Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ÇANAKKALE 

Söyle Arkadaşım” dedi Anadolulu Mehmet 

Yanı başındaki Anzak erine 

“nereden kopup gelmişsin, 

neden çökmüş bu mahzunluk üzerine?”

 

“DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAN” dedi gencecik Anzak 

“Öyle yazmışlar mezar taşıma, 

doğduğum yerler öylesine uzak, 

örtündüğüm topraksa gurbet bana. ”

“Dert edinme arkadaşım. ” dedi Mehmet

“değil mi ki bizlerle birleşti kaderin,

değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet,

sen de artık bizdensin,

sende bencileyin bir Mehmet”

Çanakkale'de toprağının

üstü cennet altı mezar 

kavga bitmiş mezarlarda 

kaynaş olmuş yiten canlar.

 

“ya sen dedi Mehmet 

oyun çağındaki İngiliz erine,

“yaşın ne senin kardeş

böylesine erken buralarda işin ne?”

“yaşım sonsuza dek onbeş” 

dedi ufak tefek İngiliz eri.

“köyümde askercilik oynar 

coştururdum trampetimle bizimkileri 

derken kadimi cephede buldum 

oyun muydu, gerçek miydi anlamadan 

bir sahici kurşunla vuruldum.

Sustu boynumdaki trampet,

son verildi böylece oyundan bozma işime

Gelibolu’da bana da bir mezar kazıldı

mezar taşıma “ON BEŞİNDE TRAMPETÇİ” yazıldı.

Öyküm de künyem de bundan ibaret

 

Yağmur yağıyordu usul usul toprağa 

gözyaşları düşerek üstüne sanki 

damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa 

sahibini yitiren bir trampet.

 

“ya sizler?” dedi Mehmet 

dünyanın dört Çıtasından 

mezarlar dolusu erlere,

“hangi rüzgâr savurdu sizleri 

bu bilmediğiniz yerlere”

 

Kimi İngiliz’di, Kimi İskoç 

Kimi Fransız’dı, Kimi Senegalli 

Kimi Hintli Kimi Nepalli

Kimi Avustralya’dan Kimi Yeni Zelanda’dan Anzak

gemiler dolusu asker

her biri niye geldiğinden habersiz

Gelibolu’nun oya gibi koylarından sızarak

tırmanmışlardı dağa bayıra

siper siper yara gibi yarılan toprak

mezar olmuştu savaş ardından onlara.

Kiminin burada yattığı sanılır 

kiminin adı bilinse de mezarı bilinmez 

Kiminin de mezar taşında on altı 

on yedi on sekiz yaşında 

Ebedi istirahata çekildiği yazılı.

Çanakkale topraklarında,

her birinin erken biten yaşam öyküsü

eski yazıtlar gibi taşlara böyle kazılı.

“Anlamaz mıyım halinizden kardeşler?” dedi 

adına yazılı taşı bile olmayan asker 

Anadolulu Mehmet:

“ben de yüzyıllarca yaban ellerde 

neyin uğruna bilmeden can vermişim 

kendi yurdum uğruna can vermenin tadına 

İlk kez Çanakkale’de ermişim.

Uğrunda can verdikçe vatandı ancak 

ekip biçtiğim padişah mülkü toprak

değil mi ki sizler alamasanız bile

bu topraklar almış sizi sizleri basmış bağrına

sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale. ”

Çanakkale’de toprağının

üstü cennet altı mezar

Kavga bitmiş mezarlarda

Kaynaş olmuş yiten canlar.

 

Bir garip savaştı Çanakkale Savaşı 

kızıştıkça kızgınlığı dindiren 

ara verildikçe ateşe 

düşmanı kardeşe 

döndüren bir savaştı.

Kıyasıya bir savaştı 

ama saygı üreten bir savaş 

yaklaştıkça birbirine 

karşılıklı siperler 

gönüller de yakınlaştı 

düştükçe vuruşanlar toprağa 

dostlar gibi kaynaştı.

 

Savaş bitti.

Ölenler Çaldı sağlar gitti 

köylü köyüne döndü evli evine

kır çiçekleri geldiler alın alın 

çekilen askerlerin yerine 

yaban gülleri, dağ laleleri, papatyalar, 

kilim Çilim yayıldılar toprağa.

Siper siper

toprağın savaş yaralarını örttüler 

koyunlar koruganları yuva yaptı kendine 

kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine. 

Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle

silah yerine saban tutan elleriyle 

geri aldı savaş alanlarını doğa 

can geldi toprağa silindikçe kan izleri. 

Yeryüzünde cennet oldu öylece 

o cehennem savaş yeri 

şimdi Çanakkale Gelibolu 

bahçe bahçe, ülke ülke 

mezar dolu.

 

Üstü cennet altı mezar 

Çanakkale toprağının 

kavga bitmiş mezarlarda 

kaynaş olmuş yiten canlar.

 

Huzur içinde uyusun 

vuruştukları toprakta 

kavgadan kinden uzakta 

yanyana dostça yatanlar.

KASTAMONU’NUN ÇANAKKALE KAHRAMANLARI, HÜSEYİN AKIN

SON EKLENENLER

Üye Girişi