Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ROMAN

Servet-i Fünûn romanlarında daha çok bireysel ve duygusal konular üzerine yoğunlaşılmış, toplumsal sorunlardan uzak durulmuştur. Millî Edebiyat döneminde ise bireysel konulardan çok, yaşamla iç içe ve toplumsal sorunları öne çıkaran, yapmacık bir dil ve üslup yerine konuşma diline yaklaşan bir roman anlayışının canlandığı görülür. Dönemin sanatçıları, İstanbul'un dışına çıkarak konularını, kahramanlarını Anadolu'dan seçmişler, böylece Millî Edebiyat adı verilen memleketçi bir edebiyatın roman türünde de gelişimine öncülük etmişlerdir.

 

1. Millî Edebiyat Romanının Biçim ve Yapı Özellikleri

 

Bildiğiniz gibi romanın temel öğelerini kişiler, olay, mekân, zaman, dil ve anlatım oluşturur. Şüphesiz romanlarda bu öğelerin ortaya çıkıp şekillenmesinde yazarın özellikleri yanında, o dönemdeki toplumsal yaşamın da önemli bir rolü vardır. Şimdi Millî Edebiyat dönemi romanındaki bu temel öğeler konusunda bilgi edinelim.

 Olay:

 Romancı, eserinde yaşanmış ya da tasarlanmış olaylar üzerinde durabilir. Bu dönemin ünlü romancıları arasında yer alan Halide Edip, ilk romanlarında genellikle tasarlanmış olaylar üzerinde durmuştur. Son romanlarında daha çok, gözlemlediği olayları anlatmıştır. Sanatçı romanlarında anlattığı olaylarla ilgili olarak, "Bazıları işitilen, bazıları göz önünde geçen olaylara dayanabilir." demektedir. Ona göre romandaki olayların hayatta geçmesi şart değildir.

 Refik Halit, romanlarında genellikle sürükleyici, şaşırtıcı olayları seçer. Kimi romanlarının giriş bölümü polisiye romanlarının başlangıcı gibidir. Derinliğe inmeden aşk maceralarını anlatır.

 Reşat Nuri Güntekin ise romanlarında Anadolu'yu çok yakından tanıması dolayısıyla, yerli konuları yine yerli malzeme ve temalar etrafında anlatmıştır. Çalıkuşu romanında, Feride Öğretmenin Anadolu'yu yükseltmek için verdiği mücadeleyi eğitimli insanlarımıza örnek olacak biçimde anlatmıştır.

Bu dönemin ünlü romancılarından biri olan Yakup Kadri, ilk romanlarından itibaren olayların sıkı örgüsüne pek dikkat etmez. Ona göre olaylar, düşünce ve duyguları, toplumun tarihî serüvenini anlatmak için birer araçtır. Bundan dolayı Kiralık Konak'ta Meşrutiyet'e kadar üç neslin hikâyesini; Sodom ve Gomere'de Mütareke devri İstanbul'unu; Yaban'da Kurtuluş Savaşı dönemindeki yoksulluk içinde kıvranan Türk köylüsü ile aydın kesim arasındaki kopukluğu anlatmıştır.

 Kişi:

 Dönemin ünlü romancılarından Halide Edip, bütün romanlarında canlı ve güçlü kişilere yer vermiştir. En güçlü kişileri ise kendi ruhundan bir şeyler kattığı kadın kahramanlardır. Sanatçı, bu kadın kahramanları özellikle ülkücü romanlarında bir sembol derecesine yükseltir. İlk romanlarındaki kadın kahramanlar, üst tabakadan seçilmiş, çoğu kolej bitirmiş, ana dili gibi İngilizce konuşan tiplerdir.

 Refik Halit, gerek hikâyelerinde gerekse romanlarında Anadolu'dan seçmiş olduğu ilginç tiplere yer verir ve bu konuda diğer sanatçılara örnek olur. Kişi kadrosu son derece zengin olan yazarın romanlarında, prensler, eski paşalar, eski saraylılar, köylüler, yabancılar, şuhlar, faziletli kadınlar vb. kişiler yer alır. İstanbul'un İç Yüzü romanında ilgi çekici tiplere yer verir. Sanatçı, ele aldığı kişilerin pek ruhsal derinliklerine inmez. Kişilerini bir karakter derecesine pek yükseltmez. Kişilerinde kendi sürgün hayatında duyduğu acı ve vatan hasreti vardır. Karakter derecesine ulaşan tipleri Sürgün ve Anahtar romanlarında görmek mümkündür.

 Reşat Nuri Güntekin, pek çok romanını ilgilendiği insanlardan hareketle yazdığını söylemiş ve onun romanlarında bütün olay seçilen bu kahramanların etrafında toplanmıştır. Romanlarında karakteri güçlü olan bir tek kişi, bütün ilgiyi üzerinde toplar. Romanlarındaki odak kişilerin çoğu, yazarın kendisidir. Yaprak Dökümü'nde Ali Rıza Bey, Çalıkuşu'nda Feride, Yeşil Gece'deki Şahin Öğretmen birer yönleriyle yazara benzeyen tiplerdir. Çalıkuşu'ndaki Doktor Hayrullah Bey ise sanatçının askerî doktor olan babasını andırır.

 "Romanda tek amacım, hayatın heyecanını verebilmek ve canlı tipler yaratmaktır." diyen Yakup Kadri'nin kendine özgü bir kişi ve tip kadrosu vardır. Sanatçı, kahramanlarının iç yüzlerini tam olarak verebilmek için derinlemesine ruh çözümlemeleri yapar. Çeşitli devir, kıyafet ve sosyal durumların insanda farklı psikolojik etkiler yapacağına inanır. Yakup Kadri, romanlarının büyük bir bölümünde kendine benzer tipler yaratmıştır. Yaban romanında Ahmet Celal, Bir Sürgün'de Doktor Hikmet, Nur Baba'da Macit ve Kiralık Konak'ta Hakkı Celis çoğu zaman yazarın kendisi gibi düşünür, duyar ve davranır.

 Mekân (Çevre)

 Bu dönemde yazılan romanların büyük bir bölümünde mekân olarak İstanbul dışına çıkılmıştır. Halide Edip'in Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye romanları bir kenara bırakılacak olursa, diğer romanlarının önemli bir bölümünde mekân olarak İstanbul seçilmiştir. İlk romanlarında lüks semtlerde semtlerdeki yaşamla birlikte hayalî olaylara yer verir. Bu dönemde yazdığı eserlerin bazılarında mekân olarak Avrupa şehirleri de göze çarpar. Sinekli Bakkal'dan sonra ise çevreyi kenar mahalleleri ve giderek bütün İstanbul'u içene alacak şekilde genişlettiği görülür.

 Bu dönemde Refik Halit, yurt içinde ve yurt dışında pek çok yere gitmesinden dolayı mekânı en geniş tutan sanatçılardan biri olmuştur. Onun eserlerinde mekân olarak Anadolu, Suriye, Lübnan, Pakistan, Hindistan gibi çevreler yer alır. Hatta iki Bin Yılının Sevgilisi romanında hayal ettiği bir çevreyi mekân olarak seçmiştir.

 Reşat Nuri'nin çocukluğu İzmir, Bursa, Çanakkale gibi Anadolu şehirlerinde geçmiştir. Müfettişlik görevi sırasında da bütün Anadolu'yu şehir şehir, kasaba kasaba dolaşmıştır. Bu sırada görüp duyduklarını da romanlarının ana malzemesi yapmıştır. Romanlarında mekân olarak daha çok insan çevresini, yani seçtiği tiplerin çevresini ele almıştır. Anadolu köy ve kasabalarını gelenek, âdet, zihniyet ve sosyal sorunlarıyla anlatmış, fakat Yakup Kadri'den farklı olarak sefil olarak göstermekten kaçınmıştır.

 Yakup Kadri, romanlarında çok geniş ve çeşitli çevrelere yer vermiştir. Yaban ve Ankara romanlarında çevre Anadolu'dur. Bir Serencam ve Bir sürgün adlı eserlerinde ise çevre olarak Mısır ve Avrupa seçilmiştir. Sanatçı, romanlarında İstanbul'un seçkin ve orta hâili semtlerine de çevre olarak yer vermiştir.

 Millî Edebiyat dönemi romancılarının büyük bir bölümü yaşadıkları zamanı anlatmıştır. Halide Edip, romanlarında kendi yaşadığı zamanı ele almıştır. Sinekli Bakkal romanında biraz tarih havası görülmekle birlikte, bu eser de yazarın çocukluk dönenimdeki zamanı içine alır. Reşat Nuri de bütün romanlarının konusunu, zamanından almış ve çağının sorunlarını irdelemiştir. Onun, zaman olarak bazen on yıllık bir dönemi ele aldığı görülür.

Yakup Kadri için geçmiş ve içinde bulunulan zaman çok önemlidir. O, zamanın değişmesine bağlı olarak insanlarda ve toplumda meydana gelen değişiklikleri yansıtmaya çalışır. Bunu yaparken de tarih, toplum ve geçmişi iç içe vermek ister. Sanatçı, Türk toplumunu, yetmiş beş yıllık tarihi içinde yansıtmak istediğinden, onun romanları "devirler senfonisi" olarak da isimlendirilmiştir. O, her devri, yaşandıktan sonra anlatmayı yeğlemiştir. Olayları kronolojik bir sıra içinde vermiştir. Refik Halit, dönemin diğer sanatçıları gibi genellikle içinde yaşadığı zamanı ele almış, bazı romanlarında kendi anılarını işlemiştir. Birkaç eserindeyse geçmiş tarihi ve uzak geçmişi yaşatmaya çalışmıştır.

   İLGİLİ İÇERİK

11.SINIF MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ HİKAYE VE ROMAN

11.SINIF MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ ÖĞRETİCİ METİNLER SUNUSU

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE HİKÂYE 2

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ ROMANCILARI

MİLLİ EDEBİYAT YAZAR ESER TABLOSU

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ HİKAYECİLERİ

SON EKLENENLER

Üye Girişi