Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ZARF (BELİRTEÇ)

Fiillerin niteliğini bildiren, fiilleri anlam bakımından sınırlandıran sözcüklere zarf denir. Zarflar, sadece fiilleri etkilemez. Fiillerin dışında, fiilimsilerin, sıfatların ya da görev bakımından kendi türünden sözcüklerin anlamlarını da etkiler ya da sınırlandırır.

"Paketleri masanın üzerine yavaşça bıraktı. ”

cümlesinde “yavaşça” sözcüğü, “bırakmak” fiilini durum yönünden etkilemiştir. Buna göre “yavaşça” sözcüğü zarftır.

"Babası sabahları kahve içerdi."

cümlesinde “sabahları” sözcüğü “içmek” fiilini zaman yönünden etkilendiğinden zarf görevinde kullanılmıştır.

Güzel konuştuğu için onu zevkle dinlerdik."

cümlesinde “güzel” sözcüğü, “konuştuğu” fiilimsisini etkilediği için durum zarfıdır.

“Orada bize çok iyi davranmışlardı."

cümlesinde “iyi” sözcüğü, “davranmak” fiilini etkilediği için durum zarfıdır, “çok” sözcüğü de “iyi” zarfını miktar bakımından etkilediğinden zarftır.

“Gölün en derin yerinde araştırma yapılacak. ”

cümlesinde “derin” sözcüğü, “yer” ismini etkilediği için niteleme sıfatıdır. Bu sıfatı anlamca derecelendiren “en” sözcüğü ise zarftır.

ZARF TÜRLERİ

Zarflar görev ve anlamlarına göre durum zarfları, zaman zarfları, yer-yön zarfları, azlık-çokluk (miktar) ve soru zarfları olmak üzere beşe ayrılır. Bu hücrede durum, zaman ve yer-yön zarfları üzerinde duracağız. Şimdi bunları görelim.

Durum (Hâl) Zarfları

Fiillerin durumunu yani nasıl yapıldığını bildiren sözcüklere durum zarfları denir. Fiillerin niteliğini belirttiğinden bunlara niteleme zarfı da denmektedir. Durum zarfları fiilleri nitelik, durum, biçim bakımından etkilediğinden fiile sorulan “Nasıl? Ne durumda? Ne biçimde?” gibi sorulara cevap vermektedir.

“O, bütün arkadaşlarına güzel davranırdı."

cümlesinde “güzel” sözcüğü, “davranmak” fiilini durum bakımından etkilemiş, fiilin nasıl yapıldığını bildirmiştir. Bu cümlede fiile “Nasıl davranırdı?” sorusunu sorduğumuzda “Güzel davranırdı.” cevabını almaktayız. “Güzel” sözcüğü, fiili durum bakımından etkilediğinden durum zarfıdır.

“Sabaha kadar çalıştığından yorgun görünüyordu."

cümlesinde “yorgun” sözcüğü, “görünmek” fiiline sorulan “nasıl” sorusuna cevap verdiğinden durum zarfıdır.

“Cam kenarlarını dikkatli boyamaksınız."

cümlesinde “dikkatli” sözcüğü, “boyamak” fiilinin yapılma biçimi hakkında bilgi vermektedir. Sözcük, fiilin nasıl, ne biçimde yapıldığını bildirdiğinden durum zarfıdır.

Not: Niteleme zarfları ile niteleme sıfatları karıştırabilir.

Niteleme sıfatlarını daha önce görmüştük. Hatırlarsanız niteleme "i sıfatları isimlerin renk, şekil, biçim gibi özelliklerini bildiren sözcüklerdir. Bu nedenle niteleme sıfatları isme sorulan “nasıl” sorusuna cevap vermektedir. Niteleme zarfları ise fiillerle ilgilidir. Fiillerden önce gelerek onların nasıl yapıldığını bildirir. Bu nedenle niteleme zarfları fiillere sorulan “nasıl” sorusuna cevap verir.

“Kendine her zaman iyi dostlar seçmelisin."

cümlesinde “iyi” sözcüğü kendinden sonra gelen “dostlar” ismini etkilediği için niteleme sıfatıdır. Bunu isme sorulan “Nasıl dostlar” sorusu ile anlayabiliyoruz. Bu soruya verilen “İyi dostlar” cevabındaki “iyi” sözcüğü niteleme sıfatıdır.

“Akıllı kişi dostları ile iyi geçinir."

cümlesinde “iyi” sözcüğü ise “geçinmek” fiilinden önce gelerek fiilin nasıl yapıldığını bildirmektedir. Bu sözcük fiile sorulan “Nasıl geçinir?” sorusuna “İyi geçinir.” cevabını verdiğinden “iyi” sözcüğü niteleme zarfıdır.

“Görevliler bahçeye derin derin kuyular açıyordu. ”

cümlesinde “derin derin” ikilemesi isme sorulan “nasıl” sorusuna cevap verdiğinden niteleme sıfatıdır.

“İşleri kötü giden adam şimdi derin derin düşünüyordu. ”

cümlesinde “derin derin” ikilemesi durum gösterdiğinden ve fiile sorulan “nasıl” sorusuna cevap verdiğinden niteleme zarfıdır.

“Derste sürekli konuşurdu."

“Şimdi bütün ova yemyeşil görünüyordu."

“Bu şekilleri defterine düzgün çizmeksin. ”

“Çocuklar salonda uslu uslu oynuyordu. ”

cümlelerindeki altı çizili sözler de durum zarfıdır.

Beyaz, yelkenlerinde ölgün bir kızıllığın

Titrek son akisleri dalgalandı belirsiz 

Toplanırken göklerde bulutlar yığın yığın 

Hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz

Ufkun dört duvarına kanadını vurarak

Rüzgâr sürüklenirken derinlerden derine 

Gümüş yelkenleri yüksekte savurarak 

Bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine

Bu dizelerde “belirsiz” sözcüğü “dalgalandı” fiilini etkilediğinden, “ufkun dört duvarına kanadını vurarak, gümüş yelkenleri yüksekte savurarak” sözleri “yelken açmak” fiilini etkilediğinden, “derinden derine” ikilemesi “sürüklenirken” fiilimsisini etkilediğinden durum zarfıdır. Bu sözler fiile ve fiilimsilere sorulan “nasıl” sorusuna cevap vermektedir.

Zaman Zarfları

Fiilleri zaman bakımından sınırlandıran sözcüklere zaman zarfı denir. Zaman zarfları fiillerin gerçekleşme zamanını bildirir, fiilleri zaman bakımından sınırlandırır. Zaman bakımından sınırlandırma geçmiş, şimdi ya da gelecekle ilgili olabilir. Bu açıdan fiillere sorulan “Ne zaman?” sorusuna cevap veren ve fiilleri zaman açısından etkileyen “bugün, dün, şimdi, yazın, sonra...” gibi sözcükler zaman zarfı olarak kullanılır.

“Ahmet ile kardeşi şimdi buradan geçti. ”

cümlesinde “geçmek” eyleminin zamanını bildiren “şimdi” sözcüğü zaman zarfıdır. Aynı zamanda bu sözcük “geçti” fiiline sorulan “Ne zaman geçti?” sorusuna cevap vermektedir.

Akşam arkadaşlarla bir araya geleceğiz. ”

cümlesinde “gelmek” fiilinin ne zaman yapılacağını bildiren, yani fiili zaman bakımından sınırlandıran “akşam” sözcüğü zaman zarfıdır. Cümlede yükleme sorduğumuz “Ne zaman geleceğiz?” sorusuna “Akşam geleceğiz.” cevabını almaktayız. Demek ki “akşam” sözcüğü zaman zarfıdır.

Yazları babamın yanında çalışırdım. ”

cümlesinde “yazları” sözcüğü zaman zarfıdır. Çünkü bu sözcük “çalışmak” fiilinin zamanını bildirmekte, bu fiili zaman bakımından sınırlandırmaktadır.

Not:Zaman zarfı olarak kullanılan sözcükler cümlede başka görevlerde kullanılabilir.

Dün akşam çok güzel bir maç izledik. ”

cümlesinde “dün” sözcüğü “akşam” ismini etkilediğinden sıfattır.

“Akıllı kişi dünden de dersler alabilmelidir."

cümlesinde hâl eki alan “dün” sözcüğü isim olarak kullanılmıştır. Çünkü bu cümlede “dünden” sözcüğü “ne zaman” sorusuna cevap vermiyor.

Dün çok güzel bir maç izledik. ”

cümlesinde “dün” sözcüğü “izlemek” eyleminin zamanını bildirdiğinden zaman zarfıdır.

Not: Zaman zarfları ile haber kiplerindeki zaman kavramını karıştırmamak gerekir.

Fiillerde haber kiplerinin belirttiği zaman kavramı farklı, zaman  zarflarının belirttiği zaman kavramı farklıdır. Fiillerde bütün hatları ile sınırlı, kesin bir zaman yoktur. Fiillerde “-di, -miş, -yor, -r” ekleriyle genel hatlarıyla geçmiş, gelecek, geniş ya da şimdiki zamandan söz edilir. Zarflarda ise “gelmek, gitmek, görmek, çalışmak...” gibi fiillerin zamanı kesin ve sınırlı bir şekilde ortaya konur.

“Babamlar gelecek. ”

cümlesinde “gelmek” fiili “-ecek” kipiyle çekimlenmiştir. Bu cümlede ileride yapılacak bir fiilden söz edilmektedir. Fakat bu eylemin sınırlı, kesin bir zamanı verilmemiştir. Fiildeki zaman bu açıdan belirsizlik taşımaktadır.

“Babamlar yarın gelecek. ”

cümlesinde ise “gelmek” fiilinin zamanı, zaman zarfı ile kesin olarak belirtilmiştir. Bu cümlede fiil, zaman bakımından sınırlandırılmıştır. Bu cümleye göre söz konusu kişinin babası, bugünden sonraki ilk günde gelecektir.

“Kardeşim salonda televizyon izliyor. ”

cümlesinde “izlemek” fiili şimdiki zaman kipi “-yor” ile çekimlenmiştir. Burada eylemin söylenme anı ile yapılma anı aynıdır. Fakat bu eylem günün hangi zaman diliminde yapıldığı belli değildir.

Kardeşim az sonra salonda televizyon izleyecek. ”

cümlesinde “az sonra” sözü zaman zarfıdır. Burada kipin dışında zaman kavramı, zaman zarfı ile belirginleştirilmiştir. Bu cümlede zaman zarfı ile kısa bir süre sonra televizyon izleneceği söylenmiştir. Daha belirgin bir zaman ifadesi ortaya konmuştur.

Ona bu projemizden şimdilik söz etmeyelim. ”

Eskiden bu tepede çam ağaçları varmış. ”

“Salondakiler konuşmacının ne demek istediğini ilkin anlayamamıştı. ”

Bu kez hedefi tam on ikiden vurmuştu. ”

cümlelerindeki altı çizili sözler zaman zarfı olarak kullanılmıştır.

 

Akşam gelen misafirler bizde kalacaklarını söylediler. Onları beş gün misafir ettik evimizde. Gündüzleri dışarı çıkıp önce İstanbul’un tarihi yerlerini gezdiler. Geceleri onlarla dostlarımıza çay içmeye gittik. Sabahları kahvaltı yapıp çıkıyor, İstanbul'un en ücra köşelerini geziyorlardı. Gezdikleri yerlerin fotoğrafını da çekiyorlar da hep. Henüz İstanbul'un her yerini gezememişlerdi. İzinleri dolduğu için hafta sonu memleketlerini gitti misafirler. Giderken gene gelebileceklerini, İstanbul’u ilçe ilçe, sokak sokak gezeceklerini söylediler. Tabii giderken bize teşekkür etmeyi de unutmadılar.

 

Bu parçada “akşam, gündüzleri, önce, geceleri, sabahları, hep, henüz, hafta sonu, giderken” sözleri zaman zarfı olarak kullanılmıştır. Bu sözcükler “ne zaman” sorusuna cevap vermektedir.

Yer - Yön Zarfları

Fiillerin yöneldiği yönü belirten zarflara yer-yön zarfı denir. Yer-yön zarfları fiile sorulan “nereye” sorusuna cevap verir.

“Bu eşyaları hemen aşağı indirmelisiniz. ”

cümlesinde “aşağı” sözcüğü, "indirmek” eyleminin yönünü bildirdiğinden yer-yön zarfıdır. Bu cümlede “aşağı” sözcüğü fiile sorulan “nereye” sorusuna cevap vermektedir. Yükleme “Nereye indirmelisiniz?” sorusunu sorduğumuzda “aşağı” cevabını almaktayız.

“İki arkadaş yukarı çıktı. ”

cümlesinde “yukarı” sözcüğü “çıkmak” fiilini yön bakımından tamamladığından yer-yön zarfıdır. Ayrıca yükleme “Nereye çıktı?” diye sorduğumuzda “yukarı” cevabını alırız.

“Lütfen içeri girin, yine üşüteceksiniz. ”

cümlesinde yükleme “Nereye girin?” sorusunu sorduğumuzda “içeri” cevabını alırız. Bu sözcük “girmek” fiilini yön açısından etkilediği için yer-yön zarfıdır.

Not: Yer-yön zarfları sınırlı sayıda sözcüklerdir. Bunlar “aşağı, yukarı, içeri, dışarı, öte, beri, ileri, geri”dir.

“Bu saatten sonra geri dönemeyiz. ”

“Çocukları biraz sonra dışarı çıkaracağım. ”

“Biraz daha ileri gitmelisiniz. ”

cümlelerindeki altı çizili sözcükler yer-yön zarfıdır.

Not: Yer-yön zarfları yalın olarak kullanılır. Bu sözcükler bir ismi etkilediğinde sıfat, çekim eki aldıklarında ise genellikle isim olur.

"Yukarı çık da eşyaları alıver. ”

cümlesinde “yukarı” sözcüğü, “çıkmak” fiilinin yönünü belirttiğinden yer-yön zarfıdır.

Yukarıya çık da eşyaları alıver. ”

Yukarıdaki örneklerde her iki sözcük de “nereye” sorusuna cevap vermektedir. Ancak birinci cümledeki “yukarı” sözcüğü, yalın hâlde bulunduğu için yer-yön zarfıdır. İkinci cümledeki “yukarıya” sözcüğü ise “-e” yönelme hâlini aldığı için isim görevindedir.

Yukarı katta kim oturuyor?”

cümlesinde “yukarı” sözcüğü “kat” ismini etkilediği için sıfat görevindedir.

"Çok sıkıştık, biraz öte git. ”

"Dışarı çıkalım da biraz dolaşalım. ”

“Araba ile biraz ileri gidip döndü. ”

“Asansörle aşağı inebilirdiniz. ”

cümlelerindeki altı çizili sözcükler yer-yön zarfı olarak kullanılmıştır.

Akşamüstü evin zili çaldı. Pencereden baktığımda Ahmet seslendi: “Aşağı gel, çok önemli bir şey söyleyeceğim." Merak ederek apar topar aşağı indim. Ahmet heyecanlı heyecanlı anlatmaya başladı: “Hafta sonu Uludağ’daki Keşiş Tepesi’ne tırmanacağız. Sen de bize katılır mısın?" Bu teklif benim de hoşuma gitti. “Evet, seve seve katılırım. ” dedim. Hemen yukarı çıkıp bunu aileme söyledim. Ailem de izin verince sanki dünyalar benim olmuştu. Hafta içi hazırlıklarımızı tamamladık. Tırmanış için bütün araç ve gereci arabalarımıza yükledik, yola çıktık. Artık kimse geri dönmeyi düşünmüyor, tırmanış heyecanını şimdiden yaşıyordu. Araçlarımızla Sarıalan Yaylası'na ulaştık. Orada bir kulübe vardı. Tırmanış hocamız bizi orada bekliyordu. Hemen içeri girdik, biraz dinlendik. Dışarı çıktığımızda güneş tepeye dikilmişti. Buradan, bir cip ile tırmanışı gerçekleştireceğimiz yere doğru hareket ettik. Bir saat sonra tırmanışa başlamıştık bile.

 

Bu parçada geçen “aşağı, yukarı, geri, içeri, dışarı” sözcükleri yer-yön zarfıdır. Bu sözcükler parçada eylemin yönünü bildirecek şekilde kullanılmıştır.

KONU ANLATIM VİDEOSU (ZARF) ( Youtube Kanalımız için TIKLAYINIZ )

SON EKLENENLER

Üye Girişi