Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

Bu Konuyu Facebook Profilinde Paylaş

 

ANLATIM BOZUKLUKLARI

Dilin en önemli işlevi aynı dili konuşan insanlar arasında anlaşmayı sağlamalarıdır. Duygu ve düşünceler açık, yalın, anlaşılır biçimde İfade edilirse anlaşma eksiksiz olarak sağlanmış olur. Cümle düzeyinde doğru anlaşmayı engelleyen yanlışlıklara anlatım bozuklukları denir. Anlatım bozuklukları cümlenin anlamında ve anlaşılmasında olumsuz rol oynar. İyi bir cümlede sözcükler yerli yerinde kullanılmalı, gereksiz sözcüklere yer verilmemelidir. Anlatım bozukluklarının birçok nedeni vardır. Aşağıda anlatım bozukluğunun nedenleri örneklerle açıklanmıştır.


1. GEREKSİZ KELİMELERİN KULLANILMASI:

A) Aynı anlama gelen kelimenin kullanılması: Bir cümlede aynı anlama gelen iki sözcük kullanılmasıdır, bu sözcüklerden biri atılmalıdır.

Hava sıcaklığı sıfırın altında eksi elli derece.

Fikir ve görüşte bir farklılığımız yok.

On beş dakika geçmesine rağmen sınav henüz, hala başlamış değil.

Çok neşeli, şen biriydi.

B) Sözcüğün anlamının cümledeki bir diğer sözcükte bulunması: Bir sözcüğün karşıladığı anlam cümlede başka bir sözcükte bulunabilir. Bu iki sözcükten biri gereksizdir.

Sınıftaki mevcut öğrencilerle sahile inelim. ( Öğrenciler sınıftaysa zaten mevcuttur.)

Beni üç saat süreyle beklemişler. ("Üç saat" zaten süredir.)

Onun sana gösterdiği davranış biçimini beğenmiyorum. ("Davranış" zaten bir iletişim biçimidir.)

Ayşe bu sınıfın boyu en kısa öğrencisiydi. ("En kısa" da boy anlamı var.)

iki saat boyunca karşılıklı görüştüler. ("Görüşme" karşılıklı olur.)

Polisi görünce birlikte kaçıştılar. ("Kaçışma" birlikte olur.)

Oturduğu sandalyeden ayağa kalktı. (Ayağa kalkmışsa oturuyordur.)

Oraya kadar yaya yürüyelim. (Yürümek yaya olur.)

Bu testteki soruları ben çözdüm. (Buradaki "ben" atılamaz, çünkü vurgulanmak için yüklemden önce kullanılmıştır. Yani bu cümlede ANLATIM BOZUKLUĞU YOKTUR.)

Ben 1980'de doğdum. ("Ben" anlamı "doğdum" kelimesinde var.)

Kapıdan içeri en son giren Ali'ydi. (Girmişse "içeri" girmiştir, "son" girmişse zaten "en son" dur, "en" ve "içeri" gereksiz.)

Onunla ilk tanıştığımızda ilkokula gidiyordu. (Tanışma "ilk" olur.)

Bu sabah okula ilk önce ben geldim. (Türkçedeki bütün ilk önceli kullanımlar yanlıştır, "İlk" se zaten öncedir.)

Ateşli silahlar tarihte ilk kez ne zaman kullanılmaya başlandı. (İlk kez gereksizdir.)

2.YANLIŞ ANLAMDA KULLANILAN KELİMELER: Anlamları farklı olan baı kelimeler birbirleri yerine kullanılır. Kelimenin karşıladığı anlamın dışında farklı anlamla kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.

Fiyatların ucuzlamasına halk olumlu tepki gösterdi.

Ben orta öğretimimi Fransa'da tamamladım.

Gelecek programımızdaki bazı konuları hatırlatıyorum.

Adam teklif edilen parayı küçümsedi.

Herkes ikişer adet öğretim belgesi getirecek.

Bu insanların başarısını azımsamak doğru değil.

Düzenli çalışmasına karşın sınavı kazandı.

Erken kalkmasına karşın ilk derse yetişemedi. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Bu semtte binalar birbirine çok yaklaşık yapılmış.

Bu iki ülkenin zenginlik seviyesinde önemli ayrıcalık yok.

Liseden sonra öğretimime ara verdim.

Bu yıl Marmara'ya inanılmaz çoğunlukta balık akını oldu.

Düzenli çalışması ÖSS'yi çalışmasına neden oldu.

Devamsızlık etmemiz sınıfta kalmamızı sağlar.

Bu önlemler ülkemizin gelişmesine yol açar.

Soygun dün akşam gerçekleşti.

Ülkemizde yapılan ameliyatlarda ölüm şansı Avrupa'dakilerden yüzde bir daha fazladır.

Bebeğin saçları iyice büyümüş.

Herkes en az bir kez bir ağaç ekmeli.

Öğretim: Bilgi verme işi;

Öğrenim: Bilgi alma işi

Çokluk: sayı yönünden çok olma durumu

Çoğunluk: Sayı üstünlüğü

Yayım: İşin adı (yayımlamak)

Yayın: Ürünün adı

Özel: Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan.

Özgü: Özellikle birine veya bir şeye ait olan, belli bir kesimde veya şeyde bulunan, has, mahsus ayrıcalık: başkalarından ayrı ve üstün tutulma durumu; ayrılık: birbirinden uzak düşme.

3.BİRBİRİYLE ÇELİŞEN SÖZLERİN KULLANILMASI: Anlamları birbiriyle çelişen sözlerin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar

Ali mutlaka dün anlatılanları anlamış olmalı.

Kesinlikle bu yaz tatilinde Ankara'ya gidebiliriz. Bundan aşağı yukarı tam yedi yıl önce idi. Eminim benden önce bu kitabı okumuş galiba. Elbette onunla birlikte gelmiş olabilirler.

4.EKLERİN YANLIŞ KULLANILMASI: Hâl eklerinin birbirleriyle karıştırılması, yerinde kullanılmaması, bazı eklerin uygun olmayan yerlerde kullanılması ya da eksik kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

Dün okul arkadaşlarını bize tanıştırdı.

Bu kitap yayınevimizin, ölümünün 10. yıl dönümünde ünlü şaire onun yüce anısına armağandır.

Bu kırmızının çok sevdiğim her zaman görmek istediğim bir tondur.(tamlayan eki varsa iyelik eki vardır)

Ne kadar memurlar varsa hepsi istifa etmiş.

Bu yıl tek amacım ÖSS'yi kazanıp bir bölüme girmemdir.

5.DÜŞÜNME VE MANTIK HATALARI: Cümlenin düşünce, mantık ve bilgi bakımından tutarsız olmasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

Devamsızlık yüzünden okuldan atılacak hatta sınıfta kalacak.

Bu doktor değil muayene etmek kalp ameliyatı bile yapamaz.

Bırakın yumurta pişirmeyi mantı yapmayı bile bilmez.

Bisiklet kullanmak şöyle dursun; araba kullanmayı bilmez.

Bu adam bırakın yürümeyi koşamaz bile.

Böyle bir kazada ölebilir; hatta sakatlanabilir.

O değil yarın bugün bile hastaneden taburcu olamaz.

Baharın en güzel aylarından biridir nisan, mayıs.

Beni duymayan arkadaşlar lütfen ellerini kaldırsın.

6.TAMLAMA YANLIŞLARI: Yalı hâlde kullanılan isimlerden ya da sıfatlardan sonra, önce "ve" bağlacı sonra da bir belirtisiz isim tamlaması kullanılırsa tamlanan "ve" bağlacından önceki isme de ait gibi görünüp karışıklığa neden olabilir.

Ahmet Bey meclisimizin üye ve ikinci başkanı olmaya hak kazandı.

Misafirlere pasta ve portakal suyu ikram etti.

Yemekte köfte ve mercimek çorbası vardı.

Özel ve devlet okulları sınavı ertelendi.

Bu ülkeye askeri ve gıda yardımı yapıldı.

Bu derste belgesiz ve soru sıfatları işlenecek.

Teknik ve sağlık yardımı yapılacak.

Yazar, toplumun bilinçlendirilmesinde önemli sorumlulukları vardır.

7.ÖZNE -YÜKLEM OLUMSUZLUĞU: Doğru, kurallara uygun bir cümlede özne yüklem olumluluk - olumsuzluk; tekillik - çoğulluk bakımından uyum içinde olur. Uyumsuzluk varsa anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

a) Olumluluk - olumsuzluk uyumu:

Özne                           Yüklem

Olumlu         ---- > olumlu

Olumsuz --------- » olumsuz

Herkes bir saat sonra burada olmalı. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Hiç kimse bizimle oyun oynamasın. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Herkes bu sınavı kazanmak istiyordu; ama hiç bir gayret göstermiyordu, (y)

Herkes bu filme gitmek istemiyor, (y)

Hiçbiri -Ahmet'ten başka - bu sınavı ciddiye almamış, yan gelip yatmıştı. (y)

Hiçbiri bizimle gelmedi, evde kaldı.

Herkes kendi çıkarını düşündü, görevini yapmadı.

b) Tekillik - çoğulluk uyumu:

Tekil -------- >          Tekil

Çoğul ------- >          Çoğul

Köylüler yavaş yavaş tarlaya gidiyorlar. Ahmet'le Mehmet bugün buraya gelecek.

*özne (bitki, hayvan, cansız varlık, vücut organları) yüklem (soyut kavramlar, fiil isimleri, zaman isimleri)

Çoğul--------- » Tekil

Bu elmalar çok ekşidir. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Kulaklarım duymuyor. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Rüyalar kontrol altına alınamaz. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Günler birbirini kovalıyor. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Çiçekler açtı. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Bu elmalar çok ekşidirler.

Rüyalar kontrol altına alınamazlar.

* Öznenin insan cinsinden olduğu durumlarda, çoğul öznelerin fertleri tek tek değil de toplu olarak düşünülürse yüklem tekil olur.

Öğrenciler okula girmiş.

Anneler fedakârdır.

*özne    yüklem

ben ve sen       ---- >          biz

ben ve o          ---- >          biz

ben, sen ve o ------ >          biz

Ben ve Ali okula gideceğiz. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK) ,

Sen ve ben mutlu olacağız. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

Ben, şu adam ve sen oraya gideceğiz. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

* Öznenin üçüncü tekil şahıs (o) olduğu bazı durumlarda saygı, yüceltme, alay için yüklem çoğul olabilir.

Sayın Bakan okulumuzu ziyaret edecekler. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK) Küçük bey henüz teşrif edemediler. (ANLATIM BOZUKLUĞU YOK)

8) NESNE- YÜKLEM UYUMSUZLUĞU (nesne eksikliği): Nesne alması gereken fiillerden önce nesne getirilmemesinden kaynaklanır. Bu tip anlatım bozuklukları özellikle sıralı, bağlı cümlelerde sorulur.

Bana gözün gibi baksan, el üstünde tutsan olmaz mı? (beni... tutsan...)

Adam iki saattir konuşuyor; ama kimse dinlemiyor.

Onların geleceğine kesinlikle inanıyorum, burada bekliyorum.

Büyüklerimize gereken değeri vermeli, incitmemeliyiz.

Bu cümlelerde anlatım bozukluğu vardır, belirtiniz.

Okuduğu makaleler hakkında kısa notlar alır, gerektiğinde kullanırdı.

9.ÖZNE EKSİKLİĞİ: Öznenin söylenmemesinden dolayı yüklemin başka bir özneye bağlanmasından kaynaklanır. Bu tip anlatım bozuklukları özellikle sıralı, bağlı cümlelerde sorulur.

Kitabın basımı bitti, ama daha piyasaya sürülmedi.

Öğretmenin işleri fazlaydı; ama bundan şikâyetçi değildi.

Yağmur mevsimi geçti, ama hiç yağmadı.

10.TÜMLEÇ YANLIŞLARI: Birden fazla yüklemi olan cümlelerde yüklemlerin birbirinden farklı tümceler alması gerekirken aynı tümceye bağlanırsa tümleç yanlışlarından kaynaklanan anlatım bozuklukları ortaya çıkar.

Gençleri eğitmeli, geleceğe hazırlamalı ve değer vermeliyiz, (gençlere)

Dün bize geldi, ders çalıştı, (bizde)

Beni gördü, ama selam vermedi, (bana)

Başka bir yaşam istiyor, her zaman özlem duyuyordu, (başka bir yaşama)

Biraz önce eve geldi ve gitti, (evden)

Orada çalışıyor, ama daha maaş almadı, (oradan)

Sabahları bize gelir, kahvaltı yapardık, (bizde)

Okumayı seviyor, mutlu oluyordu, (okumaktan)

Bütün gün seni aradım, ama ulaşamadım, (sana)

Derdini söylemeyen çare bulamaz, (derdine)

11.FİİLİN, YARDIMCI FİİLİN YANLIŞ KULLANILMASI VEYA (yüklem) EKSİKLİĞİ:

Bazı insanlar dürüst veya dürüst olmayan kişileri ayırt edemezler. Bazı yiyecekler sağlıklı ve yaşlı olmayan kişilerce yenmelidir. Çalışmak için zamanın yetersiz ve şartların uygun olmadığını söyledi. Onun işleri fazla; ama o bundan şikayetçi değil. Televizyonla sen, yemekle ben ilgileneyim. Ben roman okumayı o şiir okumayı sever. Güreşçilerimiz karşılaşmalarda iki yenilgi beş galibiyet aldılar. Ne sen beni unut, ne de ben seni.

12.KELİMELERİN YANLIŞ YERDE KULLANILMASI:

Ondan daha fazla kafası çalışıyormuş.

Çok midem bulanıyor, diyerek çıktı. Ağrısız kulak delinir. Yeni sınıfa girmiştik ki ders zili çaldı. İzinsiz inşaata girilmez.

13) ÇATI UYUMSUZLUĞU: Cümlede geçen fiillerin, fiilimsilerin öznelerine göre (etken, edilgen, dönüşlü, işteş) çatı yönüyle uyum içinde olmamalarından kaynaklanan anlatım bozukluğudur.

Bu iş özenle yapılmışsa da beklenilen başarıya ulaşamadı.

Gün boyu ara vermeden çalışarak bitirildi.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi