Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ŞİBH-İ HÜSN-İ TÂLİL

Hüsn-i tâlil sanatı daima kesinlik taşır. Yani gerçek sebebin yerine hayali sebep şüphe edilmeden geçirilir.. Şayet sanatkar gerçek sebebin yerine getirdiği hayali sebepten şüpheliyse o zaman şibh-i hüsn-i talil meydana gelir. Bu hüsn-i tâlil benzeri demektir. Ama asla hüsn-i tâlil değildir. Onun yaptığı tesiri yapmaz.

 

“Bâriş-i bârân müsâdif düştü hicrân şâmına

Oldu sandım hâlime rahm eyleyip giryân sehâp.”

(Yağmurun yağışı ayrılık akşamına rast geldi/Bulutlar halime acıyarak ağladılar sandım) Bulutların şairin haline acıyarak ağladıklarına şair de inanmıyor. Bunu “sandım” kelimesinden anlıyoruz. Şüphenin olduğu yerde Şibh-i Hüsn-i Talil vardır.

 

“Şemîm-i nâfeye dâir sabâda var bir eser

Acep o âhû-yı nâzende kâkülün mü tarar”

(Saba rüzgârında misk kokusu var/ Acaba o nazlı ceylan-sevgili kâkülünü mü tarıyor.) 

Şâir hayâli sebebe tam inanmıyor. “Acaba” kelimesinden anlıyoruz.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi