Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

EDEBİ SANATLAR

1- BENZETME(TEŞBİH)

Aralarında ortak özellik bulunan iki kavramdan nitelik yönünden zayıf  olanın  güçlüye benzetilerek belirgin hale getirilmesidir.

Güzel Türkçe’miz anamın sütü gibidir.(Bu örnekte Türkçe ;saf,temiz ve katkısız olma bakımından ana sütüne benzetilmiştir.)

Tam bir benzetmede dört öğe bulunur.

1-Benzeyen: Bir birine benzetilen kavramlardan nitelikçe güçsüz olanıdır.

2-Kendisine Benzetilen: Benzetilen kavramlardan nitelikçe güçlü olanıdır.

3-Benzetme Yönü: Benzeyenle benzetilen arasındaki ortak özelliktir.

4-Benzetme Yönü: Benzetmeyle benzetilen arasında ilişkiyi kuran  sözcüktür.gibi,kadar,sanki……

CENNET            GİBİ                        GÜZEL                                 VATAN

Kendisine          benzetme                 benzetme                           benzeyen

Benzetilen           edatı                         yönü

NOT:Benzetme yaparken her zaman bu dört   ögenin   bulunması gerekmez

2- İSTİARE(İĞRETİLEME )

Her hangi bir varlığa,benzerlik dolayısıyla  asıl adının benzediği başka bir varlığın adının verilmesine denir.Bu sanatın özünün teşbih oluşturur.Ancak istiarede benzeyen ve kendisine benzetilenden sadece biri söylenir.

Şakaklarıma kar mı yağdı ,ne var?

Kendisine  benzetilen :kar

Benzeyen:şakaklardaki kır saçlardır.Ancak söylenmemiştir.Biz bunu mantıkla buluyoruz.

Benzeyenin ya da benzetilenin kullanılmasına bağlı olarak iki çeşit istiare vardır.

a-Açık İstiare: Yalnız kendisine benzetilenin kullanılmasıyla yapılır.

Semanın kandilleri yanıyor

Benzeyen:yıldızlar(yok)

Kendisine benzetilen:kandil(var)

Her güzelin  kalbinde bir aslan yatar

Benzeyen:sevgili(yok)

Kendisine benzetilen:aslan(var)

Her güzelin kalbinde bir aslan yatar

Gözlerimiz bulutlandı arabaya binince

Yüce dağ başında siyah tül var

Havada bir dost eli okşuyor tenimizi

b-Kapalı İstiare: Benzeyenin  ve benzetme yönünün kullanılmasıyla yapılan istiaredir.

Yüce dağların başında

Salkım salkım olan bulut.

Benzeyen:Bulut(var)

Kendisine benzetilen:üzüzm(yok)

O giderken ağlıyordu gökler

Benzeyen:gökler(var)

Kendisine benzetilen:insan(yok)

O giderken ağlıyordu gökler

Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyordu

Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal

Yürüyordum ağlıyordu ırmaklar

c. Temsili İstiare: Kendisine benzetilen ve benzetme yönüyle yapılan benzetmelerdir. Bunlarda benzeyenin anlatılmak istenen birçok özelliği kendisine benzetilenin özelliği olarak sıralanır.

Hani bir gün seninle Topkapı’dan

Geliyorduk yol üstü bir meydan

Bir çınar gördük enli, boylu, vakur

Bir çınar hiç eğilmemiş mağrur

Koca bir gövde belki altı asır

Belki ondan da fazla, dalgın, ağır

Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş

Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş

Yukarıdaki dizelerde Osmanlı, bir çınara benzetilmiş ancak Osmanlı hiç söylenmemiş, çınarın özellikleriyle hissettirilmiştir.

Bin gemle bağlanan yağız at şaha kalkıyor
Gittikçe yükselen başı Allah’a kalkıyor
Son macerayı dinlememiş varsa, anlatın
Ram etmek isteyenler o mağrur, asil atın
Beyhudedir her uzvuna bir halka bulsa da
Boştur köpüklü ağzına gemler vurulsa da
Coştukça böyle sel gibi bağrında hisleri
Bir gün başında kalmayacaktır seyisleri
Son şanlı macerasını tarihe anlatın
Zincir içinde bağlı duran kahraman atın
Gittikçe yükselen başı Allah’a kalkıyor
Asrın baş eğdi sandığı at, şaha kalkıyor

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Benzeyen Kendisine Benzetilen

Türk ulusu                              At
Hücuma geçme                       Şaha kalkma
Kurtuluş Savaşı                        Son şanlı macera
Düşman                                  Seyis

At ==> Türk Milleti

3-KİNAYE: Bir sözün gerçek anlamını  söyleyip mecaz anlamını çağrıştırma sanatıdır. Bu sanatta gerçek anlamda söylenmiş olabilir ama kastedilen yan anlamdır.

“Bulamadım dünyada gönüle mekan

Nerde bir gül bitse etrafı diken”

Son dizede kinaye yapılmıştır.Çünkü:Gerçekten gülün olduğu yerde dikenler vardır.Ancak burada kastedilen “nerede iyilik olsa mutlaka etrafında kötülük de olur” anlamındadır.Dizede söylenen gerçek  anlamın ardında bir mecaz anlam vardır.

“Var mı benden yüreklisi birisi bu işi yapacak”

“Ey benim sarı tamburam

-Niçin inilersin

-İçim oyuk derdim büyük onun için inilerim

Bir kelime yada kelime grubunu bir sebebe bağlı olarak her iki anlama gelecek şekilde kullanma sanatıdır.Bu sanatta sözün gerçek anlamı söylenir ama mecaz anlam çağrıştırılır.

Bulamadım dünyada gönüle mekan

Nerede gül bitse etrafı  diken

(Son dizede kinaye sanatı yapılmıştır.Gerçekte gülün açtığı yerde diken de vardır ama burada her iyinin çevresinde kötülükte vardır denmek istenmiştir.

Var mı benden yüreklisi bu işi yapacak

Ey banim sarı tamburam

Sen niçin inlersin

İçim oyuk derdim büyük

Onun için inlerim

4-MECAZ-I MÜRSEL(AD AKTARMASI): Bir sözün benzetme amacı güdülmeden gerçek anlamı dışında kullanılması sanatıdır.Gerçek anlama gelmesi imkansızdır.

Ankara bu olaya tepki gösterdi.

Burada tepki gösteren şehir değil.Anakara da bulunan hükümettir.Mecaz-ı mürsel yapılmış.Şehir söylenmiş hükümet kastedilmiştir.

Cemil Meriç’i her okuyuşumda yeni bir şeyler buluyorum. (Kitabını okuyorum kendisini değil)

Kırmızı beyaz bu sene başarı gösteremedi.

Evin suyu patlamış.

5- TEVRİYE: Birden fazla anlamı olan bir kelimenin iki anlama gelecek şekilde kullanılmasıyla oluşturulan sanattır.Kelimelerin yakın anlamları söylenir görünerek uzak anlamları kastedilir. Tevriyede kelimenin her iki anlamı da gerçektir.

Ulusun korkma ,nasıl böyle bir imanı boğar

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar

Yukarıdaki dizelerde geçen ulusun kelimesi hem yücesin anlamı hem de köpek gibi ulumak anlamı taşır. Bu anlamların ikisi de gerçektir.

Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş

I.anlam:şairin kendisi

II.anlam:ebedi

6- TEŞHİS-İNTAK  (KİŞİLEŞTİRME-KONUŞTURMA): İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklara insana özgü bir özellik verme sanatına TEŞHİS denir.

Ağlama karanfil beni de ağlatma

Sil göz yaşlarını

Ağlamak insana özgü bir niteliktir burada karanfilin ağlaması, göz yaşlarını silmesi kişileştirildiğini gösterir.

Kanlıca yüzerken uykularda

Mehtabı sürükledik sularda

Aslan postu giymiş eşeğin biri

Canına okuyacaktı dünyanın

İnsafı da yoktu kafir hayvanın

İNTAK: İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkların konuşturulması sanatıdır. Konuşturma kişileştirmeden sonra gelir.Varlıklar önce kişileştirilir sonra gerekirse konuşturulur. Her intakta bir kişileştir me vardır ama her kişileştirmede bir intak yoktur.Fabllar bu sanata örnektir.

Sordum sarı çiçeğe:

-Annen baban var mıdır?

Çiçek eydür derviş baba :

-Annem babam topraktır.

Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:

-Tenimde bir yara işler gibisin

Titrerim rüzgarlar zarar vermesin!

7- ALİTERASYON: Şiirde aynı seslerin fazlaca kullanılmasıdır.Amaç ahenk oluşturmaktır.

Bir büyük boşlukta bozuldu büyü

Eylülde melul oldu gönül soldu da lale

Bir kaküle meyletti gönül geldi bu hale

8- TARİZ(İĞNELEME-DOKUNDURMACA): İğneleme sözün tam karşıtının söylenmesiyle yapılır.Bir sözün karşıt anlamının anlaşılacak şekilde kullanılmasıdır.Tarizde eleştiri,yergi, alay anlamı vardır.

Yaramaz bir çocuk için “o çok usludur “ denmesi

Geç kalan birisine “Beyefendiler niçin erken teşrif buyurdular” denmesi

9- TEZAT(ZITLIK-KARŞITLIK): İki karşıt düşüncenin bir arada söylenmesi ile yapılan sanattır.Bir cümlede iki zıt kelimenin  bulunması önemli değildir. Ö nemli olan bu iki zıt kelimenin bir düşüncede birleşmesidir.

Gece uyurum,gündüz çalışırım---------(tezat değil)

Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz

Ağzına yok dediler dediklerince var imiş

10- MÜBALAĞA (ABARTMA): Bir sözün etkisini arttırmak amacıyla bir şeyi olduğundan çok göstermek ya da olmayacak biçimde anlatma sanatıdır.

Alem sele gitti gözüm yaşından(Göz yaşından sel oluşmaz o nedenle abartma yapılmıştır)

Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle

O kadar zayıftı ki

Bir dalın arkasına geçse göremezdi kimse onu

Merkezi hake atsalar da bizi

Küre-i arzı patlatır çıkarız

11-SECİ: Düz yazıda kafiyeli sözcüklerin kullanılmasıdır.

İlahi! kabul senden, red senden;şifa senden, dert senden.

İlahi! iman verdin,daim eyle; ihsan verdim, kaim eyle

12-TENASÜP: Anlamca aralarında ilişki bulunan sözcüklerin bir arada kullanılması sanatıdır.

Gün bitti ağaçta neşe söndü

Yaprak ateş oldu kuşta yakut

Yaprakla kuşun parıltısından

Havuzun suyu erguvane döndü

13-HÜSN –İ TALİL (GÜZEL SEBEBE BAĞLAMA): Bilinen bir olayı sebebinin dışında daha güzel bir sebebe bağlama sanatıdır.

Güzel şeyler düşünelim diye yemyeşil oluvermiş ağaçlar

Ateşten kızaran bir gül arar da

Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi

Üzüm üzüme baka baka kararır

14-TECAHÜL-İ ARİF: Bilinen bir gerçeği bilmez görünerek anlatma sanatıdır.

Gökyüzünün başka rengi de varmış

Geç fark ettim taşın sert olduğunu

Su insanı boğar ateş yakarmış

Her doğan günün bir dert olduğunu

İnsan bu yaşa gelince anlarmış

Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?

Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?

………………………..

Yılın ilk karı yağdı

İyice kısaldı günler

Ölülerimiz üşür mü ki?

…………………………….

Sular mı yandı,neden tunca benziyor mermer?

15-TELMİH (HATIRLATMA): Herkesçe bilinen tarihi bir olayı,kişiyi ya da bir öyküyü hatırlatma sanatıdır.

Sultan Süleyman’a kalmayan dünya

Sana da bana da kalmaz

(Bu dizede hayvanlarla konuşabilen Hz. Süleyman peygamber anımsatılmıştır)

Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi(Bedir savaşındaki askerler)

Gökyüzünde İsa ile

Tur dağında Musa ile

Elindeki asa ile

Çağırayım Mevla’m seni

16-CİNAS: Şiirde yazılışları aynı anlamları farklı sözlerin bir arada kullanılması sanatıdır.

Neden içsin kuzu su

Beni inim inim inleten

Bir ananın kuzusu

Kısmetindir yer yer gezdiren seni

Arşa çıksan akıbet yer yer seni

EDEBİ SANATLAR 1 - KONU ANLATIM VİDEOSU ( Youtube Kanalımız için TIKLAYINIZ )

 

EDEBİ SANATLAR 2 - KONU ANLATIM VİDEOSU

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi