Kullanıcı Oyu: 1 / 5

Yıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

TAZMİN 

Başka bir şairin mısra veya beyitini şiirde kullanmaktır. Ancak bunların hangi şaire ait olduğu, belirtilmeli veya herkes tarafından bilinen meşhur mısralar olmalı. İrsal-i meselle karıştırmamalı. İrsal-i meselde atasözü veya deyim kullanılır. İktibasta da ayet ve hadis kullanılır.

 

“Rasih’in bu beytini tazmim edip kilk-i Nedim

Nukl sundu içtiğim sahbâ-yı irfân üstüne

‘Süzme çeşmim gelmesin müjgan müjgan üstüne

Vurma zahm-ı sineme peykan peykan üstüne’ “

                                                    Nedim 

 

Recaizade Ekrem’in şiirini tazmin: 

“Sanırım ismini kuşlar heceler 

Seni söyler bana dağlar dereler 

Su çağıldar kuzular kırda meler 

Seni söyler bana dağlar dereler 

 

Hep seni aşkın eserken serde 

Hüsn ü ânın görünür her yerde 

Gezdiğim duygulu vâdilerde 

Seni söyler bana dağlar dereler “

Yahya Kemal Beyatlı 

 

 “İçimize kapandıkça gül

Bir gül açılmaz yüzün teg” 

            Behçet Necatigil

dizelerinde Fuzûlî’nin ünlü “Su Kasidesi”ndeki,  “Suya versin bâğban gülzârı zahmet çekmesin/Bir gül açılmaz yüzün teg verse bin gülzâra su”  beytinden tazmin yoluyla yararlanılmıştır.

EDEBİ SANATLAR 1 - KONU ANLATIM VİDEOSU ( Youtube Kanalımız için TIKLAYINIZ )

EDEBİ SANATLAR 2 - KONU ANLATIM VİDEOSU ( Youtube Kanalımız için TIKLAYINIZ )


TAZMİN/İSLAM ANS.

(التضمين)

Şiirde alıntı yapma; bir kelimeyi başka bir kelimenin anlamını da içerecek biçimde kullanma mânasında dil ve edebiyat terimi.

Sözlükte “bir şeyi içine almak, ihtiva etmek” anlamındaki damn (damân) kökünden türeyen tazmîn (tadmîn) “bir şeyi başka bir şeyin içine koymak, ona dahil etmek” demektir. Bedîî sanatlardan sayılan tazmin “hüsn-i tazmîn, tazmin ve iktibas, tazmin ve icâze” gibi başlıklar altında erken dönemlerden itibaren belâgat kitaplarında yer almıştır. 

TÜRK EDEBİYATI. Tazmin kelimesi eskiden nazım ve nesir için kullanılırken gazeteciliğin yayılmasından sonra tazmin nazma, iktibas nesre ait bir terim haline gelmiştir. Tazmin daha ziyade gazel ve kasidede uygulanır. Bazan tek beytin başına mısra ilâvesiyle birden fazla bent oluşturularak tazmin beytinin her bentte tekrarlandığı musammatlara da rastlanır. Tazminde alıntılanan şiir parçasının kime ait olduğunu söylemek bir kuraldır 

Bihamdillâh zamânında be-kavl-i Sabri-i Şâkir

Girîbân-ı felek mehcûr-ı dest-i âh-ı şekvadır

[Nef‘î]; 

Râsih’in bu beytini tazmîn edip kilk-i Nedîm

Nukl sundu içtiğim sahbâ-yı irfân üstüne

Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne

Urma zahm-ı sîneye peykân peykân üstüne-

[Nedîm]). 

Çok bilinen bir mısra veya beytin iktibas edilmesi halinde şairin adının söylenmemesi kusur sayılmamaktadır 

Rûm’da ona Sürûrî gelemez mi karşı

İşte meydân-ı sühan gitmeyelim Şîrâz’e

[Sürûrî]; 

Halep anda ise bunda bulunur endâze

İşte meydân-ı sühan gitmeyelim Şîrâz’e

[Fehîm-i Kadîm]). 

Bir şair diğer bir şairin mısralarından alıp onu kendi şiiri gibi gösterir yahut mazmununu değiştirerek kendi şiirine katarsa bu sirkat sayılır. Ancak halef selefin şiirini alıp daha güzel biçimde söylerse bu tazmin değil nazîre olur. Çünkü tazminde esas olan şiiri değiştirmeden ve şairini gizlemeden kullanmaktır. Yahya Kemal, Selîmî’nin (II. Selim), Nef‘î’nin, Recâizâde Mahmud Ekrem’in ve Abdülhak Hâmid’in mısralarını gazel, kıta ve şarkılarıyla tazmin etmiştir. Modern şiirde bir mısra veya beyti olduğu gibi tazmin etme yoluna gidilmiyorsa da bazı şairlerin eski şiirden ilhamla tazmini andıran alıntılar yaptığı görülür. 

Meselâ Behçet Necatigil’in, 

“İçimize kapandıkça gül

Bir gül açılmaz yüzün teg” 

dizelerinde Fuzûlî’nin ünlü “Su Kasidesi”ndeki, 

“Suya versin bâğban gülzârı zahmet çekmesin

Bir gül açılmaz yüzün teg verse bin gülzâra su” 

beytinden tazmin yoluyla yararlanılmıştır.

 

BİBLİYOGRAFYA:
Ahmed Cevdet Paşa, Belâgat-ı Osmâniyye, İstanbul 1299, s. 179; Mustafa Nihat Özön, Edebiyat ve Tenkid Sözlüğü, İstanbul 1954, s. 262; Hüseyin Küçükkalay, Kur’ân Dili Arapça, Konya 1969, s. 347; Tâhirülmevlevî, Edebiyat Lügatı, İstanbul 1973, s. 150-151; M. Kaya Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri-Belâgat, Ankara 1980, s. 270; İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, İstanbul 1999, s. 386; M. A. Yekta Saraç, Klâsik Edebiyat Bilgisi Belâgat, İstanbul 2000, s. 251-252; “Tazmin”, TDEA, VIII, 287-288.

İskender Pala   cilt: 40; sayfa: 206