Toplumun tümünü yakından ilgilendiren bir konunun, dinleyiciler huzurunda, bir başkanın yönetiminde, değişik düşüncelere sahip yetkili kişilerce, çeşitli yönlerden tartışılmasına ve incelenmesine açık oturum denir. Açık oturum uzman kişiler arasında yapılabileceği gibi, sınıfta öğrenciler arasında da yapılabilir.
Açık oturumun hazırlanması:
Açık oturum yapılabilmesi için önce, toplumun ilgisini çeken nitelikte bir konu seçilmelidir. Sınıf çalışmalarında bu konu, çevremizden, okulumuzdan veya sınıfımızdan, eğitim-öğretim sorunlarından seçilebilir.
Konu seçiminden sonra sıra, konuşmacıların seçimine gelir. Salonda, radyoda, televizyonda, gazete ve dergilerde yapılan açık oturumlarda, o konu ile ilgili 3-5 kişi seçilir. Sınıf içi çalışmalarda bu sayı daha fazla olabilir, hatta bütün sınıf açık oturuma katılabilir. Konuşmacılar, konulan ile ilgili araştırma ve inceleme yaparlar.
Açık oturumda konuşmalar bir başkan tarafından yönetilir. Sınıfta yapılan açık oturumlarda, ilk önce örnek olarak öğretmen başkanlık yapar. Daha sonraları sınıfın seçeceği bir başkan açık oturumu yönetir. Açık oturumu yönetecek öğrencinin, konuşmacılardan fazla konu hakkında hazırlık yapması gerekir. Çünkü başkan oturumun başında konuyu ortaya koyar, konuşmalar arasında bağlantıyı sağlar ve konuşmayı bir sonuca ulaştırır. Başkanın zeki ve kültürlü olması, güzel konuşması lazımdır.
Açık oturumda konuşmalar sıra ile yapılır. Konunun ayrıntılarına göre, konuşmacılar başkan tarafından, iki veya üç tur konuşturulur. Konuşmalar belli bir süre ile sınırlandırılmalıdır. Uzun konuşmalar dinleyenleri sıkar. Konuşmalar sırasında saygı ve nezaket kurallarına uyulmalı, uygunsuz konuşmalar ve davranışlar yapılmamalıdır. Başkan bu konuda kesin bir tavır takınmalıdır.
Toplumdaki açık oturumlar genellikle geniş salonlarda ve kalabalık bir dinleyici kitlesi önünde yapılır. Gazete, dergi, radyo ve televizyondaki açık oturumların izleyicileri, okuyucu ve dinleyicileridir.
Açık oturumların, toplumun kültürel kalkınmasında ve çeşitli meselelerin çözümünde önemli bir yeri vardır. Açık oturuma katılan kişiler, tartışılan konunun yetkilisi ve uzmanı oldukları, o konu üzerinde derinlemesine bir araştırma yaptıkları için, dinleyenleri tatmin ederler. Meselelere yeni bakış açıları getirirler. Dinleyenlerin bilgisini artırır, düşünce ufkunu genişletirler.
Panel, forum, bilgi şöleni(sempozyum) gibi sözlü kompozisyon türleri, açık oturumun değişik biçimleridir.
Bir konunun, karara varmaktan çok, çeşitli yönlerden aydınlatılması için, küçük bir topluluk önünde, bir sohbet havası içinde tartışılmasına panel denir. Panele politika dilinde 'yuvarlak masa konferansı' da denilmektedir. Panelde konuşmacı sayısı iki ise buna 'diyalog' denir.
Paneli bir başkan yönetir. Tartışmacı üyelerin sayısı en az üç, en fazla altı olabilir. Bunların her biri ayrı bir meslek kolundan seçilmelidir. Böylece konunun belli bir çerçeve içinde sıkışıp kalması önlenmiş olur. Konu, değişik yönlerden işlenir. Panel tartışmaları küçük bir salonda, küçük bir dinleyici topluluğu önünde, mikrofonsuz olarak yapılır. Panel başkanı ortada olmak üzere, üyeler bir masa etrafında otururlar. Panelden önce başkan ve üyeler toplanarak tartışma kurallarını belirlerler.
Panel başkanı, önce tartışmacı üyeleri dinleyenlere tanıtır. Ele alınan konunun ana hatlarını ortaya koyar. Panel sonunda forum yapılıp yapılmayacağını açıklar.
Panel resmiyetten uzak samimi bir sohbet havası içinde sürdürülür. Başkan, konuşmaların sırasını ve süresini düzenler. Açıklanması gereken konularla ilgili sorular sorar. Panelin sonunda, dinleyiciler, panel üyelerine soru sorma imkânına sahiptirler.
Panel sonunda tartışma, dinleyicilere de geçerse tartışma 'forum' halini alır.
İLGİLİ İÇERİK
10.SINIF SUNU TARTIŞMA PANEL SLAYTI
Eski site devletlerinde toplumsal meseleleri görüşmek üzere toplanılan alanlara forum denirdi. Bugün ise çok sayıda kimse tarafından belli bir konuda yapılan tartışmalara forum(genel toplantı) adı verilmektedir.
Ayrı bir tartışma şekli sayılmayan ve panelin devamı olarak yapılan forumu, genellikle panel başkanı yönetir. Fakat ayrı bir başkan da seçilebilir.
Forum başkanı, dinleyicilere forumun nasıl yapılacağı hakkında bilgi verir. Sorulacak soruların kapsamını açıklar. Tartışmanın konu dışına çıkmasını önler. Açıklanmaya muhtaç konuları ve soruları açar. Tartışmanın istenilen biçimde sürdürülmesini sağlar. Forum sonunda ortaya çıkan görüş ve düşünceleri özetler.
Forumda amaç; dinleyicilerin düşüncelerini harekete geçirerek, konunun anlaşılmasını ve açıklık kazanmasını sağlamaktır. Forumdan önce belirebilecek yanlış düşünce ve görüşler de, forum sayesinde düzeltilebilir.
Forumda konuşmacılar saygı ve nezaket kurallarının dışına çıkmamalıdır.
SEMPOZYUM (BİLGİ ŞÖLENİ)
Belli bir konu üzerinde, değişik kişiler tarafından yapılan sert konuşmalara sempozyum denir. Sempozyumda, tartışma niteliğinden çok, belirli bir konunun, birçok kişi tarafından türlü açılardan açıklanması yönü ağır basar. Art arda birçok yazar tarafından ele alınan bir konuyla ilgili yayına da sempozyum denir.
Sempozyum, bir gün sürebileceği gibi, birkaç gün de sürebilir. Sempozyumda söz alan konuşmacı sayısı altıyı geçemez. Konuşmacılar en fazla 20 dakika ile sınırlandırılır. Sempozyum sonunda forum yapılması kararlaştırılmışsa, konuşmaların toplam süresi bir saati aşmamalıdır.
Sempozyumlarda ele alınacak konu, toplumun tümünün ilgisini çekebilecek nitelikte olmalıdır. Konuşmacılar bu konuyu, kendi ilgi sahalarına göre ele alırlar. Çünkü her konuşmacı, ayrı bir iş koluna mensuptur. Mesela eğitimle ilgili bir sempozyum yapılıyorsa, buraya eğitimci, psikolog, gazeteci, idareci, veli durumundaki birer temsilci konuşmacı olarak seçilebilir.
Sempozyumları bir başkan yönetir. Sempozyum sonunda forum yapılırsa, sempozyum başkanı o toplantının da başkanı olur. sempozyum başkanı, konuyu açıklayarak konuşmacıları tanıtır. Daha sonra konuşmacılar, sıra ile söz alarak görüş ve düşüncelerini açıklarlar. Sempozyumun sonunda, konuşmalardan çıkarılan sonuçlar, başkan tarafından özetlenir.
Sempozyumda amaç; dinleyicileri ikna etmek değil, meselelerin çözümüne katkıda bulunmaktır. Konunun yetkili kişileri, kendi inceleme ve araştırmaya dayalı görüşlerini ortaya koyarak, bu katkıyı sağlamaya çalışırlar.
(Dr. Sakin ÖNER, Örneklerle Kompozisyon Sanatı, Yuva Yay, İstanbul, 2005, s.555-566.)