Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

B. TANZİMAT EDEBİYATINDA HİKÂYE

Tanzimat sanatçılarından bazıları Batılı anlamda hikâye yazmaya çalışmışlardır. Ahmet Mithat ve Samipaşazâde Sezai bu türde eser veren isimlerdir. Edebiyatımızdaki ilk hikâye kitabı Emin Nihat’ın 1873’te yayınlanan Müsameretnâme’sidir. 12 hikâyeden oluşan bu kitap, kurgusu ile Binbir Gece Masalları ve Dekameron hikâyelerini hatırlatır.

Ahmet Mithat’ın “Letaif-i Rivayat” adı altında topladığı 25 kitaplık hikâyelerinin bir kısmı telif, bir kısmı da derlemedir.

Tanzimat devrinde ilk telif hikâye, Samipaşazâde Sezai’nin Küçük Şeyler’idir. Bunlar Maupassant tarzı hikâyelerdir. Nabizade Nazım’ın Anadolu köyü ve çiftçi hayatını edebiyatımızda ilk defa yansıtan Karabibik adlı uzun hikâyesi de bir başka eserdir.

 

Ahmet Mithat Efendi (1844 -1913)

1844’te İstanbul’da doğan Ahmet Mithat, değişik yerlerde bulunmuş, özel eğitim almış, sonra 1871’de İstanbul’a dönmüş ve evinde açtığı küçük bir matbaada eserlerini basmaya başlamıştır. Durmak bilmez bir yazı makinesi gibi sürekli eser veren yazar, ömrünün son yıllarında İstanbul Üniversitesi’nde ders vermiştir. 30 Aralık 1913’te ölmüştür.

Edebiyatı halkı bilgilendirmek, öğüt vermek ve bilinçlendirmek İçin bir araç olarak gören Ahmet Mithat, bir sohbet havası içinde hikâyeler ve romanlar yazmıştır.

Ahmet Mithat, yazı yaşamına fıkralar yazmakla başlamıştır. Daha sonra Letaif-i Rivâyât genel adı altında bir dizi hikâye yayımlamaya başlamıştır. Yazar, Hasan Mellâh adlı büyük macera romanı ile romana geçmiştir. Ahmet Mithat, hikâye ve romanlarında batıl inanışları ve zararlı âdetleri eleştirmiş, kitaplarıyla Batı kültürüyle ilgili bilgilerini aktarmak istemiştir. Bu yüzden modern hikâye ve romanın tekniğine bağlı kalmaya gerek duymamıştır. Ahmet Mithat, romanlarında acı ve sevinç unsurlarını yan yana işlemiş, olayları entrikalar üzerine kurgulamış ve bunda çok başarılı olmuştur.

Ahmet Mithat, romanda Fransız yazarı Alexandre Dumas Pere’i örnek almıştır.

Ahmet Mithat’ta romantizmin etkileri daha belirgindir. Fakat gözlemleri, onu yer yer realist bir atmosfere de sokmuştur. Bu realizm, mekân ve olay betimlemelerinde daha da açıktır. Ahmet Mithat, kitaplarında psikolojik analizlere yer verse de pek başarılı olamamıştır.

Tanzimat romanında sosyal konulara ilk defa ve en çok yer veren, Ahmet Mithat’tır. Bu konular arasında, ahlâk ve sosyal adalet önde gelir. Sanatçı, romanlarında batılılaşmanın hangi yoldan ve ne şekilde olabileceği konusunu da işlemiştir. Ahmet Mithat’ın romanlarındaki olay akışını kesip okuyucuya sorular sorup onları yine kendisinin cevaplandırması ve okura bilgiler vermesi, Halk edebiyatındaki meddahlıkla ilgilidir. Yazarın hikâye ve romanlarının sonunda iyilere ödül; kötülere ceza verilmesi, halk hikâyelerinden ve masallardan alınmış bir uygulamadır ki bunda romantizmin etkisi de söz konusudur. Ahmet Mithat’ın hikâye ve romanlarındaki meddah etkisi, anlatımda ve üslûpta çok daha belirgindir.

Ahmet Mithat, Müşahedat adlı romanı, natüralist romana örnek vermek için yazmıştır. Ahmet Mithat Efendi, romanlarında iyi-kötü, güzel-çirkin, çatışmasını sürekli işlemiştir. Sonuç olarak Ahmet Mithat, halk romanları ve hikâyeleri değil, halk için hikâyeler ve romanlar yazan büyük bir yazardır.

Eserleri: 

Hikâyeleri: Letaif-i Rivâyât.

Romanları: Hasan Mellâh, Dünyaya İkinci Geliş, Hüseyin Fellâh, Felâtun Bey’le Rakım Efendi, Paris’te Bir Türk, Çengi, Süleyman Muslu, Yeryüzünde Bir Melek, Henüz On Yedi Yaşında, Dürdâne Hanım, Volter Yirmi Yaşında, Müşahedât...

 

Namık Kemal’in Romancılığı

Son Pişmanlık adını taşıyan ilk romanı, İntibah yahut Ali Bey’in Sergüzeşti adıyla 1876’da basılmıştır. Diğer romanı ise konusunu tarihten alan ve edebiyatımızdaki ilk tarihî roman olan Cezmi’dir. Namık Kemal’in iki romanı da Batılı anlayışla yazılmış ilk edebî romanlarımızdandır. O dönemde edebiyatımızda romanın olmayışı veya yazılan romanların edebî bir değer taşımayışı, Namık Kemal’i, roman yazmak için harekete geçmiştir.

Namık Kemal’e göre roman, faydalı bir eğlencedir. Namık Kemal, Mukaddime-i Celâl de: “Romandan amaç, gerçekte olmamışsa bile geçmesi olabilir bir olguyu, ahlâk, duygular ve olasılıklara ilişkin her çeşit ayrıntılarıyla birlik betimlemektir.” diyerek roman görüşünü açıklamıştır.

Edebiyatımızdaki ilk romantik romancı olan Namık Kemal, Türk klasik ve halk hikâyelerine karşı olmasına rağmen, bu ilk roman denemesinde kendisini halk hikâyelerinin bazı özelliklerinden kurtaramamış, Ahmet Mithat gibi, bazen olaya üçüncü kişi olarak karışıp kendi düşüncelerini söylemiştir. Namık Kemal, İntibah’ın konusunda eski meddah hikâyelerimizden Hançerli Hanım’ın Hikâye-i Garibesi’nden esinlenmiştir.

Namık Kemal, mekân ve olay betimlemelerinde realisttir. Doğa ve karakter betimlemelerinde öznel bir tutum sergilemiştir. Romanın başlangıcındaki bahar betimlemesinde Divan şiirinin hayal unsurlarını kullanmıştır. Romanda psikolojik analizlerin yapılması gerektiğine inanan Namık Kemal, İntibah’ta bu konuda başarılı olamamıştır. Psikolojik analizlerde ve çevre betimlemelerinde başarılı olamasa da dönemin diğer eserleriyle karşılaştırıldığında Namık Kemal’in çevre ve psikoloji tasvirleri bakımından, ileri bir adım attığı anlaşılır.

Namık Kemal, romanlarında bir aşk serüveninin cazibesinden, onun uyandıracağı ilgi ve heyecandan faydalanmaya çalışmıştır. Romantizmin etkisiyle trajik bir sonla biten olayların sonucunda kötüler cezalandırılır. Sanatçı, bu romanı ile o dönem yaşanması olası olayları ve toplumdaki çarpıklıkları işlemiştir.

Namık Kemal’in önce iki cilt olarak düşünüp yalnız bir cildini yayımlayabildiği Cezmi, Türk edebiyatının ilk tarihî romanıdır.

İntibah’ta görülen diyalog azlığı ve hareketsizlik, Cezmi’de de görülür. Bunun başlıca nedeni, yazarın bol ve uzun betimlemelerden kendisini alamamasıdır. Romanda, kişi betimlemelerine çok özen gösterilmiştir. Ancak, dış görünüşe gösterilen özene karşılık, psikolojik analizler yetersizdir.

Cezmi’de romantizmin asıl etkisi üslûpta görülür. Sanatçı, Cezmi’de sanatkârane bir üslup kullanmıştır. Namık Kemal, Cezmi’de kendi gençliğini yaşıyor gibidir.

Cezmi’nin her sayfasında Namık Kemal’in kişiliği belli olmaktadır. Kahramanların ağzından konuşan; duygularını, heyecanlarını ortaya koyan Namık Kemal’dir. Namık Kemal, gerekli gördüğü yerde konuyu bir yana bırakıp romanın akışını keserek, Ahmet Mithat Efendi’nin yaptığı gibi konu ile ilişiği olmayan ayrıntılara uzun sayfalar ayırır.

 

***   ***   ***

Divan edebiyatının Leylâ ve Mecnun, Yusuf u Züleyha, Hüsrev-ü Şirin mesnevileri; Halk edebiyatının Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kamber v.b. hikâyeleri Batılı romanı karşılamakta idi.

Edebiyatımızda roman 1860'tan sonra başlar. Önce Fransız romanından çevrilen örnekleri kısa bir süre sonra yerli romanlar izler. Edebiyatımızdaki ilk çeviri roman Tercüme-i Telemak'tır. Bu eseri Yusuf Kamil Paşa, Fransızcadan çevirmiştir.

İlk yerli roman ve hikâye örnekleri 1870'ten sonra yayımlandı. Ahmet Mithat'ın Letaif-i Rivayet (1870) başlığı altında yayımlanan öykülerini, Şemsettin Sami'nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat ve Namık Kemal'in İntibah romanları izledi. Bu eserler ahlâki bir anlayışla yazılmış olup romantizm akımının etkisindedir. Dil, anlatım ve teknik bakımından yetersizdirler.

Tanzimat romanı denilince ilk akla gelen kişi Ahmet Mithat Efendi'dir. Ahmet Mithat Efendi roman, hikâye ve tiyatro türlerinde iki yüze yakın eser vermiştir. Bu eserlerinde halka bir şeyler öğretmek ve okumayı sevdirmek amacını güder.

İntibah, Namık Kemal'in Batılı anlamda yazdığı ilk eserdir. Asıl adı Son Pişmanlık olan bu eser 1874'te yazılmış, 1876'da İntibah yahut Sergüzeşt-i Ali Bey adı altında yayımlanmıştır.Namık Kemal'in 1880'de yazdığı Cezmi, ilk tarihi roman özelliğini taşır.

Recaizade Mahmut Ekrem, Muhsin Bey ve Şemsa adlarında romana benzeyen iki küçük eser yazmıştır. Daha sonra yazdığı Araba Sevdası (1898) Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiştir.Bu dönemin en dikkate değer eseri Sami Paşazade Sezai'nin Sergüzeşt adlı romanıdır. Realist anlayışla yazılan bu eser, üslup ve teknik bakımından mükemmele yakındır.Nabizade Nazım ise köy hayatını, köy insanını konu edinen gerçekçi bir roman örneği olan Karabibik'i yazdı. (1890)

Batılı anlamda ilk hikâye Emin Nihat'ın Müsameretnâme'sidir. Eser, yedi hikâyeden oluşmuştur. Daha sonra Ahmet Mithat Efendi'nin Kıssadan Hisse ve Letaif-i Rivayet adlı eserleri yayımlanır. Bunların yanı sıra Sami Paşazade Sezai, Küçük Şeyler adlı hikâye kitabında insan ruhundaki değişimleri ele alır. Bu eserlerde romantizm akımının etkileri açıkça görülür.Edebiyatımızda Batı tarzı roman ve hikâyenin en güzel örnekleri Servet-i Fünun döneminde verilmiştir. 

SON EKLENENLER

Üye Girişi