Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

KONUSU ÇOCUK OLAN ŞİİRLER

  1. ÇOCUKLAR - BEHÇET NECATİGİL    BİR ÇOCUK
  2. BAHÇESİNDE- CEYHUN ATUF KANSU    DÜNYA ÇOCUK
  3. YILINDA -1 - BEHÇET NECATİGİL    
  4. ÇOCUKLUK -CEVDET KUDRET SOLOK    
  5. O ÇOCUK -CAHİT ZARİFOĞLU    
  6. ANNESİ ÇALIŞAN ÇOCUĞUN AĞIDI- GÜLTEN  AKIN                        SAYFA: 1/ 01-10
  7. ÇOCUKLAR-HALİL SOYUER    
  8. ÇOCUK-HALİL SOYUER    
  9. BEN ÇOCUĞUM-HALİL SOYUER    
  10. BEN DEĞİL MİYİM - HALİL SOYUER    
  11. ÇOCUKLAR-HALİL SOYUER    
  12. ONLAR İÇİN- HALİL SOYUER    
  13. BİR ÇOCUK VARDI-HALİDE NUSRET ZORLUTUNA    
  14. ÇOCUKTAN AL HABERİ -HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL    
  15. ÇOCUKLARDIR GÖKYÜZÜNÜN BEKÇİLERİ - HAYDAR ERGÜLEN       SAYFA: 2 / 11-20
  16. ÇOCUKLUK  - HAYRİ ÜNAL    
  17. ÇOCUKLUĞUM-İBRAHİM SAĞIR    
  18. BİR ÇOCUK - KEMALETTİN KAMU    
  19. ÇOCUKLAR -  MEHMET ÇINARLI    
  20. DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA MEKTUP – NURULLAH GENÇ    
  21. ÇOCUK -  NEVZAT ÇELİK    
  22. KADIN VE ÇOCUK-NEVZAT ÇİÇEK    
  23. SINAMAK - NEVZAT ÇELİK    
  24. ÇOCUK - OKTAY RİFAT HOROZCU    
  25. ELVEDA ÇOCUKLUĞUM - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI    
  26. BAYRAM VE ÇOCUK KISACIK- - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI               SAYFA : 3 /21-30
  27. ÇOCUKLUK - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI    
  28. BEN SOKAK ÇOCUĞUYUM - REŞİDE SARIKAVAK    
  29. ÇOCUKLARIM - RIFAT ILGAZ    
  30. OKUTMA ÜZERİNE - RIFAT ILGAZ    
  31. ÇOCUKLARINIZ İÇİN - RIFAT ILGAZ    
  32. UYUSUN DA BÜYÜSÜN -RIFAT ILGAZ    
  33. BENİM GÜZEL YAVRUM -RIFAT ILGAZ    
  34. OKULLAR DİNLENCEDE -RIFAT ILGAZ    
  35. BARIŞ KOYUN ÇOCUKLARIN ADINI - REFİK DURBAŞ              SAYFA: 4 7 31-40
  36. ÇOCUK OLSAM BU AKŞAM - REMZİ ZENGİN    
  37. KÖPRÜNÜN ÇOCUKLARI - SABAHATTİN ALİ    
  38. ÇOCUKLUĞUMUZ -SEZAİ KARAKOÇ    
  39. ÇOCUKOLABİLSEYDİM- SADETTİN KAPLAN    
  40. ÇOCUK VE HÜZÜN - SUNAY AKIN    
  41. APARTMANLARDA YAŞAYAN ÇOCUKLARIN GÖZLEMLERİ - ERAY CANBERK   
  42. ORDA BİR ÇOCUK... BURDA BEN- YAVUZ BÜLENT BAKİLER    
  43. ÇOCUKLUĞUM -ZİYA OSMAN SABA    
  44. NASIL ANMAZSIN? - ZİYA OSMAN SABA    
  45. DOĞACAK ÇOCUKLARDAN-ZİYA OSMAN SABA                                SAYFA:5 / 41-50
  46. ÇOCUK DUASI- ZİYA GÖKALP    
  47. HOŞGELDİN ÇOCUĞUM - AHMET SELÇUK İLKAN    
  48. ÇOCUKLARDAN ÖĞRENDİM –CAHİT IRGAT    
  49. ÇOCUKLUĞUM - FETHİ GİRAY    
  50. ÖPTÜM ÇOCUKLUĞUMU - HÜSEYİN YURTTAŞ    
  51. EKMEK KIRINTILARI –BEHÇET NECATİGİL    
  52. ÇOCUK KUŞLARI-İHSAN SEZAİ    
  53. UYANINCA ÇOCUK OLMAK EDİP CANSEVER ŞİİRLERİ    
  54. SIRTLANLAR SERENADI - HÜSREV HATEMİ    
  55. GRİLİ ÇOCUK II GİDİŞ’İ - HÜSREV HATEMİ                              SAYFA: 6 / 51- 60
  56. ÇOCUK KUŞLARI - İHSAN SEZAİ    
  57. ÇOCUK DÜŞLERİ - BEŞİR AYVAZOĞLU     
  58. KAÇAR GİBİ BİR ÇOCUKTAN - ALİ EMRE    
  59. ACI-ALİ EMRE    
  60. ELELE MEHMET İHSAN BULUR    
  61. TOPAÇ – FUAT KÖPRÜLÜ    
  62. BALON -HALİM YAĞCIOĞLU    
  63. BAYRAM YERİ-ŞÜKRÜ ENİS –REGÜ   
  64. ÇOCUKLAR ve BEN - AHMET TUFAN ŞENTÜRK
  65. ÇOCUKLUĞUMDAN ÇİZGİLER - KERİM AYDIN ERDEM                SAYFA: 7/61-70
  66. ÇOCUKLAR - KERİM AYDIN ERDEM
  67. ÇOCUKÇA -VEFA LÖK
  68. ŞEHİR VE ÇOCUK-ALİ AKBAŞ
  69. ÇOCUKLUK - ŞABAN ABAK
  70. TÜRK EDEBİYATI DERGİSİ, SAYI:275,  
  71. BİR ZAMANLARIN ŞARKISI- İSMAİL KARAKURT
  72. KUŞ RENKLİ ÇOCUKLUĞUM  - MEVLANA İDRİS ZENGİN
  73. ÇOCUKLAR- SIDDIK ERTAŞ



SAYFA:1/01-10

1-ÇOCUKLAR - BEHÇET NECATİGİL

Çarşılarda bir şey
Biz pek aramazdık çocuklar olmasaydı

Kasaplarda manavlarda bazı yorgun kadınlar
Hep de tenha saatleri seçerler
Sonra yavaş bir sesle
Çocuk için hasta kaç gündür yemiyor
Biraz et biraz meyve isterler

Sevdiği bir reçeli gün aşırı yalnız ona
Kaşıklarla beraber büyük bir üzüntü
Uykularda bile bitiyorsa
Yağların şekerlerin çayların
Annelere düşündürdüğü

İnsanlara, tezgâhlara, kâğıtlara kolaydı
Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı


BİR ÇOCUK BAHÇESİNDE- CEYHUN ATUF KANSU

Çocuklar beni de alın içerinize,
Ben de güzel oyunlar oynamayı bilirim,
Çocuklar, imreniyorum şimdi size,
Yıllar oluyor ki kırıldı çemberim.

Benim de devleri vardı masallarımın,
Keloğlan kahramanıydı sihirli dünyamın,
Periler uyurdu altında kiraz dallarının,
Bir çini kadar zengindi içi dünyamın.

Benim de sapanlarım vardı söğüt dalından yapılı
Benim de kuşlarım vardı kafessiz ve şen,
Bir güzel evim vardı ki altın kapılı,
Benim de bir annem vardı ağlarken gülen.


DÜNYA ÇOCUK YILINDA -1 - BEHÇET NECATİGİL

Bütün çocuklar
Yokluk bilmesinler
Et, şeker, süt bulsunlar
Giyimli, tok ve rahat
Gitsinler okullara
Sınıflarını geçsinler.

Büyükler biraz daha yorulsun
Onlar da büyüsünler
Onlar da mesut olsunlar
Geçti, kaç savaş ezikliği
Çocukları düşünsünler
Çocuklar iyi gün görsünler.


DÜNYA ÇOCUK YILINDA -2

Her çocuk bir nur topudur,
Paçavralar içine bile düşse
Bir nur topudur.

Dar çağlara gelmese,
Değmese hoyrat ayaklar,
Çamurlara belenmese
Her çocuk bir nur topudur.

El üstü tutulunca,
Çimli sahalarda
Gezdirip koşturunca
Güler nazlı, güzel
Göklerde bir uçurtma.

Örselenmiş doğmuşsa
Onarılsın ister,
Baksınlar, korusunlar
Ana baba yanında olsun ister,
Tanrısal dilekler:
Her çocuk bir nur topudur.


5-ÇOCUKLUK -CEVDET KUDRET SOLOK

Ne oldu çocukluğum?
Köşelerinde nefes nefes koştuğum
Odalar?
Ortalarında tahta at koşturduğum
Geniş sofalar?
Sofalarda gizli yuvalarım, gizli yerlerim? ...

Hani benim kurşun askerlerim?
Bir oda içinde kurduğum şehir,
Geçtiğim nehir? ...

Hani benim hayallerim, emellerim,
Suya girince balık sandığım ellerim?
Bir leğende bir deniz gören ben,
Bir leğende Çin'e varan yelken?
Beni ufuklardan ufuklara götüren,
İçine binemeden bindiğim tren? ..

Hani benim sevgilerim, kinlerim,
Yüzünde yüzümü gösteren potinlerim?
İçine girmeden girdiğim ev gibi
Yüzünü görmeden gördüğüm misafir? ..

Ah! Ne beyazdı yelkenim,
Ne güzeldi evlerim benim,
Ne ufaktı potinlerim,
Ne minikti ellerim benim!

Nerdesin çocukluğum,
Küçüklüğüm nerdesin? ..
Bir metrede bin metrede koşan tahta atım,
Bir metrede bir dünye gören saltanatım,
Her zaman her yeri alan kurşun askerim
Evlerim, potinlerim

Nerdesiniz?
Bana şimdi bir uzak,
Bir uzak yerdesiniz!
Nerdesiniz? ..

Elimde ne ev kaldı,
Ne evin yeri kaldı,
Sırtımda kumaş değil,
Bir ince deri kaldı
Ayağımda potinler
Gitti, izler kaldı...


O ÇOCUK -CAHİT ZARİFOĞLU

Bahçeden çocuk sesleri geliyor
Hayatı dinliyorum
İçim yoruluyor, ruh yoruluyor

Büyük gözlü çocuk
İnsanın içine kadar bakıyor
Sorar gibi
- Nerede benim babam

Kendimi şöyle görürüm düşümde
İki ata birden binmişim
Biriyle kuzeye saldırıyorum
Ötekiyle
Alkan lalelerin
Kıpkızıl tutuştuğu sulara

Nerede babam
Karşısında yapayalnızsın
Duvar gibi dikilen
Bu sorunun

Okşuyorsun başını
Şehit çocuğunun

Bahçeden kuş sesleri geliyor
Sabahı dinliyorum
Bu sefer bezgin

Bir vakit
Darağaçları kurdum
Elimden fırlayıp gidiyor cellatlar
Silah olarak
Bir tek soru var elimde
Nerede babam, nerede


ANNESİ ÇALIŞAN ÇOCUĞUN AĞIDI- GÜLTEN  AKIN

Attım. Boyalar ne işe yarayabilir
Yalnızlık için karadan başka
Hangi rengi kullanabilirim
Kuru masa, donuk tavan, somurtuk halı
Solgun durmalı resimlerim

Pencerem kuşları çekmiyor
Soluğu azaldı nergislerin
Üç tarak olsa taranmaz Yuku-Lilinin saçları
Ben annesi çalışan bir çocuğum

Yollarda damlarda eski yazdan kalma
Mavi çizgileri kar gelir kapatır
Sustum. Sevincin sesleri de
Bir iki deneyip susacak
Duvar diplerinde kedisel çığlıklar
Bahçelerde çirkin kasımpatları açmalıdır


ÇOCUKLAR-HALİL SOYUER

Hep kuvvetli olun ömür boyunca
Besbelli bu yollar çetin çocuklar
Uçun kanat kanat mutluluklara
Ötün kuşlar gibi ötün çocuklar.

Her şey gönlünüzce inceden ince
Siz gelin akla hep her şeyden önce
Gül açmalı yüzünüzde gülünce
Her gücü yenmeğe yetin çocuklar.

Çocuk sevgileri kaynar özümde
Çocuklar uyusun gelsin dizimde
Öyle özledim ki şimdi gözümde
Efekan’laşıyor bütün çocuklar.


ÇOCUK-HALİL SOYUER

Biz onlarla mutluyuz
Onlar bizimle şendir
Çocuk, gözlerimizde,
Daima büyüyendir.

Doğunca şenlik gelir,
Gülünce mutluluklar
Çocukların sesinde,
Bambaşka sıcaklık var.

Yaş görmesin gözleri
Alınları ak kalsın
Ömürleri boyunca
Suları berrak kalsın

Haykırsınlar gülsünler
Çocuk gönlün sesidir.
Hepsi evin varlığı
Bahçenin meyvesidir.

Doğunca şenlik gelir,
Gülünce mutluluklar
Çocuğun gülmesinde,
Sımsıcak aydınlık var.



10-BEN ÇOCUĞUM-HALİL SOYUER

-Torunum EFEKAN’a-

Ben çocuğum, yarınların,
Yolunda izim olmalı.
Büyüyünce yüzünüze
Bakmaya yüzüm olmalı

Güzel günler verin bana
Sevineyim kana kana
Gün gelince bu vatana
Diyecek sözüm olmalı.

Bugün Mardin, yarın Bursa
İçimde hep sevgi dursa
Nerde güzel, doğru varsa
Hepsi de bizim olmalı.

Ben çocuğum bana eğil
Bağrımızda yara değil
Alnımızda kara değil
Süt beyaz yazım olmalı.

Yakışmaz mı üzüm bağa?
Neler verir dal yaprağa
Bizim olan şu toprağa
Vuracak dizim olmalı.

Ben çocuğum bana yaklaş
Ayrı durma gel kucaklaş
Kirpiğinden bir damla yaş
Akmayan gözüm olmalı.

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNMEK İLE İLGİLİ ŞİİRLER

AY ŞİİRLERİ

MARŞLAR

ÇOCUK ŞİİRLER

 

 

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER




SAYFA:2/11-20


11-BEN DEĞİL MİYİM - HALİL SOYUER

Tutun ellerimden, yüceltin beni,
Yarına kalacak ben değil miyim?
Vatanın en kutsal görevlerini,
Sizlerden alacak ben değil miyim?

Her gün besleyerek sevgi özüyle
Gönlümü doldurun mertlik sözüyle
İçiyle, dışıyla, iki gözüyle
Sizinle gülecek ben değil miyim?

İçinizde umut olmasa bile,
Beni sevgilerle getirin dile
Yarın, bu vatanın her şeyi ile
Sahibi olacak ben değil miyim?

Ben zaten gülerim sizler gülünce,
Bu yaşta bağlayın beni sevince
Bu vatan uğrunda, günü gelince,
Gülerek ölecek ben değil miyim?


ÇOCUKLAR-HALİL SOYUER

Kulak verin seslere
Bak ne diyor çocuklar?
İçlerdeki tasayı
Yok ediyor çocuklar.

Taşırlar ünümüzü,
Açarlar önümüzü,
Karanlık günümüzü
Ak ediyor çocuklar.

Güldürürler yüzleri,
Yaş görmesin gözleri,
Kaderdeki azları
Çok ediyor çocuklar.

Sesleri gönüllerde,
Yükselir perde perde,
Başımızı her yerde
Dik ediyor çocuklar.

Artarlar sayı sayı,
Olurlar teyze, dayı
Ak yüzle yaşamayı
Hak ediyor çocuklar.


ONLAR İÇİN- HALİL SOYUER

Çocuk neşe kaynağı, gülüdür evimizin,
Aydınlık yarınları, kuralım onlar için.

Her birinin gözünde umutlan parlıyor,
Mutluluk çiçekleri, derelim onlar için.

Günleri kararmasın, açık olsun yollan
Bulup güzel günleri verelim onlar için.

Yokları var sayalım, bağrımıza basarak,
Onlar için duyalım, görelim onlar için.

Günlerin karasını vermeyelim onlara
Geçmiş yaralarını, saralım onlar için.

Çocuklar berekettir doldurur ovaları,
En mutlu yuvaları, kuralım onlar için.


BİR ÇOCUK VARDI-HALİDE NUSRET ZORLUTUNA

Yıllar yıllar öncesi..
Bir tatlı çocuk vardı:
Bülbül sesiydi sesi,
Gülüşleri bahardı!

Ümitti, emeldi o
Her şeyden güzeldi o
Dünyaya bedeldi o
Ve dünya ona dardı!

Derken bir koca dünya parçalandı birden
Dağılıverdi ortalığa
Yalandan dünyacıklar
Ortaklık darmaduman
Ortalık perperişan
Ortalık kırık dökük, yamru yumru, düğüm düğüm..

Nerde benim tatlı küçüğüm?
Hangi yalandan dünyada kaldı,
Hangi yalancı rüyaya daldı?..

Ağustos 1979


ÇOCUKTAN AL HABERİ -HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL

çocuktan al haberi
çocuktan aldım haberi
yakın, diyor
güzel, diyor
dopdolu, diyor
iştecik, şuracıkta
iştecik yolu, diyor

çocuktan aldım haberi
iyi, diyor
açık, diyor
kurtuluş, diyor
iştecik, şuracıkta
koş birazcık koş, diyor

çocuktan aldım haberi
oh, diyor
tatlı, diyor
sıcacık, diyor
iştecik, şuracıkta
diren azıcık, diyor

koştuk direndik yorulduk
düştük anılar ırmağına ey çocuk
bak işte kan içinde yumruklarımız
belki senin hakkındır mutluluk.



15-ÇOCUKLARDIR GÖKYÜZÜNÜN BEKÇİLERİ - HAYDAR ERGÜLEN

Geceye karışmış bir yolcunun gözleri
Korkuyla uyanan çocuklar gibidir
Erkenci bir yıldıza rastlayınca
Düşündeki son büyüyü yitirir.

Gece yaşlanmış gökyüzüdür.

Özlem ağır uykular gibi çöker
Gezinir çocuğun coğrafyasında
Yüreğinde ışıltılı bir mevsim
Eski zamanlardan bir sabah çeker.

Sabah el değmemiş bir çocuk cakasıdır.

Ağacından bir portakal düşürür
Kana benzese de dağ yollarındaki izi
Taflan kokulu yağmurlar tarar saçını
Unuttuğu dostlukları anarak üşür.

Yağmur ilk kız arkadaşıdır.

Dağ menziline değer alımlı yüzü
Haylaz çocukların koşuştuğu göğsünde
Dağılır kederi mavi bir yıldız
Alıp getirir sonsuz ilkyazı.

İlkyaz içinin hoyrat atıdır.

Kentin kapısını bulduğu sabah
Yorgun bir atlı gibi düşer gece
Yeniden anımsansın diyedir
Sevinir çünkü çocuklar bildikçe...


ÇOCUKLUK  - HAYRİ ÜNAL

Çocukluk bereket yazda baharda,
Çocukluk bir neşe, soğukta, karda,
Çocukluk sadece hatıralarda,
Yaşayan tatlı bir masal gibidir...
Çocukluk bir asır, belki de bir an,
Bir ufuk ruhumu içine alan,
Çocukluk sonunda sonsuza dalan,
Yaşayan tatlı bir masal gibidir...



ÇOCUKLUĞUM-İBRAHİM SAĞIR

Köylü çocuğuyum halimden belli,
Geceleri gökte yıldız sayardım.
Harman vakti gelip çattı mı kelli,
Döven sürer, demetleri yayardım.

Dokuz yüz otuz altı bahar ayında,
Doğdum Gönen Paşaçiftlik Köyünde.
İbrahim yazıldı soy kütüğünde,
Lakabımız Sağır diye duyardım.

Üç yüz elli idi köyün nüfusu,
Üç kilometreden getirirdik su,
Yegâne ormanı meşe korusu,
Pelitleri toplar toplar soyardım.

Yalınayak sığır, davar güderdim,
Çayır nerde bolsa ora giderdim,
Zaman zaman arabayı yederdim,
Yorulunca sırtım oka dayardım.

Kepeneği omuzuma atardım,
Yaz boyunca meralarda yatardım,
Bazı keklik, bazı çulluk tutardım,
Köz ateşte pişirir, yer doyardım.

Size yalan gelir ama gerçekti,
Azman öküz güreşlerde ser çekti,
İlk sigaram kuru mısır pürçekti,
Tütün gibi ince ince kıyardım.

Kuru soğan azığımdı torbamda,
Bulanık su ısınırdı kırbamda,
Yamasız yer yok gibiydi urbamda,
Setiremi yatak diye yayardım.

Uçurtmamı kendim yapar salardım,
Haminnemin yün ipini çalardım,
El bağından üzüm, erik yolardım,
Çocuk aklı kör şeytana uyardım.

Kar yağdı mı bir metreyi geçerdi,
Delik çarık kar suyunu içerdi,
Tahta kızak rüzgâr gibi uçardı,
Sabah akşam, karda, buzda kayardım.

Kurak olur, ekin, arpa bitmezdi,
Mahsulümüz bir kış bile yetmezdi,
Fukaralık evimizden gitmezdi,
Acısını can evimde duyardım.

Mutlu idim, ekşitmezdim yüzümü,
Olur olmaz söylemezdim sözümü,
Bozulmadım sağlam tuttum özümü,
Hürmet eder büyükleri sayardım.

Bakmayın Sağır’ın siz güldüğüne,
Çile çeke çeke geldi bu güne,
Hasreti bitmiyor vallahi düne,
O zaman kendimi mutlu sayardım.


BİR ÇOCUK - KEMALETTİN KAMU

Dediler ki: ‘- Yok baban,
Babanı aldı vatan! ’
Meğer burada yatan
Senmişsin, babacığım!

Davullar çala çala,
Köylü döküldü yola...
Ne güzeldi alayla
Gidişin... babacığım!

Kaldın diye askerde
Anam uğradı derde...
Bu tenha tepelerde
Ne işin... babacığım?


 

ÇOCUKLAR -  MEHMET ÇINARLI

Beni hep esir ettiniz minicik ellerinizle;
Ne kaçmak elimden geldi, ne de karşı koyabildim.
Verecek cevabım varken en büyük hâkime bile
Sizin saf bakışlarınız önünde dilsiz kesildim.
Savaş alıp götürdüğü, deprem yok ettiği zaman
O çaresiz halinizdir beni en fazla ağlatan.
Yünler, pamuklar içinde üşüdüm çıplaklığınızdan;
Sizi doymamış görünce yenilmez oldu ekmeğim.
Nerde olursanız olun Çin'de, Yemen'de, Kutup'ta
Bağrıma basmak isterim engelleri unutup da.
Babanız kanlı katilim, ananız düşmanım olsa
Sizin acı çekmenize benim dayanmaz yüreğim.



20-DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA MEKTUP – NURULLAH GENÇ

Hayat dağ gibi, inan ki
Doğar doğmaz bunalırsın
Yaşamak kolay mı sanki
Kuruda, yaşta kalırsın.

Yalnızlık var, üzülmek var
Çâresizlik, ezilmek var
Zaman bir çeşmedir; bahar
Süzülür, kışta kalırsın.

Karanlıktır sağın, solun
Zayıfsan, bükülür kolun
Bazen düze çıkar yolun
Bazen yokuşta kalırsın.

Gülersin mutluymuş gibi
Hakikati bulmuş gibi
Hep zavallı bir kuş gibi
Büzülür, taşta kalırsın.

Aldanırsın insanlara
Dalarsın derin sulara
Yenilirsin korkulara
Siste, ateşte kalırsın.

Ömrün düzeni bozulur
Dostların hepsi kaybolur
Aynalara düşman olur
Devr-i geçmiş'te kalırsın.

Hiç eksilmez âh ü zârın
Seninledir intizârın
Serüven biter, mezarın
Kazılır; düşte kalırsın.

Kaderin önünde eğil
Doğmamak elde değil
Gözlerinin yaşını sil
Hayattan zevk te alırsın...

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER



SAYFA:3/21-30

21-ÇOCUK -  NEVZAT ÇELİK

ağlardı gözlerin
mavi yeşil kara
gülerdi gözlerin
mavi yeşil kara
ağla çocuk gül çocuk
ama usul usul değil
ama usul usul değil



KADIN VE ÇOCUK-NEVZAT ÇİÇEK
 
Kadın açmadan tüketiyor yazı
çocuğun dünyası anası
agaç son deminde mavinin
kuş göç edecek yakındır
çiçek kısa ömürlü güzel
göl bir damla gözyaşı
sazlık
çok sık

Kadının elinde gocuk
ağacın dalında kuş
gölün kıyısında sazlık
az ötede çiçek

Ağacın ince mavisinden
uçtu kuş
düşürdü kanadını suya
gölgesini istedi çocuk
vermek için kuşa

Soyundu
giysisini yüzüğünü tokasını
yanına bıraktı çocuğun
koştu
saçları ensesinde bir kısrak yelesi
memeleri
bir karnına bir yüzüne
ayak vurup kıyıdan
dalıverdi göle
kalçalarında şavkıdı güneş

Bir adam
arasında sazlığın
kaçtığı
ama özlediği kadının

Çocuk babasız
yıllardır erkeksiz kadın
bir adama
bir çocuğa
baktı kanadına kuşun
usulca yüzdü sazlığa
unutkan teninde diri bir ürperti

Çocuk çiçeği kopardı
kırdı mavisini dalın
başka acılara yürüdü
bir daha giyinemedi kadın.

Ağustos 1982


SINAMAK - NEVZAT ÇELİK

Biliyorum sokaklarda
kartopu oynuyor çocuklar
üşüdüm acıktım demeden
buz üstünde sınıyorlar
miniminnacık gövdelerini
tam zamanıdır
sınayın çocuklar
sokaklarda her zaman
buz tutmuyor kar.

Ocak 1983



ÇOCUK - OKTAY RİFAT HOROZCU

İhtiyarın yanındaki çocuk
Oyuncak bir güneşe benziyor.
Anasına uzayan dağlarda,
İnsanla balık arası, kaygan
Bulutların içine düşünce,
Kolundan yakalamış sıkıca
Sarı boncuk gizli ayışını.


ÇOCUKLAR - OKTAY RİFAT HOROZCU

Kapışıyorlardı yaz gök
güneş ne varsa, içimize
sıcakla gireni durgun,
mavi giyerek, saçları rüzgârda
koşarak çığlıklarla deniz aşırı,
avuçluyorlardı ot
ağaç ne varsa, altlarına alarak
üstte duranı ve büyüyeni kendi kendine
 

25-ELVEDA ÇOCUKLUĞUM - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI

Hatıram kalsın
Çocuk akşamlarımın hepsi senin olsun
Yeşile çalan baharlarım
Sarı renkli yazlarım
Çekip gideceğim ben çocukluğumdan
Bilyelerim
Kos helvalarım
Pamuk şekerlerim
Hayallerim
Beni beklemeyin
Şimdi ben uzak baharlardayım
Dönülmez zamanlardayım

 
BAYRAM VE ÇOCUK KISACIK- - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI

İşte bir bayram
'ben kaç bayram çocuktum'
elbiselerim başucumda yattım
ayakkabılarımı boyattım
şimdi ruhumda bir çocuk
zıp zıp zıplar
ama nedense
hiç öyle eskisi gibi değil bayramlar



ÇOCUKLUK - OĞUZKAN BÖLÜKBAŞI

Bir bahçemiz vardı
bir kamerya ortasında,
bir masa sıralandığımız etrafında
babam ekmek keserken
annem çorbalarımızı koyardı
bahçemiz zambak
çorbamız misk kokardı

mazeretimiz yoksa misafir gelirdi
ya da biz misafirliğe giderdik
hafta sonları sinemaya bilet alınır
tonlarca çitlek çitlenirdi

zaman zaman nasihat edilir
okumamız gerektiği söylenirdi
mühendis veya doktor olmak önemliydi
ve uslu çocuk
bağırarak oynardık sokak ortasında
Ayten hanım çıkar kızardı
belli ki o gürültüde çocuğu uyanırdı
bayram günlerinde Kırıkkale,
çocuklara boyanırdı.



BEN SOKAK ÇOCUĞUYUM - REŞİDE SARIKAVAK

şu dört direkli köprünün altında
açmışım gözlerimi
sahipsiz
rüzgar sarmış kundağımı
yağmurla beslenmişim

adımı insanlar koymuş
benden habersiz
benimsemişim
serseri derler, hırsız derler
.... derler, anlamam da
alınmam da

hiç fiyakalı dolaşmadım sokaklarda
marka satmadım
gökyüzü yorganım oldu hep
dirseğim yastık
alışkınım; kara, yağmura, soğuğa
üşümem
sıcak dokunur bana

özlemem, hiç tanımadığım hisleri
istemem varlığını bilmediğim şeyleri
kıskanmam hiç kimseyi
özenmem

halbuki bilmez kimse
kendilerinden şanslı olduğumu
daha özgür
ve daha zengin

şu deniz herkesten çok benimdir
arkasındaki orman da
bütün sokaklar benimdir herkesten çok
her simitçi biraz bana çalışır

aslında her çocuktan daha çocuğum
canım hiç sıkılmaz buralarda
en sevdiğim oyundur
köşe kapmaca

yalnız da değilimdir
yüzlerce kardeşim var
benim gibi, bana benzer
kimse ayırt edemez bizi
birbirimizden

geceleri toplanmaya başlarız
el ayak çekildikten sonra
konuşuruz, güleriz, dertleşiriz
biraz farklı olsa da
herkes kadar biz de umut besleriz
hayallerimiz de vardır
ayın dolaştığı yerlerde

herkes kadar okumuşluğum da vardır
her tip insandan bir harf öğrendim
insanları en iyi ben tanırım

 
okuldan, öğretmenden anlamam ama
bu sokakların mektebini bitirdim
bana lazım olanı öğrendim

herkes kadar insanım da galiba
herkes kadar ben de bazen ağlarım

kafam da var, kalbim de
severim de, düşünürüm de
yalnız ben sokak çocuğuyum
sokaklarda yaşamak tek suçum

bir gün ben de gideceğim buralardan
herkes gibi
yalnız biraz sessizce
kimseler anlamadan

cenazem omuzlar üzerinde gitmeyecek
belki
belediye kaldıracak gürültüsüzce
ağlayanlar olmayacak başucumda
bir hayırsever uğramazsa geçerken
mezarım da çorak kalacak sonunda
benim gibi

içimizden kimin gittiği
fark edilmeden
biri alacaktır yerimi
vakit geçmeden

evet, ben sokak çocuğuyum
bu sokaklarda ne ilk
ne de sonuncuyum


ÇOCUKLARIM - RIFAT ILGAZ

Sizi yoklama defterinden öğrenmedim,
Haylaz çocuklarım.
Sınıfın en devamsızını,
Bir sinema dönüşü tanıdım.
Koltuğunda satılmamış gazeteler,
Dumanlı bir salonda
Kendime göre karşılarken akşamı
Nane şekeri uzattı en tembeliniz.
Götürmek istedi küfesinde
Elimdeki ıspanak demetini,
En dalgını sınıfın.
Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun,
Palto ayakkabı yüzünden.
Kiminiz limon satar Balıkpazarı'nda;
Kiminiz Tahtakale'de çaycılık eder.
Biz inceleyeduralım aç tavuk hesabı
Tereyağındaki vitamini.
Kalorisini taze yumurtanın,
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta.
Çevresini ölçtük dünyanın,
Hesapladık yıldızların uzaklığını,
Orta Asya'dan konuştuk,
Laf kıtlığında.
Birlikte neler düşünmedik.
Burnumuzun dibindekini görmeden,
Bulutlara mı karışmadık.
Güz rüzgârlarında dökülmüş,
Hasta yapraklara mı üzülmedik.
Serçelere mi acımadık kış günlerinde
Kendimizi unutarak.

 



30-OKUTMA ÜZERİNE - RIFAT ILGAZ


SINIF’ın ozanıyım mimli,
HABABAM SINIFI’nın yazarıyım ünlü.
Kim ne derse desin,
Çocuklar için yazdım hep.

Canım yansın diye
İşimden atarlar sık sık,
Acısını hep çocuklar çeker?
Kendi öz çocuklarım,
Benden önce.

Şunu demek istiyorum!
İki iş tuttum ömür boyu köklü.
Çocukları okutmaktı ilk işim,
İkincisi,
Yazdığımı çocuklara okutmak.

Ne gençlerden, ne çocuklardan
Bir yakınmam yok
Arap’ın dediği doğru:
“Çocuk mazbut?”
Memleketse görülüyor işte,
Güllük gülistanlık?
Ne var ki güllerin dikeni çok!

Ocak Katırı Alagöz adlı şiir kitabından 1987
Bütün Şiirleri 1927-1991(Çınar Yayınları)

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER



SAYFA:3/21-30

31-ÇOCUKLARINIZ İÇİN - RIFAT ILGAZ

Savaş sonrası sayımlarda
Şu kadar ölü, şu kadar yaralı
Kadın, erkek sayısız kayıp?
Elden ayaktan düşmüş
Geride bir o kadar da sakat,
O kara günleri anımsayalım diye?

Zorumuz ne insan kardeşlerim,
Amacınız kökümüzü kurutmaksa,
Yetmiyor mu tayfunlar, taşkınlar,
Bunca aç, bunca sayrı, kırım, kıyım,
Sayısız işkence kurbanları?
En kötüsü,
Güngünden başımıza inen bu gökyüzü!

Bu toplanıp dağılmalar ne oluyor
Yüksek düzeylerde?
Neden alçakgönüllü değilsiniz,
Sözünüz mü geçmiyor birbirinize,
Hangi dilden konuşuyorsunuz?
Barışsa eğer istediğiniz
Uçaklardan başlayın işe
Önce çirkinleşen savaş uçaklarından?
Ya insanları bir yana bırakıp
Sivrisineklerin kökünü kurutun
Ya da bataklıkları!

Sonra geçin karasineklere!
Ne kadar da çoğaldılar son sıcaklarda
Yer gök tüm karasinek,
Yaşamımızı karartmak için.
Bir güç denemesi yapsanız da,
Onların yaşamını siz karartsanız!
Yoksa siz de mi barıştan yanasınız,
Onların özgürlüğünden yana?

Kolay değil, barıştan yana olmak
Özveri gerek yüksek düzeylerde.
Gene de bir nedeni olmalı, diyorum.
Bu toplanıp toplanıp dağılmaların.
Phantom’ların pazarlanması değilse
Denizaltıların sığınmasıdır
Dost limanlara
Ya sağcı gerillaların barındırılması?

Ah uzak görüşlü yetkililer,
Bıraksanız da büyük sorunları bir yana,
Biraz da ulusunuz için,
Halkınız için konuşsanız?
Çocuklarınız için?
Kökleri kuruyup gitmeden!

Ocak Katırı Alagöz adlı şiir kitabından 1987
Bütün Şiirleri 1927-1991(Çınar Yayınları)


UYUSUN DA BÜYÜSÜN -RIFAT ILGAZ


Tüketme nefesini, maviş kızım,
Bildiğin Türkçe kıt gelir masallarıma.
Sözden sazdan anlamazsın,
Kuştan, yapraktan haberin yok.

Biz yaşlılar neler de bilmeyiz,
Hele sen belle dilimizi.
Biliriz de güzel güzel laf etmesini,
Çekiniriz konuşmaktan;
Yazmasını bilir, yazamayız,

Üzme beni yum gözlerini,
Uyutacak ninnilerim yok.
Türküler mi istersin benden,
Bağrıyanık memleket türküleri,
Ne arasın bizde o ses
Islıkla söylenir
Kaçak sarkılar mı istersin;
Bunlar size gelmez
Uykusunu kaçırır çocukların.

Sana hazır ninniler söylesem
Bahçeye kurdum desem salıncak,
İnanır mısın?
Ne bahçe var, ne de beşik...
Bir arabacık da mı istemezdi su asfalt?
Yorganın, yatağın iğreti,
Doğdun doğalı, ne oyun gördün,
Ne oyuncak!

Uyu benim maviş kızım.
Dem geçecek, devran geçecek,
Keloğlan murada erecek,
Sökülecek Hasbahçenin çitleri
Ağlayan nar gülecek!


BENİM GÜZEL YAVRUM -RIFAT ILGAZ

Ondan sonra, benim güzel yavrum,
Bir de oğlu varmış padişahın.
Senin gibi akıllı,
Senin gibi yürekli
Başı dik
Gözü pek,
Babasından daha güçlü,
Senin gibi…


Bakmış ki padişah,
Oğlu gün günden büyüyor,
Büyüyüp gelişiyor.
Şunu demek istiyorum,
Oğlu babasını geçiyor.


Padişah bu,
Bizim gibi sıradan baba değil ki
Anladın gerisini değil mi,
"Cellat!" demiş padişah,
"Uçurun başını!"
Demiş ama, benim güzel yavrum,
Dediğiylen kalmış!

  (1981)



OKULLAR DİNLENCEDE -RIFAT ILGAZ

Ağıldaydınız sanki çocuklar,
Yaz geldi mi açılacak kapılar,
Dağlara, bayırlara, kıyılara
Köylere, pınarbaşlarına,
Bir avuç darı gibi dağılacaksınız!

Ama nerelerdesiniz kuzucuklarım,
Hangi yangın yerinde?
Ne oldu o tatlı dilli,
Güler yüzlü öğretmenler,
Onlar da mı dinlencede
Oh, oh, ne güzel!

Ama bu işportacı da kim?
Bu simit tablası da ne?
Nerden çıktı bu boya sandığı?
"Hani ya demli çaydan içen!"
"Taze simit, gevrek simit!.."
"Bayanlar, buyrun!
Sutyenler, don lastikleri,
Çengelli iğneler, yorgan iğneleri!"

"On halka yüz lira,
Şansınızı deneyin!"
"Taze ayran, soğuk gazoz!
Buyrun baylar,
Salonumuz da var yukarıda!
Buyrun öğretmenim!"


35-BARIŞ KOYUN ÇOCUKLARIN ADINI - REFİK DURBAŞ

Oyunu sever bütün çocuklar
birdirbir, uzun eşek, körebe
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
oyun sözcüğünün halkların dilinde

(Oyun koyun çocukların adını)

Savaşa karşıdır bütün çocuklar
kışın: kar altında her sabah
tükenip erise de solgun nefesi
yazın: göğsü sırmalı fabrikalarda
çarkları döndürse de yoksul alevi
savaşa karşıdır bütün çocuklar
nice ölümlerden geçmişlerdir
nice rüzgârlar içmişlerdir
gelincik tarlası çocuklar

(Emek koyun çocukların adını)

Gökyüzünün penceresinden şimdi
bir kuş havalansa
kanat çırpınışlarında
hayatın yağmalanmış sevinci
- Kuş uçar rüzgâr kalır

(Sevinç koyun çocukların adını)

Uzay denizlerinde şimdi
bir balık ağlasa
gözyaşı billurlarında
yüz bin umut kıvılcımı
- Alev uçar nazar kalır

(Umut koyun çocukların adını)

Çocuk bahçelerinde şimdi
bir çiçek açsa
hüzün sevince dönüşür
sevinç çiçeğe
- Ölüm uçar çocuklar kalır

(Mutluluk koyun çocukların adını)

Barıştan yanadır bütün çocuklar
sabah: kuşatılmış bir toplama kampında
ayrılığın tepsisini okşasa da elleri
aksam: yıldızların mor orağıyla
sessizliği devşirse de yetim öksüz sesi
barıştan yanadır bütün çocuklar
nice çığlık emmişlerdir
nice korku gezmişlerdir
yürekten hisli sevmişlerdir
güvercin harmanı çocuklar

(Devrim koyun çocukların adını)

Barışı sever bütün çocuklar
beştaş, saklambaç, elim sende
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
barış sözcüğünün halkların dilinde

(Barış koyun çocukların adını)

 
ÇOCUK OLSAM BU AKŞAM - REMZİ ZENGİN

Çocuk olsam bu akşam şu salıncağa binsem
Çıksam ta tepesine kayıncaklardan insem
Dönsem atlıkarıncada sabahlara kadar
Unutsam dertlerimi, tasa nedir bilmesem

Yürüsem yağmurlarda ıslansam sırılsıklam
Yağmurla gelen suyla sel olup ben de aksam
Bakarken karanlığa silsem o maziyi hep
Geçmişi akan suyla uzaklarda bıraksam

Dün müydü, geçen ay mı, yoksa beş yıl önce mi?
Gerçek miydi olanlar, sadece düşünce mi?
Bir gölgenin ardınca senelerce koşmuşum
Bilmedim eğlence mi, yoksa ki işkence mi?

Hayat bu akar gider, bilmezsen kıymetini
Pişman olmak getirmez kaybolan servetini
Bakma geriye artık geçip gitti seneler
Geleceğin koynunda yeşert ümitlerini…


KÖPRÜNÜN ÇOCUKLARI - SABAHATTİN ALİ

Güneş karşı dağlardan çıkarken yavaş yavaş
Köprüde görülüyor hararetli bir telaş
Kemerlerden geçerken zerzevat kayıkları
Sislere gömülüyor Marmara açıkları.


Yeni gelen bir vapur çalıyor tiz bir düdük
Yanaşarak köprüye alıyor bir öpücük
Köprü yangınlığıyla bu hoyratça busenin
İnliyor tatlı tatlı... İnliyor derin derin...

Ufacık bir istimbot ötüyor canavarca,
Bu sesle sarsılıyor köprü dakikalarca...
Artık o da uykunun zincirini kırıyor...

Bu ihtiyar haliyle köprü barındırıyor
Nice sefil muhitin, sefil çocuklarını...
–Akıntı sürüklerken karpuz kabuklarını,
Mavnalarla dolarken boş kemerlerin altı–
Dubaların üstünde yığın yığın karaltı
Görülüyor ki, bunlar köprünün çocukları;
Bunlar işte hayatın, bugünün çocukları...
Bakın! .. Birisi yana eğerek kasketini,
Güneşe yalatıyor kabuk tutan etini...

Kim bilir ki bu çocuk ne işler işleyecek? ..
Belki üç kuruş için birini şişleyecek,
Yahut bir mağazanın delecek kasasını,
Bu vaka artıracak mücrim piyasasını:
Hemen kolundan tutup atacaklar hapse...

Fakat ya onun cürmü tamamen bizdeyse? ..
Çünkü o, cemiyetin, bizim mağdurumuzdur,
Onu bu hale koyan bizim kusurumuzdur...
Biz şüphelenmiyoruz mesuliyetimizden,
Fakat böyle sürünen bu çocuklar da bizden...
Bu zavallıların da kanı ve eti bizim,
Bu çocukların bütün mesuliyeti bizim...

Bir parça düşünelim biz de vazifemizi...
Çünkü bu nesil yarın tel'in edecek bizi...
Bu biçare sürüyü geliniz kurtaralım!
Biz onları bir öz kardeş gibi saralım...
Onlar kendilerine açılan bir aguşa
Nasıl atılacaklar bilseniz koşa koşa...
Ah! Onlar tutunacak birer el arıyorlar,
Bize yalvarıyorlar! .. Bize yalvarıyorlar...
Sırayla oturmuşlar dubanın kenarına
Güneş hayat veriyor köprü çocuklarına...



ÇOCUKLUĞUMUZ -SEZAİ KARAKOÇ  

Annemin bana öğrettiği ilk kelime
Allah, şahdamarımdan yakın bana benim içimde

Annem bana gülü şöyle öğretti
Gül, Onun, o sonsuz iyilik güneşinin teriydi

Annem gizli gizli ağlardı dilinde Yunus
Ağaçlar ağlardı, gök koyulaşırdı,
güneş ve ay mahpus

Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde
Binmiş gelirdi Ali bir kırata

Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından
Asyada, Afrikada, geçmişte gelecekte

Biz o atın tozuna kapanır ağlardık
Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü

Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü
Ali güneşin doğduğu yerden
battığı yere kadar kahraman

Ali olmaktan bir sedef her çocukta

Babam lambanın ışığında okurdu
Kaleler kuşatırdık, bir mümin ölse ağlardık
Fetihlerde bayram yapardık
İslam bir sevinçti kaplardı içimizi

Peygamberin günümüzde
küçük sahabileri biz çocuklardık
Bedir’i, Hayber’i, Mekke’yi özlerdik,
sabaha kadar uyumazdık

Mekkenin derin kuyulardan iniltisi gelirdi

Kediler mangalın altında uyurdu
Biz küllenmiş ekmekler yerdik razı
İnanmış adamların övüncüyle
Sabırla beklerdik geceleri

Şimdi hiçbirinden eser yok
Gitti o geceler o cenk kitapları
Dağıldı kalelerin önündeki askerler
Çocukluk güzün dökülen yapraklar gibi.


ÇOCUKOLABİLSEYDİM- SADETTİN KAPLAN

“Dün gece gökyüzünde yıldızlarla oynadım,
Odamla Aydede’nin arası tam yüz adım”
Dersem, dostlar bana der;
“Çocuk musun birader? ”

Bıraksam bir nineye kuyruktaki sıramı,
Ve öksüz bir çocuğa eldeki son paramı
Versem, dostlar bana der;
“Çocuk musun birader? ”

Birleşsem serçelerle can sevgisi dirlikte,
Simidimi bir sokak kedisiyle birlikte
Yersem, dostlar bana der:
“Çocuk musun birader? ”

Assam çocuk gönlümü okulların ziline;
Ve çocuk gönüllerde sevginin menziline
Ersem,..
Ah, yolunu bilseydim;
Çocuk olabilseydim…


40-ÇOCUK VE HÜZÜN - SUNAY AKIN

I
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır

II
Yoksul bir çocuk görsem
yağmur altında üşüyen
köprü olmak geçer
hiç değilse
içimden

III
Her akşamüstü oyuncakçı
camekanından
çocuk ellerinin
izlerini
siler

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER


 



SAYFA:4/31-40


41-APARTMANLARDA YAŞAYAN ÇOCUKLARIN GÖZLEMLERİ - ERAY CANBERK

Aşağı kattaki teyze çiçeklerini
Canı gibi seviyor çocuk gibi bakıyor onlara
Ama biz bahçede oynarken horluyor bizi
Çiçekleri gibi davranmıyor çocuklara

Yukarı kattaki amca otomobiline tutkun nedense
Çocuk gibi yıkayıp temizliyor onu her gün
-çekilin bakalım otomobilin yanından! diye bağırıyor bize
Otomobili güneşin ve yağmurun altında kaldığı için üzgün

Durmadan birbirine bağıran yaşlılar hele
Bizim sesimizi duymak istemiyor
Biz kuşlar gibi cıvıldaştığımızı sanıyoruz belki de
Ama büyükleri bazı şeylere inandırmak zor

Televizyon ve otomobil büyükler için birer oyuncak
Ellerine verilmiş oyalansınlar diye
Bize kalıyor apartman sorunlarıyla uğraşmak
Ama çok kızıyorlar biz işe girişince


ORDA BİR ÇOCUK... BURDA BEN- YAVUZ BÜLENT BAKİLER

Bir ana gülümserken yorgun ve güzel
Yüreği müjdelerle tüy gibi hafiflerken,
Orda, bir çocuk doğar sımsıcak dünyamıza
Burda ben...

Dal nasıl, yaprak nasıl, ekin nasıl büyürse
Toprak nasıl uyanırsa bir incecik yağmurdan
Orda bir çocuk büyür yumak yumak bir nurdan,
Burda ben...

Koştuğu, atladığı, durduğu, uzandığı,
Düşüp kaldığı yerlerde gözbebeğim var.
Orda, toz-toprak içinde bir çocuk ağlar,
Burda ben...

Ne oyun oynamak ister, ne uyku ne su,
Ne elişi resimleri gönlünü alır.
Orda, bir uzak evde bir çocuk yetim kalır,
Burda ben...

Dokunsam, martı gibi uçup gidecek sanki,
Solgun yüzlü bir avuç kar.
Orda, bir gece yarısı, bir hasta çocuk sayıklar,
Burda ben...

Birden bire uyanır bir ana uykusundan,
Sapsarı bir korkuyla bakakalır nefessiz.
Orda, sabaha karşı bir çocuk ölür sessiz,
Burda ben...


ÇOCUKLUĞUM -ZİYA OSMAN SABA

Çocukluğum, çocukluğum...
Uzakta kalan bahçeler.
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.
 
Çocukluğum, çocukluğum...
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.
 
Çocukluğum, çocukluğum...
Habersiz ölen kardeşim,
Mezarı bilinmez eşim,
Her bir şeyim çocukluğum.
 
Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...


NASIL ANMAZSIN? - ZİYA OSMAN SABA

Nasıl anmazsın o çocukluk günlerini!
Dalda bülbülü vardı, gökte beyaz bulutu.
Annem vardı, babam vardı.
Bahçemizde, ılık, uzayan günlerdi yaz,
Bir beyaz âlemdi kış.
Başkaydı güneşi, böyle değildi ayı.
Artık istemiyorum yaşamayı!
Bir gün ver bana Tanrım,
Ta çocukluğumdan kalmış..

 
45-DOĞACAK ÇOCUKLARDAN-ZİYA OSMAN SABA

                              - İbrahim Münir Mostar'a -
Doğacak çocuklardan bahsedin bana,
Genç evliler! Yeni kurduğunuz evden.
Delikanlılar kalplerinizdeki alevden…
Çocuğum bana oyuncaklarını göster.
Küçük lokomotifleri yürütelim beraber.
Gel, memleketten konuşalım hemşerim
Düğünden, şenlikten yana..
Bana sat elindekileri küçük satıcı!
Hastam, iyi olacaksın iç şu ilacı;
Yine eskisi gibi kırlarda gezeceğiz.
Sor bak: Önümüz bahar
Değil mi, gökler, ovalar?..

 
 ÇOCUK DUASI- ZİYA GÖKALP

Her sabah erken
Uyanırım ben,
Derim gönülden
Elhamdülillah

Bülbüller sazda,
Güller niyazda,
Derim namazda ;
Elhamdülillâh

Şimdi gün doğar,
Der hep insanlar
Vazifemiz var;
Elhamdülillâh

Buyurur hünkâr,
Altın anahtar,
Mektebi açar,
Elhamdülillâh

Her sabah erken
Düdük etmeden
Sınıftayım ben
Elhamdülillâh


HOŞGELDİN ÇOCUĞUM - AHMET SELÇUK İLKAN

Hoşgeldin çocuğum
Aramıza hoşgeldin
Sana layık değil ama
Dünyamıza hoşgeldin!


Bir yanda ateş silah
Bir yanda bin bir eyvah
Bizim bu suç bu günah
Affet bizi çocuğum!


Çocuğum ağlama
Yüreğim taş değil
Böyle bir dünyaya
İsyanım boş değil!

Bir bilsen çocuğum
Acımızı bir bilsen
Daha neler görürsün
Biraz daha büyüsen!

Bu bir ekmek kavgası
Bu bir emek sevdası
Dünya kurtlar sofrası
Gözünü aç çocuğum!

Çocuğum ağlama
Dört mevsim kış değil
Yarınlar senindir
Umudum boş değil!


ÇOCUKLARDAN ÖĞRENDİM –CAHİT IRGAT

Ne güzeldi toprak
Tabanlarında,
Gözlerinde güneş,
Saçların isyan kokuyordu.

Şimdi güneş
Mezarını kaybetmiş
Şehitlerin üzerinden doğuyor.

İsyanı çocuklardan öğrendim


ÇOCUKLUĞUM - FETHİ GİRAY

- Fevziye Abdullah’a saygılarımla -
 

Kutudan evlerim kervansaraydı
Ve rengârenk kuşlar saçaklarında
Uçurtmam, deynekten atlarım vardı,
Ben at oynatırdım kaf dağlarında.

Döğüşken horozum en büyük dosttu,
Topaç dönderdiğim meydan en mesut dünya.
O zaman kâğıdım; kalemim yoktu,
Sulara çizdiğim bir mavi rüya.

Bir damlacık kan: büyük zaferim,
Yaşıyor serçeyi vurduğum dalda
Devlerle yarışan kahraman bendim,
Çember çevirdiğim taşlı yollarda.

 
50-ÖPTÜM ÇOCUKLUĞUMU - HÜSEYİN YURTTAŞ

Öptüm çocukluğumu
Yorgun bir saatinde gecenin
Bir sesin ışıkları önünde
Öptüm çocukluğumu

Şimdi dönüp geriye bakmalıyım
Silkeleyip ayaklarımın tozunu
Güzün eğri yolu önümde iste
Şimdi dönüp geriye bakmalıyım

Hazır olmalıyım kötü güne
Çünkü yağmur yürüyecek damarlarıma
Yoksul gecelerimin soğuğuyla
Hazır olmalıyım kötü güne

Ama hep yürümeliyim
Şiirin bayrağı altında

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER




SAYFA:5/51-60

51-EKMEK KIRINTILARI –BEHÇET NECATİGİL

"Çocukluğum, çocukluğum,
Ah o cennet ülke
Bir daha ele geçse"..
Dediklerini duydum.

Kaybedilmemiş ki
Hâtıralar sağ olsun!
Işıkları yandıkça
Yeri belli çocukluğun

Ya canından bezip kaçıp
Sığınmışsanız bir ormana,
Acaba o zaman da
Çocukluğu arar mısınız?

Benim de arkamda
Renkli taşlar olaydı
Çocukluğuma giden yolu
Bulmam kolay olurdu.


ÇOCUK KUŞLARI-İHSAN SEZAİ

Kuşlar uçuşur
Çocuk rüyalarında
Kanatları gümüş

Alırlar çocukları
Götürmek için
Gittikleri yere

Nereye gider kuşlar
Ve çocuklar
Onları kim görmüş
Rüyaları çocukların


UYANINCA ÇOCUK OLMAK- EDİP CANSEVER

Siz ne iyisiniz, ben sizi bir şeylere benzetiyorum
Bilmem! Bir testi, bir bakır sahan kolay mı sizinle?
Çok rahat bir gökyüzü mü var sizinle?
Güneş bir pazartesi olarak mı duruyor burnunuzda?
Yoksa bükülmüş bir nehir gibi mi küpelerinizde
Siz küçük adıyla mı çağırırsınız sessizliği?
Öyle mi? Ya kim uyandırır sizde
Bu sevişme dalgalanın, aşk seslerini
Hak’ları, duy’ları, okşa’ları, evet’leri
Hele bu elleri, ayaklan bu
Gözleri, gözleri...

Gidip bir bardak su içiyorum.
Ağzım benim!
Su böyle neye benziyor?
Çok çocuksun bir bahçeye
                                    değil mi?
Bakmayla içersek gözlerimiz de bir şeye benziyor
Senin gözlerin bizim gözlere, onun gözleri
Her zaman söylüyorum kuyumcular için imzalı yazı
                                                            gerekmez
Ama hiç gerekmez, öyle değil mi?
Armut ağacı! iyi sabahlar!
Sana bakınca yüzüm değişti
Bütün gün çalışıyorum en kötü iş yerlerinde
Yorulup bunalınca hep o sana bakmayı deniyorum
Birden çarşıyı gösteriyor dallarının inceliği
Hem niye saki amali, çarşıyı gösteriyor işte
Bak! Şakır şukur şapka alan birisi
Yusyuvarlak bir kişilik ediniyor
Pis adam -ne kötü dünya- öyle mi değil mi?

 



SIRTLANLAR SERENADI - HÜSREV HATEMİ

Dilrübâ sırtlanlar sırıtıyor bak,
Kamyonlar seni ezer Çocuk muhakkak...
Kerli ferliler yasalarıyla,
Yarasaları serçelerden
Çok daha fazla koruyacak.
Sel gider kum kalır diyorsun Çocuk,
Kum kalır bu doğru fakat gül kalmaz;
Güller kalmaz, kuşlar kalmaz inan ki Çocuk
Sırtları sağlam yere dayalı sırtlanlar
Pek dilrübâ sırıtırlar Çocuk...
Canavarlar ve cinayetler çoğalır;
Ortada seni seven tek kul kalmaz...
O ürkek kumrudur ki senin ruhun,
Yakındır, yokluğundan yakınan bir kul kalmaz.
Kalmaz inan ki Çocuk...
İskete iskeletleri ağaç dibinde,
Dilrübâ sırtlanlar sırıtır Çocuk...



55-GRİLİ ÇOCUK II GİDİŞ’İ - HÜSREV HATEMİ

Bir kış günü, sabah dönüşürken öğleye,
Gittin, griler giyerek ötelere...
Boz idi bulutlar ve bozdular,
Güneşli görünümünü havanın.
Giden sendin, gelenlerden bana ne?
Eski gelmelerin çekildi gerilere,
Bundan böyle, bürünmüş grilere,
Kalacak gözümde gidiş ânın.
Ah çocuk, gri giymeyi de nerden buldun,
Gitmek mi sis rengi giydirdi sana?
Yamaçları sıyırıp göğe ağar gibi,
Akşam karanlığında savrulan kar gibi,
Bu ellerde geç kalmağa korkar gibi,
Gittin çocuk, sislere büründün de.
Ve süreklileşti benim için artık,
Bu kısa bölümü zamanın.


ÇOCUK KUŞLARI - İHSAN SEZAİ

Kuşlar uçuşur
Çocuk rüyalarında
Kanatları gümüş

Alırlar çocukları
Götürmek için
Gittikleri yere

Nereye gider kuşlar
Ve çocuklar
Onları kim görmüş
Rüyaları çocukların


ÇOCUK DÜŞLERİ - BEŞİR AYVAZOĞLU

N'olur çocuklar ağlamasın
Uyusunlar verin gülüşlerini
Size binlerce masal devşireyim
Getirin bir gecelik düşlerini...


KAÇAR GİBİ BİR ÇOCUKTAN - ALİ EMRE

Ne oldu bulduk da sevinç adlı meleği
Sinsi yanaşmalar gibi girdiler evimize
Yeminleri unuttuk; o konuşkan anıları
Kızlar hep bizden önce baktı denize

Hayata değdikçe kanadı gözlerimiz
Bir tutuldu çarmıhla altındaki her adam
Şiilerde özenle biriktirdik de aşkı
Kaçtık ondan kaçar gibi günahkâr bir kadından

Bizden öncekileri iyi bakarlardı dünyaya
Tutup eski utançların yaralarını çözdük
Hiç değilse sağaltırdı bir kentin yüreğini
Halk türkülerinden çıkıp gelmiş bir sözcük

Sığındık da ne oldu o bitimsiz çocuğa
İkide bir suçluyor işte bizi dün
Bir şair ne zaman öper kendi kalbini
Kim bilir bir çocuğa nasıl incitir ölüm


ACI-ALİ EMRE

Yığılıp kalakalmış
bir  başına sokakta.
Uçurtma ipi tutar gibi bir eli
                    geziniyor boşlukta.

Üstü başı
bir tutam çocuk.
Müslüman bir çığlık
seyirtiyor boğazına, hışımla.
Hem nasıl da güzel ışıldıyor
                          kara gözleri daha.

Diz kırıp el açmış
ağlıyor, dünyanın bütün
soylu ve güzel kızları.
Ağlıyor tertemiz
                  ve imlâsız, yanında.

Kalakalmış uygar dünyada
bir başına, yaralı.
Epeyce  Bosnalı
                    Filistinli bir parça.


60-ELELE MEHMET İHSAN BULUR

Gelin haydi kardeşler,
Tutuşalım elele.
Ayrılmasın hiç eşler,
Tutuşalım elele.

Yürüyelim koşalım,
Hızlandıkça coşalım.
Dere, tepe aşalım,
Tutuşalım elele.

Kafalar bir, kalpler bir,
Şimdi oyun: birdirbir,
Yarın hayat bizimdir;
Tutuşalım elele.

Tek emelde, erkek kız,
Atamızdan aldık hız,
Başımızda ayyıldız;
Tutuşalım elele...

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER



SAYFA:6/61-70

61-TOPAÇ – FUAT KÖPRÜLÜ

Güzel topaç, dön durma
Hiç yorulup oturma
Senin işin çalışmak
Yoksa hazırdır dayak

Topaç döner düz yerde,
Çimenlerde, mermerde,
Lakin bazı nazlanır
Kamçıyı yer, hızlanır


BALON -HALİM YAĞCIOĞLU

Mor, sarı, kırmızı
Balonlarım olsa
Köprünün üstünden
Göğe savrulsa

Hayran bakakalsam
Arkalarından
Beni uyandırmasa
Kimse rüyamdan

Mavi, yeşil, al
Bütün balonlar
Aklıma gece gündüz
Alıyorlar


BAYRAM YERİ - ŞÜKRÜ ENİS REGÜ

Anne, bugün bayram,
Haydi giydir yeni elbiselerimi!
Saçımı tara, mendilimi ver.
Bugün çok güzel olmalıyım,
Elini öpeceğim babamın, amcamın,
Sonra bayram yerine gideceğim!

Görsen neler var bayram yerinde,
Parayla atılan tüfekler,
Hele o salıncaklar, horoz şekerleri,
Sıra sıra dizilmiş oyuncaklar,
Atlı karıncalar üstünde
Dönüp duruyor çocuklar!..

ÇOCUKLAR ve BEN - AHMET TUFAN ŞENTÜRK

Hiçbir çocuk bana baba demedi
Ben hiç "baba" olmadım ki..

Baba diyen tatlı sesi
Sokaklarda, komşularda duydum
Sokaklarda, komşularda gördüm onları.
Koşuyorlar, gülüyorlar, oynuyorlardı,
Ana diyorlardı, baba diyorlardı
Koşup sarılıyorlardı boyunlarına
Analar, babalar çocuklarını
Öpüyorlar, okşuyorlar, seviyorlardı;
Hiçbir çocuk içtenlikle, sevecen
Atılmadı, sarılmadı boynuma
Benim hiç çocuğum olmadı ki...
Sevgilerin en kutsalı çocuk sevgisi
Seslerin en güzeli baba diyen ses
Ben hep bu türkülü sesi dinlerim
Ben hep baba diyen sesi duyarım
Bir çocuk bana doğru koşsa uzaktan
Onu, birden sımsıcak ruhumla kucaklarım..

Geceyarısı bir çocuk ağlasa uzaklarda,
Anasından, babasından önce duyarım..

Günün haber saatlerinde,
Radyoda, televizyonda
Dergilerde, gazetelerde
Yollarda, sokaklarda
Öldürüldü, öldü derler
Ah... yavrum derim...

Oysa ne öleni bilirim,
Ne öldüreni.
Çaresiz alıp başımı giderim,
Ağlayan analarla, babalarla beraber
Uykuyu gözlerime haram ederim...
Oysa hiç bir çocuk bana baba demedi,
Ben hiç baba olmadım ki


65-ÇOCUKLUĞUMDAN ÇİZGİLER - KERİM AYDIN ERDEM

Benim kurşun askerlerim yoktu
Şapkam yoktu
Güneşe uzatırdım başımı
Bir bağ bozumunda öğrendim
Anamdan
Unutmam dokuzuncu yaşımı.

Sanki serçeydim iğde dalında
Sessizliğine sığınırdım günün
Neden kağnılar ağır yürürdü bilemezdim
Destanlar büyürdü de içimde
Diyemezdim.

Bir yanda deve dikenleri
Katırtırnakları
Böğürtlenler
Bir yanda el emeğinde canlanan omcalar dururdu
Çamurdan evler bebekler yapardım sıkılsam
Benim kurşun askerlerim yoktu.

Kağnı gıcırtısında, kaval sesinde
Yaşamak büyüyordu.


ÇOCUKLAR - KERİM AYDIN ERDEM

Hep Kaf Dağı’nda durmayın çocuklar
Doğrular, gerçekler büyütsün sizi
Vatan sevgisiyle bütünleştirin
Güzelliğinizi

Bakmayın nehirlerin bozbulanık aktığına
Zorluklar korkutmasın sizi
İnsan sevgisiyle bütünleştirin
Güzelliğinizi

Aylar gelir geçer, yıllar gelir geçer
Belki rüzgârlar üşütür sizi
Bir bütünleşin bilgiyle, kültürle
Mevsimler bükemez bileğinizi.

Karanlıktayız, oturmuş bekliyoruz
Işık olun kurtarın bizi.


ÇOCUKÇA -VEFA LÖK

Sen bir çocuksun
Çocukça gezindin etrafta
Kahkahalardı senin ciddiyetin
Gökyüzüne resimler yaptın
Güneşi karaladın
Batırdın ortalığı
Tüm oyuncakları kırdın;
Bir güldün, bir ağladın
Öğrenemedin konuşmayı
Çığlık attın kulağına dünyanın
Sağır ettin herkesi
Çocukça bir hata yaptın
Oynama yıldırımlarla
Depremlerle oynama
Artık kimse duyamaz sesini
Ey şımarık palyaçom benim
Sen bir çocuksun
Ve hiç büyümeyeceksin


ŞEHİR VE ÇOCUK-ALİ AKBAŞ

Dolama eline o ipi çocuk
Kan oturacak
Apartmanlar ne kadar yüksek.
Ve odalar ne kadar dar.
Çıkma şu balkona Kalbim duracak.

Öyle karışık ki trafik
Ve şoför amcalar öyle dalgın ki
Ne çocuk dinler ne nine
Sürerler öylesine
Çıkma caddelere
Yel uçuracak.

Ağzını açmış seni bekliyor
Obur lâğım kapakları
Kirli göletler
Ve elektrik kabloları
Elini kesecek o keskin bıçak.

Bir ur gibi büyüyor bu şehirler,
Apartmanlar paratoner
Bela şimşeklerine.
Parklara yağmur yerine
Asit yağacak.

Filistin’de, Karabağ’da, Bosna’da
Çocuk avcıları yolları tutmuş
Ve keskin nişancılar oturmuş mazgallara
Hiç eli titremeden,
Seni vuracak.

Bir rüzgâr getirdi seni meleğim
Yine bir rüzgâr götürür
Söner bir ocak.

TÜRK EDEBİYATI DERGİSİ, SAYI:275,


ÇOCUKLUK – ŞABAN ABAK


Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Betim benzim ondan buğday sarısı
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
Uyanıkken rüyâ gördüğüm günler
Gelir bu kâbustan alır mı beni
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Teneke çıkrığım, tahtadan atım
Dönersem Serçeme tanır mı beni
Diner mi ruhumun büyük ağrısı
Çocukluk dediğin, ömrün yarısı.


70- BİR ZAMANLARIN ŞARKISI- İSMAİL KARAKURT

çocuktum
çöpten bir at yaptım
yaprakları kanat yaptım
uçtum gül bahçelerine

çocuktum
güneşi seyre çıktım
balkonları yıktım
kaçtım gül bahçelerine

çocuktum
küçücük bir ildim
kendimi yusuf bildim
açtım gül bahçelerine

çocuktum
anber taşıyan yeldim
ne yaman seldim
taştım gül bahçelerine

çocuktum
annemi çok yordum
gökyüzünde kuşlar gördüm
koştum gül bahçelerine..




BEN BİR ÇOCUĞUM MEVLANA İDRİS ZENGİN

Ben bir çocuğum gözlerim mavi
Gökyüzüyle kardeşim
Biliyor musunuz

Üzülünce ağlarım
Gökten de yağmur yağar
Ne sanıyorsunuz


KUŞ RENKLİ ÇOCUKLUĞUM  - MEVLANA İDRİS ZENGİN

Dinle Gambito söyleyeceklerim var
Kalmadı artık
Dağlara yaslandığımız akşamlar
Babamızın dönmesini beklerken
İşaretlendiğimiz zamanlar

Kalmadı kalmadı
Pencereden bizi gözleyen ağaçlar
Şimdi saklanmıştır bütün kapılar Gambito
Üşüyoruz kimseler aldırmıyor

Ellerimiz sevgili ellerimiz
Onlar bile yabancı
Hey Gambito biz kimiz
Seni alıp giden
Beni alıp giden
Kim böyle her akşam


ÇOCUKLAR- SIDDIK ERTAŞ

                                  Berf'insude’ye

Bugünün uykuları bir garip sudur
Alır götürür çocukları okyanuslara
Kollarına kenetlenmiş oyuncaklarla
Çoğu yumuşak tüylü ve pembe kalarak

Issız birer fidandır bugünün çocukları
Yıldızları göremeyen güneşin doğuşunu
Rüyalarında yalnızca ormanlara ağlayan

Işıkları söndürmeden kapanıyor kapılar göz kapıları
Demir parmaklıklar gibi düşüyor
kirpikleri ağırdan

                               

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER