FECR-İ ATİ ŞİİRİYLE SERVET-İ FÜNUN ŞİİRİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
Fecr-i Âti şiiri, gerek ölçü gerek tema gerekse duyuş ve hayal bakımından Servet-i Fünun şiirinden pek farklı değildir. Fecr-i Âticiler de Servet-i Fünuncular gibi, romantik ve melankolik duygular içindedirler. Hatta onlar, Servet-i Fünucuların şiirlerindeki maraziliği daha da ileri götürmüşlerdir.
Servet-i Fünuncular siyasal baskılar altındayken Fecr-i Âticiler görece bir özgürlük içindeydiler. Aralarındaki temel ayrılık, Fransız sembolistlerini Fecr-i Âticilerin daha yakından izlemeye çalışması ve bunda da bir miktar başarıya ulaşmasıdır.
Sembolist şiirlerde görülen karamsarlık ve hassasiyet, Fecr-i Âti şiirini de oldukça etkilemiştir. Onlar, ilk kez Servet-i Fünun şiirinde uygulanan serbest müstezat nazım şeklini daha da serbest hâle getirerek Fransız sembolizmindeki serbest nazma benzetmişlerdir. Fecr- i Âticiler, dil olarak da Servet-i Fünun şairlerinden farklı bir anlayışa sahip değildir. Hatta Arapça ve Farsçadan yeni kelimeler almışlar, şiir dilini konuşma dilinden daha da uzaklaştırmışlardır.
MERDİVEN
Eğilmiş arza (yere), kanar, muttasıl (durmadan) kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafidir (gizli dil) ki ruha dolmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta
(Ahmet Haşim, Piyale)
Bu şiirin teması doğa, konusu ise güneşin batışının verdiği hüzündür. Şiirin genelinde kızıl renk ağır basmaktadır. Dış dünyaya ait olan sular, ağaçlar, kuşlar gibi tabiat unsurları, akşam vakti bambaşka bir görünümdedir. Şiirde bu anın, şairin hayalinde uyandırdığı izlenimlerle yeniden biçimlendiği görülmektedir. Şiirde karamsarlık söz konusudur. Şiirin nazım şekli serbest müstezattır. Aruz ölçüsüyle yazılan şiirin kapalı bir anlatımı vardır. Bütün bunlar, Fecr-i Âti şiirinin de temel özellikleridir.