Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

SAYFA:5/41-50


41 ASIRLARCA - BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

-Dünyanın en büyük ölmezine-
Ufkunda doğacağım, ufkunda batacağım;
Asırlarca yazsam hep seni anlatacağım.
Ben de giyersem eğer bir gün deha tacını
"İstersen çiğne" diye önüne atacağım...

Söndüğünü görsem de bin "meşale emel"in
Ebediyet yolumuz, öyle elimde elin...
Ak düşen saçlarınla nur kattığın heykelin
Hamuruna harç diye kanımı katacağım.

Yansam da masalların "Âşık Kerem"i gibi,
Bu aşk ölmez öyle her gönül veremi gibi!
Şöhretin okyanuslar aşarken gemi gibi;
Ben dalga gibi ayakucunda yatacağım…

Asırlarca yazsam hep seni anlatacağım!

Mayıs 1933


O İHTİLÂL BAYRAĞI - BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

-Ankara'nın 18'inci Atatürk Gününde-

On sekiz yıl… ne zorlu, ne emsalsiz, ne çetin.
Fert halinde bir timsal azmine bir milletin:

Işık saçlı, gök gözlü, Tanrı sözlü bir timsal;
Sivas'tan Ankara'ya geldi Mustafa Kemal.

O gün Türk milletinin şahlanan hıncıydı o;
O gün mazlum Asya'nın kahhar kılıncıydı o.

Tutuşturmuş değdiği fikri hissi toprağı,
Alev saçlı, gök gözlü, o ihtilâl bayrağı;

Dolmuş boş gönüllere, kör gözlere fer olmuş;
Girdiği her savaşta en son muzaffer olmuş;

Çıkmış meydana Türk'ün en çok daraldığı gün;
Odur yenen son makûs talihini Türklüğün:

Pirene'den, Tuna'dan, Mohaç'tan, Plevne'den
Ta Sakarya'ya kadar gerisin geri giden

Müthiş, makûs bir bahtı yenebilir ancak o.
En haklı ihtilâlin en başında sancak o;

Ona ta can evinde yer vermeli insanlar.
Osmanlı anlayamaz onu, ancak Türk anlar:

Ateşinde erimek, yeniden şekle girmek,
-Ona ram olmak değil- biraz da olmak gerek;

Her haliyle örnek o Türk için erkek için;
Onu anlamış olmak ve onu sevmek için

Daralınca gönülde o azmi bulmak gerek;
Ona diz çökmek değil, ona doğrulmak gerek;

Şarklılık, Osmanlılık, gerilik bir tarafa!
Garplı kafa, Türk gönül; ak alın, olgun kafa…

İstediği hasada bu yerde rençberiz biz;
Onun "Mustafa Kemal" dediği gençleriz biz!

Ankara! Bayramını gönülden kutlarız.
Bir daha bunalırsan "o" vardır ve biz varız…

Atatürk! Burçlarında bekliyoruz biz nöbet;
Bizce birdir seninçin yaşamak, ölmek; emret!

Emret: Kanı çekilmiş damarlarla dolaşalım;
Bir an senin izinden saparsak kahrolalım…

Şubat 1938


ATATÜRK’E SESLENİŞ - BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

On bin yıl herkese boşa baş vurduk,
Bütün bir ırk, seni aradık durduk,
Sana geldik sonsuz mesafelerden,
Sıyrıldık sayısız efsanelerden,
Tek sana inanan akıllarız biz!
Sen selsin, mecranda çakıllarız biz,
Her yıl biz o damar, her yıl o kan sen,
Bak, kalplerden çağıl çağıl akan sen..

Seninle gönüller her an temasta,
“Atatürk” dendi mi doğrulur hasta,
“Atatürk” dendi mi dolar gözümüz,
“Atatürk, Atatürk” bu, baş sözümüz.
Başını bekliyor her boş duran diz,
Biz bir gün saparsak fırlar kalbimiz,
Yola düşer birden açtığın izde..

Adın besmeledir her işimizde,
Açan al gülümüz her sonbaharda,
Yarın bir iskelet olsak mezarda,
“Atatürk” çığrışır kemiklerimiz,
Nimetinle dolu iliklerimiz..
Yüzyıllar öncesinden,
Yüzyıllar sonrasından sesleniyorum size.
Ben Mustafa Kemal’im heyy!
Ben Mustafa Kemal’im..
Büyük büyük denizlerim vardır benim.
Hürriyeti içmiş dalgalarım,
Hürriyetle kabarmış dalgalarım vardır benim.
Ulusumun yarınında sevincim
Ben Mustafa Kemal’im heyy!
Karanlığı deler gözlerim.
Dalgalara binip gelmiş kahraman,
Gökçe gözlerine türküler yaktığımız.
Hâni bir güneş doğmuştu ya Samsun’dan
İşte benim..
Ben..
Mustafa Kemal..
Ölmek yaşamaktır vatan uğrunda
Deyip, öyle girdim savaşa
Komut verdim,
Şahlandı cümle vatan.
Boğdum kör talihi zindanında.
Bahtı gülen anaları yurdumun,
Gökleri, dağları, denizleri
Yarınları, güvenip de uyuduğum
Aslan yeleli ışığı sınırlarımın
Mehmetleri.
Tutun ellerinden yüreklerinizin
Sevgilerinizle beni yıkayın..
Yüzyıllar öncesinden,
Yüzyıllar sonrasından gelir sesim.
Sevdiğim,
Bir tanem,
Türkiye’lim.
Sen varoldukça belli ki
Ben Mustafa Kemal’im..


BİR KERE DOĞRUL ATAM!-BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

Beni imrendiriyor kendine gözüm yaşı
Siniyor toprağına, bak, usul usul, Atam!
Sensiz anlamıyorum hiç bir çeşit sevgiyi
Bırak taşı – toprağı, içimde kurul Atam!

Yine Anıtkabrinin düştüm eteklerine.
Sel sel dökül omuzumdan, gönlümde kurul Atam!
Bir ben miyim sanırsın eli böğründe kalan
Sensiz öksüzden beter, ulusun yoksul, Atam!

Dağlar başı dumandır, yurdun hali yamandır,
Rüzgârlar avutmuyor, bayrak yine dul, Atam!
Çırpınıp durmaktasın, biliyorum orda sen
Senden daha sabırsız orda hangi kul Atam!

İstanbul’dan Samsun’a çıkar gibi yavaşça
Buraya dönmek için bir çarecik bul, Atam!
Çil yavrusuymuş gibi dağılsın şu cüceler
Bir kerre doğrul Atam, bir kerre doğrul Atam!


45-ATATÜRK'Ü DİNLERKEN- BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

Yay yine gerilmede, fırlayacak yine ok;
Yine vatanımızın yeryüzünde eşi yok;

Bozkurt, Ergenekon'u yeni delmiş gibidir:
Her biri ihtiraını seyre gelmiş gibidir.

Kalpler ellerde çarpar gibi alkış kopuyor;
Her ruh bir tutam ışık ve her göz bir damla kor:

En büyük, en sevgili, en genç, en mert geliyor;
Dünya imtihanını veren tek fert geliyor;

Kürsüye her çıkışta, Türk daha yükselecek...
Dinle: Her cümlesinde doğuyor bir "gelecek";

Aslan, insan ve Tanrı bir arada bu başta...
Kıvılcımlar doğuyor bastığımız her taşta,

Önümüzde mesafe ve zaman çökmekte diz;
Bir İnönü azmiyle ardındayız hepimiz...

Yerine getirmeye yeni dileklerini,
Koymuş on yedi milyon, yola yüreklerini,

"Marş! Marş! " Öz yurdu fethe! " Şimdi manen, yeniden:
Deliyor dağı taşı öncümüz gibi tren,

Fabrikalar kalemiz, kanallar siperimiz
Ve bu fetih olacak bizim şaheserimiz...



GAZİ'YE - BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

- Cumhuriyetin Onuncu Yıl Dönümünde -

İnsan kanının yazdığı tarihi açarsak,
Siması dökülmüş, eli titrek, kolu sarsak.

Binlerce hayalet ebediyyen dilenirler;
Heykellerinin can çekişen taşları titrer.

Bir an unutulmaktan, o bir damla yosundan,
Her âbide kıpkırmızıdır kan kokusundan.

Bir âbidesin sen de fakat her tarafın nur;
Toprak gibi pek sade, fakat dağ gibi mağrur!

Tarih ebediyyetlere insan diye versin:
Sen hissi olan, göğsü vuran tak-ı zafersin!

Hisler uçuşur kaskatı tuncunda, taşında!
Şebnemleri var merhametin taş bakışında!

Tunç olmana rağmen de çiçek gördün, eğildin;
İnsan yaratırken bile insan kalabildin.

Çıksan göğe 'buldum' diyerek gökyüzü saklar;
İnsen yere, ay, yıldız iner, yerde kucaklar;

Gözlerde, gönüllerde kurulmuş oturursun;
Hislerde, göğüslerde, nabızlarda vurursun;

On yıldır, omuzlardaki başlar da başındır,
Ak saçlı, siyah saçlı olanlar sarışındır.

Zira bu alev parçalanırken de tamamdır;
Zira bu yığınlarla adam tek bir adamdır:

Zira içi hep senden ibaret derimizle,
Sensin tutan âtiyi bizim ellerimizle...


BEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜM - BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

Ben bu vatanı kurdum.
Savaştım, zafer kazanmadan,
Barış antlaşması imzalamadım.
Zaten tarih hep benden yana oldu.

Ben bir Osmanlı subayıydım.
Padişahın iradesine asla karşı gelmedim.
Ama o, benim tacıma, tahtıma dokunmayın,
Anadolu’da ne isterseniz yapın, dedi.

Padişah Vahdettin böyle demese bunlar olmazdı.
Anadolu’da böylesine kıyımlar yaşanmazdı.
Ordular dağıtılmıştı, silahlar toplanmıştı.
Asker evine, köyüne gönderilmişti.

Güneyde İngilizlere karşı zafer kazandım.
Hareket Ordusu’nda Kurmay Başkan olarak görev aldım.
Halk arasında adım saygıyla anılıyordu
Çanakkale’ye geldiğimde dünya beni tanıyordu.

Benim adım Mustafa Kemal Atatürk.
Damarlarında Türk kanı akan herkesin Mustafa’sıyım.
Ödün vermez yüreğim, bükülmez bileğim.
Ben Türküm diyen herkesin Kemaliyim.


ATATÜRK AKDENİZ KIYISINDA -BAKİ SÜHA EDİBOĞLU

Sesini enginlerden getirdi mavi sular;
Mavi sular bu sabah bir cihan getiriyor.
Sevincinden ağlayan, gülen, haykıran rüzgâr
Kalelere sevinç, umut ve inan getiriyor.
Getiriyor en büyük konuğunu
Akdeniz Şelâle diyarına bu sabah ıraklardan.
Ve bu sabah mavi bir nurla yanan her beniz
Güneşi seyrediyor gözlerini kırpmadan.
İçimizde doğuyor altın rengi bir bahar
Coşuyor hislerimiz, içimiz sellere eş.
Sevin Antalya sevin, en büyük konuğun var,
Gözlerin aydın anam, gözlerin aydın kardeş.


"1919-1933"TEN BİR PARÇA -FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

O günlerde bir ünlü ayak bastı Samsun'a,
Yürüdü etrafında ümitler suna suna.
Bu, ateşler içinde geçip gelmiş bir erdi,
Göğsünde toplanmıştı milyonla Türk'ün derdi,
Bu milyonla dert ona veriyordu başka hız,
Yürüdü arkasında genç, ihtiyar, kadın, kız.

O kimdir? Bakışları deniz kadar yumuşak,
Saçı güneşi emmiş bir demet altın başak.
O kimdir? Bir milletin sesi vardı ağzında,
Ondört milyonun nabzı çarpıyordu nabzında.
O kimdir? Geçtiği yer dönüyor gün vurmuşa,
Can veriyor sararmış ota, yaralı kuşa.

O kimdir? Gözlerinde bir tılsım gizleniyor,
Bastığı topraklarda bahar filizleniyor.
Alev saçlı bir volkan bazı bir dağ başında,
Bazı beliriyordu bir damla gözyaşında.
Güneşten birer oktu ondan gelen her emir,
Bu okların altında eriyor dağ, taş, demir
O kimdir? Milyonla Türk birleşip bir tek olmuş,
Yıkılan memlekete kolları destek olmuş.

Öz yurdun içlerinde düşman kurarken pusu,
Bir yandan da yürüdü Halife'nin ordusu.
Birisi gökyüzünden bombalar atıyordu,
Biri elinde salip, biri elinde Mushaf,
İçli dışlı düşmanlar geliyorlardı saf saf.
Bunların karşısında göğsü açık bir azim,
Süngüye, topa karşı diyordu: Zafer bizim!

Bunların karşısında iki şimşekli nazar
Diyordu: Bu topraklar size olacak mezar!
Vatan sürüklenirken bir uçurum ucuna,
Dağılan kuvvetleri topladı avucuna.
Topladı avucuna yıldırımı, şimşeği,
Yoktan var ediyordu Tanrı gibi her şeyi.
Kurşunlar gülle oldu, sopalar süngü oldu,
Sınırlar baştanbaşa bir çelik örgü oldu.
Şimşek yüklü bulutlar ufku kaplarsa nasıl
Bir süngü ormanıyla dağlar doldu muttasıl.
Bir kale heybeti var vatanın her taşında,
Her işin başında O, her iş O'nun başında ..


50-ATAM - FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

Bir yüz tanıdım, ruhuma nakşoldu zamanla,
Bir yüz ki bütün hatları şimşekle doluydu,
Ben yalnız onun resmine daldım heyecanlı,
Benden çocuğum yalnız onun şi'rini duydu.

Bir hüzne bürünmüştü cenazeyle düğünler,
Bir damla yaş olmuştu denizler gözümüzde.
Hasretle bakarken gecenin rengine günler,
Seyretti yanan gözlerimiz fecri o yüzde.

Tarih onun emriyle kımıldandı yerinden,
Birkaç yıla toplandı hemen birçok asırlar,
İsa eli geçmiş sanılır yurt üzerinden,
Gül bahçesi olmuş dün ayak bastığı yerler.

Ondan geliyor, her günümüz başka baharsa,
Ondandır, ufuklarda ne ürperme, ne gam var.
Kalbim nefesim dursa, düşüncem sona varsa,
Dünyayı unutsam da unutmam bir Atam var...

İLGİLİ İÇERİK

BELİRLİ GÜN ve HAFTALAR

29 EKİM CUMHURİYET HAFTASI

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ HAFTASI

12 MART İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ HAFTASI

18 MART ÇANAKKLE ZAFERİ HAFTASI

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI HAFTASI

19 MAYIS GENÇLİK ve SPOR HAFTASI

SON EKLENENLER

Üye Girişi