Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

PARAGRAF-TEST – 1

1.(I) Fotoğraftakilerin tümünün yaşamasına karşın, fotoğrafın ilerde bir ölüm belgesine dönüşmesi kaçınılmazdır. (II) İstemesek de, fotoğraflar bir ölüm belgesine dönüşüyor sonunda. (III) Bizim kullandığımız ya da bizim suretimizi başkalarının kullandığı bir ölüm belgesine. (IV) Fotoğraflar hüzün verir bana. (V) Melih Cevdet’in şiirindeki hüznü, eksiksiz yaşarım eski fotoğraflarda. (VI) Ama sanki benden hiç kopmayacak fotoğraf bu çocukluk fotoğrafımdır. (VII) Bu fotoğrafta ölümü belgeleyecek hiçbir şey bulamayacaklar gibi gelir bana. (VIII) Olsa olsa oyun dışı kalmış bir çocuğun gizli hüznünü görecekler. 

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? 

A)IV.               B)V.          C)VI.                 D)VII.             E)VIII.

 

 2. Biliriz, bir Balzac romanından söz edilir, ama Balzac’ın bunca romanı arasında, “Balzac romanı” tanımına uyanların sayısı çok küçük bir toplam oluşturur. Balzac’ın her romanına her şeyi koymak gibi bir sayı olmadığını da tüm romanlarını kendilerinden oluşan, gene de kendilerini aşan bir bütünde: İnsanlık Güldürüsü’nde birleştirmiş olması gösterir. Bu bütünün bir anda bulunmuş bir bütün olmadığını da Balzac’ın hiçbir zaman tek bir biçime bağlanmaması kanıtlar. Tüm bunlar da bir arayış çabasının varlığını sezdirir bize, bizi Jean Rousset’nin şu derin ve unutulmaz gözlemine getirir : ‘Her şey işin başında, yapıttan önce var olan düşüncede bulunsaydı, sanatçı daha fazlasını bilmek için yapıta neden gereksinim duyacaktı? Ama gizine anlam ve biçim vermeden nasıl bilebilirdi bunu? 

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Sanatçıyı eser vermeye ihtiyaç duyduran şey, onun, bildiklerinden daha fazlasını öğrenmek istemesidir. 

B) Balzac’ın tüm eserleri aynı olgunlukta ve kalitede değildir. 

C) Romanlarının hemen hepsinde ayrı bir biçimi denemesi, Balzac’ın tutarlı bir biçimi bulamadığını gösterir. 

D) Balzac, bildiklerini her seviyedeki okuyucuya duyurmak için her eserinde değişik biçimler d en em iştir. 

E) Sanatçı, eserine okuyucuya faydalı olabilecek şeyler koymaya özen göstermelidir.

 

3. Sinema filmini getirip beyaz perdede oynatmak kolay, hafta boş sahnelerde sunulan konserleri, dans ve bale gösterilerini ya da caz resitallerini de sunmak nispeten kolay, çünkü bunlar sadece bir prova gerektiriyor; geliyorlar bir, en çok iki temsil veriyorlar ve ardından başka bir festivale yollanıyorlar. Oysa tiyatro dediniz mi işin içine dekor giriyor, kostüm, aksesuar, efekt, ışık sorunları giriyor. Bir iki temsil verebilmek için günlerce prova yapmak gerekiyor. Gelecek toplulukların teknik gereksinimlerini karşılamak büyük çaba ve masraf gerektiriyor. Ayrıca, oyuncuların yanı sıra kalabalık bir teknisyenler ordusuna gerek var tiyatroda. 

Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin üzerinde durulmaktadır? 

A) Festivallerin sinemanın gelişmesine faydalı olduğu 

B) Her sanat dalının kendine özgü zorluklarının olduğu 

C) Prova yapılmadan oyun sergilemenin mümkün olmadığı 

D) Tiyatronun diğer prova gerektiren sanatlardan zor olduğu 

E) Tiyatroda dekorun ve sahne düzenlemesinin önemli bir yer tuttuğu 

 

4. (I) Tiyatro izleyicisinin önemli bir kesimini gençlik oluşturmakta. (II) Gençler tiyatronun kendi sorunlarına eğilmesini bekliyor. (III) Bu bence tiyatro açısından umutsuzluğa düşmemek için bir neden. (IV) Başta genç kesim olmak üzere Türkiye’de hala bir tiyatro izleyicisi var. (V) Gençlik tiyatroya adım attığı sürece de krizden söz etmek bence doğru değil. 

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? 

A)I.                 B)II.          C)III.                 D)IV.             E)V.

 

5. Safahat’ı baştan sona okuyunuz, tek bir satır taklit, bir kelime dalkavukluk, bir satır fahriye bulamazsınız. Bütün şiirlerinin özü millettir. Milletin refahı ve yükselmesidir. O daima milleti, milletin hislerini, elemlerini, övünçlerini terennüm etmiştir. Onun için bütün nesiller kendisini millet şairi olarak anacaklardır. “Milletler topla, tüfekle, zırh ile, ordularla, uçaklarla yıkılmaz. Milletler ancak aralarındaki bağlar çözülerek, kendi menfaatini temin etmek kaygısına düştüğü zaman yıkılır.” sözünün bugün bile ne kadar doğru olduğu açık değil mi? 

Bu parçada Akif’in hangi özelliği üzerinde durulmuştur? 

A) Toplumcu bir şair olması 

B) İslam birliğini sağlamak için çalışması 

C) Millet şairi olması 

D) Şiirlerinde taklide yer vermemesi 

E) Kendini övmekten hoşlanmaması 

 

6. Şiirimizin çok yönlüleşmesi, konuların, temaların büyük bir çeşitlilik kazanması, en önemlisi de yazın dilinin konuşma diliyle iç içe geçmesi, 1940’larda değişik anlayışlarla sanat alanına giren çok sayıda genç yazarın ortak başarılarının sonucudur. Necati Cumalı’nın en yeteneklilerinden biri olduğu bu yazarlar, elli yıl gibi kısa bir sürede, yazınımıza, çağdaş içerikli, her sınıftan insanımızın duyarlılığını yansıtan, halkımızın konuştuğu dili anlatım gücü yüksek bir yazın dili düzeyine çıkaran büyük bir kitaplık yarattılar. Bugün Türkçenin başyapıtları, örnek alınacak nitelikte kitapları var. 

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Konuşma dilinin yazı dili haline gelmesinde 1940 kuşağı sanatçılarının büyük payı vardır. 

B) Necati Cumalı 1940 kuşağının en önemli sanatçısıdır. 

C) 1940 kuşağı sanatçıları eserlerinde her sınıftan insanın duyarlığın ı yansıtmışlardır. 

D) Türk dili birçok başyapıt oluşturacak kadar gelişmiştir. 

E) 1940 kuşağı sanatçıları edebiyatımızın çağdaşlaşmasına katkıda bulunmuşlardır.

 

7. Günümüz şiiri; içerik bakımından geniş boyutlu, düşündürücü, paradokslarla ilgi çekmeye çalışan, genellikle kültür ağırlıklı bir şiir. Ancak, toplumsal ve link öğelerden yoksun. Böyle olunca da, okuyucu şiiri okuyup bir yana bırakıyor ve unutuyor. Okuyucunun o şiiri, bıraktığı yerden alıp yeniden okumasını sağlayan giz nedir? Adına lirizm dedikleri, bizi büyüleyip tutsak alan o güç değil mi? Günümüz şiiri, işte bizi kuşatıp sarsan o güçlü rüzgardan yoksun. 

Bu parçada günümüz şiiriyle ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Zengin bir içeriğinin olduğu 

B) Okurun düşünce dünyasını geliştirdiği 

C) Kültür ağırlıklı bir şiir olduğu 

D) Toplumsal sorunlardan uzak durduğu 

E) Okura tat veren lirizm öğesinden yoksun olduğu 

 

8. Yazarlarımızın bugünkü halini görünce Sisifos’u hatırladım. Efsaneye göre Sisifos, tanrılar tarafından çok ağır bir cezaya çarptırılır: Her sabah koca bir kayayı ite ite bir tepenin başına çıkaracak, akşam olunca zirveye ulaşmış olan kaya yuvarlana yuvarlana aşağı inecek ve ertesi sabah aynı işlem tekrarlanacaktır. Sisifos her gün kan ter içinde kayayı tepeye kadar çıkarmaya ve her akşam, onca çabanın boşa gittiğini görmeye mahkûmdur. Sonsuza kadar aynı işi tekrarlayıp duracaktır. 

Bu parçada yazarların hangi özelliği vurgulanmak istenmiştir? 

A) Sonuç elde edemeyeceklerini bildikleri halde uğraşıp durdukları 

B) Toplumun dertlerine çözümler bulmanın zor olduğunu bildikleri 

C) Büyük başarıların büyük gayretler sonunda elde edileceğinin farkında oldukları 

D) Yazarlık mesleğinin birçok zorlukları aşmayı gerektirdiğini bilmeleri gerektiği 

E) Ünlü olmak için değil topluma faydalı olmak için mücadele ettikleri

 

CEVAP ANAHTARI:

1.A       2.A      3.D       4.B      5.C       6.A       7.E       8.A

 

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi