Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil
 

ZELZELE

Zelzele, dün gece, İstanbul'u uykusunun en derin yerinde oy­nattı. Garip şey! Haftalardan beri komşu toprakları sarsan ve şimdi gizli adımlarla bize yaklaşır gibi olan bu âfetin, faaliyete geçmek için insan gafletini kollayışta gösterdiği şeytani dikkate bakılırsa, bunun, cana kastetmiş bir müthiş zekânın işi olduğu­na hükmetmek lâzım geliyor.

Öyle ya! Muharebelerde düşmanı, dalgın karargâhları topa tutmak ve hırsızın soyacağı evin duvarına tırmanmak İçin intihap ettiği (seçtiği) saat, hemen daima zelzelenin de harekete geç­mek için beklediği saattir: gecenin ilerlemiş bir saati!

Gerek düşman, gerek hırsız, gerek zelzele, gafil İnsanın so­yunup entarisini ([1]) giymesini ve atağa uzanıp, rahat horlama­sını gözlerler.

Anlaşılan, ikide bir toprağın temellerini sarsan gizli ve kor­kunç kollar, gecenin karanlıkları içinde, insanları, don ve göm­lekle, yalınayak, başıkabak, sokaklara perişan dökülmüş gör­mekten zevk alan tuhaflık merakında bir zalim kuvvetin hesa­bına, yeraltı âleminde, şu garip faciaları hazırlayıp duruyor!

AHMET HAŞİM

 [1].Eskiden erkekler de yatarken gecelik denen bir çeşit entari giyer­lerdi. Pijamaya sonradan alışıldı.

 

Fıkra örneği

Türk çocukları ve gençleri için okunması gerekli olan kitapların bir listesini çıkarmak üzere son aylarda MEB'in, ilgililer arasında bir ön soruşturma yahut araştırma yaptırdığını duyduk. Mahiyetini tam bil­memekle beraber böyle bir listenin ilk ve ortaöğretim öğrencileri dik­kate alınarak hazırlattırıldığını tahmin ediyorum. Güzel ve yerinde bir teşebbüs. Bunun daha da genişletilerek yükseköğretim yapmakta olan gençlere teşmil edilmesi gerekir. Hatta eğitim çağı dışında genel olarak Türk aydınının okuması gerekli eserlerin de bir listesi üze­rinde çalışmalar yapılmalıdır (...)

Edebi fıkra örneği

Bir toplumda ahlak ve âdetlerin ne şekilde değiştiğini, kelimelerin başkalaşmasında görmeli, "üstat" kelimesinin son senelerde aldığı mana bu bu bakımdan küçük bir incelemeye değer. Eskiden "üstat", herkesçe onaylanan yetkinliklere verilen büyük bir derecenin ismiydi. Üstat, dahiden bir rütbe aşağıda idi. Üstat Ekrem, edebi derece­lendirmede Dahi-yi Azam'ın arkasından gelirdi. Üstat, ehliyetin son olgunluk aşamasını ifade ettiğinden yaş, baş, saç ve sakal kavram­larını da içerirdi. İhtiyarın hürriyet gördüğü devirlerde üstat kelimesi­nin de utanılacak bir manası olamazdı. Son senelerde maddi hayat zevkinin istila edici bir şekil almasıyla "üstat" kelimesinin de yavaş yavaş gözden düştüğü görülür.

Gazete fıkrasına örnek

Hemen her akşam eve içim sıkkın dönüyorum. Niçin? Bu niçinin yanıtı yok. Bir işim mi sapa sardı? Bir yerim mi ağrıyor? Birisiyle miç çatıştım? Hayır... Sadece içim sıkkın. Belki siz de benim gibisiniz. Belki herkes, bütün vatandaşlar böyle, nedensiz bir bunaltı içindeler... Hayır, hayır, bu üzüntülerin nedeni mi yok dedim? Evet, nedeni yok, ama nedenleri var. Dikkat ediyorum, bizim bütün şikayetlerimiz, küçük şikayetler toplamıdır...

İLGİLİ İÇERİK

NASRETTİN HOCA FIKRA ÖRNEKLERİ

FIKRA ÖRNEĞİ-TEK GERÇEĞİN PEŞİNDE

DENEME ÖRNEKLERİ

MAKALE ÖRNEKLERİ

MAKALE ORNEKLERİ-2

GEZİ YAZISI ÖRNEKLERİ

GEZİ YAZISI ÖRNEĞİ- KIRIKKALE'YE GİDERKEN

SON EKLENENLER

Üye Girişi