Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

MEZÂKİ SÜLEYMAN EFENDİ HAYATI ve ESERLERİ
(ö. 1087/1676) Divan şairi.

Bosna-Hersek'in Çayniçe kasabasında doğdu. Kaynaklarda ismi Süleyman el-Bosnevî (Bosnalı Süleyman Dede) ve Derviş Süleyman olarak da geçer. Ailesi hakkın­da Mısır Valisi Eyüp Paşa'nın akrabası ol­duğu dışında bilgi yoktur. Evliya Çelebi'nin Çayniçe'yi ziyaretinde Mezâki'nin evin­de kaldığı belirtilmektedir(Fehim Nametak, s. 112-113). İlköğrenimini burada tamamladıktan sonra muhtemelen Eyüp Paşa'nın aracılığıyla İstanbul'a giderek Enderun'a girdi, çeşitli ilimler yanında edebiyat tahsili gördü, özel olarak kimya ile meşgul oldu.


Meslek hayatına sipahilikle başlayan Mezâki, Mısır valiliği yapan Hamza ve Eyüp paşaların yanında kâtip olarak ça­lıştı. Bu sırada Fehîm-i Kadîm'i Eyüp Pa­şa'nın maiyetine aldırdı. Ancak arkadaşı­nın serbest tavırları aralarının bozulma­sına ve onun Kahire'den ayrılmasına se­bep oldu. Hadım Abdurrahman Paşa'nın Mısır valiliği sırasında divan efendiliğinde bulunan Mezâki'nin sohbet ehli olması birçok devlet adamıyla dostluğuna ve pek çok yer gezmesine vesile oldu.


Mezâki, şiir ve inşâda ustalığı sebebiy­le Köprülü Mehmed Paşa'nın maiyetinde tezkirecilik yaptı, onun ölümünden son­ra oğlu Fâzıl Ahmed Paşa'nın kâtibi oldu ve çevresindeki şairler arasına girdi. Bu iki vezirin zamanında daha rahat bir ha­yat sürdü ve daha çok itibar gördü. Fâzıl Ahmed Paşa ile beraber Avusturya'ya ve Girit'e gittiği gibi Kandiye Kalesi'nin fet­hine de katıldı. Paşanın ölümünün ardın­dan divan hocalıklanyla mukabelecilikte bulundu. Ayrıca devrin Mevlevi şeyhlerin­den Arzî Dede ve Müneccimbaşı Ahmed Dede gibi şahsiyetlerin sohbetlerine ve şiir meclislerine iştirak etti. Derviş Mey­yal. Vecdi. Fehîm-i Kadîm, Neşâtî ve tez­kire sahibi Güftî Ali dostları arasındaydı. Siyasetten uzak yetmiş yıl kadar rahat bir ömür süren Mezâki 1087 yılının Ramaza­nında (Kasım 1676) İstanbul'da vefat etti ve Galata Mevlevîhânesi naziresine defne­dildi. Vefatıyla ilgili tarih beyitlerinin yan­lış hesaplanması yüzünden ölümü bazı kaynaklarda 1086(1675) ve 1088(1677) olarak gösterilmektedir (Sabanovic, s. 344).


Rindmeşrep ve hoşsohbet bir kişi olan Mezâki Mevlevîlik'ten etkilenmiş, şiirle­rinde aşk. tabiat, hasret konularıyla tarihî olaylara, mahallî unsur ve tasvirlere yer vermiş, methiyeler yazmıştır. Şiirlerinde tabiat önemli bir yer tutmuş, iç âlemin­den çok dış âlemi dile getirmiştir. Etki­sinde kaldığı Bakî gibi hayatın zevklerine yönelerek içinde yaşadığı çevreyi teren­nüm etmiştir. Divan şiirinin alışılmış maz­mun ve teşbih unsurlarıyla örülmüş şiir­lerinde üslûp, mazmun, hayal ve mânaca sadeliği benimsemiş ve şiirlerini bir söy­leyiş kolaylığı içinde yazmıştır. IV. Murad ve IV. Mehmed'e. Fâzıl Ahmed Paşa gibi devrin vezirlerine sunduğu kasidelerinde Nef'î'nin tesirinde kalmıştır. Kendisinin de üslûp ve konular bakımından Hersekli Arif Hikmet'i etkilediğini söylemek müm­kündür (Basagic, Bosnjaci’i Hercegouci, s. 133-135). Nazım şekli olarak en fazla gazele rağbet eden Mezâki'nin Nesîmî'yi hatırlatan mutavvel gazelleri dışında en önemli özelliklerinden biri çok sayıda müzeyyel gazel yazmış olmasıdır. Birer kü­çük kasideyi andıran bu şiirlerin zeyil kıs­mında IV. Murad, Fâzıl Ahmed Paşa gibi devlet büyüklerine, katıldığı meclislere ve kendisi için övgüye dayalı unsurlara yer vermiştir.


Şairin divanında yirmi dokuz kaside (biri na't. biri tarih). 441 gazel, dokuz ta­rih, bir kıta, bir rubâî, bir müseddes ve on iki müfred yer almaktadır. Çeşitli kü­tüphanelerde yazma nüshaları mevcut olan divan üzerine (İÜ Ktp., TY, nr. 2905/1, nr. 873; Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 3873; Millet Ktp. Ali Emîrî Efendi. Manzum, nr. 3873; TSMK, Hazine, nr. 892; Revân Köş­kü, nr. 786; The British Library'deki nüsha­nın biri Or, nr. 7100, diğeri Or, nr. 7155'teki on iki varaklık bir mecmuada Me­zâki'nin gazelleri bulunmaktadır) Ahmet Mermer bir doktora tezi hazırlamıştır (bk. bibi.).


BİBLİYOGRAFYA:
Mezâki: Hayatı, Edebi Kişiliği ve Divanı'nın Tenkidli Metni (haz. Ahmet Mermer), Ankara 1991; Kafzâde Fâizî. Zübdetül- eş'âr. Millî Ktp., Yazmalar, nr. 679, vr. 98; Mehmed Âsim. Zeyl-i Zübdetü'l-eş'âr, İÜ Ktp., TY, nr. 1711, vr. 69; Gûfti ve Teşrifâtü'ş-şuarâsı (haz. Kâşif Yılmaz). Ankara 2001, s. 217; Evliya Çelebi. Seyahatna­me, Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 459-462, III, vr. 17; Muhibbi. Hulâşatü'l-eşer, I, 197; II, 213; Safâî. Tezkire, İÜ Ktp., TY, nr. 3215, vr. 279;Safvet Mustafa, Huhbetü'l-âsâr min fevâıdi'l-eş'âr, İÜ Ktp., TY, nr. 92, vr. 53; Belîğ. Muhbetü'l-âsâr, s. 486; Şeyhî Mehmed Efendi. Vekâyiu'l-fuzalâ, Süleymaniye Ktp., Beşir Ağa, nr. 479, vr. 250; Müstakimzâde. Mecelletü'n-nişâb, Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 628, vr. 389; Esrar Dede. Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye (haz. İlhan Genç). Ankara 2000, s. 476-478; Hammer. GOD, III, 512-515; Ali Enver. Semâhâne-i Edeb, İstanbul 1309, s. 220; Sicill-i Osmânı, III, 52; Osmanlı Müellifleri,]]], 417; Meh­med Handzic, Knjizeuni Rad Bosansko - Herce-govackih Muslimana, Sarajevo 1933, s. 55; a.mlf.. el-Cevherü'l-esnâlî terâcimi 'ulemâ'l ve şu'arâ'i Bosna(nşr. Abdülfettâh Muhammed el-Hulv), Kahire 1413/1992, s. 91-92; TYDK, II, 439; Karatay, Türkçe Yazmalar, 11,157; Vasfi Mahir Kocatürk. Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 1970, s. 508; Hazim Sabanovic. Knjizevnost Muslimana BiHna Orijentalnim Jezicima,Sa­rajevo 1973, s. 343-346; Can Kerametli. Gala-ta Mevievihanesi: Divan Edebiyatı Müzesi, İs­tanbul 1977, s. 86; Safvet-beg Basagic. Bosnja­ci i Hercegovci u Islamskoj Knjizevnosti, Sara­jevo 1986, s. 131-136; a.mlf..Znameniti Hrvati, Bosnjaci i Hercegovci u Turskoj Carevini, Sarajevo 1986, s. 398; Haluk İpekten v.dğr.. Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Söz­lüğü, Ankara 1988, s. 290; Fehim Nametak, Pregled Knjizevnog Stvaranja Bosansko-Her-cegovackih Muslimana na Turskom Jeziku, Sarajevo 1989, s. 111-114.
Ahmet Mermer, DİA,29
 

SON EKLENENLER

Üye Girişi