Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

KASTAMONU KADINLARI

Sakarya Savaşı’nda Kastamonu ve Tosya havalisi-kadınları vatan hizmetine koşmuşlardır. Köylü kadınlar, kağnıları ile silah, kundakları ile erzak, sırtları ile beşiklerini ve hasır içinde sarılmış top gülleleri taşıdılar. Ilgaz Dağlarını aşırırken şehir kadınları elleriyle kazak, çorap örerek hizmet ettiler. Köy kadınları asker kaçaklarına yiyecek vermediler. Bir casus yakalar gibi karakollarına teslim ettiler. Kızılay’ın yaptığı toplantılarda komisyon huzurunda bağış yapılırken, birçoklarının derin duygulara kapılarak kulaklarındaki küpeleri, boyunlarındaki altınları ve gümüş saatlerini adlarını söylemeden bağış masasına bıraktıkları görüldü. Tosyalı Latife Hanım’ın gömleklerini, Kastamonulu Hatice Hanım’ın gelinlik elbiselerini ve takılarını evlenmeden bir gün önce bağışlamaları birer fedakârlık örneğidir. Aşağıdaki dilekçe metni ise Tosyalı kadınların vatan ve namus müdafaası uğrundaki kararlı mücadelesini yansıtması bakımından ilginçtir.

Bu dilekçe zamanın Kastamonu ve çevresi kolordu Komutanı Muhittin Paşa’ya verilmiştir.

Dilekçe metni:

“Anayurdumuzu ve milli bağımsızlığımızı tümüyle yok etme hülyası ile hücum eden düşmanların namussuz ve çok kirli ayaklarını kutsal topraklarımız üzerinde görmek istemeyen cariyeniz, yurdun kurtuluşu uğrunda cephelerde kahramanca çarpışan erkek kardeşlerimle birlikte bu kutsal yurt görevinde bende bulunmak istiyorum. Fedai olarak cepheye gitmeye hazır olduğumdan dileğimin kabulünü ve izinlerinizi rica ederim. Tosya İlyasbey Mahallesinden Karaahmetoğlu Mustafa kerimesi LATİFE”.

“içim yaneyo!”

Yolda cephane taşıyan kafileye rastlayan komutanlardan birisi, kafilenin en sonunda ‘elleri koynunda tir tir titreyerek yürüyen’ yaşlı kadınlardan birisine şöyle sorar: “Nine, üşümüyor musun?”

Ana şefkatiyle komutanın yanaklarını okşayan yaşlı ninenin verdiği cevap oldukça anlamlıdır:

- “Üşümeyon oğul, üşüme- yon!.. Düşman topraklarımıza girdikten sonra içim yaneyo!..”

Şerife Bacı

Kastamonu da kışla önünde donan kahraman Türk anasının (Şerife Bacı) fedakârlığı ayrı bir destan ve araştırma konusudur. Şerife Bacı Şeydiler köylüdür. Türk kadını kahramanlığını, Kuvay-i Milliye ruhu ile bütün cihana duyurmuştu ve aslında yaptığı Türk kadını tarihini misyon ve kimliğini ispattan öte bir şey değildi.

Halime Çavuş

Halime Çavuş (Karabıyık) cephane ile Sakarya Cephesi’ne kadar gitmiş, İnebolu’nun bombalanmasında ayağından yaralanmış Kastamonulu bir başka simge isimdir.

Kastamonu’da doğan, anne-babasının “kızım gitme” şeklinde yalvarışlarını dinlemeden mücadeleye katılan Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi.

Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi tıraş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı, cepheye mühimmat taşıdı.

Bir düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kalan Halime Çavuş bir keresinde İnebolu’dan cepheye cephane taşırken Mustafa Kemal Paşa’ya rastladı.

Ancak rastladığı kişinin O olduğunu bilmiyordu Mustafa Kemal Paşa “Sen üşümüyor musun böyle?” diye sordu.

“Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim de ne olacak?” dedi. Paşa kafa kâğıdını istedi. Verdi. “Sen kız mısın?” “Evet.”

Gün geldi savaş bitti, ancak o ne asker üniformasını çıkardı ne de her sabah tıraş olmaktan vazgeçti.

Savaş sonrası Mustafa Kemal tarafından Ankara’ya çağrıldı.

Ailesi önce korktu, Paşa Hali- me’yi neden çağırıyordu ki?

“Gitme” dediler, o yine dinlemedi... Kapıda yavere “Paşa hangisi bilmiyorum” dedi.

Yaverin “soldaki “ demesiyle koşup elini öptü.

O’nun “ Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” önerisine “Annem babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben ana-babaya itaatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Paşa tarafından çeşitli hediyelerle evine yollandı ve kendisine maaş bağlandı. 75 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Hafız Selman İzbeli

Kurtuluş Savaşı ve Milli Mücadele’nin Kastamonulu kadın kahramanları aynı zamanda Anadolu kadının zor zamanlarda nasıl sıkılmış bir yumruk, bükülmez bir bilek, paslanmaz bir yürek olduğunun nişanesi ve en somut örneğidir. Savaştan sonra kendisine milletvekilliği teklif edildiğinde: “ Hafız olduğum için başımı açamam, başımı açamayacağım için de milletvekili olamam” diye cevap veren Hafız Selman İzbeli gibi.

Hafız Selman hem Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularındandır hem de ve Kastamonu’nun ilk kadın meclisinin üyesidir. Kurtuluş Savaşı sırasında Kastamonu’daki kadınları toplamış, asker için çorap, kazak, fanila ördürüp cepheye göndermiştir.

KASTAMONU’NUN ÇANAKKALE KAHRAMANLARI, HÜSEYİN AKIN