İSTİFHAM
Şairin cevabını bildiği bir konuyu soru şekline sokarak söylemesine istifham (soru sorma) sanatı denir. Şair ifadeyi soru şeklinde düzenlemekle karşısından cevap beklemez. Sözü daha etkili kılmak, okuyucunun dikkatini işlediği konuya daha iyi çekebilmek için bu yola başvurur.
“Ne kaldı rûha tesellî şarâbdan başka
Boğaz'da üç gecelik mâhtabdan başka
Sükûn-ı lâyetenâhiye varmamız yeğdir
Nedir hayat uzayan ıztıraptan başka”
YKB
Bir bedbinlik anında duygularını soru yoluyla anlatma yolunu seçmiştir ve söz tesirli hale gelmiştir. Şair cevap beklemez Sorduğu soruların cevabını kendisi zaten bilmektedir. (Üçüncü mısra hariç soru şeklinde düzenlenmiştir.)
“Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor:
Kosva'dan, Niğbolu'dan, Varna'dan, İstanbul'dan..
Anıyor her biri bir vak'ayı heybetle bu an;
Belgrad'dan mı? Budin, Eğri ve Uyvar'dan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı?
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
Adalar'dan mı? Tunus'dan mı, Cezayir'den mi?"
YKB
Şair bayram sabahı duyduğu top seslerinden duygulanarak eski donanmalarımızı, ordularımızı ve onların zaferlerini hatırlıyor. Bayram sabahı duyduğu top seslerinin onlar olmadığını biliyor. Ama mısraları soru şeklinde düzenleyerek etkili kılmıştır.
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?”
“Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?”
“Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!”
M.Akif Ersoy
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Cahit Sıtkı Tarancı
“Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?”
“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?”
“ Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan muradım şem’i yanmaz mı?”
Fuzuli
“Kim söylemiş beni
Süheyla’ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş ama kim,
Eleni’yi öptüğümü,
Yüksek kaldırım’da güpegündüz?
Melahat’i almışım da sonra
Alemdar’a gitmişim, öyle mi?
Onu sonra anlatırım, fakat
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?”
Orhan Veli
“Hani o, bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktı
Alnına koyarken veda busemi
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırım birkaç kelime
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşını, akmayacaktın? ”
ORHAN SEYFİ ORHON
Şair, birinci dörtlüğün ikinci ve dördüncü, ikinci dörtlüğün son dizesinde soru sorma yoluna gitmiştir. Ancak bu sorular cevap gerektirmemektedir.
“Bancı kara diyen dilber Gözlerin kara değil mi? ”
KARACAOĞLAN
"Olur mu dünyaya indirsem kepenk
Gözyaşı döksem Nuh Tufanı ’na denk?”
NECİP FAZIL KISAKÜREK
EDEBİ SANATLAR 1 - KONU ANLATIM VİDEOSU ( Youtube Kanalımız için TIKLAYINIZ )
EDEBİ SANATLAR 2 - KONU ANLATIM VİDEOSU ( Youtube Kanalımız için TIKLAYINIZ )