AYNALI ÇARŞI MESELİ
(Çanakkale’de vurulup tertemiz alnından uzanmış yatan Kastamonu’nun yiğit evlatlarına ithaftır)
Aynalıçarşı içinde vurdular beni
Bu yüzden hüzünlenir halk
Geçince çarşıdan
ve aynalardan...
Geçip giderler sapsarı yüzleriyle sonbahara
Soğumuş külleriyle ve kederleriyle
Bürünürler peçelerine aşk için yağmurlarda
Ve değişirler içlerindeki zindanı
Sırılsıklam zencilerle...
Mutludur ama Aynalıçarşı’dan geçerken halk
Göğü yapandan indirmeye kalkışmaz
Gök uzaktır çünkü binlerce kez
Köprüler dar, ölümse yapındır her zaman!
Ah, bir köpük gibi yüzer orada
Aynalıçarşı gölünde kuğular
Gölün altı zindan, üstünde
Afrika çarşısı Bense incecik ipteyim sanki!
İçimde sırılsıklam zenciler, içimde Aynalıçarşı
Aynalıçarşı içinde bir kırık desti!
Aslında deliliktir, Aynalıçarşı ’da
Genç kızların papağan gibi mutlu olması
Çünkü delice şeyler düşünür o zaman
Aşklarıyla Aynalıçarşı’dan geçenler
Ve açılır o an bütün pencereler
Söz ruha dokunur.
Sözün bittiği yerde
Aynalıçarşı başlar...
Âdem Turan
Kurtuluş Savaşı’mızın şanlı destanına en anlamlı satırları yazan memleketimizin asil evlatları, sadece tarihe adlarını altın harflerle yazdırmakla kalmamış, aynı zamanda ülkemiz üzerinde emelleri olan sırtlan sürüsüne de unutulmayacak dersler vermişlerdir.
Bunun küçük bir nişanesi olarak Maraş’a Kahraman, Antep’e Gazi, Urfa’ya Şanlı unvanı verilmiştir. Hiç kuşkusuz Kastamonu bu soyut madalyayı en az bu illerimiz kadar hak etmektedir. Kastamonu ve Kastamonulunun Çanakkale’de gösterdiği yiğitlik ve kahramanlığı tescil etmenin en somut ifadesi bilgi ve belgeden ziyade, Kastamonu’nun her karış toprağı ve insanının yüzüne sinmiş manevi coğrafyasıdır.
Bundan bir süre önce Kastamonu’nun Çanakkale şehit ve gazi haritasını çıkarmak gayesiyle yola düştüm. Araç, Devrekâni, Daday, İnebolu, Cide, Taşköprü Azdavay ve Çatalzeytin’i dolaştım. Çanakkale’de şehit düşmüş Kastamonulularla ilgili bir belge ya da bilgi bulurum umuduyla, özellikle yaşlıları konuşturmaya çalıştım. Her konuştuğum yaşlıdan aynı cevabı aldım: “Köyümüzde filancanın Ahmet ya da falancanın Ali Çanakkale’ye gitti, bir daha dönmedi.”
Gidip de gelmeyenler şehit olsalar bile, sanki bir gün gelecekmiş gibi uzun süre yakınları tarafından beklenir olmuşlardı. Bu gidip de gelmemeye dair çok dramatik hikâyeler de vardı. İşte onlardan biri..
KASTAMONU’NUN ÇANAKKALE KAHRAMANLARI, HÜSEYİN AKIN