Çetmi köyü, Kastamonu’nun Taşköprü İlçesine bağlıdır. Bu köyde yaşayan Ali Çavuş, 1912 yılında Balkan Savaşı’na katılmak üzere ailesiyle vedalaştığında, 8 yaşındaki oğlu Mehmet’i de alnından öpmüştü. Savaşlar, şimdikiler gibi değildi o zamanlar. Galiçya, Hicaz, Yemen ve Kafkas cephelerinde aslanlar gibi çarpıştı. Aradan geçen on bir yıl içinde on binlerce şehide Fatiha okudu Ali Çavuş. Ta ki 31 Ağustos Cuma günü şehadet şerbetini içene kadar.
Ne gariptir ki bu mübarek şehit, cennet yolculuğuna başlamadan biraz önce karşılaştığı Alay Sancaktarına; bıyıkları henüz terleyen genç Mehmetçiğe birden ısınıvermiş ve yıllardır yüreğini dağlayan evlât sevgisiyle onun kim olduğunu soruşturmuştu. Delikanlı; her şeyden habersiz, bir çırpıda söyleyiverdi: Babam, ben henüz 8 yaşındayken cepheye giden Çetmi’li Ali Çavuştur” diye.
Derler ki, baba-oğulun 11 yıl sonra karşılaşıp kucaklaşması, o hadiseye şahit olan bütün gazileri ağlatan cennet manzaralarından bir manzaradır.
Zaten o kahraman evlat, alay sancaktarı Onbaşı Mehmet de, 9 Eylül’de İzmir’e giren birliğin başında şehit düşerek tamamlamıştır o muhteşem tabloyu.
Bir gün eğer yolunuz Kütahya’nın Domaniç ilçesine düşerse, oradaki anıtta şehit babasını kucağında taşıyan, ama kısa bir süre sonra kendisi de şehit düşerek melekler tarafından kucaklanan Onbaşı Mehmet’i hatırlayıp bütün şehitlerle birlikte aziz ruhlarına bir Fatiha okuma fırsatını bulabilirsiniz. Hemen yandaki kitabede ise, onların cennet yolculuklarının öncesine ait bilgileri…