TAŞ - EBUBEKİR EROĞLU
Kaygıyı ben hapsetmedim
Belirli bir yere belirsiz duvarlara
Terk etmiyor ama tutan yok onu orada
Rüzgar meşaleye yaklaşırken
Işıktan sonrasına hükmediyor
Rahat vermiyorsa suç ortağı değilim
Sahiplenirken ben, hükmünü sürdürürken o
Meşaleyi tutan el bile titriyor
Yapacak ne vardır; göstermek için
Varlığına tek delili buysa
Adı katıya çıkar kimi yüreklerin
Taş gibi derler, inanma
Taşı çekiştirirler aslında
Kaygıyı sönmüş meşalede kalıba döker
Püskürtür üzerimize kapısı kapalıysa
Gizlenemez haldedir bir yürek
Bilinmeyen yönlere gerçi duygu neşreder
Tutukladığı için her bakış atanı
Taş ondan duyarlıdır; ateş kadar
Ucu açık ya alevin, taşın sınırları da
Eskilerden kalmışsa bir taş
Kabirlerin çürümeyen yeri
Anıttan kumlanıp dökülenleri
Onlar yansıdıkça duygular çiçeklenir
Ya da birinin gizlice göründüğü yerde
İnce yağmurlar gibi işler toprağa
Toplanan ve koyulaşan bulutun
Yaptığı gibi etraftaki ağaçlara
Kaygının ucu açık; sınırlıdır taş
Zenginlik katar her bir bakışa
İLGİLİ İÇERİK