Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Cemal SÜREYAGÖÇEBE - CEMAL SÜREYA

 

Sen sık sık gülen gülerken de

Sevecen bir Akdeniz çizgisini

Sol yanına ağzının

İliştiren çocuk özenle

Yabana mı atıyorum yani seni

Yabana mı atıyorum saat altı buçukları

Çocuk ve Allah'ın en eski baskısını

Değil, değil bunların biri

Gözlerimin gemileri kuş istiyor

Açılıp kapandıkça sevdam

Kapanıp açılıyor bir mavi

Şahmaran süt istiyor kefeninden

Üç aylık ölmüş çocukların

Kerem ile Arzu geliyor Aslı ile Kanber 

Ay kana kana batıyor

Ay kana kana batıyor 

Eşkiyalar gecenin yangınını izliyor uzakta

Kargapazarı dağlarını dolanan yaşlı ve öfkeli bir 

                                                      otobüsteyim

Jandarma daima nesirde kalacaktır

Eşkiyalar silahlarını çapraz astıkça türkülerine

Ve bu dağlar böyle eşkiya güzelliği taşıdıkça

Patronun karısını zimmetine geçirip

Amasya'dan Kars'a kaçmakta olan sayman yardımcısıyla

Alevilikten konuşuyoruz uzun süre

Yanımdaki hep bir gazetede Marilym Monroe'nun

                                                resimlerine bakıyor

Marilyn Monroe öldü diyorum ona

Ölümü siyah bir kakül gibi alnına düşürmesini bildi

Şimdiyse Cennette Nietzsche'nin metresi olması gerekir

Bunları diyorum daha ne varsa diyorum 

İşte hiçbir sebep olmadığını sevişmemeye 

İşte çocukluğumdan beri içimde bir önsezi olduğunu

Bunun bir gün birine rastlamak gibi bir şey olduğunu

Belki de bir günler bunun için Aydın'da

                                          bulunduğumu

Zaten nedense hep bir şehirden bir şehre yolcu

                                                           olduğumu

İşte eflatun kakalı çocuklar olduğunu Kütahya'da

Ankara'da dokunak Yozgat'ta becerik olduğunu

Van'da güreşçi develer gibi süslediklerini kamyonları

İstanbul'da minarelerin lirik olduğunu köprülerinse 

                                                                          dialektik

Acemi bir bulut bozuyor bütün görüntüyü eski bir şarkı 

                                                                          gibi

Bu şarkıyı ne zaman duysam aklıma

Sinirli bir elin uysal bir bardağa

Çok yukardan döktüğü bir içki gelir

Sonsuz ve olağanüstü bir bira

Köpüklene köpüklene biçimlendirir

Soyunarak ağlayan bir kadını

Acı bilincinde sonrasızlığın

Ama bırakalım bırakalım bunları

Yoldan piyade erleri geçiyor tahta bavullarıyla ve

                                                büyük yakalarıyla

Ve faytoncular görüyorum

Yere basışlarındaki ağırlığı azaltmak için

Tanrısal bıyıklarıyla durumlarını paraşütlendiren

 

Kars'tayım bu ne biçim Kars bir kenarda

Pekala yalçınlık iddiasında bulunabilecek bir tepenin

                                                              üstünde

Kars kalesi yükseliyor

Gökyüzünü Ankara kalesine göre daha soyut ve daha

                                                 elverişli bir şekilde

Hırpalayan bu kale de olmasa

N'olacak bakalım hırpalayan bu kale de olmasa

Kuşkusuz artacak yalnızlığım sevgili çocuk

 

Biliyorsun ben hangi şehirdeysem

Yalnızlığın başkenti orası

 

Bir de yine sevgili çocuk

Biliyorsun kişi tutkularıyla

Yalnızlığını adlandırıyor o kadar

 

Arkada bir su devrile devrile akıyor

Rastgele bir ağaca soruyorum

Bir şey var sanki onu soruyorum

Değil orda diyor belki biraz daha ilerde

Tanrı meleğini ağırlamaya çalışan

Ataerkil bir aile gözümü alıyor

 

Dedelerin yüzlerinde erozyon

Silip götürmüş bütün evetleri

 

Annelerinse ağızlarında hiyeroglif

Babalarınsa ağustoslar atasözleri

 

Amcalarınsa avdan boş dönüyor elleri

Teyzelerse elleriyle yargılıyor gök güzelliğini

 

Ablalarınsa boyunları soru işareti

Ağabeylerse utançlarından emrah

 

Sıralanmışlar su boylarına

Bıçakla soyuyorlar kelimeleri

 

Ya suya giden küçük kızlar

Onlar

Tıpkı o kuşlar gibi

Uçan daha bir süre

Sonra da vurulduktan

 

Bir mezarın doğurduğu iştahlı bir çocuktur Anadolu şiiri

 

Ey şiir arayıcısı ey esrik kişi 

Şu son dönemecini de aşınca gecenin

Doğacak gün artık gündüze ilişkin değil

Bu ağartı ancak yürekle karşılabilir

Bütün iş orda işte, ordan usturuplu geçmesini bil 

Tutsaksan ellerini sıvışır gibi zincirlerinden

Ve balyozla vursalar mısralarına

Soylu bir demir sesi yükselir

Soylu büyük ve mavi bir demir sesi

Ellerim egece yatısına çağrılmış 

Ve

Telaşsız görünmeye çalışan bir Kafka gibi

 

Yüzüm giyotine abone

 

İLGİLİ İÇERİK

ŞİİRLER

CEMAL SÜREYA ŞİİRLERİ

CEMAL SÜREYA HAYATI ve ESERLERİ

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi