Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

KALPAKLILAR ÖZETİ -  SAMİM KOCAGÖZ

Samim Kocagöz, romanı olayları yaşamış bir kişiden dinleyerek oluşturmuştur. Roman Kurtuluş Savaşı sürecini anlatır. Yer yer çok canlı parçalara rastlanmakla birlikte eserin dili savruktur.

Başlıca Kahramanlar

Hasan Tahsin Bey: Tarihte yaşamış bir kişi olan Hasan

Tahsin, Millî Mücadelenin ilk kıvılcımı olması bakımından çok önemli biridir.

Talip: Darülfünun öğrencisi olan Talip, fakir bir ailenin çocuğudur. Vatansever, milliyetçi bir babanın verdiği eğitimin de etkisiyle Millî Mücadele yanlısı olmuştur. İstanbul’da bütün cesaretiyle Millî Mücadeleye yardım etmektedir.

Müjgân: Sadrazamın serkâtibi olan bir paşanın kızıdır. Kolejde okuyan, birkaç dil bilen, dönemine göre çok kültürlü ve sosyal bir genç kızdır. Millî Mücadeleye yürekten inanır ve tüm tehlikeleri göze alarak halka yardım eder.

Yusuf: Savaştan önce bir avukattır. İzmir’de yaşamaktadır. İzmir’in işgali ile şehirde Millî Mücadelenin önemini anlayan ilk kişilerdendir. Cesur ve fedakâr biridir.

ÖZET

İzmir, düşman askerleri tarafından işgal edilmek üzeredir. Hasan Tahsin Bey, kışlada ne yapacaklarını düşünür. Herkes ümitsizdir. İzmir valisi başta olmak üzere tüm yetkililer İstanbul Hükümetinden emir almakta ve işgal karşısında sessiz kalmaktadır. Buna karşılık teslim olmak istemeyenler Reddi İlhak adında bir cemiyet kurmuşlardır. Hasan Tahsin Bey, bu cemiyetle de bir şey yapamayacaklarını düşünüp kahrolmaktadır. İzmir limanından aylardır hazırlık için Yunan üniformaları ve silahlar sızmaktadır. Hasan Tahsin Bey, Yusuf’a Rumların başlarına dert olacağını söyler. Yusuf ona nişanlısından, gelecekteki hayallerinden bahseder. Fakat arkadaşı Hasan Tahsin’in garip bir hâli vardır. İzmir’deki Yunanlıların işgal hazırlıkları, Rumların sevinç gösterileri karşısında Hasan Tahsin değişik bir tavır sergilemekte, sanki bir planı varmış gibi hareket etmektedir.

Yusuf, Hasan Tahsin’in evine gider. Orada medeni olduklarını iddia eden büyük devletlerin yaptıkları zulümlerden konuşurlar. Hasan Tahsin, düşmana karşılık vermek niyetindedir. Akşam Hasan Tahsin’den ayrılırken Hasan Tahsin sanki son görüşmeleri imiş gibi hareket eder. Yusuf’un içi sıkılır.

Hasan Tahsin kararlıdır. Kurtuluş Savaşının ilk kıvılcımı olacaktır. Vatanı için her şeyi göze almıştır. Yanma birkaç yazı ve bir bomba alarak dışarı çıkar. Tarih 15 Mayıs 1919’dur. Yolda Yusuf’la karşılaşır. Yusuf, körfeze düşman donanmasının girdiğini haykırır. Birlikte İzmir sokaklarında dolaşırlar. Her yerde Rumlar eğlenmekte, Yunan askerleri şehre doğru gelmektedir. Hasan Tahsin, Yusuf’a veda eder. Yusuf hiçbir şey anlamaz. Nasıl savaşacaklarını sorar. Hasan Tahsin, kendini paramparça edeceklerini bildiği hâlde Yunan askerlerine doğru gider. Hasan Tahsin bombayı Yunan askerlerine fırlatır. Bir anda darmadağın olurlar. Fakat kısa sürede Hasan Tahsin’i öldürüp linç ederler. Hasan Tahsin’in ölü yüzünde bir tebessüm vardır. Yusuf, bu görüntüye dayanamaz, sokaklarda Yunan askerleri ile çatışır ve bir eve sığınır. Bir süre sonra valinin etkisizliği karşısında sinirleri bozulur.

Yunanlılar şehirde katliama başlamışlardır. Yusuf, pek çok vatanseverin öldürülmesine şahit olur. Yusuf, amcasının çalıştığı gümrük bürosuna gider. O anda Yunan askerleri gelir ve onların feslerini çiğnerler. Hepsini iş yerinden çıkarırlar. Yusuf ve yanındakiler Yunan askerlerine esirdir. Yusuf’un tek isteği onların elinden kurtulabilmektir. Yusuf şans eseri kurtulur ve kendini Türk Ocağı’na atar. Olup bitenleri anlatır. Türk Ocağı’nda silahlar toplanmıştır. İlk fırsatta Anadolu’ya geçip Müdafaai Hukuk Cemiyeti’ne katılacaklardır. Yusuf bu amaçlarına ulaşmak için yola çıkar. Yaralanır. Ateşler içinde amcasının evinde üç gün yatar. Nişanlısı Nemide hep yanındadır. Bir süre sonra Yusuf, amcasının yardımıyla Anadolu’ya doğru yola çıkar. Parsalı Rasim, İlyas, Salih ve Yusuf, Salihli’de toplanan Müdafaai Hukuk birliklerinin yanına giderler. Salihli’ye varmadan önce Yusuf ailesini görmek için Manisa’ya uğrar. Fakat evde kimse yoktur. Mahalledeki tüm evler talan edilmiş, insanlar toplatılmıştır. Arkadaşı Salih ve Yusuf evin içindeki kanları izleyerek kömürlüğe giderler. Korkunç manzara ile karşılaşırlar. Yusuf’un kardeşi Neriman Yunan askerlerinin saldırısına uğramış, kan içindedir. Kız, şerefini korumak için kendini asmıştır. Yusuf ağlamaya başlar. Vatanı için toparlanmaya çalışırlar. Şehit kız kardeşini bahçeye gömer ve yaslara bürünmüş hâlde oradan uzaklaşırlar.

İstanbul Hükümetinin bütün engellemelerine rağmen Mustafa Kemal, Sivas kongresini toplamıştır. İstanbul’da Damat Ferit Paşa, düşmanla anlaşma yapmış, Millî Mücadeleyi yok etmeye çalışmaktadır. Bu planların gerçekleştiği yerlerden biri de Bebek’te bir konaktır. Darülfünun talebesi Talip, konaktaki gelişmeleri öğrenmekle görevlidir. Fatih’te bir depoda ‘On dört’ lakaplı birinden emirler almaktadır. On dört, ona Anadolu’daki sevindirici gelişmelerden ve Millî Mücadelenin gücünden bahsetmektedir. Onlar, Millî Mücadelenin İstanbul’daki koludur. İstanbul hiç güvenli olmadığı için Talip çok dikkatli olmalıdır. Planları Bebek’teki paşa yalısının kızı ile ilişkiye girerek İstanbul Hükümetinin emellerini önceden öğrenmektir. Bebek yalısının sahibi Sadrazam Damat Ferit’in serkâtibidir. Kızı Müjgân’ı Talip kendine âşık edebilirse pek çok şey öğrenebilecektir. Bunun için işe koyulur ve kısa sürede Müjgân ona karşılık vermeye başlar. Aralarındaki yakınlaşma arttıkça Talip Müjgân’ın çok zeki ve bilgili bir kız olduğunu görür. Kolejde okumakta ve birkaç dil bilmektedir. Ayrıca Mustafa Kemal yanlısıdır. Talip’in niyetini tahmin etmiştir. Kendisinin de onlardan yana oluğunu söyler. Müjgân ağlamaktadır ve onları asla ele vermeyeceğine söz verir. Artık Talip’i her konuda bilgilendirecektir.

15 Eylül 1919’dur. Kumandan 23 yaşındaki Seyfi’ye emirleri vermektedir. Mülazım Seyfi kendisine verilen mektubu hiç okumamak şartıyla Çankırı’ya ulaştırmakla görevlidir. Görevi çok gizli ve önemlidir. İsyan eden Kastamonu valisini tevkif edip Miralay Osman Bey’i kurtarmakla görevlidir. Yolda aynı işle görevli bir bölükle karşılaşırlar. İzmir’den yola çıkan Yusuf ve arkadaşları da onlarla beraberdir. Gittikleri yerlerde halkı teşkilatlandırmaya çalışmaktadırlar. Bir süre sonra Miralay Osman Bey’i de kurtarırlar. Artık Kastamonu tamamıyla Kuvayı Milliye’ye katılmıştır. Miralay Osman Bey ve diğerleri bunu bildiri hâlinde dağıtırlar.

Yusuf ve arkadaşları Kastamonu’ya doğru yol almaktadırlar. Gelişmelerden habersizlerdir. Kastamonu’ya geldiklerinde şehrin bomboş olduğunu görerek şaşırırlar. Fakat anlarlar ki Kastamonu tamamen Millî Mücadeleye katılmıştır. Çok sevinirler ve günlerdir hasret kaldıkları çayı içmek için arkadaşlarının yanına giderler.

Kastamonu’nun Kuvayı Milliye’ye katılması diğer illeri de cesaretlendirmiştir. Yusuf bunun için çok mutludur. Fakat İzmir’de bıraktığı nişanlısını düşündüğü zaman kalbini bir sıkıntı kaplamaktadır. Yusuf, isyancıları götürmek üzere yanındakilerle Ankara’ya doğru yol almaya başlar.

Mehmet ve Osman hükümet konağındaki kaymakamı korumakla görevlendirilmiştir. Pek çok yerde başarılara imza atmış Yörük Ali Efe, bulundukları şehre, kaymakama gelir. Yörük Ali Efe, tehlikeli olmaya başlamıştır. Oradakileri korkutur. Uzun zamandır para ve silah yardımı yapılmadığı için nerdeyse yardımdan vazgeçecektir. Söke halkı toplanıp istediği parayı verdikten sonra iş tatlıya bağlanır.

1920’dir. Müjgân, Talip’e İstanbul Hükümeti ile ilgili öğrendiklerini anlatmaktadır. Evden kaçırdığı evrakları Talip’e verir. Müjgân, vatanı için büyük tehlikelere göğüs germekte, buna karşılık Talip’ten sadece Anadolu’ya giderken onu da götürmesini istemektedir. Talip, bir süre sonra Müjgân’ı evleneceği kız olarak ailesiyle tanıştırır. Bir süre sonra Müjgân’ın babası durumu fark eder ve kızını yanma çağırır. Ağlayarak vatan haini bir babanın vatansever kızı olduğu için ona teşekkür eder ve Mustafa Kemal’in yanında olmasını istediğini anlatır. Müjgân çok şaşırır ve babasının tehlikeyi göze alarak yaptığı fedakârlıklar karşısında ağlamaya başlar. Babası, Müjgân’a bütün bildiklerini anlatır, yakında İstanbul’un işgal edileceğini Talip’e bildirmesini söyler. Fakat babasının bu durumunu Talip başta olmak üzere kimseye bildirmeyecektir. O, hep Damat Ferit yanlısı gibi görünmelidir. Müjgan’a Talip’le savaş bitene kadar görüşmemesini tembih eder.

İstanbul işgal edilmiştir. Düşman askerleri hükümetle işbirliği yapıp ilk olarak Kuvayı Millîyeci mebusları tevkif etmeye başlarlar.

Bütün bunlar olup biterken Anadolu’da Kuvayı Millîye hızla ilerlemektedir. Fakat Yusuf ve yanındakiler Hürriyet ve İtilaf Fırkası yanlıları olduğunu sandıkları kişiler tarafından yakalanmış ve hapsedilmiştir. Yusuf’un yanında Millî Mücadele yanlısı olan mebuslar da vardır. Birçoğuna büyük işkenceler yapılmış, mallarına el konulmuştur. İstanbul Damat Ferit Paşa Hükümeti, Atatürk ve yanlılarının idam edilmesi kararı çıkarmıştır. Düzce’de bir hapishanede olan Yusuf’un da içlerinde bulunduğu 9 kişi idam edilmek üzere bir alana götürülür. Tam kurşuna dizileceklerken öldürmekle görevli olanlardan birinin insafa gelmesi ile kurtulurlar. Kurtaran kişi, Millî Mücadele yanlısıdır.

28 Nisan 1920’de bir gazetede çıkan haber İstanbul hükümetinin savunmaya geçtiğini bildirmektedir. Ankara Hükümeti de Hıyaneti Vataniye Kanunu çıkarmış ve isyancıları cezalandırmaya başlamıştır.

SAMIM KOCAGÖZ

1916 1993 yılları arasında yaşamıştır. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirmiştir. Lozan’da sanat tarihi derslerini takip etmiştir.

 

İlk hikâyelerini 1940’lı yıllarda yayınlamıştır. Roman ve hikâyelerinin konuları daha ziyade Söke yöresindeki halkın yaşamından ve ekonomik şartlarından, sınıf çatışmalarından almıştır. Dünya hikâye yarışmasında Sam Amca adlı hikâyesi birinci olmuştur. Eserlerinin pek çoğu dünyada ve Türkiye’de ödüle layık görülmüştür. Başlıca eserleri, Sam Amca, Telli Kavak, Yılan Hikâyesi, İzmir’in İçinde, Mor Ötesi, Roman ve Yazarlık Onuru, Nasreddin Hoca, Doludizgin’dir.

Zambak, 100 Temel Eser Özetleri

SON EKLENENLER

Üye Girişi