Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

RUS EDEBİYATI

GOGOL

Ukrayna’da orta halli bir çiftçi ailede doğdu. Küçük yaşta şiirler yazdı. Dini eğitim aldı. 1928’de Petersburg’a gitti. Puşkin ile tanıştı. 1831 ’de yazdığı Dikanka yakınlarındaki çiftlikte Akşamlar adlı ilk eserinden sonra kısa sürede ünlendi. 1835’de yazdığı ve eski toprak ağalarının sakin yaşantılarını anlattığı Mirgorod ve arkasından İvan İvanoviç ve İvan Nikiforoviç’le birlikte başarısı arttı. Taraş Bulba’&d ise aile ve vatan sevgisi arasındaki çelişkileri yansıttı. Gogol’un eserlerinin en önemli özelliği, fanteziyi gerçekçi hicivle, mizahı da trajediyle birleştirmedeki ustalığında yatar. Puşkin’in önerisi ile yazmış olduğu Müfettiş ve Ölü Canlar adlı eserleriyle ise, Puşkin ile 19. yüzyılın ikinci yarısı gerçekçi yazarlarını birbirine bağlayan halkayı oluşturdu. Gogol’un edebiyatta yaptığı en önemli yenilik, eleştirel bir akım getirişidir. Mizahi bir eser olan Ölü Canlar, Rus toplumunun düşünsel gelişmesinde çok önemli rol oynadı. Evlenme, Bir Delinin Hatıra Defteri, Palto adlı kitapları da öyle. Halkının onurunu, vicdanını ve ahlaki değerlerini pekiştirmek, Gogol’a göre bir yazarlık misyonuydu. Yazarlığı, insanlığın öğretmenliği, eğiticiliği olarak görürdü.

 

TURGENEV

Oryol kentinde toprak sahibi asilzade bir ailede doğdu. İlköğrenimini evinde gördükten sonra, Önce Moskova Üniversitesi’ne, ardından Petersburg Üniversitesi’ne girdi. Berlin’de yüksek tahsilini tamamladı. Annesinin ölümüyle büyük bir mirasa kondu.

Topraklarındaki bütün köleleri azletti. Memuriyetten çekildi, kendisini tamamıyla edebiyata verdi. Rus yazarları arasında, Batı düşüncesinin en büyük etkileri ilk önce onda görülür. Uzun yıllar Fransa ve Almanya’da yaşamıştı. Yüksek tabakanın avare yaşantısı, kölelerin çektiği ıstıraplı günler, eserlerinde içtenlikle anlatılır. Gerçekçidir. Onun romanları, Rusya’da köleliğin kalkmasında büyük etken olmuş, Rusya’yı Batı’ya yaklaştırmıştır.

Başlıca eserleri; Babalar ve Oğullar, Bozkırda Bir Kral Lear, Bahar Seli, Avcının Notları, Parasızlık, Bekâr Köyde Bir Ay, Devrimden Önce, İlk Aşk, Duman, Ham Toprak, Klara Miliç, Başkasının Ziyafeti, Bir Asilzade Yuvası, Taşrada Bir Gün.

DOSTOYEVSKİ

Rus edebiyatının olduğu kadar, dünya edebiyatının    da en ünlü romancılarmdandır. Moskova’da doğdu. Babası doktordu. Askeri mühendislik okudu. Subay oldu. İlk romanı İnsancıklar ile büyük ün sağladı. Çarlığa karşı çalışan genç ihtilalcilerle işbirliği ettiğinden, önce kurşuna dizilmeye mahkûm oldu. Cezası sonra Sibirya’da kürek mahkûmluğuna çevrildi. Dört yıl Sibirya’da kaldı. Kişiliğini derinden etkileyen epilepsi nöbetlerinin şiddetlendiği zamanlarda en iyi eserlerini yazdığı söylenir. Acıma ve psikoloji, yazılarının iki temel öğesidir. Anormal zihin durumlarıyla    ilgilenirken, modem psikolojinin    buluşlarını,    egzistansiyalist düşünürlerin görüşlerini sezinlemiş gibidir. İnsan ruhunun derinliklerine inen, kişisel iç çatışmaları kolaylıkla yansıtan bir yazardır. Çeşitli halk tiplerini, acı çeken, suçlu insanları anlatmakta eşsiz bir kudreti vardır. Tanrıya inancını kaybetmekle beraber, insanın kendi kendini kurtarabileceğini savunur.

En tanınmış yapıtları: İnsancıklar (1846), Ezilenler (1861), Bir Ölü Evinden Anılar (1862), Ev Sahibesi, Delikanlı, Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ecinniler (1871), Karamazof Kardeşler (1879).

TOLSTOY

Dünya edebiyatının en büyük romancılarından biridir. Tula kentindeki Yasnaya Polyana’da doğdu. Babası kont, annesi prensestir. Küçük yaşta onları kaybedince, Bakımını halası üzerine aldı.l844’de önce Kazan Üniversitesi Doğu Dilleri Fakültesi’ne, sonra da Hukuk Fakültesi’ne yazıldı. Ancak 1847’de kendi kendine çalışma kararı alıp Üniversite’den ayrılarak Yasnaya Polyana’ya döndü. 1951’de askerlik yapmak üzere gittiği Kafkasya’da yoğun olarak edebiyatla uğraştı. 1854-1855’de katıldığı Kırım savaşında tanık olduğu halkının vatanseverliğini ve cesaretini, kendisinin savaş karşıtı duygularını, Rus askerinin karakterini derin bir psikolojik analizle Sevastopol Hikâyeleri’nde dile getirdi. Askerlik sonrası Almanya, Fransa, îsviçre, İtalya ve İngiltere gezileri yaptı. Jean Jacques Rousseau’nun eserlerine hayrandı. Gezi dönüşü, Yasnaya Polyana’da, Rousseau’nun görüşüne uygun olarak örnek bir köy okulu açtı. Sofya adında bir kızla evlendi. Bu evlilikten on üç çocuğu oldu. Hayatın anlamıyla ilgili olarak basit, okumamış bir köylünün ağzından öğrendiği “evrensel sevgi ve kardeşlik”görüşünden hareket ederek kendi öğretisini oluşturdu. Kilise tarafından aforoz edildi. Ömrünün sonunda, karısıyla sürekli geçimsizliğinin son haddini bulduğu bir gün evden kaçtı. Trende yakalandığı zatürre ölümüne sebep oldu.

En ünlü eserleri: Savaş ve Barış (1865), Anna Karenina (1876), İvan îlyiç’in Ölümü (1886), Karanlığın Kudreti (1895), Diriliş (1899), Yaşayan Ölü (1899), Hacı Murat (1901).

ÇEHOV

Rus tiyatro, roman ve hikâye yazarıdır. Çocukluk ve gençlik yıllan bir taşra kenti olan Taganrog’da tekdüze ve sıkıcı geçti. Moskova Tıp Fakültesi’nde okurken ekonomik durumu kötü olduğundan, haftalık dergilere para kazanmak için yazmış olduğu yazılarla başarı kazandı. Uzun yıllar doktorluk yaptı. Gerek aldığı tıp eğitimini, gerek para kazanmak için verdiği özel derslerde edindiği insan ilişkilerindeki tecrübelerini tüm yapıtlarında kullanan, insan psikolojisinin derinliklerini çok iyi bilen bir yazardı. Memurun Ölümü, Şişman ve Sıska, Bukalemun gibi en iyi hikâyelerini henüz gençlik yıllarında yazmıştır. Kahramanları ise hep küçük insanlardı: memurlar, öğrenciler, fakir entelektüeller, köylüler... Yarattığı bu kahramanlarla Rus klasik edebiyatının geleneğini sürdürerek, köle psikolojisinin ve aşağılamanın karşısında yer almış, bu insanlara sadece merhamet değil, onların insanlık onurlarına saygı göstermek için çaba sarf etmiştir. Ellerinden bir şey gelmeyen insanların umutsuzluğunu başarı ile yansıtan ve mutlulukla hüznün karıştığı yapıtları dünyaca sevildi ve tutuldu.

En önemli eserleri; Bozkır, 6 Nolu Koğuş, Korkulu Rüya, Bir Taşralının Hikâyesi, Besleme, Mujikler, Martı, Üç Kız Kardeş, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi.

GORKİ

Gerçek adı Aleksey Maksimoviç Peşkov. Fakir bir ailenin çocuğu olarak Nijniy Novgorod’da doğdu. Öğrenim göremedi, kendi kendini yetiştirdi. Fırıncı çıraklığı, bulaşıkçılık, bekçilik gibi çeşitli işlerde çalıştı. Hayatının bu dönemi,

Çocukluk, Benim Üniversitelerim adlı kitaplarında anlatılır. St. Petersburg’ta Marksistlerle tanıştı. Bu yüzden yapıtları sansür edildi. 1902’de Bilimler Akademisi’ne onur üyesi seçilince, hükümet bu seçimi bozdu. Çehov ve Korelenko bu karan protesto ederek Akademi’den ayrıldılar. 1905 ihtilalinde büyük etkileri oldu. Tutuklanması, dünya ölçüsünde bir olay yarattı. Serbest bırakılınca İtalya’da Capri yarımadasına yerleşti. Daha o yıllarda romanları, hikâyeleri dünya dillerinde yayınlanmıştı. Kısa bir çekimserlikten sonra 1917 sosyalist devrimini destekledi. Eserleri, yeni rejimin sembolleri haline geldi. 1928’de Sovyetler Birliği’ne döndü. Rejimi destekleyen yazılar yazdı. Doğduğu şehre Gorki adı verildi. Romanları, hikâyeleri, oyunlarıyla gerçekçiliğe yeni bir anlam, yeni bir tat getirmiştir. Rus toplumunun sosyalist düzene geçiş sürecini yansıtan yapıtlarıyla tanınır. Romanlarının hemen hepsi dilimizde yayınlanmış, oyunlarının çoğu sahnelerimizde oynanmıştır.

En tanınmış eserleri; Makar Çudra, Bozkırda, Foma Gordeyev, Küçük Burjuvalar, Ana, Ekmeğimi Kazanırken, Artamonovlar, Klim Samgin’in Hayatı, Edebiyat Üzerine, Ayak Takımı Arasında, Çocukluğum, Serçecik, Danko’nunyüreği, Halk Düşmanı, Bosiyaklar.

SOLJENITSIN

Yaşayan en önemli Rus yazarlarından biridir. Henüz ilkokuldayken şiir ve hikâyeler yazıp yazar olmayı hayal ettiği için 1936’da Moskova Edebiyat, Tarih ve Felsefe Enstitüsü’ne kaydoldu. 1945 yılında arkadaşıyla Stalin’i eleştiren konuşmaları yüzünden tutuklanarak sürgüne gönderildi. Yıllarca sürgünlerde yaşadı. 1956’da aklandı. Ama lider Hruşçev’in ölümünden sonra tekrar hedef haline geldi. İvan Denisoviç’in Bir Günü, Matrena’nın Avlusu ve Koçetovka İstasyonu’nunda Bir Olay yazarın ününe ün kattı. 1969’da SSCB Yazarlar Birliği’nden çıkarıldı. Eserleri ülke dışında yayımlandı. 1970’de Nobel edebiyat ödülüne layık görüldü. Totaliter-sosyalist rejimde halkın çektiği trajediyi gösteren Gulag Takım Adaları 1973’de Fransa’da çıktı. 1974’de vatan haini olduğu gerekçesiyle ülkeden kovuldu. Soljenitsin’in eserleri SSCB’de ancak 1989’dan itibaren geniş kapsamlı olarak yayımlanmaya başlandı. 1994’de yazar, ailesi ile birlikte Rusya’ya geri döndü. Memleketine döndükten sonra Kızıl Tekerlek isimli eserini yayımladı.

 

SON EKLENENLER

Üye Girişi