Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

Hüseyin Cahit Yalçın (1875 - 1957)

Servet-i Fünûn edebiyatına bağlı olarak hikâye, roman, tenkit, hatıra yazmış; gazetecilikle uğraşmıştır. Güçlü bir polemikçi olarak kendini göstermiştir. Bir yazar değil, bir “yazı makinesi” gibi üretken olmuştur. Servet-i Fünûn’daki yazılarını hiç ihmal etmemiştir. Bu dönemde ruhsal bunalımlar yaşamıştır. Fikret,

Servet-i Fünûn dergisinin sahibi Ahmet İhsan’a darılınca bu derginin yazı işleri müdürlüğünden ayrılmıştır. Yerine, Fikret’in olurunu aldıktan sonra Hüseyin Cahit geçmiştir. 1901 yılında Hüseyin Cahit’in, Servet-i Fünûn’da çıkan “Edebiyat ve Hukuk” başlıklı bir çeviri makalesi dolayısıyla dergi saraya ihbar edilmiştir. II. Abdülhamit’e göre onlar, Fransızlar gibi, krallarını idam edecek düzeye varmış bir milletin düşüncelerini ülkeye sokarak halkın duygularını bozmak istiyorlardı. Bu nedenle Servet-i Fünûn yazarlarının her biri bir yana sürülmeliydi. Fakat padişahın genel sekreteri Arif Bey, bunun hukuka aykırı olacağını söyleyerek, duruma yargının el koymasının uygun olacağına padişahı ikna etmiş ve böylece padişahın emriyle Adalet Bakanlığı harekete geçmiştir. Sorgu hâkimi Ali Rıza Bey’in çabalarıyla yargılanmaktan kurtulmuştur.

Hüseyin Cahit, Servet-i Fünûn yazarları arasında en çok değişime uğrayan kişidir. Sanat hayatına hikâye, roman, hatta mensur şiir yazarak girmiş ve daha sonra genellikle tenkit ve tartışmada karar kılmıştır. Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı, Doğu kültürüne karşı da Batı kültürünü savunmuştur. Servet-i Fünûn’a yapılan çeşitli saldırılara aynı şiddette cevaplar vermekle ün salmıştır. Sonraları bu türde yazdıklarını bir kitap hâline getirmiş ve kitabına “Kavgalarım" adını vermiştir. Hiçbir zaman Servet-i Fünûn’daki diğer arkadaşları gibi “salt sanatçı” olmamıştır.

Hüseyin Cahit, dilde üslupçuluktan, sanatta duygusallıktan fazla katı bir gerçekçiliğe, akla, mantığa ve bilime yönelmiştir. Özellikle “Hayat-ı Hakikiye Sahneleri” adını taşıyan kitabındaki hikâyeleri kendisinin bu yönünün çok iyi belgeler. Bu hikâyeler bir sanat ürününden çok, günlük bir gazete haberi veya röportaj havasını yansıtır. Eserlerini realist bir görüşle, iç ve dış gözleme dayanarak yazmıştır. Cesur ve sözünü sakınmayan bir tenkitçidir. Yaşamı tartışmalarla geçmiştir. Politikayla ilgilenmiştir. Bu yüzden pek çok tehlike yaşamıştır. Hikâye, roman, fıkra ve mensur şiirlerinin dışında yalın, süssüz, yapmacıksız bir dil kullanmıştır. Türkçenin sadeleşmesinde rolü büyüktür. Servet-i Fünûn edebiyatında en çok eser veren sanatçılardan biri olmuştur.

Eserleri: Nadide (ilk roman denemesi, 1891); Hayat-ı Muhayyel (hikâyeler, 1897); Hayal İçinde (roman, 1899); Hayat-ı Hakikiye Sahneleri (hikâyeler, fıkralar, mensur şiirler, 1907); Kavgalarım (tenkitler, tartışmalar, 1908), Tarih-i Umumi; Türkçe Sarf ve Nahiv (dil bilgisi, 1930); Edebî Hatıralar (1935); Talat Paşa (biyografi, 1943); Seçme Makaleler (1951).

11 SINIF SERVET-İ FÜNUN'DA TENKİT

zambak y.

SON EKLENENLER

Üye Girişi