Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

 

 EDİNCİKLİ MEHMET ER

" Edincikli Mehmet Er’in bir top mermisinin parçaladığı konumdan kanlar içerisinde bir et parçası sarkmaktadır. Yalvarırcasına:

" Komutanım ne olur şu kolumu kes! " 

Sağ eliyle yakaladığı ve tuttuğu sarkık kola bakan Teğmen donmuştur. Edincikli Mehmet

Er tek ve emin sesi ile tekrarlar: 

" Allah Aşkına, Allah Rızası için kes şu kolumu!!! " 

Bu ilahi cümleleri emir gibi işiten Teğmen Saip, bıçağı kola kola vurur. Gık bile dememiştir, Edincikli Mehmet. Bir sağ elindeki kola, bir ileride Allah! Allah! Nidaları arasında çarpışan erlere bakar ve kolu fırlatır: " Bu kol vatana feda olsun, " der. Yerdeki et parçalarından başını kaldıran Teğmen’in karşısında kimse yoktur. Çünkü Edincikli, Hakla alış verişe başlayınca her şeyi, acıyı, özlemleri unutuyor, rahmet deryalarında, tecelli dalgalarında yıkanıp arınırken, kolunun fani bedenden ayrılma işlemini duymuyordu. O ateş, o yangın fakat getirilmez feryatlar içinde, Edincikli bu cehennemi ateş altında kendinden geçti. Bir avuç istek ve özlem halinde yandı, tüttü. 

Edincikli Mehmet, çoktan kolunun öcünü almak için vatan için Allah için hücum saflarına katılmıştı. Alayların içine karışır, teke tek vuruşur. Onu durdurmak mümkün değil artık, yine harikalar gösterir, bire bir dövüşür, bire on dövüşür, bire yüz dövüşür… Allah’ın yardımıyla haklamadığı kâfir kalmaz. Ama kaderden kaçılmaz ki! Kolunun kopmasıyla kaybettiği kan onu halsiz düşürmeye başlamış Edincikli’ye şimdi de şehitlik mertebesi ekleniyordu. Güzel yüzü soldu, sarardı, canı teninden süzüldü… Gözü dünyaya kapandı… "

Teğmen SAİP

Çanakkale Savaşlarından

12. Alay 1. Bölük Komutanı

 

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi