela­zığ) ve Erzurum defterdarlıklarında, Yan-ya ve İşkodra maliye müfettişliklerinde, Halep defterdarlığı ile Yemen maliye mü­fettişliğinde bulundu. Bu sırada "rütbe-i ûlâ sınıf-ı sânîsi" nişanı ile taltif edildi; 1908'de II. Meşrutiyet'in ilânından son­ra kendi isteği ile emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra Millî Tetebbûlar Encü­meni, Tasnîf-i Vesâik-i Târihiyye Encü­meni başkanlığı ile Târîh-i Osmânî Encü­meni üyeliği yaptı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Dairesi Tasnif Komisyonu'nun ba­şında bulunduğu sırada da kendi adına izafe edilen "Ali Emîrî Tasnifi'ni mey­dana getirdi. Aynı zamanda Vakıflar Nezâreti'ne uzun "vicdannâme'ler yazdı; eski eserlerin bakımsızlık ve ihmalini di­le getirerek amme vicdanını temsil etti. 23 Ocak 1924'te öldü, mezarı Fâtih Ca­mii hazîresindedir.

Hayatı boyunca gittiği her yerde ki­tap toplayan Ali Emîrî Efendi, ilmî ve edebî faaliyetlerini emekliliğinden son­ra daha da hızlandırmıştır. Bir ara, es­ki bir Oğuz şehri olan Cend'e kadar gi­derek birçok değerli eser ve vesika top­lamış, Kırşehir muhasebecisi iken de masrafları kendisinden, işçiliği dervişlerince karşılanmak üzere Hacı Bektâş-ı Velî Dergâhı'nı tamir ettirmiştir. Orta se­viyede bir şair, usta bir münekkit olan Ali Emîrî Efendi'nin asıl büyük yanı, ha­yatı boyunca toplamış olduğu paha biçilmez değerde kitaplardan oluşan kütüphanesini, Fatih'te Feyzullah Efen­di Medresesi'nde kendi kurduğu Millet Kütüphanesi'ne bağışlamasıdır. Bu kü­tüphaneye çoğu nâdir ve tek nüsha olan 16.000 cilt eser vakfetmiş, ölümüne ka­dar da bu müessesenin müdürlüğünü yapmıştır. Ali Emîri'nin önemli hizmet­lerinden biri de Kâşgarlı Mahmud'un o zamana kadar ele geçmeyen meşhur Dî­vâni üugati't-Türk adlı eserini bulması ve ilim âleminin hizmetine sunmasıdır. Bütün bu faaliyetleri arasında biyografi ve tezkire türünde birçok eser kaleme almış, bazı eski eserleri de "Nevâdir-i Eslâf" adı altında haşiyelerle yeniden ya­yımlamıştır.
Belli başlı telif eserleri şunlardır:
Levâmiu'l-Hamîdiyye (İstanbul 1312); Cevâhirü'l-mülûk (Osmanlı padişahlarının şiirlerini toplayan bu eserin sadece ilk fasikülü yayımlanmıştır, İstanbul 1319);
Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid (Diyarbakır'da ye­tişen 217 şairin biyografisini ihtiva eden bu eserin yetmiş üç şairi içine alan sadece birinci cildi yayımlanmıştır, İstanbul 1327); Mardin Mülûk-i Artukıyye Târihi ve Kitabeleri ve Şâir Vesâik-i Mühimme (Ferdî Kâtib adıyla, İstanbul 1331); Ezhâr-ı Haidican İstanbul 1334);
Osmanlı Vilâyât-ı Şarkıyyesi (İstanbul 1334); İşkod­ra Şâirleri; Yanya Şâirleri; Diyarbekirli Bâzı Zevatın Terceme-i Halleri; Yemen Hatıratı, Osmanlı Şâirleri; Mir'âtü'l-fevâid gibi sayısı otuzu bulan di­ğer eserleri yayımlanmamış, bunların bazıları ise kaybolmuştur. Ayrıca yazma halinde bir de divanı vardır (Millet Ktp., Ali Emîrî, manzum, nr. 37, 38, 39).

Yayımladığı eserler ise şunlardır: Lütfi Paşa'nın Âsafnâme'si (İstanbul 1326); Bayâtî Hasan b. Mahmud'un Câm-ı Cem-âyîn"i (İstanbul 1331); Gıyâseddin Nakkâş'ın Acâibü'l-letâifi (İstanbul 1331).

Ali Emîrî Efendi ayrıca Osmanlı Tâ­rih ve Edebiyat Mecmuası (31 Mart 1334 - Eylül 1336 arasında 31 sayı; Târih ve Edebiyat adıyla 31 Ağustos 1338 - 31
Kânunuevvel 1338 arasında 5 sayı) ile Âmid-i Sevda (1908-1909, 6 sayı) dergi­lerini çıkarmış, gerek buralarda gerek­se öteki bazı mecmualarda değerli ma­kaleler yayımlamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ali Emîrî. Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid, İstanbul 1328, I, 65-98; İbnülemin, Son Asır Türk Şairleri, I, 298-301; Babinger (Üçok), s. 437-439; Ergun. Türk Şairleri, III, 1251; Şevket Beysanoğlu, Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları, İstanbul 1959, II, 139-142; Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 455-456; TCYK, s. 376-377; Ahmed Refik [Altınay]. "Ali Emîrî Efendi-Hayat ve Âsârı", TOEM, 1/78 (1340), s. 45-51; Ali Aksakal. "Ölümünün 60. Yılında Kitap Dostu Ali Emîrî Efendi", 7K, XXII/250 (1984). s. 25-28; Muzaffer Esen. "Ali Emîrî Efendi", İsLA,II, 659-662; Fahir İz. "'Ali Emiri", El2 Suppl. (İng.), s. 63; M. Serhan Tayşi, "Ali Emîrî Efendi", TDEA, I, 9.    
 
M. Serhan Tayşi, DİA, 2.Cilt

ALİ EMİRİ EFENDİ HAYATI-2

Yazar, tezkireci (1857-23 Ocak 1924). Diyarbakır'da doğdu. Özel öğrenim görerek yetişti. Devlet hizmetinde çalıştı. Mu­hasebecilik, maliye müfettişliği, defterdarlık görevlerinde bulundu. Emekliye ayrılarak İstanbul’a yerleşti (1908). Fatih'te Feyziyye Medresesi'nde Millet Kütüphanesi'ni kurdu. Osmanlı Tarih ve Edebiyat Mecmuası'nı yayımladı (32 sayı, 1920). Di­van geleneğine uygun şiirler yazdı. Çoğu yazma olarak kalan araştırmaları arasında basılan kitabı Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid (Diyarbakır Şairleri Tezkiresi, 1912)'dir. Divanü Lügati’t Türk adlı eseri bulup satın alan bir kitap kurdududur.

KAYNAKLAR: Şükran KURDAKUL (Şairler ve Yazarlar Sözlüğü).

 

 
 

İLGİLİ İÇERİK

ALİ EMİRİ'NİN KİTAP İÇİN SÖYLEDİĞİ ŞİİR

ALİ EMÎRÎ EFENDİ HAYATI ve ESERLERİ

ALİ EMİRİ - KİTAP GAZELİ AÇIKLAMASI