Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 


SAYFA:6/61-70

61-TOPAÇ – FUAT KÖPRÜLÜ

Güzel topaç, dön durma
Hiç yorulup oturma
Senin işin çalışmak
Yoksa hazırdır dayak

Topaç döner düz yerde,
Çimenlerde, mermerde,
Lakin bazı nazlanır
Kamçıyı yer, hızlanır


BALON -HALİM YAĞCIOĞLU

Mor, sarı, kırmızı
Balonlarım olsa
Köprünün üstünden
Göğe savrulsa

Hayran bakakalsam
Arkalarından
Beni uyandırmasa
Kimse rüyamdan

Mavi, yeşil, al
Bütün balonlar
Aklıma gece gündüz
Alıyorlar


BAYRAM YERİ - ŞÜKRÜ ENİS REGÜ

Anne, bugün bayram,
Haydi giydir yeni elbiselerimi!
Saçımı tara, mendilimi ver.
Bugün çok güzel olmalıyım,
Elini öpeceğim babamın, amcamın,
Sonra bayram yerine gideceğim!

Görsen neler var bayram yerinde,
Parayla atılan tüfekler,
Hele o salıncaklar, horoz şekerleri,
Sıra sıra dizilmiş oyuncaklar,
Atlı karıncalar üstünde
Dönüp duruyor çocuklar!..

ÇOCUKLAR ve BEN - AHMET TUFAN ŞENTÜRK

Hiçbir çocuk bana baba demedi
Ben hiç "baba" olmadım ki..

Baba diyen tatlı sesi
Sokaklarda, komşularda duydum
Sokaklarda, komşularda gördüm onları.
Koşuyorlar, gülüyorlar, oynuyorlardı,
Ana diyorlardı, baba diyorlardı
Koşup sarılıyorlardı boyunlarına
Analar, babalar çocuklarını
Öpüyorlar, okşuyorlar, seviyorlardı;
Hiçbir çocuk içtenlikle, sevecen
Atılmadı, sarılmadı boynuma
Benim hiç çocuğum olmadı ki...
Sevgilerin en kutsalı çocuk sevgisi
Seslerin en güzeli baba diyen ses
Ben hep bu türkülü sesi dinlerim
Ben hep baba diyen sesi duyarım
Bir çocuk bana doğru koşsa uzaktan
Onu, birden sımsıcak ruhumla kucaklarım..

Geceyarısı bir çocuk ağlasa uzaklarda,
Anasından, babasından önce duyarım..

Günün haber saatlerinde,
Radyoda, televizyonda
Dergilerde, gazetelerde
Yollarda, sokaklarda
Öldürüldü, öldü derler
Ah... yavrum derim...

Oysa ne öleni bilirim,
Ne öldüreni.
Çaresiz alıp başımı giderim,
Ağlayan analarla, babalarla beraber
Uykuyu gözlerime haram ederim...
Oysa hiç bir çocuk bana baba demedi,
Ben hiç baba olmadım ki


65-ÇOCUKLUĞUMDAN ÇİZGİLER - KERİM AYDIN ERDEM

Benim kurşun askerlerim yoktu
Şapkam yoktu
Güneşe uzatırdım başımı
Bir bağ bozumunda öğrendim
Anamdan
Unutmam dokuzuncu yaşımı.

Sanki serçeydim iğde dalında
Sessizliğine sığınırdım günün
Neden kağnılar ağır yürürdü bilemezdim
Destanlar büyürdü de içimde
Diyemezdim.

Bir yanda deve dikenleri
Katırtırnakları
Böğürtlenler
Bir yanda el emeğinde canlanan omcalar dururdu
Çamurdan evler bebekler yapardım sıkılsam
Benim kurşun askerlerim yoktu.

Kağnı gıcırtısında, kaval sesinde
Yaşamak büyüyordu.


ÇOCUKLAR - KERİM AYDIN ERDEM

Hep Kaf Dağı’nda durmayın çocuklar
Doğrular, gerçekler büyütsün sizi
Vatan sevgisiyle bütünleştirin
Güzelliğinizi

Bakmayın nehirlerin bozbulanık aktığına
Zorluklar korkutmasın sizi
İnsan sevgisiyle bütünleştirin
Güzelliğinizi

Aylar gelir geçer, yıllar gelir geçer
Belki rüzgârlar üşütür sizi
Bir bütünleşin bilgiyle, kültürle
Mevsimler bükemez bileğinizi.

Karanlıktayız, oturmuş bekliyoruz
Işık olun kurtarın bizi.


ÇOCUKÇA -VEFA LÖK

Sen bir çocuksun
Çocukça gezindin etrafta
Kahkahalardı senin ciddiyetin
Gökyüzüne resimler yaptın
Güneşi karaladın
Batırdın ortalığı
Tüm oyuncakları kırdın;
Bir güldün, bir ağladın
Öğrenemedin konuşmayı
Çığlık attın kulağına dünyanın
Sağır ettin herkesi
Çocukça bir hata yaptın
Oynama yıldırımlarla
Depremlerle oynama
Artık kimse duyamaz sesini
Ey şımarık palyaçom benim
Sen bir çocuksun
Ve hiç büyümeyeceksin


ŞEHİR VE ÇOCUK-ALİ AKBAŞ

Dolama eline o ipi çocuk
Kan oturacak
Apartmanlar ne kadar yüksek.
Ve odalar ne kadar dar.
Çıkma şu balkona Kalbim duracak.

Öyle karışık ki trafik
Ve şoför amcalar öyle dalgın ki
Ne çocuk dinler ne nine
Sürerler öylesine
Çıkma caddelere
Yel uçuracak.

Ağzını açmış seni bekliyor
Obur lâğım kapakları
Kirli göletler
Ve elektrik kabloları
Elini kesecek o keskin bıçak.

Bir ur gibi büyüyor bu şehirler,
Apartmanlar paratoner
Bela şimşeklerine.
Parklara yağmur yerine
Asit yağacak.

Filistin’de, Karabağ’da, Bosna’da
Çocuk avcıları yolları tutmuş
Ve keskin nişancılar oturmuş mazgallara
Hiç eli titremeden,
Seni vuracak.

Bir rüzgâr getirdi seni meleğim
Yine bir rüzgâr götürür
Söner bir ocak.

TÜRK EDEBİYATI DERGİSİ, SAYI:275,


ÇOCUKLUK – ŞABAN ABAK


Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Betim benzim ondan buğday sarısı
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
Uyanıkken rüyâ gördüğüm günler
Gelir bu kâbustan alır mı beni
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Teneke çıkrığım, tahtadan atım
Dönersem Serçeme tanır mı beni
Diner mi ruhumun büyük ağrısı
Çocukluk dediğin, ömrün yarısı.


70- BİR ZAMANLARIN ŞARKISI- İSMAİL KARAKURT

çocuktum
çöpten bir at yaptım
yaprakları kanat yaptım
uçtum gül bahçelerine

çocuktum
güneşi seyre çıktım
balkonları yıktım
kaçtım gül bahçelerine

çocuktum
küçücük bir ildim
kendimi yusuf bildim
açtım gül bahçelerine

çocuktum
anber taşıyan yeldim
ne yaman seldim
taştım gül bahçelerine

çocuktum
annemi çok yordum
gökyüzünde kuşlar gördüm
koştum gül bahçelerine..

SON EKLENENLER

Üye Girişi