Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

ORMAN ŞİİRLERİ

  1. ORMANLARIMIZ- İBRAHİM SAĞIR   
  2. BİR ORMAN - İLHAN BERK    
  3. SÖĞÜT - KEMALETTİN KAMU    
  4. AHLAT AĞACI - MEHMET BAŞARAN    
  5. İKİ YALNIZ ÇAM - MEHMET ATİLLA MARAŞ            SAYFA:1/01-10        
  6. RAHATI KAÇAN AĞAÇ - MELİH CEVDET ANDAY    
  7. BİR AĞAÇ ÖLÜSÜ- ÜLKÜ TAMER    
  8. AĞAÇ- NİYAZİ AKINCIOĞLU    
  9. YALNIZ AĞAÇ -OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI    
  10. MEZARLIK AĞAÇLARI - ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI    
  11. DÖRT MEVSİM AKASYA AĞACI-OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI    
  12. AĞAÇ -ORHAN ŞAİK GÖKYAY    
  13. AĞACIM - ORHAN VELİ KANIK    
  14. ORMANIZ BİZ - RIFAT ILGAZ    
  15. AĞAÇLAR - ŞÜKRAN KURDAKUL                    SAYFA:2/11-20    
  16. ORMANCILAR MARŞI- İSMAİL HAKKI SUNAT    
  17. AĞAÇLAR- ASENA BAKTIR    
  18. AĞAÇ DİYOR Kİ- HALİM YAĞCIOĞLU    
  19. SERÇE- SİRACETTİN HASIRCIOĞLU    
  20. AĞAÇLAR- FİLİZ SAYMALI    
  21. ORMANI KORUYALIM- KAZIM SAYMALI    
  22. ORMAN- ÂŞIK VEYSEL    
  23. AĞAÇ DİKİNİZ- KERİM YUND    
  24. AĞAÇ SEVGİSİ- M. NECATİ ÖNGAY    
  25. AĞAÇ VE ORMAN- ERTUĞRUL EROĞLU                 SAYFA:3/21-30        
  26. SAKIN KESME- EMİN RECEP GÜREL    
  27. HEP AĞAÇLARA - SABAHATTİN KUDRET AKSAL    
  28. AĞAÇ ALTINDA-SELAHATTİN BATU    
  29. AKASYA - ERAY CANBERK    
  30. AĞAÇ-CAHİT IRGAT    
  31. AĞAÇ -2    
  32. ORMAN - İLHAMİ BEKİR TEZ    
  33. ELMA AĞAÇLARI-EMİN RECEP GÜREL    
  34. ORMANLARIM -M. NİHAT MALKOÇ    
  35. ORMAN HAFTASI -MİNA BEGÜM COŞKUN                   SAYFA:4/31-40        
  36. ORMAN - ONAT KUTLAR    
  37. AĞAÇLA ADAMIN KARŞILAŞMASI -AŞIK DURSUN CEVLANİ    
  38. AĞAÇ DESTANI - AŞIK DURSUN CEVLANİ    
  39. AĞAÇLARIM –FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA    
  40. AĞAÇ DİYOR Kİ - KERİM YUND    
  41. GÜZEL AĞAÇ -KERİM YUND    
  42. AĞAÇ -AHMET HAŞİM    
  43. AĞACIM -ORHAN VELİ KANIK    
  44. BEKLE AĞAÇ MEYVE VERSİN -ÂŞIK REYHANİ    
  45. ZERDALİ AĞACI-CAHİT KÜLEBİ                        SAYFA:5/41-50    
  46. AĞAÇLAR -HASAN HÜSEYİN BAYAR    
  47. ORMAN ŞİİRİ- İLAYDA TARTICI    
  48. ORMAN YANGINLARININ SEBEPLERİ - MEHMET TEVFİK TEMİZTÜRK    
  49. DAĞ HIRSIZI ŞİİRİ- ALİ YÜCE    
  50. ORMAN HAFTASI- ALİ HALLAÇ    
  51. YURDUMUN ORMANLARI- MEHMET İHSAN BULUR    
  52. VAR- CAHİT SITKI TARANCI    
  53. ORMANLAR- M.GÜNER DEMİRAY    
  54. ORMANI HATIRLAMAK- HAKKI ÇEBİ    
  55. ORMAN DİYOR Kİ- HÜSEYİN GÜMÜŞ                SAYFA:6/51-60    31    
  56. ORMAN- ZEKİ TUNABOYLU    
  57. ORMAN- HÜSEYİN KALABA    
  58. ORMAN- ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU    
  59. KIR ŞARKISI- BEHÇET NECATİGİL    
  60. HABİBAT- ALİ YÜCE    
  61. FİDAN DİKME ZAMANI- HAKKI ÇEBİ    
  62. ELMA AĞACI- ŞÜKRÜ ENİS REGÜ    
  63. DOĞA ADINDA BİR ERMİŞ- ALİ YÜCE    
  64. BU AĞAÇ BAŞKA- ORHON MURAT ARIBURNU    
  65. AĞAÇLARIMIZ- BEHÇET NECATİGİL                  SAYFA:7/61-70    37    
  66. AĞAÇLAR YALAN SÖYLEMEZ- ALİ YÜCE    
  67. AĞAÇLAR DA BİRER YURTTAŞ- ALİ YÜCE    
  68. AĞAÇLAR- ASENA BAKTIR    
  69. SEVGİ ORMANI - ŞÜKRAN KURDAKUL    
  70. KARLI KAYIN ORMANINDA-NAZIM HİKMET RAN    
  71. ORMAN - GÜRÜNLÜ AŞIK GÜLHANİ    
  72. ESKİ ORMAN -CEYHUN ATUF KANSU    
  73. DOST ORMAN - PAUL VALERY    
  74. ESKİ ORMANLARA MEKTUP - HAYDAR ERGÜLEN
  75. GÜNEYDE BİR ORMAN - İLHAN BERK                   SAYFA:8/71-80    
  76. DEFNE ORMANI - MELİH CEVDET ANDAY    
  77. AMAN ORMANCI - YILMAZ ERDOĞAN    
  78. YALNIZ AĞAÇ -BAKİ SÜHA EDİBOĞLU    
  79. ORMAN- AHMET HAŞİM    
  80. KÜÇÜK İSTASYONLARDA AKASYA AĞAÇLARI -CEYHUN ATUF KANSU   
  81. AĞAÇLARIMA -AHMET TUFAN ŞENTÜRK
  82. KAVAK AĞACI- MUHSİN SALMAN
  83. AĞAÇSIZ ŞEHİR - YAVUZ BÜLENT BAKİLER            SAYFA: 9/81-90

 

 

SAYFA:1 / 01-10

1-ORMANLARIMIZ- İBRAHİM SAĞIR

Ormansız bir vatan düşünmek acı,
Koruyun yanmasın ormanlarımız.
Onlardır yurdumun zümrütten tacı,
Çöllere dönmesin ormanlarımız.

Geyik, ceylan soğuk suyun içerler,
Sedirdir, meşedir ormanlarımız.
Türlü kuşlar daldan dala uçarlar,
Sevinçtir, neşedir ormanlarımız.

Börtü böcek cıvıl cıvıl ötüşür,
Ardıçtır kayındır ormanlarımız.
Gölgesinde koyun, kuzu yatışır,
Selvidir, ladindir ormanlarımız.

Havayı temizler, toprağı korur,
Erezyonu önler ormanlarımız.
Gez dolaş içinde istersen huzur,
Dertten hâlden anlar ormanlarımız.

Kış günleri karlı başı dumandır,
Yazları serindir ormanlarımız.
Pınarları derde şifa, dermandır,
Zariftir, narindir ormanlarımız.

Amansız rüzgâra settir, kalkandır,
Yağmurları çeker ormanlarımız.
Kurda kuşa barınaktır, mekandır.
Kekik, reyhan kokar ormanlarımız.

Kışın boran, yazın meltem estirir,
Doğanın sesidir ormanlarımız.
Girince içine sevgi ile gir,
Vatanın süsüdür ormanlarımız.



BİR ORMAN - İLHAN BERK

Hanginiz aklınıza getirdiniz.
Benim bir gün insanlığımı
Bitkilere hayvanlara kadar
Bir gün tutup genişleteceğimi
Bütün bu dünyaya saracağımı sonra da

Şu esen rüzgâra bıraktım işte
Yaşayan duyan her şeyimi
Onların hesabına yaşayacaklar bundan sonra
Ellerime saçlarıma kadar
Her şeyim dünyada

İlk defa bu kadar iyi fark ediyorum
Bu yüreği param parça uçan kuş
Bu çamur gibi gökyüzü
Bu deniz, bu garip karınca
Cihanda ümit ölmez deyip yaşamışlar

Her şey bir başına yaşamış bundan önce
Toprakta bir başına yürümüş kökler
Gecenin içinde bir başına uzamış ovalar
Yalnızlıklarını duyurmayacağım bundan böyle
Bir daha hiçbirine

Yeni yeni anlıyorum
Her şey şu gecelerin içinde oluyor
Aydınlığa her şey hazır çıkıyor
Su geceleyin yürüyor dikkat ettim
Geceleyin biz uyurken ağaçlara

Hiç unutmam bir gün geç vakit
Tam benim geçtiğim zamana rastlamıştı
Büyüme saati bir ormanın
Şöyle iyice dinlesem sanırım artık
Bütün ormanları büyürken duyarım

Beni beklemişler kardeşçiğim
Beni bu ağaçlar, nehirler, gökyüzü
Geleyim anlatayım diye bir gün kendilerini
Bir kere girdikten sonra şiirlerime
Bilmişler bir daha ölmeyeceklerini



SÖĞÜT - KEMALETTİN KAMU

Dalın eğri büğrü yaprağın ince
Rengin iğdeleşir rüzgâr esince
Yazın şemsiyesin yaşlıya gence
Güzün derelere verirsin öğüt.

Sılacı dibinde unutur çile
Esintin avutur bozkırı bile
Dökün tozlarını sabah yeliyle
Akşam güneşi ile boyunu büyüt.

Bir tünek olmadan kolların kara
Yollama gölgeni öbür bahara
Yaprak dökümünde uyup rüzgâra
Yorgun dallarını sallama söğüt.


 

AHLAT AĞACI - MEHMET BAŞARAN

Eşin dostun yaşıyor bak bahçelerde
Sen çıplak bir doruğun üzerindesin
Tam rüzgârın engini sardığı yerde

Yekpare bir mavilik üstünden akar
Altında köklerini sıkan toprak var
Dertleşir durursun gölgenle

Bazan öyle yakın geçer ki kayan yıldızlar
Halini soruverecekler sanırsın
Dağılır üstündeki yeşil sükût
Ümitle kımıldanırsın

Bakma sana bir ad verdiklerine
Yerle gök arasında bir karaltısın
Ve bütün dünya seni unutmuş
Sanki kim bilecek yaşadığını
Gelmese dallarına birkaç fakir kuş

Ne de dolmaz çilen varmış
İlk defa kırağı yaktı canını
Aşkı sonra bulutların
Rüzgârın cilvesi değil miydi
Döken yapraklarını

Durmuşsun kırların bir ucuna
Ah senin halin köylü hali
Yaşarsın kıraç toprakta
Servi-simin misali



5-İKİ YALNIZ ÇAM - MEHMET ATİLLA MARAŞ

Kanlıca önlerinde iki yalnız çam
Uzatmış boynunu derin sulara...

Boğaz içinde dalmış esrarlı bir uykuya
Sükût ki şimdi en yalın bir makamdır
Ve benimle bir başına bu gece bu yalıda
Ön bahçede misafir yalnızca iki çamdır

Parlak yıldızları yok mehtabı yok bir gece
Gemiler geçecekmiş bu sessizlik bitince
Bu sessizlik bitince baştan sona acı gam

Kartal yuvası yalı ve ön bahçede iki çam
Uzanıvermiş göğe budanmayan her dalı
Yeşil maviye vurgun bulut göğe sevdalı

Kanlıca önlerinde iki yalnız çam
Uzatmış boynunu derin göklere…



RAHATI KAÇAN AĞAÇ - MELİH CEVDET ANDAY


Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.
Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin



BİR AĞAÇ ÖLÜSÜ- ÜLKÜ TAMER

Kaç akılsız taşkının, kaç bulanık selin dölüyüm,
bir boşluk gibi kaldım işte bir yol kıyısında,
yanımda birkaç kedi ölüsü, gözleri açılmamış yavrular.
Bir yaşlı kadın bulsa beni, güneşte kurutsa
ve ocağa atsa en sağır soğuğunda önümüzdeki kışın,
konuşsa benimle, ellerini görsem, kemiğe yapışmış derisini.
Mutluyum bu yazgımdan, ne mutlu, ne mutlu bana,
bir darağacı olmadım gözyaşı ve kan kokan siyaset meydanında,
karyolasına çakılmak isterdim misk kokulu gelinin,
tabut da olabilirdim genç bir ölüye, olmadım ama.
Böyle düşünüyor dünkü sellerin sürüklediği yaşlı ağaç
ve dilini şaklatıyor turunç reçeli yemiş gibi.



AĞAÇ- NİYAZİ AKINCIOĞLU

Gölgesinde yatamadığım
Meyvasından tadamadığım Ağaç,
Kuşlarını taşa tuttuğum
Üç yıl beşiğinde yattığım ağaç
Dal kırılmasın, ineceğim
Ve bir gün yine bineceğim ağaç...



YALNIZ AĞAÇ -OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI

Yollarda yalnız ağaçlar vardır
Hiç gördünüz mü
Bozkır ortasında
Nöbet bekler gibi
Üşür gibi
Bir arkadaş arar gibi
Dururlar

Yanından geçip gidersiniz
Bilmezsiniz
O sizi uğurlar

Sen benim yalnız ağacım oldun
Bozkırımda yeşilim
Ama ben
O eski ben değilim
Dallarına uzanamam

Seni seviyorum güzel ağaç
Ben kurur giderim

Sen olmasan



10-MEZARLIK AĞAÇLARI - ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI

Yedi yayla kızının çelikten baltaları
Irmağa aksederek yükselince yukarı
Taşların, toprakların üstüne serildiler
Mezarlık ağaçları...

Binlerce ölü gören, bir tek balta görmeyen,
Uzun sırat köprüsü bizden yapılır diyen
Mezarlık, ağaçları...

İLGİLİ İÇERİK

ORMAN HAFTASI

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER


SAYFA:2 / 11-20

11-DÖRT MEVSİM AKASYA AĞACI-OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI


Küçük ve yalnız bir akasya ağacının dalında
Güzel bir ilkbahar mevsimi tünemiş
Şakıyıp durur
Beyaz çiçekler ilkbaharın şakaklarında
Ne güzel aşina tezatlar oluşturur
Lezzetini damağıma sen verdin sevgilim
Beni tadından mahrum etme
Başka mevsimlere geçmeden önce
Akasya dalındaki ilkbahar
Çiçeğini alır da gider
Yaza yeşil bahçeler bırakır
Yaz sıcaktır memleketimde
Yaprakları sonbahar için kurutur
Sularını sen akıttın bahçelerime
Serinliğini unutturma ne olur
Kış gelince akasya ağacındaki akasya dalı
Yalnız kalmamalı gecelerin ayazında
Çıplak ve de yorgun
Umudu baharın çiçek beyazında olsa da
Bahara kadar donmamalı aşkın alevi biçimindeki anılar
Yorgun olduğum anlarda yanaklarımı tutan avuçlarındı
Beni canlandıran gözlerimin içine soktuğun gözlerinle
Devam et
Seni seviyorken bitmeli başlayan her şey
Seni seviyorken basmalı hüzün eşkıya gibi dimağımın hücrelerini
Akasya ağacının dalına asmalı
Sensizliğim senle beklediğim günleri
Sen kurduğun hayallerde bensiz ne yapıyorsun
Bir organ nakli gibi
Beklemekteyim yüreğinle yer değiştirmeyi
Akasya dallarında bahar çiçeklerini yiyerek
Bildiğim bir şey var
Başımdan ayrılırsa sevdalar
Ben ölürüm
Kanar o zaman
Akasyalar



AĞAÇ -ORHAN ŞAİK GÖKYAY

Ay geçti, yıl döndü unuttu beni
Üstüne adını yazdığım ağaç
Açtın dertlerini kanattın beni
Atında türküler düzdüğüm ağaç
Sendeki yemişler böyle değildi



AĞACIM - ORHAN VELİ KANIK

Mahallemizde
Senden başka ağaç olsaydı
Seni bu kadar sevmezdim.
Fakat eğer sen
Bizimle beraber
Kaydırak oynamasını bilseydin
Seni daha çok severdim.
Güzel ağacım!
Sen kuruduğun zaman
Biz de inşallah
Başka mahalleye taşınmış oluruz.



ORMANIZ BİZ - RIFAT ILGAZ

Yaşayıp gidiyoruz bir arada
Meşe, çam, köknar, kayın?
Bırakın kirli kentlerinizi,
Biraz da aramızda yaşayın!
Varsın derinde olsun köklerimiz
Yükselmek için yarış bizde.
Görülmüş mü ağacın ağaca kıydığı,
Sevgiyle yaşamak barış bizde!
Mutluyuz birlikte yaşamaktan
Meşe, çam, köknar, kayın?
Sarılın toprağınıza bir çınar gibi
Bize de kendinize de kıymayın.
Ne demiş en büyük ozanımız
Neden kulak vermiyorsunuz sesine
Bir ağaç gibi hür yaşayın dememiş mi,
Ve bir orman gibi kardeşçesine?
Kulağımız Kirişte adlı şiir kitabından 1983
Bütün Şiirleri 1927-1991(Çınar Yayınları)




15-AĞAÇLAR - ŞÜKRAN KURDAKUL

Bilinmez biçimler çiziyor
Havada sesi.
Kimi çiçeğe durdu,
Güzellendi kimisi.

Çağları emziren toprak
Çöllenirken acıdan
kimi kurudu kaldı.
Ölümü yendi kimisi.



ORMANCILAR MARŞI- İSMAİL HAKKI SUNAT

Ağaçların kökleri,
Kardeş gibi toprakla.
Senin bizce farkın yok
Dalgalanan bayrakla.

Ormancıyız, keseriz
Seni kesen her eli
Vatanını sevenler
Ormanı da sevmeli.

Seni candan sevmeyen,
Duygusuzlar utansın
Toprak eğer vatansa,
Sen de bize vatansın.



AĞAÇLAR- ASENA BAKTIR

Seninle bütünleşir,
Bu doğa
Seninle güzelleşir,
Üzerinde yaşadığım dünya

Yeşil yapraklarını uzat bana,
Canlan, neşe getir dünyama

Sana zarar verirmiş
Kimi böcekler, hayvanlar.
Yararını bilmezmiş,
Bazı cahil insanlar.

Yeşil yapraklarını uzat bana,
Canlan, neşe getir dünyama



AĞAÇ DİYOR Kİ- HALİM YAĞCIOĞLU

Ben küçücük bir ağacım
Yurdumun bir bahçesinde
Topraklar tüterken görün
Dallar da çiçeklensin de

Her şeyimle yararlıyım
İnsanoğluna dünyada
Çiçeğim, yaprağım, gölgem
İri dallı zerdalimle

Kuşlar mutlu şarkısını
Hep dalımda söylerler
Şen arılar vızır vızır
Kokuma koşup, gelirler

Sakın, sakın dalımızı
Çocuklar çekip kırmayın
Çakınızla gövdemizde
Derin yaralar açmayın



SERÇE- SİRACETTİN HASIRCIOĞLU

Bahçemizde bir armut var:
Onu yerken küçük kurtlar;
Hemen serçe: “Olmaz!” dedi;
Kurtları hep tuttu, yedi.
O vakitten beri artık
Ekmeklerden kalsa artık
Serçelere yediririm,
Üzüm, kiraz da veririm;
Çok severim serçeleri.
Onun küçük pençeleri
Ağaçlara yardımcıdır;
Ne sevimli bir avcıdır!



20-AĞAÇLAR- FİLİZ SAYMALI

Çam, meşe, ardıç, palamut,
Hepsi yararlı ağaçlardır.
Erik, kayısı, elma, dut,
Hepsi yararlı ağaçlardır.

Erozyondan ve selden
Kurtarır hemen bizi
Serinlemek istersek
Ağaç dikelim dizi dizi

 

İLGİLİ İÇERİK

ORMAN HAFTASI

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER



SAYFA:3 / 21-30

21-ORMANI KORUYALIM- KAZIM SAYMALI

Odunu keresteyi verir orman
Reçinesi, kokusu bize derman
Masallar, kitaplar, kalem, kâğıtlar
Alınır ormandan türlü aygıtlar
Nemlendirir ve temizler havayı
Ilıtır, yeşillendirir doğayı.

Kurarsan yeni orman alanı
O da korur, toprağı ve vatanı
Rahattır bütün hayvanlar ormanda
Uçarak ötüşür kuşlar her yanda
Yangınlardan koruyalım ormanı
Ağaçlar şenlendirsin bu vatanı
Ladin, kayın, meşe bir de yaban nar
Irmaklar sularını bize sunar
Mutlaka korunmalı tüm ormanlar



ORMAN- ÂŞIK VEYSEL

Orman yurdun temelidir,
Nesillerin evvelidir,
Her sanatın ilk elidir,
Ormandaki varlığa bak

Orman memleketin süsü,
Hem ufağı, hem irisi,
Her dalında bir kuş sesi
Ormandaki varlığa bak.

Çiçek açar, renk renk,
Dağları süsler gülerek,
Selleri önler emerek,
Ormandaki varlığa bak.

Bizi besler, kaşık olur,
Kapı, süve, eşik olur,
Tabut olur, beşik olur,
Ormandaki varlığa bak.

Gemi olur, suda yüzer,
Uçak olur, gökte gezer,
Kalem, kâğıt neler yazar.
Ormandaki varlığa bak.



AĞAÇ DİKİNİZ- KERİM YUND

Ağaçsız ilerleme, gerileme sayılır,
Göklere ermek için yurdu yeşil yapmalı.
İlerleme güneşi, ağaçlıktan hız alır,
Bir barışma demektir, en ufak söğüt dalı.

Ne yokluktan iz kalır, ne sıkıntı duyulur,
Sularımız çoğalır, tarlamız bitek olur.

Öz yurdumun bağrında fışkırınca ağaçlar,
Sevinçlidir işçiler, gürbüzleşir her çocuk.
Ülkenin her yerinde bir yeniliktir başlar,
Zenginimiz çoğalır, yurttan kaçar yoksulluk.

Ne yokluktan iz kalır, ne sıkıntı duyulur,
Sularımız çoğalır, tarlamız bitek olur.



AĞAÇ SEVGİSİ- M. NECATİ ÖNGAY

Kucak açarsın herkese
Bu dost, şu düşman demeden
İyilik yaparsın herkese
Bir karşılık beklemeden.

Güzel yurdumun süsüsün
Bulutlara dal uzatan
Kuru, yeşil örtüsüsün
Gölge veren, dal uzatan,

Ne kadar çok çeşidin var
Elma, armut, meşe, kavak
Tatsız geçer sensiz bahar
Sensiz toprak olur kurak.



25-AĞAÇ VE ORMAN- ERTUĞRUL EROĞLU

Ağacı çok sevelim
Hemen fidan dikelim
Yeşil olsun bu vatan
Bizlerde şenlenelim

Dalında kuşlar öter
Altından sular gider
Gölgesinde insanlar
Oturup rahat eder

Kesme sakın bir dalı
Ormanı korumalı
İçinde gezinerek
Temiz hava almalı

Bu gün ağaç bayramı
Kutlayalım ormanı
Çokça fidan dikerek
Süsleyelim dağlar



SAKIN KESME- EMİN RECEP GÜREL

Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz.
Kütükler var, hiçbirine kervan gelmez, kuş konmaz;

Bunları kes, o baltanla bu çürümüş ağaçları yere ser;
Bak sizin köy şu yemyeşil koruluğun gölgesinde ne güzel!
Gönülleri açmadadır, yaprakların arasında eşen yel;
Yazık, günah olmaz mı ki çıplak kalsın, bu zümrüt yurt, bu şirin yer?

Hem dünyada en birinci borç değil mi her kula,
Bir tohumu fidan yapmak, fidanı da bir orman?
Eğer böyle olmasaydı, ne kalırdı oğula:
“Mirasımı artır” diye öğüt veren atadan?

Sakın kesme, her dalından bir güzel kuş ses versin;
Sakın kesme, gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin;
Sakın kesme, şu sevimli köye kanat, kol gersin;
Sakın kesme, aziz vatan günden güne şenlensin!



HEP AĞAÇLARA - SABAHATTİN KUDRET AKSAL

Hep ağaçlara bakarım, ağaçlarla
Yaşadığım o Zaman, çocukluğumdur
Onlar, o bahçe, hiç unutamadığım
Bir sarı yol, otlar, bir yıkık kapıdır,

Gökle çerçeveli o günler, bulutlar,
Bir özlem dinmeyen, neye, bilmediğim
Ve bir masalsı gece, tek göz haydutlar
Varmış dağ başlarında! Ve uyandığım

Bahçe, sabahla, yine saydam ve güzel.



AĞAÇ ALTINDA-SELAHATTİN BATU

Çırpınır bir ağaç dalında rüzgâr.
Bir tomurcuğu özler yaprak,
İçimde güneşler, ışıklar.
Ben düşünürüm bir ağaç altında,
Kucağıma meyvalar düşer.


AKASYA - ERAY CANBERK

Niçin senden ayrı bir kaderi yaşıyor
Kafasını yasak bir kitap gibi yüreğinde taşıyarak
Sonra sen sarı saçları salkım saçak
Ve beyaz öğlelerinde akasya

Neyle avunur ak duvarlardan başka
Eğer solarsa kaçmak
Her dalgası kayalara tutsak bir deniz
Ve yaprağı düşen akasya

Kör ışıklarla sabaha varır gece
Gözleri hep gözleri ihanetle direnir
Sayfalarda tükenen bir adamsa yaşamak
Ve kuruyan akasya

Niçin senden ayrı bir kaderi yaşıyor
Niçin kenar yollarda çiçek açar akasya...



30-AĞAÇ-CAHİT IRGAT

Ağacım, dört kol çengi kıyamet
Her dalımda bir memleket
Uzar kollarım uzar
Taşımda toprağımda bereket
Köklerimden başlar hürriyet
Bana çarptıkça anlar
Yağmur yağmur olduğunu
Rüzgâr, rüzgâr.

Taşımda toprağımda kıyamet
Köklerimden başlar hürriyet...

 

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER




SAYFA:4 / 31-40


31-AĞAÇ -2


I
Bir ağaç ki düşünür
Bütün ömrünce,
Bir ağaç ki ağlar
Yağmur yağdıkça,
Derdi sorulmaz
Gölgesiyle yatılır
Koyun koyuna toprakta,
Meyvesi yenilir
Dalı kesilir üstelik.
Ve ben senin için ağlarım
Yağmur yağdıkça.

II
Çıldırtmağa kalkma beni
Çıldırmam.
Nasıl olsa benimsin
Yıldız yüklü ağaç.
DERT Mİ ARARSIN



ORMAN - İLHAMİ BEKİR TEZ

Kestane, gürgen, palamut
Altı yaprak, üstü bulut.
Gel burada sen, derdi unut.
Orman ne iyi, ne iyi,
Aman ne iyi, ne iyi!

Dallar kol kola görünür,
Yaprak yaprağa sürünür,
Kışın karlara bürünür
Orman ne güzel, ne güzel,
Aman ne güzel, ne güzel!

Ormanda kuşlar, böcekler,
Yavru ceylanlar emekler,
Açar yedi renk çiçekler,
Orman ne büyük, ne büyük,
Aman ne büyük, ne büyük!

Çamın, yaprağı dökülmez,
Gürgenin kolu bükülmez,
Ağaç dibinden sökülmez.
Orman ne canlı, ne canlı,
Aman ne canlı, ne canlı!

İzin vermeyiz kırmana,
Dayanamayız vurmana,
Baltayı sokma ormana,
Orman ne mutlu, ne mutlu,
Aman ne mutlu, ne mutlu!

Git, git sona varamazsın,
Kuşak olsan saramazsın,
Dalını koparamazsın,
Orman ne sonsuz, ne sonsuz,
Aman ne sonsuz, ne sonsuz!



ELMA AĞAÇLARI-EMİN RECEP GÜREL

Bir gün gelir, çiçeklenir,
Yine elma ağaçları,
"Artık bahar geldi!" denir,
Dallar öter yamaçları.

Kelebekler üşer üşer,
O mavili çiçeklere;
Sonra yağmur gibi düşer
O çiçekler bütün yere.

Güzel ağaç! derim, yazık!
Yetim kaldın bir tarafta.
Dallar iner yere artık,
Geçer geçmez birkaç hafta.

Kapılırım bir sevince
Sonu gelmez hülyalarla;
Zümrüt dallar süslenince
Kıpkırmızı elmalarla.


ORMANLARIM -M. NİHAT MALKOÇ

Yurdumuzun örtüsüsün
Ormanlarım, ormanlarım!...
Tabiatın ak süsüsün
Ormanlarım, ormanlarım!...

Temiz eder havamızı
Sıcak tutar yuvamızı
Renklendirir ovamızı
Ormanlarım, ormanlarım!...

Üçü, beşi, düzinesi…
Yurdumuzun hazinesi
Bakılası, gezinesi…
Ormanlarım, ormanlarım!...

Emanettir bize doğa
Ağaçlar can katar dağa
Yeşil hayat verir bağa
Ormanlarım, ormanlarım!...

Canlanırsın nevbaharda
Boynun bükük kalır karda
Kimseleri koymaz darda
Ormanlarım, ormanlarım!...

Çiçeği var, dalları var
Arısı var, balları var
Kahverengi, alları var
Ormanlarım, ormanlarım!...

Temiz hava derde derman
Sağlığını korur orman
Gözün gibi sakın, aman!...
Ormanlarım, ormanlarım!...


35-ORMAN HAFTASI -MİNA BEGÜM COŞKUN

Doğa ne güzel,
Ağaçlarla birlikte.
Ağaçlarda istemez
Kesilmeyi elbette.

Ormanları kesmeyin
Sonra halimiz ne olur.
Küçük, büyük ağaçlar
Hepsi de yok olur.

Ormanları sevelim
Onları kesmeyelim.
Ağaç kesenleri de
Uyarmayı bilelim.


ORMAN - ONAT KUTLAR

Kendine esen rüzgârla derinleşen
yüzü bir adamın durur
ve ormana bakar, bu benim.
Damarların ugultusunu duyar bir sarnıçtan
gizli bir kente döşenmiş suyollarının
Ağaçların sararmış yaprak uçları
dalarken gökyüzünün karanlık denizine
kökler büyülü bir ışıkla aydınlanır ve toprak
yabancı bir mimariye açılır, bana ait olan.
Yalnızlık, doğunun bildik çarşısı
kendi alışverişiyle canlanır, yeni bir ırkın
kölesi masmavi bir adam haber bekler, benden
yabancı bir tapınağın tanrıçasına.
Ötmeyen soyu tükenmiş kuşun saati
alacakaranlığı gösterir, gündüze mi geceye mi
gideceği belirsiz bir yolcu gibi. Ben.
Anılar biter ve bir cumhuriyetin
sınırları silinir.
Çekilirken bir çınarın burcuna
yüzünün gölgesi olan güneş bayrağı,
bir adam çam iğnelerinden bir çelenk koyar
kayanın dibine, bir gençlik anıtı olan kayanın.
Sonra ağır ağır ağaca dönüşür
Geleceğe ve sonsuzluğa uzatır yapraklarını
sürgünde bir kıral gibi, ülkesi olmayan
Bırakır kılıcını toprağa
rüzgâr ve büyüyle gelen adam
Geriye uzak bir uğultu kalır ve kimsenin yak basmadığı bir orman.



AĞAÇLA ADAMIN KARŞILAŞMASI -AŞIK DURSUN CEVLANİ

Bir adam girmiş ormana
Balta ile fidan keser
Bakmaz sağa sola yana
Katil gibi çok can keser

Ağaç der ki kıyma bana
Her zaman lazımım sana
Suyumdan iç kana kana
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki süzeceğim
Kesip seni yüzeceğim
Sıra sıra düzeceğim
Vazgeçmem keserim seni

Ağaç der onmaz yaş kesen
Vahşi adamdır baş kesen
Cehennemlik ağaç kesen
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki biçeceğim
Satıp rakı içeceğim
Her işten vazgeçeceğim
İmkân yok keserim seni

Ağaç der ki ekip biçsen
Helal yiyip helal içsen
N'olur ki benden vazgeçsen
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki harcım çoktur
Verilecek borcum çoktur
Yüreğimde acım çoktur
Elbette keserim seni

Ağaç der ki Hak'tır benim
Marifetim çoktur benim
Veremliye doktor benim
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki n'olacağım
Seni burdan çalacağım
Satıp bir kız alacağım
Çare yok keserim seni

Ağaç der ki sen de alış
Tarla bostan ek de çalış
Para kazan kız al seviş
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki ister yaş ol
Tuba ağacına eş ol
İsterse ondan da baş ol
İlle de keserim seni

Ağaç der ki el olurum
Yerlere çengel olurum
Sellere engel olurum
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki binam yoktur
İçinde bir sunam yoktur
Babam yoktur anam yoktur
N'olacak keserim seni

Ağaç der ki ben nevreste
Kesersen olursun hasta
Ahım çıkar asta beste
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki tıkacağım
Dipten dibe sokacağım
Hem kurutup yakacağım
Keser de keserim seni

Ağaç der ki atar seni
Yaradanım tutar seni
Benden beter eder seni
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki sindiririm
Bir dereye indiririm
Arabaya bindiririm
Bir ala keserim seni

Ağaç der ki ağdırırım
Bulutları yağdırırım
Sürüleri sağdırırım
Yalvarırım kesme beni

Adam der ki işte balta
Devir ağacı yan yata
Haz duyarım sata sata
Beklemem keserim seni

Ağaç der Allah'tan oldu
Karşıdan bir arslan geldi
Adam korktu benzi soldu
Demedim mi kesme beni

Adam der hemi n'olacak
Bu arslan beni alacak
Sevdiğim yetim kalacak
Aman ağaç kurtar beni

Ağaç der tırman başıma
Dalıma sarıl üşüme
Arslanın burda işi ne
Demedim mi kesme beni

Adam der ki sen ağaçsın
Taze bir fidansın yaşsın
Kıymetlisin nazik hoşsun
Aman ağaç kurtar beni

Ağaç der çekme ahüzar
Cümleye yar Perverdigar
Başım üstünde yerin var
Demedim mi kesme beni

Ağaçlar da yandı tüttü
Bunca çektiklerim yetti
Arslan döndü geri gitti
Demedim mi kesme beni

Adam der bende var sızı
Allah senden olsun razı
Ağaçlar kurtarır bizi
Yaş ağacı kesmeyelim

Bak Allah'ın hikmetine
İnsanlar koşar çetine
Uluların hürmetine
Yaş ağacı kesmeyelim

Ağaç mazlum insan zalim
Bu dünyanın sonu ölüm
Dursun Cevlan doğru yolum
Yaş ağacı kesmeyelim



AĞAÇ DESTANI - AŞIK DURSUN CEVLANİ

Adıma ağaç dediler
Şimdi dinle nelerim var
Biten meyvemi yediler
Daha daha nelerim var

Muhammedin beşiğiyim
Ulu Kabe eşiğiyim
Çorbanızın kaşığıyım
Daha daha nelerim var

Adem safi damı oldum
Nuh Nebi'ye gemi oldum
Müslümana cami oldum
Daha daha nelerim var

Fidan iken beni kırdın
Saban yaptın tarla sürdün
Dostum beni hor mu gördün
Daha daha nelerim var

Tarak oldum başınıza
Köprü oldum işinize
Her türlü savaşınıza
Daha daha nelerim var

Önündeki masa benim
Elindeki asa benim
Çanak çömlek kase benim
Daha daha nelerim var

Bina oldum yapı oldum
Çeşit çeşit kapı oldum
Kazma kürek sapı oldum
Daha daha nelerim var

Beni kolay mı bulursun
Ayrılsan nerde kalırsın
Ben olmasam sen ölürsün
Daha daha nelerim var

Sağ iken gönümü soydun
Hem de kestin biçtin oydun
Yağ peynir kaymak doldurdun
Daha daha nelerim var

Niçin beni mahvedersin
Ben tüfeksem sen bir ersin
Kabrine bile örtersin
Daha daha nelerim var

Ben ağacım gülüm vardır
Dalımda bülbülüm vardır
Kovanımda balım vardır
Daha daha nelerim var

Her bir yanımdan biçtiniz
Benim kanımı içtiniz
Niçin bağrımı deştiniz
Daha daha nelerim var

Kalem yaptın yazı yazdın
Gemi yaptın suda yüzdün
Sen ne için beni kestin
Daha daha nelerim var

Saz da yaptın tel uzattın
Göğsüme sedef bezettin
Benimle zaman oynattın
Daha daha nelerim var

Kaplarına terek benim
Fırındaki kürek benim
Al bayrağa direk benim
Daha daha nelerim var

Dursun Cevlan çekmem keder
Ağacın medhini eder
Şehirden ta köye kadar
Daha daha nelerim var



AĞAÇLARIM –FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

Çınarım, benim iyi çınarım
Durur düşünür yıldızları,
Onu dinler, uslanırım her gece.

Söğüdüm, benim büyük gölgeliğim
Çok sever kuşları
Irmağı, beni.

Kavağım, benim uzunum,
Yeşil yeşil gider
Göklerle yarışır hep.



40-AĞAÇ DİYOR Kİ - KERİM YUND


Beni yakmazsan eğer:
Süt, kâğıt, ipek, şeker,
Çeşit çeşit besiler,
Ömür veririm sana.

Bensiz bahar, sıcak yaz,
Ben varken insan donmaz.
Beni yakanlar onmaz,
Sakın kıymayın bana.

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER



SAYFA:5 / 41-50


41-GÜZEL AĞAÇ -KERİM YUND

Yokluk alsa havaları,
Kıtlık sarsa ovaları,
Açlık yıksa yuvaları,
Aşım sensin, güzel ağaç.

Azgın sular bütün yeri
Ejder, ateş, alevleri,
Yıksa, yaksa hep evleri
Taşım sensin güzel ağaç…
 
Gök dönse yüzler ağlar,
Sakat olsa bütün bağlar,
Susuzluktan yansa dağlar,
Yaşım sensin güzel ağaç.

Deprem sarsa nazlı yurdu,
Cenkte olsa şanlı ordu,
Düzeltirsin bütün derdi,
Başım sensin güzel ağaç.



AĞAÇ -AHMET HAŞİM

Gün bitti. Ağaçta neşe söndü.
Yaprak ateş oldu, kus da yakut;
Yaprakla kusun parıltısından
Havuzun suyu erguvana döndü



AĞACIM -ORHAN VELİ KANIK

Mahallemizde
Senden başka ağaç olsaydı
Seni bu kadar sevmezdim
Fakat eğer sen
Bizimle beraber
Kaydırak oynamasını bilseydin
Seni daha çok severdim

Güzel ağacım!
Sen kuruduğun zaman
Biz de inşallah
Başka mahalleye taşınmış oluruz.



BEKLE AĞAÇ MEYVE VERSİN -ÂŞIK REYHANİ

Bekle ağaç meyve versin
Taş ondan öteye başlar
Mevsim sonbahara ersin
Kış ondan öteye başlar

Üç kapıyı açacaksın
Dört pınardan içeceksin
Altı şartı seçeceksin
Beş ondan öteye başlar

Gel gülü yandırma bülbül
Önce ağla sonradan gül
Ölüm en son nokta değil
İş ondan öteye başlar

Reyhani can yakacağın
Tükenmedi çekeceğin
Asıl gözden dökeceğin
Yaş ondan öteye başlar



45-ZERDALİ AĞACI-CAHİT KÜLEBİ
I

Havalar güzel gidiyor
Sen de çiçek açtın erkenden
Küçük zerdali ağacım,
Aklın ermeden.

Bak kurt gibi kalın yapılı
Görmüş geçirmiş ağaçlara
Küçük zerdali ağacım,
Pişman olursun sonra.

Şimdi okşar da hafif hafif
Bir gün yerden yere çalar rüzgâr
Küçük zerdali ağacım,
Bakma güzel gitsin havalar.

Sallansın dalların çocuklar gibi
Bakma güneş ısıtsın varsın
Küçük zerdali ağacım,
Sonra donarsın.

Zemheride  bahar mı olur
Akşamları seyret anlarsın
Sakın erkenden çiçek açma
Küçük zerdali ağacım.



AĞAÇLAR -HASAN HÜSEYİN BAYAR

Bahar gelince yeşerir ağaçlar,
Nar, ayva, elma da ağaçta yetişir,
Ağaç dedimse kendini küçümseme,
Cennetteki meyvelerde ağaçta yetişir.

Ağaçlar, otlar çiçekleri açtıkça sevinmiş,
Çiçekler baharın gelişini haber verirmiş,
Türlü türlü meyve ağaçta yetişmiş,
Müzik aletlerinin aslıda ağaçtandır.

Dağlar, ovalar çam, meşe dolmuş.
Ovaların güzelliği gönlümün neşesi olmuş,
Bahçeler; güllere, meyvelere mekân olmuş,


ORMAN ŞİİRİ- İLAYDA TARTICI

Ormandır, dağlara zümrüt bir örtü,
Ormandır, kırların en güzel süsü!
Bulutlar burada gelir oturur,
Burada boşanır sağlıklı yağmur.

Gölgelikte doğup büyür dereler,
Yazın suyu, orman korur ve besler.
Ormanlar, sağlık hayat dolu bir kaynak.
Herkese bir ödev onu korumak.



ORMAN YANGINLARININ SEBEPLERİ - MEHMET TEVFİK TEMİZTÜRK

Levhalar caydırmıyor, bu net bilinmelidir,
Yerlerde izmaritler, içmeyen yok gibidir…

Daha çok orman yanar, sigara bir sebeptir,
Göze hiç batmamakta, ihmal edilmektedir…

Herkes duyarlı değil, eğitimsizi de var,
Dikkat göstermeyeni, verebiliyor zarar…

Ormanlara girilirse, cepte sigaralarla,
Biz çok uğraşacağız, sönmeyen yangınlarla…



DAĞ HIRSIZI ŞİİRİ- ALİ YÜCE

Çok eski zamanlarda
Dünyanın bir ucunda
Bir dağ hırsızı varmış
Başı dumanlı bir dağı
Kaşla göz arasında
Çalıp ağzına atar
Çiğnemeden yutarmış

Gel zaman git zaman
Ne dağ kalmış ne orman
Bulutlar küsüp gitmiş
Yağmaz olmuş yağmurlar
Yok olmuş çiçekler kuşlar
Ülke bir çöle dönmüş
Başlamış salgın hastalık
Önce dağ hırsızı ölmüş



50-ORMAN HAFTASI- ALİ HALLAÇ

Ormanlar yurdumuzun yemyeşil bir tacıdır
Sele, kaymaya karşı en etkin ilacıdır
Birçok işte yardımcı ormanın ağacıdır
Ağaç dik, orman koru budur uygarlık yolu.

Binbir türlü eşyamız yapılıyor ağaçtan
Her iş böyle sürüyor nasıl giderse baştan
Yeşile beze yurdu, hayır gelmez ki taştan
Ağaç dik, orman koru budur uygarlık yolu.

Gölgesinde insanlar, dalında kuş dinlenir
Tüm orman yangınları dikkat ile önlenir
Tek ağaç kesenin ocağı tütmez denir
Ağaç dik, orman koru budur uygarlık yolu.

Bu ağaç haftasında çocukların dileği
Çoban amca, olmasın havyanın yiyeceği
Fidanlar çocuk gibi, toplumun geleceği
Ağaç dik, ormanı koru budur uygarlık yolu.

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER




SAYFA:6/ 51-60

51-YURDUMUN ORMANLARI- MEHMET İHSAN BULUR

Yemyeşil hayat taşır,
Yurdumun ormanları.
Ufuklara ulaşır,
Yurdumun ormanları.

Yaş kesmek zulüm size,
Hak değil ölüm size,
Varmıyor elim size,
Yurdumun ormanları.

Sizi kesen kalır aç,
Ölümde bile muhtaç,
Kefenden önce ağaç,
Yurdumun ormanları.

Küçükse de yaşımız,
Yolundadır başımız,
Yarın can yoldaşımız,
Yurdumun ormanları.


VAR- CAHİT SITKI TARANCI

Ağacı kıskanırım
Yemiş yüklü dalı var;
Bahar olsun, güz olsun,
Ne güzel masalı var.

İmrenirim arıya,
Petek petek balı var;
Konduğu çiçeklerin
Pembesi var, alı var.



ORMANLAR- M.GÜNER DEMİRAY

Kuşlar öter dallarında,
Çiçekler açar,
Kaynaşır bağrında bin bir renk;
Güzelliğimizdir ormanlar.
Konuk eder yıldızları,
Bulutları sağar,
Temiz hava, bol güneş,
Soluğumuzdur ormanlar.
Okuruz ya masalları, şiirleri,
Yazarız ya ak kâğıtlara,
İçimizde bir ırmak akar;
Kitabımızdır ormanlar.
Kuş, geyik, ceylan
Ve yedisinden yetmişine dek
Tüm insanlar
Paylaşırız meyvelerini;
Besinimizdir ormanlar;




ORMANI HATIRLAMAK- HAKKI ÇEBİ

Yine bir burukluk sardı tenimi,
Ağacı kurumuş, sararmış gördüm.
Çiçeğin, yaprağı inmiş yerlere,
Onu da yerinde kararmış gördüm.

Düşündüm de kim kurutmuş yeşili,
Aynaya bakınca kendimi gördüm.
Sarmaşığı dolaşırken düşündüm.
Onun da halini perişan gördüm.

Kayalara tırmanıyor söğütler,
Laleyi sümbüle bakarken gördüm.
Kar yağmış ta tepelerin üstüne,
Köknarları göğe uzanmış gördüm.

Çaba harcamadan bir nebze bile,
Yine de etrafında yeşili gördüm.
Söğüt doldururken ovada çile,
Kavağı sulayan insanı gördüm.




55-ORMAN DİYOR Kİ- HÜSEYİN GÜMÜŞ
"Bu şiir Ağustos-1997 'de Antalya'da çıkan yangını üzerine yazılmıştır."

Adıma cilalı nutuk atanlar,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...
Her katliam sonu atıp tutanlar,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...

Tarla, bahçe, bağ dediniz kestiniz,
Odun deyip, tomruk deyip biçtiniz,
Çıkar için kendimizden geçtiniz,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...

Güya bizlerin de bakanı var ya,
Hayat hakkımızı görür angarya,
Düşmanı efendi, dostlarım parya,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...

Vurguncu emirle tayin yaptırır,
Rüşvetçi buyurur, köküm söktürür,
Gelen kestiriyor, giden yaktırır,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...

Terör yakar, ihmâl yakar bakarsın,
Aptallığın cezasını çekersin,
Beni değil, sen kendini yakarsın,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...

Katillere idam çok diyorsunuz,
İdam etmemekle yak diyorsunuz,
Üstelik “can kaybı yok diyorsunuz,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...

Duy bu sesi, belki bu son feryadım,
Bir zamanlar hayat, servetti adım,
Dalı koruyacak Sultan ararım,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...

Bağır Köylü Ozan sağırlar duysun,
Lafta hızlı, işte ağırlar duysun,
Çakallar, baykuşlar, sığırlar duysun,
Beni sevdiğiniz doğru değil ki...



ORMAN- ZEKİ TUNABOYLU

Gölgesi serindir, havası taze,
Yeşil yaprakları zümrüt yelpaze.
Yazın ortasında istersen bahar.
Bir gün ormanda kal aksama kadar.

Tertemiz bir hava dolar içine.
Her yer ne hoş kokar: çiçek, reçine.
Cıvıldaşır türlü kuşlar bir yanda
Buz gibi kaynaklar var ormanda.

Ağaçlar uğuldar, estikçe rüzgar.
Gönlümüze hayat verir ormanlar...
Ormandır dağlara zümrüt bir örtü,
Ormandır kırların en güzel süsü!...

Orman güzellik ve zenginlik demek,
Ormanları sevmek, korumak gerek.
Ormansız memleket çöldür, çoraktır,
Orman bulutlara yeşil konaktır.
Bulutlar burada gelir oturur,
Burada boşanır sağanaklı yağmur...

Ormandır sulara söyleyen ninni,
Ormandır, sulara öz anne gibi.
Gölgelikte doğup büyür dereler,
Yazın suyu, orman korur ve besler...

Ormanlar yapraktan bir engin deniz,
Burada yıkanır hava tertemiz.
Orman sağlık, hayat dolu bir kaynak,
Herkese bir ödev onu korumak...




ORMAN- HÜSEYİN KALABA

Sen insansın, o ağaçtır,
Suya, ışığa, sevgiye
Bir insan kadar muhtaçtır;
Ağaçların şehri orman.

Onu ne yak, ne sök, ne kır.
Bir dal kopardığın zaman.
Gizli bir sesle hıçkır..
Her orman yurda bir ordu
Ormanı iyi koru...



ORMAN- ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU

Orman yurdun temelidir,
Nesillerin evvelidir,
Her sanatın ilk elidir,
Ormandaki varlığa bak.

Orman memleketin süsü,
Hem ufağı, hem irisi,
Her dalında bir kuş sesi,
Ormandaki varlığa bak.

Çiçekler açar renk renk,
Dağları süsler gülerek,
Selleri önler emerek,
Ormandaki varlığa bak.

Gemi olur, suda yüzer,
Uçak olur, gökte gezer,
Kalem, kağıt neler yazar,
Ormandaki varlığa bak.



KIR ŞARKISI- BEHÇET NECATİGİL

Tam otların sarardığı zamanlar...
Yere yüzükoyun uzanıyorum.
Toprakta bir telaş, bir telaş...
Karıncalar öteden beri dostum.

Ellerime hamamböcekleri konuyor,
Ne şeker şey onlar.
Uç böcek, uç böcek diyorum,
Uçuyorlar...

Pan’ın teneffüsü bile
Ilık okşamakta yüzü.
Devedikenleri, çalılık vesaire,
Bir âlem bu toprakların üstü...



60-HABİBAT- ALİ YÜCE

Ağaç dargın
Dal yorgun
Tomurcuk küs bize
İlkyazın canı sıkılıyor
Dal kirli
Yaprak kirli
Çiçek kirli
Kuşun canı sıkılıyor

Bulut hasta
Yağmur hasta
Toprak hasta
Tohumun canı sıkılıyor

Yaprak ölü
Çiçek ölü
Kuş ölü
Doğa hıçkırıp ağlıyor

Ateş deli
Top deli tüfek deli
Atom bombası zır deli
İnsan kafası düşünmüş
Yapmış onu insan eli

Ne pisboğaz bu savaş
Can almaya doymuyor
Barış ölüm döşeğinde
Kendi çalıp oynuyor

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER




SAYFA:7/ 61-70


61-FİDAN DİKME ZAMANI- HAKKI ÇEBİ

Bak sevgiden bülbül güle naz etmiş,
Çiçek değil mi ki kışı yaz etmiş.
Hazan gelmiş, bak onu da tüketmiş,
Durma artık fidan dikme zamanı.

Bağa gül gelmiş de bağı şen etmiş,
Yağmur olup toprağını ten etmiş,
O gül, artık kalbimizde yer etmiş
Durma artık fidan dikme zamanı.

Köknar yana yatmış, cama yer etmiş.
Kurumaya inat etmiş, diretmiş.
Yaşı bilmem, altmış veya da yetmiş,
Durma artık fidan dikme zamanı.

Kimler gelip ağaçları katletmiş,
Selvi vardı, bak onu da yok etmiş,
Fidanlar kesilmiş, dağı çöl etmiş,
Durma artık fidan dikme zamanı.



ELMA AĞACI- ŞÜKRÜ ENİS REGÜ

Yine başladı soğuklar,
Boyuna yağıp duruyor yağmur.
Esiyor rüzgâr acı acı.
Nasıl geçireceksin bu kışı
Elma Ağacı?

Gölgen de yok ki sana arkadaş olsun;
Tek başına kaldın bu kış kıyamette;
Artık kimse bakmaz oldu yüzüne;
Dallarına tırmanıyor çocuklar,
Kuşlar uğramıyor semtine.


Üzülme bu günler çabuk geçer,
Bir bakarsın bahar geliverir.
Yeniden allanıp süslenirsin,
Bizim için yine çiçek açar,
Meyve verirsin.



DOĞA ADINDA BİR ERMİŞ- ALİ YÜCE

Toprak ana kız doğurmuş
Adını da ağaç koymuş
Yazın giydirmiş onu
Kış gelince soymuş

Nere gitsin nasıl etsin
Şaşırıp kalmış ağaçcık
Hem üşümüş hem ağlamış
Her bir yerleri apaçık

Doğa adında bir ermiş
Ağaçları çok severmiş
Kurmuş gizli tezgahını
Renkler kokular eğirmiş

Kumaş dokumuş ışıktan
Gelinlik kıza giydirmiş
Alıp götürmüş sarayına
Oğlu ile evlendirmiş



BU AĞAÇ BAŞKA- ORHON MURAT ARIBURNU

Ağaç!
Ne kadar güzelsin
Ne kadar başka
Yaşamak isterdim dallarında


Adarsam,
Sana adarım kendimi
Büyürüm meyvalarında.

Ağaç!
Ne kadar güzelsin
Ne kadar başka!


65-AĞAÇLARIMIZ- BEHÇET NECATİGİL

Ağaçlar da insanlar gibi
Seveni olur, sevmeyeni...
Keserseniz ağlarlar
Tıpkı dövülen insanlar gibi.

Ağaçlar da insanlar gibidir,
Onlar da çalışır, durmadan.
Ve hepsi de yararlıdır,
Örnek bir insan gibi.

Türküler söyler gelince bahar,
Yaza, kışa hazırlık yaparlar,
Ağaçların da var yürekleri,
Ağaçlar da tıpkı bizler gibi.

Korumalı ağaçları,
Ormanlar yetiştirmeli,
Yakmadan, kesmeden çoğaltmalı.
İnsanları sever gibi, ağaçları da sevmeli.




AĞAÇLAR YALAN SÖYLEMEZ- ALİ YÜCE

Ağaçlar da insanlar gibi
Yalan söylerler mi birbirlerine
Hırsızlık yaparlar mı
Kavga ederler mi hiç
Hapse girerler mi anne

Ağaçlar da insanlar gibi
Askere giderler mi
Savaş çıkarırlar mı anne
Topla tüfekle bombayla
Saldırırlar mı birbirlerine

Ağaçlar yalan söylemez çocuğum
Kandırmazlar birbirlerini
Savaş çıkarmazlar hiç
Barış içinde yaşarlar
Öldürmezler birbirlerini



AĞAÇLAR DA BİRER YURTTAŞ- ALİ YÜCE

Ağaçlar da birer canlı
Benim gibi senin gibi
Hem görür hem işitir
Benim gibi senin gibi

Ağaçlar da birer usta
Berber gibi terzi gibi
Saçlarını kendi tarar
Kendi diker giysisini

Ağaçlar da mevsim mevsim
Kimi bahar kimi yazdır
Giyinmiş düğüne gider
Kimi gelin kimi kızdır

Ağaçlar da birer yurttaş
Benim gibi senin gibi
Çiçek açar meyve verir
Her yıl öder vergisini



AĞAÇLAR- ASENA BAKTIR

Seninle bütünleşir,
Bu doğa
Seninle güzelleşir,
Üzerinde yaşadığım dünya

Yeşil yapraklarını uzat bana,
Canlan, neşe getir dünyama

Sana zarar verirmiş
Kimi böcekler, hayvanlar.
Yararını bilmezmiş,
Bazı cahil insanlar.

Yeşil yapraklarını uzat bana,
Canlan, neşe getir dünyama



SEVGİ ORMANI - ŞÜKRAN KURDAKUL

Bu sevgi ormanında
Ağaçlar gözlerimin içine güldüler
Soluğumda yeşiller çiçeklendi.

Bunca yıl özümsediğim güzel şeyler
Kirlenmiş suları arıttı denizlerimde
Garipliğimin gökyüzüne yeni maviler geldi.

Ve acıdan çatlayan damarlarıma inat
Yeni soluk yatakları yarattı yüreğimde
Sevecenliğin yarattığı hayat.



70-KARLI KAYIN ORMANINDA-NAZIM HİKMET RAN

Karlı Kayın Ormanında...
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?

Ay ışığı renginde kar,
 keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?

Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı sıcak.

Ben ordan geçerken biri:
'Amca, dese, gir içeri.'
Girip yerden selâmlasam
 hane içindekileri.

 

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER




SAYFA:8/ 71-80

71-ORMAN - GÜRÜNLÜ AŞIK GÜLHANİ

Kuşlar yuva yapar ince dallara
Açar içimizi tan olur orman
Ağaç diksen hayat gelir çöllere
Dünyayı ısıtan gün olur orman

Şu ulu çınarın duruşuna bak
Tabanına gölge verişine bak
Üstümüze kanat gerişine bak
Yorulan yolcuya han olur orman

Hele bakın Torosların sisine
Hayran oldum şu dağların süsüne
Kulak verdim kurdun kuşun sesine
Her mevsim bir başka şen olur orman

Dolap olur suyu çeken iniler
Devir daim eder hayat yeniler
Masada çözülür müşkül konular
Hazarda seferde fen olur orman

Erozyonu önler toprağı tutar
Tabiatı süsler bülbüller öter
Mis gibi havası burnumda tüter
Dolar ciğerime kan olur orman

Yaşlarını koru kurusunu yak
İhtiyara baston topala ayak
Tarlamızda saban silahta kundak
Kılıca kamaya kın olur orman

Hem kapı pencere tavanla eşik
Ana ninni söyler yavruya beşik
Hamuruna tekne sofrana kaşık
Gülhani'ye şifa can olur orman


 
ESKİ ORMAN -CEYHUN ATUF KANSU

Binlerce yerin var senin öpülesi
Binlerce adım gezilesi gözlerin
Şifalı otlarından Hippokrates'in

Bir eski mağaradan çıktım yoluna
İncir kokuyor ortalık ay bahçesi
Bileklerin bekler binlerce yıl tutulası

Akça kavak ormanı mıdır desem
Binlerce yıldır dinlenmeyen başımı
Uğultularla çağırır akça göğsün, yatılası



DOST ORMAN - PAUL VALERY
 
Temiz şeyler düşündük, tertemiz;
Uzun yollar boyunca, beraber;
Eli elimde, yan yana, sessiz;
Çevremizde karanlık çiçekler.

Yapayalnız, kırda, yeşil gecede;
Yürüyorduk, nişanlılar gibi;
Gökte ay, masaldaki bir meyve;
Bölüştük o sihirli meyveyi.

Ve öldük yosunlar üzerinde,
Uzakta, yalnız, o mırıltılı,
O dost ormanın gölgelerinde.

Sonra gökte, nurlarla sarılı,
Buldum seni, yaş dolu gözlerim,
Sevgili sükut yoldaşım benim...




ESKİ ORMANLARA MEKTUP - HAYDAR ERGÜLEN

Bir mektup göndersen de açıp okumasam

Ben hangisiyim; sen demekten başka
Sana ulaşamayan zarf efendilerinin,
Aç beni, başka pulum yok, başka mektubum
Yok, yoksul olduğum söylenecek yoksa sana
Annemin bir gül olarak terk ettiğinden beri
Beni gönderdiğin mektuplar ormanına

Şehri karıştırmıyorum, seni yanlış anlarlar
Kendimi karıştırıyorum, uçmaktan yanayım
Ruhunu parmaklarında dolaştıran perinin
Tevekkül penceresine konduğu eski ormanlarda

Hangi yüzüğünden düştüm bu yolculuğa;
Bilseydim, sen gönderseydin, ben o mektuba
Yazılacak kadar aransaydım dilinin ormanında
Açmazdım yine, yine yüzükler kazanırdın;
Bana suluboya bir orman göndereceğini bile bile,
`Peri ve eşek' mes'elini yazdığımı bile bile,
Ormanlara dair Şiirler okumak için
Ayrı ve birleşik Şehirler kurduğumuzu bile bile,
Açmazdım bu sırlara layık olmayan Şehri
İçinden çıkacak ormana

Bana orman gönderme, içinden Şehir çıkar;

Beni bir mektuba gönder, içinden birine
Almamış gibi yaparım, vapura binmem,
Yoluna inmem, ormanların sisi çökmeden önce

Mektupların perileri
Perilerin ormanları biriktirdiğine
Yüzüklerin parmaklarda sessizce eridiğine
İnanırım, eski orman tadı sinmiştir
Açılmayan mektuba

Gönderilse de

Eski ormanlara mektup...



75-GÜNEYDE BİR ORMAN - İLHAN BERK

 Bir buğday büyüyorsa şimdi Türkiye'de
Yeminle aşkla büyüyor.
Yeminle lavanta çiçekleri, haşhaşlar, kekikler aşkla büyüyor.
Koyunlar, keçiler, sığırlar
Mısır, pirinç, yulaf
Aşkla büyüyor dünyada.
Binlerce senedir nehirler dünyayı görmeye çıkarlar
Binlerce senedir böyle öğrendik dünyanın birçok yerinde akan
ırmakları, büyüyen bitkileri.
Bazı yosunlarla bazı eğreltiotlarıyla bazı balıklarla konuştum,
Dünyayı görmeyen kalmamış.
Şimdi güneyde bir yonca büyüyorsa benim gibi
Daha iyi bir hayat için büyüyor.
Gelincikler köklerimin yanı sıra onun için büyüyor.
Pamuklar daha beyaz açıyorlarsa
Sebep aynı.
Ben bütün ormanları düşünerek büyürüm,
Bütün ormanları düşünerek büyürler
Benim gibi bütün ormanlar Türkiye'de.
Öyle bir vaktine eriştik ki dünyanın
Şimdi kimse kimseden daha az sevmiyor dünyayı,
Ben İngiltere'deki ormanlardan, nehirlerden, ovalardan daha az
sevmiyorum yaşamayı,
Amerika'dakilerden daha az sevmiyorum.
Burada pamuklar, su içindeki pirinçler, tütünler daha az
sevmiyor
Şimdi sarmaşıklar, şimdi asmalar, şimdi fasulyeler birbirlerine
daha sarılarak büyüyorlar
Şimdi stepler, dağlar yalnızlıklarını sevmiyorlar.
Şimdi dünyada yalnızlığı kimse sevmiyor.
Şimdi İran'da, şimdi Mısır'da, şimdi Sudan'da ormanlar niçin
büyüdüklerini biliyorlar
Şimdi petrol damarları niçin aktıklarını biliyor
Şimdi her şey dünyada niçin yaşadığını biliyor.



DEFNE ORMANI - MELİH CEVDET ANDAY

Köle sahipleri ekmek kaygusu çekmedikleri
İçin felsefe yapıyorlardı, çünkü
Ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
Köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için
Felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini
Köle sahipleri veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya..
 
Köleler felsefe kaygusu çekmedikleri
İçin ekmek yapıyorlardı, çünkü
Felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara;
Felsefe sahipleri köle kaygusu çekmedikleri
İçin ekmek yapmıyorlardı, çünkü kölelerini
Felsefe veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya..
 
Felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin
Felsefesi. Ve sahipsiz felsefenin
Ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
Ekmeğin sahipsiz felsefesini
Felsefenin sahipsiz ekmeği.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Hala yeşil bir defne ormanı altında...



AMAN ORMANCI - YILMAZ ERDOĞAN

nasıl hecelersen hecele
hep aynı biçimde yazılıyor
ayrılık

çok yol bilenler geçti
ayağını yordamına göre uzatan
kurdun kuşun bileceği hal değilmiş ya öylesi işte
eski sözlere yeni kafiye bulmak gerekmez
suyu sefası kendine yeten
stabilize bir eğlenmektir hayat
her sevdalıya aşık atmak gerekmez

sen, o hep önden giden
çatallanan bahçesindeyken sevişmenin
ki çıplak ve bensizliği ele almışken
ne anlattığını bilmek istemeyen
şiirler getiririm arkandan
bir devrik cümlem kalır acınası
iki çekingen benzetmem belki
ve derisi soyulmuş bir nakaratım kalır
yoluna ağladığım o türküden
artık ehemmiyeti kalmaz
köprünün
ve hoş gül içimlik suların
ya da
-içkiden olsa gerek-
masayı yıkan ormancının
nasıl kıydın diye sormanın da manası yoktur
suç delilleri ortadadır
ve zaten
kim olsa katılır akışına gerisinin

aman ormancı
canım ormancı
köyümüze bıraktın
yoktan bir acı

acı köyde ya o yüzden türkü,
yoksa roman olacak
kentimizde geçse öyküsü

bir de gülüşün kalır
dişlerinin etrafından
ve bilişin kalır
her şeyi ama her şeyi
eski haliyle

YALNIZ AĞAÇ -BAKİ SÜHA EDİBOĞLU

Kıyılarda bölüşülür
İki dev korkumuz
Denizle gece

Ötede rüzgârların ıslığına
Çığlık katan tek ağaç
Yıldızsız gecede
Kabaran denize karşı
Tek ağaç
Korkular içinde
Tarla kuşlarını bekler
Tan yeri ağarıncaya kadar

 

ORMAN- AHMET HAŞİM

Su değil, mevsimin havası akan
Duyduğun yaprağın, dalın sesidir
Suda yıldızların parıltısıdır
Bu karanlıkta bazı bazı çakan...

 

80-KÜÇÜK İSTASYONLARDA AKASYA AĞAÇLARI -CEYHUN ATUF KANSU

Bir akşam sofrasında birdenbire
Küçük istasyonların kokusu
Duyarsanız birdenbire
Postalar makasa girdiğinde
Çocuklarınızın tren pencerelerinde
Gözleri yedi renk kırkikindi sonu
Yağmur yağmış kırların kokusu
Ömrünüzce gezdiğiniz
Oradan oraya askerlik memurluk başka işler
Birdenbire
İstasyon akasyalarının kokusu
Treniniz kalkıp gider
Akgedik, Güllübağ, Tecer
Hepsi de küçük istasyonlar
Kalırlar dağlar ardında
Bir akşam sofrasında onlar
Birdenbire
Makasçı karısı çocukları
Akasyaların kokusunu duyarlar
Geçip giden trenlerin rüzgârında
Çocukların gözlerinde adı bilinmeyen dereler
Vadilerdeki istasyonların sessizliğinde

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER


SAYFA:9/81-90

AĞAÇLARIMA - AHMET TUFAN ŞENTÜRK

Öyle ölümcül bakmayın bana ne olur?
Sizi böyle görüp kahroldum zaten...
Kırmışlar dallarınızı,
Kurumuş yemyeşil yapraklarınız...
Sizi ekmek paramla satın almıştım.
Dikmiştim ne ümitlerle,
Su diye delmiştim toprağı, taşı,
Siz boy attıkça artardı gücüm.
Ben de toprağa can attım, siz kök saldınız;
Zerdalim, vişnem, şekerparem, üzüm çıbığım...
Bu toprak benim olsaydı,
Yorulmaz, işler, sulardım.
Çiçek açardınız yine rengârenk,
Gölgenizde rahatlardı yüreğim,
Meyveler toplardım dallarınızdan.
Beraber iken güçlüydük.
Bizi ayırdılar birbirimizden;
Zerdalim, vişnem, şekerparem, üzüm çıbığım...
Bu toprak benim olsaydı,
Yıkılmazdı gecekondum.
Kırılmazdı dallarınız,
Acı duymazdı yüreğim...
Öyle ölümcül bakmayın bana ne olur?
Zerdalim, vişnem, şekerparem, üzüm çıbığım.


KAVAK AĞACI - MUHSİN SALMAN

Selvi boylu yazmalı
Zümrüt gibi yaprağı
Bulutlar arkadaşı
Güzelim kavak ağacı

Su akar ayağından
Eğilip de içemez
Bir adımdır ötesi
Uzanıp da geçemez.

Aldırmadan yükselir
Güneş’e Ay’a doğru
Arada serin serin
Bakınır bana doğru.

Evlere tavan olur
Bir sürü mobilya da
Bir dal da sen dik şimdi
Büyüsün göğe doğru.
(PORTAKALDAN DÜNYA KİTABINDAN)


AĞAÇSIZ ŞEHİR-YAVUZ BÜLENT BAKİLER

Bu adam ağacın farkında değil
Ömründe yeşile hasret duymamış.
Yüreğinde tipi, zemheri; kar, kış...
Sanki gözlerinde mil üstüne mil"

Bu beton azmanı ev neyin nesi
Güzelliği cüce, çirkinliği dev:
Peygamber ışığı görmemiş bir ev
Ne kanat sesi var; ne dal gölgesi.

İçimdeki sesin endişesi çok:
"Savuş git buradan; hemen savuş git!
Ruhu yok bu yolun; sanki bir ifrit!"
Bu yolun bir avuç serinliği yok!

Durup bu dağlara bakarken yanıyorum
Ne bir tutam sümbül, ne bir tek yaprak
Toprak ölü sanki hep çırılçıplak...
Bu dağlar bizim değil; utanıyorum.

Kim yakmış bu köyün yeşilliğini?
Rüzgârını kim kesmiş, gölünü kim kavurmuş?
Kuşunu, kurdunu, maralını kim vurmuş?
Kim emzirmiş yılan yüzlü cahilliğini?

Bu böyle kaçıncı ormansız şehir?
Bu bomboz, bu kuru, bu nursuz şehir
Canına kast etmiş uğursuz şehir
Müslümansız şehir imansız şehir!

Sormayın söyleyemem size diyorum
Böyle ağlayarak nereye gittiğimi.
Öz cevherim iken kaybettiğimi
İçim yana yana bulmaya gidiyorum.

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

SON EKLENENLER

Üye Girişi