AHMEDİ HAYATI-ESERLERİ-1
Divan şairi (1334-1413). Asıl adı Tacettin İbrahim'dir. İlk gençliğinde Anadolu'da (Kütahya'da sanılıyor) yetişti. Mısır'a giderek dönemin ünlü eğitim kurumlarında Şeyh Ekmeleddin'in öğrencisi oldu. Dönüşünde Germiyan beylerinden Süleyman Şah'tan yakınlık gördü; bir süre Kütahya'da yaşadı. I. Bayezit'in oğlu I. Süleyman'ın Anadolu'ya geçip egemenliğini kabul ettirdiği yıllarda (1403-10) Bursa'ya yerleşerek şair Ahmedi Dâi ile birlikte padişahın çevresinde bulundu. I. Süleyman'ın ölümünden sonra şehzadeler arasındaki kavga yıllarını (1410-13) Amasya'da geçirdi; orada divan kâtipliği görevindeyken öldü.
YAPITLARI: İskender-nâme. 8250 beyittik mesnevi. Eserin sonunda İran'daki geleneğe uyularak Osmanlı tarihi üzerine vekayinâme niteliğinde bir bölüm vardır. Cemşid ü Hurşit. Konusu bir aşk hikâyesi olan beş bin beyittik bir mesnevi. Ayrıca Tervihü'l-ervah adlı on bin beyittik başka bir mesnevisiyle sözlük biçiminde yazılan Farsça Mirkatü'l Edep'i vardır.
KAYNAKLAR: Dr. Bedrî N. Şehsuvaroğlu (Şair ve Hekim Ahmedî - Hayatı ve Eserleri, İst. Tıp. Fak. Mecmuası, cilt XVI, sayı 3, 4, 1954), Yaşar Akdoğan, (Ahmedi Divanı ve Dil Hususiyetleri, 1979), Ahmedi Divanı, Tenkidli metin (1979), Şükran KURDAKUL, (Şairler ve Yazarlar Sözlüğü).
AHMEDİ HAYATI VE ESERLERİ-2
1334-1413
Asıl adı Taceddin İbrahim b. Hızır olan Ahmedî 14. yüzyıl divan şiirinin asıl kurucusu ve üstadı sayılır. Kütahyalı olup uzun bir Ömür sürdüğü Mısır'da tahsil ettiği bilinmektedir. Germiyan Beyi Süleyman Şah, I. Murad, Bayezid, Aksak Timur, Çelebi Mehmed, Emir Süleyman gibi bey ve sultanlarla dostluk kurup onların ihsan ve iltifatlarına kavuşmuştur. Bursa ve Edirne sarayları çevresinde, herhalde refahlı bir ömür sürmüş içkili ve aşklı eğlenceler anlatan şiirler söylemiştir.
Ahmedî'nin şiirleri sayıca ve hüner yönünden çağdaşlarına üstündür. İran şiirinin biçim ve muhtevadaki bütün zenginliğini Türkçe şiire aktarmaya çalışmıştır. Aruzla beraber, İran efsane ve mecazlarını da Türk diline uydurmakta güçlük çektiği görülür. Kuvvetli mısra söyleyişine ulaşamamıştır. Nesimî gibi coşkun bir şair olmayıp zekâ ve ölçüye önem vermiştir.
Ahmedî'nin Divandan başka İskendernâme ve Cemşîd ü Hurşîd adlı iki mesnevisi vardır. Son yıllarda Ahmedî'nin Mirkad-ı Edep adında Arapça Farsça manzum bir lügat kitabı da bulunmuştur. Tervihü'l- Ervah adlı, tıbla ilgili bir mesneviyi de Çelebi Mehmed'e sunmuştur.
İskendernâme: İskender'in efsaneli maceralarını anlatan bir mesnevidir. Yıldırım Bâyezîd'in oğullarından Emir Süleyman'a sunulmuş olan bu esere, Dâsitan-ı Tevârih-i Mülûk-ı Âi-i Osman adlı mazmun bir Osmanlı tarihi de eklenmiştir. Şüphesiz bu ek kısım tarih ve edebiyatımız bakımından eserin bütünü kadar önemlidir. Bu eseri ilk defa derinlemesine inceleyen Nihad Sami Banarlı olmuştur.
İskendernâme'nin asıl hikâye bölümü için Dr. Yaşar Akdoğan'ın Kültür Bakanlığı, 1000 Temel Eser dizisi 135. numaraya bakılmalıdır.
Cemşid ü Hurşid: 5000 beyitlik büyük bir mesnevidir. İran şairi Selman-ı Sâvecî'nin aynı isimdeki eserine benzetilerek yazılmıştır; fakat ondan 2500 beyit daha fazladır. Hikâyenin arasına bazı gazeller de serpiştirilmiştir.
TÜRK EDEBİYATI TARİHİ, KABAKLI, AHMET, 2.CİLT
İLGİLİ İÇERİK
CEMŞÎD Ü HURŞÎD ÖZETİ - AHMEDİ