Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

 

3. Millî Edebiyat Romanının Anlam ve Anlatım Özellikleri

 Metin ve Zihniyet:

 Millî Edebiyat dönemi romanında bireysel yaşamdan sosyal yaşama doğru geniş bir açılım olur. Bu da romanlarda tema yönüyle sosyal konuların ağırlık kazanmasına neden olur. Hikâyede olduğu gibi bu dönem romanları da içinde yaşanan sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdan etkilenmiştir. Doğal olarak öne çıkan temalar "Türkçülük, Yanlış Batılılaşma, Millî Mücadele, kuşaklar arasıçatışma, ilerleme-çağdaşlaşma, gerilik, cehalet, yoksulluk ve memleketçilik" olmuştur.

 Romanın Dil ve Anlatım Özellikleri

 Tanzimat'la ilk defa edebiyatımıza giren roman türü, hem üslup hem de teknik yönüyle gelişimini Servet-i Fünûn ve Millî Edebiyat döneminde de devam ettirmiştir. Ömer Seyfettin ile açılan sade dil akımı, dönemin sanatçıları tarafından benimsenmiş ve romanlar sade bir dille yazılmıştır. Dönemin sanatçıları sade dille eser vermekle birlikte üslupları birbirinden farklıdır. Refik Halit tam bir üslupçu iken, Halide Edip üsluptan çok, düşünceye önem vermiştir. Üslup konusundaki bu farklılıktan dolayı yazarların üslupları hakkında ayrı ayrı bilgi edinelim.

 Halide Edip, üsluba pek önem vermez. Onun asıl amacı roman yazmak, duygu ve düşüncelerini anlatmaktır. Dili akıcı değildir. Pek çok eserinde bozuk, tutuk, aykırı, dil yanlışları ile dolu olan bir ifade görülür. Refik Halit ise tam bir üslup ustasıdır. Diğer türlerde verdiği eserlerde olduğu gibi, romanlarının da en değerli yanı üslubunda toplanır. Sanatçı, Türkçeye yepyeni, akıcı, kıvrak, çekici, sıcak ve oynak bir üslup getirmiş; deyimleri, tekerlemeleri vs. İstanbul Türkçesi ile ustaca kullanmasını bilmiştir. Duygu ve düşüncelerini duru, parlak, zevkli ve hareketli biçimde sunmuş, kurduğu renkli cümleler arasına iç kafiyeler dahi yerleştirmiştir.

 Reşat Nuri de usta üslubu ile bu dönemin sevilen sanatçılardan biri olmuştur. Sadeleşme akımını Ömer Seyfettin başlatır; Refik Halit ve Falih Rıfkı da bu harekete önemli katkılar sağlar. Fakat Reşat Nuri kısa süre sonra onları da geçerek daha canlı bir konuşma Türkçesine ulaşır. Romanlarını halkın günlük konuşma diliyle yazar. Hüseyin Rahmi gibi daha fazla realist görünmek için şive taklitleri yapmaya çalışmaz; zorlanmadan, ferah, duru ve içten yazar.

 Bu dönemin üsluba önem veren sanatçılarından biri de Yakup Kadri'dir. Bu konuya verdiği önemi, "Yazı yazarken benim aradığım iç armonidir; güzel yazmak da doğru yazmak kadar önemlidir." sözleriyle ifade etmiştir. Sanatçı, 1909'dan 1915'e kadar olan yazılarında Servet-i Fünûn'un dil ve üslubuna özenmiştir. 1915'ten sonra ise Ziya Gökalp'in sadeleşme ilkelerini benimsemiş, yeni çıkan her eserini daha duru bir dille yazmıştır. Sanatçı, halk şairlerinin dilini kullanmayı kendine amaç edinmiştir.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi