Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 



SAYFA: 3/ 21-30
 
21-KARDEŞİME-İDRİS SABİH

O kadar yandı mı bağrın, ey çocuk?
Ecelin sunduğu şarabı içtin!
Sırayı saygıyı unuttun çabuk,
Sebep ne, ağandan ileri geçtin?
 
Yirmi üç baharı kavuran ateş
Güllerin kalbini dağlasa çok mu?
Bir damla şebneme susadı güneş,
Sümbüller sararsa hakları yok mu?
 
Yurduna son damla kanını verdin,
Ah, cömert kardeşim, sana pek yazık!
El fitre verdi, sen canını verdin,
Ne acı bir Şeker Bayramı yaptık!
 
Yadeller dağıttı halka gülsuyu,
Yok, sana dökecek gözyaşı anan!
Kardeşim, üzülme, müsterih uyu,
 
Ne mutlu, gülüyor zavallı vatan!
Bir çile ipekten yumuşak sinen
Serhaddi tuttu sart Balkanlar gibi,
Kaşından daha çok bıyığın yokken
Dövüştün yeleli aslanlar gibi!...
 
Ne beyaz bir mermer, ne biraz yaldız;
Nerede yaptığın ol altın destan?
Sürekli alkıştan utanan adsız,
Koca şehnameye konmamış imzan!
 
Ne kadar aradım senin kabrini,
Yoktur diye boynunu büktü her çiçek.
Yanıldım, kardeşim, bağışla beni,
Sen arzdan semaya naklettin, gerçek!



ÇANAKKALE- İBRAHİM ALAADDİN GÖVSA

Titredim girerken uzletgahına
Ey yâdı ölmeyen şanlı kahraman.
Ricalar getirdim ki penahına
Versin o muazzam ruhun itminan.
Esselam ey ulvi ruhu Süleyman
 
Dağlar gibi yeşil giyen askerin,
Tepelerle tekbir alan seslerin,
Her taşında yâdın duran şu yerin
Gözlerimde eski hali bir duman
Hayalimde tarih kadar bir tufan
 
Kırk canla bir sele karşı durmuştun,
Deryaya azminden köprü kurmuştun.
Geçmiş Rumeli’ni kesip vurmuştun.
Olmuştu bunlar değil mi bir zaman?
Devretti yazık ki şimdi asuman
 
Üstünde kayboldu salların izi.
Sana geçit veren güzel denizi
Bugün düşman tuttu, kuşattı bizi.
Eyvah oldu, hatta türben de viran
Kabrinde öcaldı gölgenden kaçan.
 
Lakin civarında şan yeli eser.
Bolayır’dan geçen her yiğit nefer
Andını türbende gelir tazeler.
Çeşmende su içip serinlik bulan
Koşar ateş olsa önünde cihan.
 
Aylardır kanlara boyandı deniz,
Yıllardır ocaklar kaldı kimsesiz,
Yattığın toprağı vermeyeceğiz.
Milletin böylece and içti inan
Hoşça kal kabrinde, huzurunda kan



HASAN ÇAVUŞUN ANASINDAN NAME-İ TEŞCİ

Oğlum Hasan üç aydır ki mektubunu alamadım
Gece gündüz hayır duanızdan geri kalmadım
 
Sen onbaşı olmuş idin Akşehir’den giderken
Çavuş oldum diye yazdın tabur cenge giderken
 
Zafer için her cengine yedi hatim adadım
Allah korusun ocağımda sensin kolum kanadım
 
Yaradan’ım sana nasib eder ise şehadet
Odur kulluk Hakk’a, vatan millet için ne devlet
 
İmam dedi, oralarda ulu, şanlı cenk olmuş
Düşmanların siperleri baştanbaşa leş dolmuş
 
Derelerden, tepelerden topladığın sünbülü
Yolla taksın yavukluna, ziynet bulsun kâkülü
 
Geçen gece ben bu cengin rü’yasını görmüştüm
Sevincimden ağlayarak hayır diye yormultum
 
Plevne’de yatan şehid baban eve gelmişti
Hasan gazi oldu diye bana müjde vermişti
 
Sonra gördüm sağ elinde yükselmişti bir bayrak
Din hasmının kal’asına dikilmişti o sancak
 
Sen düşünme, millet bize gözü gibi bakıyor
Bolluk şükür zad-zahire her taraftan akıyor
 
Eğer köyde ölen kalan var mı diye sorarsan
Konu komşu, eşi dostu hatırlayıp anarsan
 
Muhtargilin Ahmed şehid olmuş haber geldi dün
Şenlik oldu, mevlid oldu, düğün oldu bütün gün
 
Köy hep giyindi kuşandı namazgâha gittiler
O şehidin Rahmetullah duasını ettiler
 
Yeri belli olmak için mezarını kazdılar
Bir taş dikip Ahmed şehid oldu diye yazdılar
 
Kurban kesip hatm-i şerif indirildi hep ona
Gönderildi onun gökte yatan şanlı ruhuna
 
Sen bilirsin yavuklusu kumral saçlı Emine
Bir al bayrak asmış idi o gün kendi evine
 
O güzel kız yeşil örtü örtmüş idi başına
Bir kurumla oturmuştu köyün dibek taşına
 
Hıçkırmadı ağlamadı sandım onu bir melek
Onun erlik ocağını söndürmüştü kör felek
 
Sürme çekmiş kına ile süslemişti elini
Olmuş idi tel duvaklı, nurlu şehid gelini
 
Dedi Ahmed beni artık ahiretde beklesin!
Ben onunum, utanmasın beni Hak’tan istesin!
 
Kaderim bu, Şehid olmuş benim şanlı yiğidim
Kız kalırım varmam ere ben de canlı şehidim.



YARALININ DERDİ

Tahammül etmezken gözlerim bile
Sen nasıl susarsın bu azap ile.
 
Sen nasıl susarsın diyorum, lakin
Ağzının bir söze var mı mecali?
Çenen, dilin kopmuş, yalnız o derin
Bakışından sezdim düştüğün hali.
 
Söylese o kadar duymazdım belki
Hissettim gözlerin bana diyor ki:
 
“Benim köyüm uzaklarda, şirindi,
Bir ormanın gölgesinde serindi.
Ben yetiştim sakat anam seevindi,
Bir gün gelir deyip kansın, söyleyin.
 
Vurulmadan aslan gibi civanım,
Ocağımda bir tek gürbüz fidanım,
Yaşlı, dertli anacığıma bakandım.
Gene gelip bakar sansın, söyleyin.
 
Ekin olsa harmanı kim sürecek?
Haram olsun milletime bu emek
Beyaz saçlı anam yerse bir değnek.
Jandarmalar hoş davransın, söyleyin.
 
Her cefaya göğüs veren topraklar,
Yoksulluktan inleyen bucaklar,
Hıçkırarak sessiz akan ırmaklar
Biraz coşup kan bulasın, söyleyin.
 
Babam, dedem kaldı moskof elinde,
Kardeşlerim vuruldu Rumeli’nde,
Çanakkale her köylünün dilinde
Dolaşırken beni ansın, söyleyin.
 
Bir kız gördüm daha onbeş yaşında
Peri gibi bir pınarın taşında
Ağlamıştı bana geçit başında
Bu halimi duyup yansın, söyleyin.



25-ÇANAKKALE DESTANI

Çanakkale destanı, 18 Mart’la başlar,
Bütün dünya, Nusrat’ı saygı ile alkışlar,
 
Denizler tanır bizi, bilirler o seferi
Çanakkale geçilmez, düşman dönsene geri.
 
Kalkan koludur, her koya bir başka şehidin,
Koldur, fakat azminde kanatlardaki hız var,
Etlerle, kemiklerle örülmüştür ufuklar,
Ey Akdeniz! İnsan ölüsünden kapımız var.
 
Ejdersen eğer, yerleri yık, gökleri yık, ez
Fakat şunu bilmelisin;
Uğrunda öldüğümüz nokta, Çanakkale geçilmez.
 
Uzanan bütün sınırlarda, kanım, kemiğim vardır benim,
Çanakkale’dir burası, kuru dikenlerde bile Mehmed’im vardır benim.
O Mehmetçik ki; kahramanlığın şahikasını aştı burada,
Çanakkale geçilmez diye, destan destan destanlaştı burada.
 
Bütün dev silahların üzerime kan kussa,
Şurda tekbir sesleri, birer birer hep sussa,
Değil müttefiklerin, bütün dünya kudursa,
 
Bizlerden akan her damla, sizlere şelaledir,

Geçemessiniz beyler… Burası Çanakkale’dir.



ŞEHİT ŞEHİR ÇANAKKALE- HAKAN TUĞRUL

Ey Çanakkale… Ey Şehit Şehir…
Sen gülercesine, bir gül bahçesine girercesine,
Ölüme, aslında ölümsüzlüğe doğru koşan,
Gelibolu gibi ufacık bir yarımada da,
Gül Peygamber’le musafahalaşan,
Ravza’da sonsuzlaşan,
Allah, Peygamber aşkına kurban olanların,
Kınalı Hasan’ların, Anadolu’nun yiğit evlatlarının,
Gömüldüğü mukaddes bir diyarsın.
 
Ey Çanakkale… Ey Şehit Şehir…
Sende gün batımı bir başkadır,
Cahidi Sultan ardından batan güneş,
Bir hilal uğruna batan güneşleri,
Kilitbahir üstünde sıra sıra dizili ağaçların,
Sarıkamış gibi, Yemen gibi,
Gidip de bir daha evlerine dönmeyenleri hatırlatır…
 
Ey Çanakkale… Ey Şehit Şehir…
Sende akşam ezanları başkadır,
Ömür gibi kısacık,
Bir anda o sadayla kirli ruhlar arınır,
Gün batımıyla kızıllığa boyanan gökyüzü, boğazın,
Ayyıldızlı, nazlı Türk bayrağının rengi,
Şehitlerin kanıdır…
 
Ey Çanakkale… Ey Şehit Şehir…
Sende baharlar bir başkadır,
Baharlarda Gelibolu rengârenk kır çiçekleriyle süslenir,
Kırmızı gelincik çiçeklerinin rengi,
Mehmetçik’lerin kanıdır,
Bembeyaz papatya çiçekleri rengini,
Onların dupduru ruhundan alır…
 
Ey Çanakkale… Ey Şehit Şehir…
Sende yağmurlar ne güzzeldir,
Sende yağmurlar bir başkadır,
Hüzün hüzün, sessiz sessiz,
Issız ıssız, yağan yağmur,
Şehit oğullarına ağlayamayan,
Şehit analarının gözyaşlarıdır…



ÇANAKKALE- NİYAZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU

Feda ettik en sevgili al kınalı koçları,
Güneşin tez doğmasını istemekti suçları.
 
Bıyıkları terlememiş genç irisi şehitler…
Hak yolunun yedi gökte parıldayan burçları,
 
Düğünlerde, bayramlarda ellerinde elimiz…
Yel estikçe alnımızda, yüzümüzde saçları.
 
Gelişleri akıl almaz efsaneler gibiydi,
Destanları kıskandırdı bu dünyadan göçleri.
 
Ruhlarını ihlas ile devrettiler Allah’a,
Kapanırken bizde kaldı gözlerinin uçları.



BİR ŞEHİDİN SON DEFA SÖYLEDİKLERİ- MEHMET HASİB

Hazırlandım Ulu Allah’ım huzuruna gelmeye,
Senin hakkın için girdim bu al kanlı gömleğe,
 
Pek susadım şehitlere va’d ettiğin şerbete,
Layık isem izzetinden istediğim hürmete.
 
Rahmetinde dileklerim, söyleyecek sözüm var,
Çok sevdiğim milletimde, devletimde gözüm var,
 
Bu ricayı eden ruhu, senin nurun yarattı,
O nur bana rehber oldu, hak ve adli arattı.
 
Ben öleyim ırzım, ırkım, al sancağım yaşasın,
Ferdim, şahsım, millet şahım, şah ocağım yaşasın,
 
Duygum fikrim, hür vicdanım, istiklalim yaşasın,
Bir dünyalık tarihimle istikbalim yaşasın.

 

ÇANAKKALE DESTANI- FARUK NAFIZ ÇAMLIBEL

Yaşamaz ölümü göze almayan.
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!
 
Kazanmak istersen sen de zaferi
Gürleyen sesinle doldur gökleri
Zafer dedikleri kahraman peri
Susandan kaçar da coşana gider.

Bu yolda herkes bir ey delikanlı
Diriler şerefli, ölüler şanlı
Yurt için dövüşen başı dumanlı
Her zaman bu şandan, o şana gider.



30-18 MART ÇANAKKALE- ALİ OSMAN YILMAZ

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur, bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top, tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemal’in askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,
 
Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler, Hatçeler, Ayşeler, Faatmalar.

 

 

İLGİLİ İÇERİK

CUMHURİYET DÖNEMİ ŞİİRLERİ

DİVAN EDEBİYATI ŞİİRLERİ

HALK EDEBİYATI ŞİİRLERİ

KONULARINA GÖRE ŞİİRLER

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI İLE İLGİLİ ŞİİRLER

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA HAFTASI ŞİİRLERİ

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI ŞİİRLERİ

ATATÜRK ŞİİRLERİ

ÖLÜM ŞİİRLERİ

TÜRKÇE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

ÇANAKKALE İLE İLGİLİ ŞİİRLER

İSTANBUL İLE İLGİLİ ŞİİRLER

SON EKLENENLER

Üye Girişi