Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

SABAHATTİN ALİ

1907-1948 yılları arasında yaşamıştır. İstanbul İlköğretmen Okulu’nu bitirmiştir. Yükseköğrenimini Almanya’da yapmıştır. Türk Edebiyatında Toplumsal Gerçekçilik akımının önde gelen sanatçılarındandır. Özellikle hikâye alanında ba­şarılı eserler vermiştir. Eserlerinin konusunu, köy ve köylünün hayatı, büyük şehirlerdeki fakir insanların problemleri, hapis­hanede gözlemlediği olaylar oluşturmaktadır. Dağlar ve Rüz­gâr, Ses, Kağnı, Değirmen, Yeni Dünya başlıca eserleridir.

KUYUCAKLI YUSUF

1937’de yayınlanan roman, Türk edebiyatında öncü bir role sahiptir. Roman, Türkiye’nin o döneme kadar ifade edil­memiş problemlerini dile getirmektedir. Kuyucaklı Yusuf’a kadar Türk romanının ana konusu Batılılaşma problemidir. Kuyucaklı Yusuf’la ezilen köylü ve toplumsal yapının aksayan yönleri ilk defa içerden bir gözle ele alınmıştır.

Başlıca Kahramanlar:

Yusuf: Kimsesiz, fakir bir halk çocuğudur. Küçük yaşlar­da ailesini kaybetmiştir. Sert, haşin, insanlara çok güvenme­yen, cesur bir kişidir. Muazzez’i sevmektedir.

Muazzez: Kaymakamın kızı, Yusuf’un karısıdır. Kendi hâlinde, iyi niyetli, sade bir kişidir.

Kaymakam: Muazzez’in babasıdır. Ailesine düşkün, sa­mimi, sevecen, babayiğit, şefkatli, merhametli bir kişidir.

Şahende Hanım: Romanda kötülüğü simgeler. Kay­makamın karısıdır. Kin, nefret dolu, kötü yürekli, ahlaksız bir kadındır.

Şakir: Kasabanın külhanbeyidir. Her dediğini yaptıran, kabadayı, ahlaksız, kötü bir karakteri vardır.

ÖZET

Yusuf, Kuyucak’ta doğmuştur. Bir gün, köylerini haydut­lar basmış, bütün ailesini öldürmüştür. Daha çocuk yaşta o- lan Yusuf bu olaydan sonra kimsesiz kalakalmıştır. Kazanın iyi yürekli kaymakamı köyde tek başına sefil hâlde kalan Yu­suf’a acımış, onu evlat edinmiştir. Bundan sonra Yusuf’a her­kes doğduğu yerden ötürü Kuyucaklı Yusuf demeye başla­mıştır.

Kaymakam, Yusuf’a babalık yapmaktadır. Kaymakam’ın Yusuf’tan az küçük Muazzez adında bir kızı vardır. Muazzez ve Yusuf kardeş gibi büyümeye başlarlar. İkisi aynı okulda o- kumaya başlar. Yusuf oldukça zekidir. Fakat küçük yaşta ya­şadığı olumsuz tecrübeler, dış etkiler onu dış dünyaya karşı sert, acımasız yapmıştır. Bu yüzden okuyamaz. Bir yandan da kaymakamın eşi Şahende Hanım, Yusuf’a üvey annelik yapmakta, onu hiç sevmemekte, fırsat buldukça onu hırpala­maktadır. Bu ruh hâli içinde Yusuf büyür, yetişkin bir insan olur.

Yusuf büyüdükçe Muazzez’e karşı derin hisler beslemeye başlar. Muazzez onun üzerine titrediği bir varlık olur. Muazzez’i bütün kötülüklerden korumaya çalışır. Şahende Hanım’a hiç güvenmemekte, onun kızına dahi kötülük yapabileceğini dü­şünmektedir.

Yusuf ve Muazzez bir gün bayram yerine giderler. Kasa­banın külhanbeyi, hovardalığıyla ün salmış Şakir, Yusuf’un yanında Muazzez’e laf atar, ona sarkıntılık yapmaya kalkar. Bunun üzerine Yusuf onu oracıkta döver.

Şakir, bunu hiç unutmaz. Çok zengin olan Muazzez’i el­de etmeyi kafasına koyar. Çünkü her dediği olmuştur şimdi­ye kadar. Bir düzen kurar. Muazzez’in babası kaymakamla kumara oturur, onu borca sokar. Borcuna karşılık Muazzez’i ister ondan. Kaymakam mecburen kabul etmek zorunda ka­lır.

Bunu öğrenen Yusuf, bakkala gider. Kaymakamın borç­landığı parayı bakkaldan alır ve Şakir’e öder. Muazzez, bu se­fer de bakkalla evlenmek zorundadır. Düğün günü, Muazzez’i elde etmeyi kafasına koymuş olan Şakir, kaza süsü vererek bakkalı öldürür. Çok güçlü olduğu için ceza almaktan da kur­tulur. Muazzez’in ailesine şantaj, baskı yoluyla Muazzez’i ver­melerini söyler.

Bütün bu gelişmeler olurken Yusuf içten içe Muazzez’i çok sevmektedir. Fakat fakir olduğu ve Şahende Hanım onu sevmediği için duygularını hiç dile getiremez. Sadece Muazzez’i kötülüklerden korumaya çalışır. Bir gün, Muazzez, Yu­suf’a açılır. Onu çok sevdiğini itiraf eder. Yusuf çok şaşırır. As­la ümit edemeyeceği hayali gerçek olmuştur.

Şahende Hanım, bu durumu öğrenir. O, Yusuf’la evlendirmektense kızını zengin Şakir’le evlendirmeyi tercih etmek­tedir. Kızını Şakir’le buluşmaya zorlar. Bunun üzerine Yusuf ve Muazzez komşu köylerden birine kaçar ve orada nikâhlanırlar.

Şahende Hanım, bunu hiç affedemez. İçi intikam arzu­suyla dolmuştur. Kaymakam ise çok memnundur. Kendi elin­de büyüyen Yusuf’un kızma iyi bakacağından emindir. Kay­makam, onlara yardım da eder. Damadına iş verir, evlerinin kurulmasına yardım eder.

Bir gün, kaymakam kalp krizi geçirir ve ölür. Yusuf’la Muazzez’in çok mutlu giden evlilikleri bunun üzerine gölgele­nir. Onlara kol kanat geren kaymakam ölünce, Şahende Ha­nım ve Şakir içlerinde büyüttükleri kini kusmaya başlarlar. Yusuf’u gezici köy tahsildarlığına verdirirler.

Yeni kaymakam da Şakir ve Şahende’nin elinde bir ma­şadır. Yusuf gidince, Şahende evini içki ve eğlence merkezi yapar. Kızını da intikam hırsından dolayı fuhuşa iter. Olay her yerde duyulur. Dedikodu Yusuf’un da kulağına gelince Yusuf köye döner.

Yusuf, köye gelince feci durumu gözleriyle görür. Karısı kötü emellere alet olmaktadır. Şahende’yi, Şakir’i ve Kayma­kam’ı öldürür. Karısı da ağır yaralanır. Karısını alıp şehrin dışına gider fakat karısı da ölür. Karısını bir çukura gömdük­ten sonra ortadan kaybolur.

Kitap Özetleri, Zambak Yayınları

SON EKLENENLER

Üye Girişi