Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

FARKLI BİR KAYNAK

“Mefâilün feilâtün mefâilün feilün (fa’lün)” kalıbıyla yazılan bu şiirin bütününde Tevfik Fikret, fakir bir balıkçı ailesinin yaşamını betimlemiştir. Manzum hikâye tarzında kaleme alınan bu eserin başlıca kahramanları nine, baba ve çocuktur. Nine ağır hastadır. Baba, nineye bakmak için evde kalır. Çocuk balığa çıkar. Deniz fırtınalı, tekne çürük olduğu için çocuk denizde boğulur. Evde nine ölür. Deniz kıyısında, oğlunun dönmesini tam üç gün bekleyen baba da çıldırır.

Bu şiir değişik özellikleri bakımından birçok yenilik içermektedir.

Bu şiir, gerçekçi bir hikâyedir. Bu şiirde nine, baba, çocuk arasındaki bağlılık, açlık, doğa ile savaş, hastalık, ölüm ve fakirlik her yerde ve her dönemde genel olarak aynıdır. Bu şiirde olduğu gibi, realist şiirlerde anlatılan olay, hayatta her zaman rastlanabilecek niteliktedir. Kişilerin davranışları, duyguları, düşünceleri ve konuşmaları gerçeğe uygun olur. Bu şiirde Tevfik Fikret’in, o zamana değin şiir konusu olarak ele alınmayan sıradan insanların yaşamına eğildiği görülmektedir.

Şiirde, “ - Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim / Diyordu, oğlu. Yarın sen biraz ninemle otur; / Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta... / - Olur;” örneğinde olduğu gibi, hikâye, olayın akışına göre anlatılmıştır. Halk tabakasına mensup kişiler konuşturulmuştur. Bu nedenle şiirin dili yalındır.

Bugün açız yine evlâdlarım, diyordu peder” dizelerinde olduğu gibi şair, başkalarının ağzından yazdığı cümlelerde konuşma dilini başarıyla kullanmıştır.

Bu şiirde Türkçe aruz ölçüsüne ustalıkla uygulanmış, aruz hatalarından kaçınılmıştır.

Şiirde yabancı sözcükler halk ağzında söylenen biçimleriyle kullanılmıştır, “evlâad” yerine “evlâd”, “miskin” yerine “miskin”, “hâzır” yerine “hazır”, “siyâh” yerine “siyah” söyleyişleri tercih edilmiştir.

“Bugün açız yine; lâkin yarın, ümid ederim / Sular biraz daha sakinleşir... Ne çâre, kader!” dizelerinde olduğu gibi, şiirde bazı dizeler nesir cümlesi gibi kurulmuştur. Şiiri, nesir gibi, kesintisiz okuma olanağı vardır. Çünkü dizelerdeki anlam diğer dizelere sarkmaktadır. Bu özellik, Servet-i Fünûn dönemi için yenidir. Çünkü Divan edebiyatında ve Tanzimat döneminde şiirlerin çoğunda yargılar (cümleler, anlamlar) bir beyitte tamamlanırdı. Bu şiirde ise az önceki örnekte olduğu gibi, birçok cümle dize sonunda bitmeyip, diğer mısralara sarkar ve çoğu kez de anlam diğer mısranın ortasında biter. Bu şiirde cümlelerin dize sonlarında bitmeyip diğer mısralara sarkması, dizelerin anlamca birbirine bağlı olması, anlam bütünlüğü olan sözcüklerin ayrı ayrı mısralara bölünmesi Servet-i Fünûn edebiyatının en önemli niteliklerinden biri olan nazmın nesre yaklaştırılması sonucunu doğurmuştur.

Şair, bu şiirde duygu ve düşüncelerini semboller ve mecazlarla anlatmıştır. Ressam olması nedeniyle betimlemeye önem vermiştir. Şiire musikiyi sokmuştur. Bu bağlamda, denizin gürültüsünü “r” sesiyle duyurmaya çalışmıştır.

Şiirin kafiye örgüsü şöyledir:

(a)    ...peder

(b)    ...ümid ederim

(a)    ...kader

(b)    ...giderim

(c)    ...otur

(c) ... hasta/Olur

(d) ... çabala

(e) ... ölmeliyiz

(e) ... biz

(d)... ölürseniz / Hâlâ

(f) ... gibi (f)... asabî

Bu şiirde kafiye düzeni belli bir kurala bağlı değildir. Şiirde bazı dizeler kendi arasında kafiyelidir. Kısa dizeler de uzun dizelerle kafiyelidir. Öyleyse bu şiirin nazım biçimi “serbest müstezat”tır. Müstezat, Divan edebiyatında kullanılan nazım şekillerinden biridir. Bir uzun, bir kısa dizeler şeklinde yazılır. Araların- o da Tevfik Fikret’in de bulunduğu Servet-i Fünûn şairleri, bazı değişiklikler yaparak bu nazım şeklini serbest müstezat hâline getirmişlerdir.

Sonuç olarak, bu şiirden şu çıkarımları yapabiliriz:

  • Aile hayatı, konu olarak ele alınmıştır.
  • Nazım, nesre yaklaştırmıştır.
  • Duygu ve düşünceler, semboller ve mecazlarla dile getirilmiştir.
  • Doğa betimlemelerine önem verilmiş, kelimelerle resim çizme yoluna gidilmiştir.
  • Manzum hikâye tarzında yazılmıştır.
  • Anlamı bir dizede veya beyitte tamamlama geleneği terk edilerek, anlamın diğer dizelere sarkması şeklindeki anlatım tercih edilmiştir.
  • Divan edebiyatından alınarak geliştirilen “serbest müstezat” nazım şekli kullanılmıştır.

Bütün bunlar da Servet-i Fünûn şiirinin temel özellikleri arasında yer almaktadır.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi