DİL UZMANI— Özdilci ve Dilsever dostlarımız, ikiniz de hoş geldiniz.
DİLSEVER— Hoş bulduk.
ÖZDİLCİ— Hoş bulduk. Dil Uzmanı dostumuz.
DİL UZMANI— Ee, görüşmeydi neler yaptınız bakalım? Bu sorumu daha çok Özdilci arkadaşıma yöneltiyorum.
ÖZDİLCİ— Türk Dil Kurumu'nun "Türkçe Sözlük"ünü okudum. Bir arkadaşım öğütlemişti sözlük okumamı, bir zamanlar... Ama ben savsaklamıştım boyuna. Arkadaşım, "aç, roman okur gibi oku sözlüğü" diyordu. Alay etmiştim onunla.
DİLSEVER— Ve şimdi, onun sözünü tutup, roman okur gibi sözlük okudunuz demek? Ömür şey doğrusu...
ÖZDİLCİ— Dedim ya, baştan ben de sizin gibi düşünmüştüm, Ama şimdi caydım bu düşünceden. DİLSEVER— Bize de salık vermeğe kalkacak değilsiniz herhalde.
ÖZDİLCİ— Yanıldınız... herkese sözlük okumasını salık vereceğim. Çok, pek çok ilgi çekici bir şey... İnsan sözcüklerin dünyasına başka türlü giremez.
DİL UZMANI— Bu dediğinizi özellikle yazarlara salık vermeli bence. Yazar, olmayan kişi, anlamadığı sözcük için sözlüğe bakar. Oysa, yazar, daha iyi bir sözcük kullanayım diye... Öyle sözcükler vardır ki, güzeldir, yerli yerindedir, dilin malıdır, dilbilime uyularak yapılmıştır, ama bir köşede unutulup kalmıştır. Yazar sözlük okurken böylelerine rastlar, onları kullanır ve yaşama olanağı sağlar.
ÖZDİLCİ— Ben de sözü buraya getirecektim. Örneğin Türkçe Sözlük'te bir sözcüğe rastladım... şimdiye değin hiçbir yerde kullanıldığını görmedim. Oysa onun yerine kullanılan sözcüklerin hepsinden güzel bir sözcük... "Güvence" sözcüğünü hiç duymuşluğunuz var mı?
DİLSEVER— İlk kez duyuyorum ben.
DİL UZMANI— Ben de duyduğumu hatırlamıyorum.
ÖZDİLCİ— "Garanti", "teminat" sözcüklerini çok iyi biliyorsunuzdur oysa... Bunlara aynı anlama gelen "inanca" sözcüğünü de katabilirim... onu da duymuşsunuzdur, okumuşsunuzdur.
DİLSEVER— Türk Dil Kurumu'nun yeni yayımladığı Atatürk'ün "Söylev"inde rastladım bu sözcüğe ben.
ÖZDİLCİ— Evet, Türkçe Sözlük'te "teminat" sözcüğü, "inanca", "güvence" diye iki yeni yapım sözcükle karşılanmış. "Garanti" sözcüğüne baktım, onun karşısında "inanca, teminat" sözcükleri yazılı. Şimdi bu durumda ortaya şu çıkıyor: biri doğudan, biri batıdan giren bu iki sözcük, yani "teminat" ve "garanti" sözcükleri -ki öyle sanırım, ikisi de aynı anlamdadır- iki öz Türkçe sözcükle karşılanmış, "inanca" ve "güvence". Bunun gereğini anlayamadım.
DİL UZMANI— Bu söylediğiniz sözcüklerden "inanca" Kurum'un ilk çalışma yıllarında yayımladığı "Cep Kılavuzu"ndan Türkçe Sözlük'e alınmıştır. Yani, oldukça eski bir geçmişi vardır. "Güvence" sözcüğü de "garanti"yi, "teminat'ı karşılayabilir elbette. Bu iki sözcüğün Türkçe Sözlük'e alınmasında onların hangisinin tutulup yayınlanacağının bilinmemesinin etkisi olmuştur sanırım. Bu sözcüklerin ikisi de önerilmiştir, Kullanılması yazarlara bırakılmıştır. Türkçe Sözlük'te önerilmiş yeni yapım başka sözcükler de bulunmaktadır. Yazarlar hangisini çok kullanır, yaparsa o sözcük sözlükteki yerini sağlamlaştırmış olacaktır. Dilimiz oluşum yolundadır, onun için, sözcüklerimizde bu gibi durumların olağan karşılanması gerekir.
ÖZDİLCİ— Bütün bunları anlıyorum. Ama benim "İnanca" ve "güvence" sözcükleri konusunda istediğim karşılık yalnızca bu değildi. "Güvence" sözcüğünün niçin kullanım alanına girmemiş olduğunu da sormak istemiştim.
DİL UZMANI— Bu sorunuza karşılık nasıl bulunur? Yazarlara sormalı. Onlar kullanmazlarsa elbette kullanım alanına giremez.
ÖZDİLCİ— Doğru bu dediğiniz. Sözcükleri kullanan, onların tutunmasını sağlayan yazarlardır. Bu böyle olmasına böyle ya, onlar kullanmıyor diye bir sözcüğün yitip gitmesine, yani öz Türkçe bir sözcüğün demek istiyorum, yitip gitmesine gönlüm evet demiyor. Şu "güvence" sözcüğüne tutuldum nedense.. "Teminat vesikası" yerine "güvence belgesi" demek ne güzel, ne aydınlık bir şey olur oysa değil mi?
DİL UZMANI— Tutkunuzu anlıyor, ona saygı gösteriyorum. Yalnız her sözcüğü her yerde kullanabilmelisiniz. Bu da, baştan beri söylediğim gibi, zamanla olacaktır
Gün gelecek, "güvence" sözcüğü, sizin istediğiniz duruma gelecektir. Sözcükler yiter, yerlerine yeni sözcükler gelir, bugün bir anlama kullandığımız sözcük, gün gelir o anlamdan kayar, büsbütün başka bir anlama gelebilir. Bütün bunlar dilin içoluşumu ile ilgilidir. Sözcükler bu yüzden eskir.
DİLSEVER— Bize ayrılan süre doldu sanıyorum. Şimdilik on beş gün sonra buluşmak üzere hoşça kalın.
ÖZDİLCİ— Teşekkür ederiz, sizi çok yorduk bugün Dil uzmanı dostumuz. Hoşça kalın.
DİL UZMANI— Güle güle, benim Dilsever ve Özdilci dostlarım.
ALİ PÜSKÜLLÜOGLU (Üçlü Söyleşiler)